Sorgu için arama sonuçları: *

lilja 4-ever çok gerçekçi ve hayatın içinden bir kesit gibiydi adeta.. rahatsız ediciliğide burdan geliyor bana göre..

türkiye dublaj konusunda çok çok iyi.. kimi zaman orjinal haline bile tercih ettiğim filmler olmuştur diyebilirim.

dizi geçtiğimiz yaz ayında flash tv de yeniden yayınlandı ve ben yeniden büyük bi keyifle izedim diziyi. dizide bütün oyuncular başlıbaşına bi efsaneydi ama nedense ilk olarak aklıma eskici hüseyin geldi. orjinal bi karakterdi doğrusu en az diğerleri kadar. bu arada papğanın adı maşuktu :)

bugün filme gittim ve beklentilerimi karşılamadı ne yazık ki..

hollywood sinemasının uzakdoğu sinemasına el atmasının beni ne kadar rahatsız ettiğini her fırsatta dile getiriyordum. gelin görün ki benim için çok çok önemli bi film olan pang kardeşlerin "the eye" filmini de hollywood sineması resmen katletmiş. katletmiş diyorum çünkü bugün "the eye" filmine...

filme dün gitme imkanım oldu. çok beğendiğimi söylemeliyim. izlemeyen arkadaşlara şiddetle tavsiye edilir..

kırmızı halının hemen akabinde uyukalmış olmanın derin üzüntüsünü halen daha yaşıyorum. öyle ki uyandığımda kimin ne kadar şık ne kadar rüküş olduğunu bilipte, kimin ne kazandığını bilmemek berbattı. bir gün gecikmeli olarak izlemek aynı tadı vermese de oscar bu sene şaşırtmadı gibi görünüyor.

çok çok az kalldı ve uykusuz bi gece bekler gibi görünüyo. içimde çok kuvvetli bi his var ve bana göre en iyi erkek oyuncu dalında bu gece oscarı Daniel Day-Lewis kucaklayacak. en iyi yönetmen dalında coen kardeşler alırsa -ki öyle görünüyor- çok üzülcem. en iyi orjinal senaryoyu Ratatouille...

"city lights" iyidir.

bilen ve takip eden insanlarla yazışmak zevkli oluyor :)

süper! aynen katılıyorum.. Yasujiro Ozu ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük minimalist sinemacılardan biridir bresson.. "rastgele balthazar" filmi de dikkate alınmalı.

fransız sineması demişken biraz derinlere dalmakta fayda görüyorum. arkadaşlar milat olarak fransız yeni dalga sinemasını ele almışlar. evet dünya sinemasını derinden etkileyen, adeta yönünü değiştiren yeni dalga sinemasına, jean luc godard'a benim de itirazım yok ama ben biraz daha eskiye...

Dario Argento imzalı bir başyapıt. "Suspiria". 1977 yapımı bir film olmasına rağmen izlerken beni hayrete düşüren ender filmlerden biri suspiria. özellikle renklerin bu denli ustalıkla kullanılması inanılmazdı. yönetmenin renk seçimi kırmızı, mavi ve yeşil'in filmin sonlarına doğru...

oo süpermiş gerçekten. umarım alırsın bir an önce.. ve makineme iyi bakıyorum emin olabilirsin :)

az da olsa senaryon hakkında fikir sahibiyim. ulaşabileceğine inanıyorum :)

canon eos400D aldım. makinemle kaynaşma aşamasındayız :) birbirimize alışmaya çalışıyoruz.. makinem diye söylemiyorum ama harika bi şey bu...

ismail hacıoğlunun saçları demek ki bir tek benim dikkatimi çekmemiş. bunu bilmek hoşuma gitti. çünkü ismail hacıoğlu'nun mezar başındaki sahnesinde resmen koptum. resmen şaka gibiydi..filmi hala izlemeyenler varsa lütfen o sahneye dikkat etsinler...

demek ki benim gittiğim gün bi talihsizlik olmuş :) ben de Kenan İmirzalıoğlu'nun bu imajından kurtulduğuna inanıyorum. deli yürekteki imajına çok yakın bir rol olmasına rağmen izlerken bunu hiç hissetmedim. Yavuz Turgul ve Şener Şen, filmi izlemek için çok önemli iki faktör hiç şüphesiz. ama...

tüm bu yorumların için teşekkürler. dikkate alıcam söylediklerini :)

Kabadayı filmini gösterime girdiği ilk günlerde izledim. oyunculuk dediğin gibi üst düzeydeydi. bunun yanısıra filmin senaryo, yönetmenlik ve kurgusunda beni rahatsız eden oturmayan bir takım şeyler vardı. ama yüzeyel bakıldığında keyif ve heyecanla izlenen orta ayar bi filmdi. beni en fazla...