Sıfır Gitar Keyfi :)

Paylaşmak istedim, bir süredir kuzenime gitar bakıyorduk izmir'de bir süre önce çankaya'da girmediğimiz dükkan neredeyse kalmamıştı.

Ne alaka diyeceksiniz dükkanları hatmettiğimiz gün bir ibanez ile fender'in arasında kaldık :) ama bir karar vermedik az daha düşünmek istedi.

Sonra ben ona bütçeyi az daha kasıp RG3XXV'lere bak dedim çünkü distortionlar daha alt gitarlarda iyi güzelde cleanler belli fiyat aralığında bir fender-ibanez çekişmesi yaratmıştı. İbanez'e daha yatkındı, bu modelin manyetikleri marka olunca bunu denemesini söyledim ki benimde bildiğim duyduğum web'dendi, çalmışlığım yok.

Kuzen 3 gün önce gitmiş Zuhal'e (reklam gibi olmasın ama son 2-3 ark./öğrencim ile dükkanları gezdiğimizde sonunda ordan alışverişi tamamlamıştık, nakitteki çok yardımcılar ve hizmet/muhabbet güzel) 3xxv yokmuş ama getireceklerini söylemişler.

Dün getirmişler, bugünde bakmaya gittik ve denedikten sonra aldıkta :) asıl yazma sebebim adamlar karşımızda ambalajı söktüler, pırıl pırıl gitarlar elimi değdirdiğim yerinde parmak izimi görüyordum hatta üstündeki teller bile taze hissettiriyordu :)

Benim sıfır takıntım yok ama bugün bazı insanların neden buna önem verdiğini hatırlamış oldum. Gitar'la ilgili her şey kişiye özel keyif veriyor ve bu bize finansal olarak mantıklı gelmesede karşımızdakinin bu keyifini forum ortamında bile olsa (uslübüyla tavsiye etmek ayrı tabii) baltalamamak önemli.
 
Ben de modelle ilgili bir şeyler söyleyeyim, Dimarzio manyetikli, Maple tuşeli güzel bir gitar. Ben de Ankara'da sık gittiğim bir dükkan sohbet esnasında elime alıp çaldım, o fiyatlarda alınabilecek en güzel hi-gain gitarlardan biri. Sapı gereksiz ince değil, ele oturuyor. 2 Humbucker var fakat 5way switch var, güzel özenilmiş bir model. Güzel gitar seçmişsiniz, renkleri de güzeldir. Güle güle çalsın.
 
Bence de o paraya alınabilecek en iyi gitarlardan biri. Söylenecek bir laf yok. Beyaz ı da çok hoş durabilir sadece. :) Ayrıca ben de yeni gitartaraftarıyım. 2. el kullanılmış gitar bana göre de değil. Sadece sıfırken benim elimde eskirse hoşuma gider.
 
Hangi gitarı aldınız anlamadım am duygularıma tercüman olmuşsun, ben de bu hafta sıfırı 2500+ TL olan gitarımı komik bi fiyata satıyorum ki yerine yarı fiyatına sıfır gitar alayım. Tahminimce elliden fazla gitar değiştirmişimdir, bunların sadece üç tanesi sıfırdı. =) Nokta atışı yapıldığında sıfır gitar almak süper bi durum.
 
Kuzeninize hayırlı olsun. Sıfır gitarın avantajlarını ve çoğunluk tarafından neden tercih edildiğini anlayabiliyorum. Özellikle yeni başlayanların sıfır ve garantili alması bence de oldukça mantıklı. Ben ise üç temel sebepten dolayı sıfır gitar sevemiyorum:

1- Pahalı.
2- Sıfır gitarlarda fretler "kazık" gibi oluyor. Ancak aylarca çalındıktan sonra her perdede doğru dürüst bend ve vibrato yapılabilir hale geliyor.
3- Aldığım gitarın bir şeylerini değiştirme ihtiyacı genelde hissediyorum. Manyetik, potans, kapasitör değiştirme, 2. ton kontrolü ekleme gibi işleri yeni bir gitarda yapmak istemem.
 
1- Pahalı.
2- Sıfır gitarlarda fretler "kazık" gibi oluyor. Ancak aylarca çalındıktan sonra her perdede doğru dürüst bend ve vibrato yapılabilir hale geliyor.
3- Aldığım gitarın bir şeylerini değiştirme ihtiyacı genelde hissediyorum. Manyetik, potans, kapasitör değiştirme, 2. ton kontrolü ekleme gibi işleri yeni bir gitarda yapmak istemem.
+1
 
Kuzeninize hayırlı olsun. Sıfır gitarın avantajlarını ve çoğunluk tarafından neden tercih edildiğini anlayabiliyorum. Özellikle yeni başlayanların sıfır ve garantili alması bence de oldukça mantıklı. Ben ise üç temel sebepten dolayı sıfır gitar sevemiyorum:

1- Pahalı.
2- Sıfır gitarlarda fretler "kazık" gibi oluyor. Ancak aylarca çalındıktan sonra her perdede doğru dürüst bend ve vibrato yapılabilir hale geliyor.
3- Aldığım gitarın bir şeylerini değiştirme ihtiyacı genelde hissediyorum. Manyetik, potans, kapasitör değiştirme, 2. ton kontrolü ekleme gibi işleri yeni bir gitarda yapmak istemem.


Bu maddeler her sıfır gitar için geçerli değil bence.
 
O değil de ikinci el olarak aldığım gitarların nerdeyse hiç birini bi sene tesfiyesiz kullandığım olmamıştır. Özellikle ilk perdeler bildiğin oyuk oluyo. Bi de üstüne özellikle siyah ve sunburst dışındaki renk Fender'lerin acayip sebeplerle sıfırından pahalıya satılması... Her gitar sanki custom shop, hepsinin üretildiği sene en özel Fender'lerin üretildiği sene...
 
O değil de ikinci el olarak aldığım gitarların nerdeyse hiç birini bi sene tesfiyesiz kullandığım olmamıştır. Özellikle ilk perdeler bildiğin oyuk oluyo. Bi de üstüne özellikle siyah ve sunburst dışındaki renk Fender'lerin acayip sebeplerle sıfırından pahalıya satılması... Her gitar sanki custom shop, hepsinin üretildiği sene en özel Fender'lerin üretildiği sene...

Öyle deme yaa. (!) Bizim insanımız
standart ve mexico ların aynı olduğunu bilmedikleri için mexico diyince hemen atlıyorlar :)
 
Bazı sıfır gitarların, gereksiz pahalı olması yönünden, tercih edilmemesi normal.Özellikle hakikaten fenderlerdeki renkten dolayı pahalı olma durumu insanı deli ediyo.Ama istediğim kombinasyonda, el yapıma uyumlu, ağırlığı dengeli, bir gitarı sıfır alıp senelerce kullanmak gibisi de yok bence. Benim uyuz olduğum bir konu da signature gitarlar ın pahalı olması. Gitar kalite ve donanım yönünden çoğu şeyiyle aynı. Ama bi dünya para ödüyosun o heycanı yaşıycam diye, bi de üstüne üstlük herifin bedavaya reklamını yapıyosun.
 
Bazı sıfır gitarların, gereksiz pahalı olması yönünden, tercih edilmemesi normal.Özellikle hakikaten fenderlerdeki renkten dolayı pahalı olma durumu insanı deli ediyo.Ama istediğim kombinasyonda, el yapıma uyumlu, ağırlığı dengeli, bir gitarı sıfır alıp senelerce kullanmak gibisi de yok bence. Benim uyuz olduğum bir konu da signature gitarlar ın pahalı olması. Gitar kalite ve donanım yönünden çoğu şeyiyle aynı. Ama bi dünya para ödüyosun o heycanı yaşıycam diye, bi de üstüne üstlük herifin bedavaya reklamını yapıyosun.

Evet bu konuda ibanez herman li signature gitarın üstüne yoktur sanırım. 2 senedir jp6 kullanıcısıyım ve bir deneyim dedim şu 5 bin liralık aleti, oyuncak gibi geldi anasını sataym. Yine geçen sene rg1550-1570 rg2550-2570, rg3550 ve jem7v denemiştim arka arkaya. 5 bin liralık jemin baz prestij serisi rg1550 den yaklaşık 3500 lira pahalı satılmasına sebep olucak bir fark algılayamamıştım, ha tonu falan daha oturaklıydı ama 3500 liralık değil.
 
Yurtdışı 2-3 forum hep olmasada uzun vadede takip ettim ve fret erime/bitme muhabbetini belki sadece türk forumlarında görüyorum. Aklıma gelen nedenler;

1- tasviye işini bizip luthierler beceremiyor. Belki yeterli hassasiyette törpüleri yok, frete uygun açıyı vermiyorlar (radius) ya da 2 youtube videosu izleyecek sabırları.
2- tasviye işini 1-2 yılda bir eğer düzenli çalınan gitarsa yabancılar yaptırıyor. Deneyimli olanları fret eridikçe erime hızlarının arttığını vurgular biz belki form tutturdu veya pahalı diye aklımıza bile gelmiyor.
3-bizde gitarlar pahalı ve ortaasya'dan çıkamıyoruz. Ucuza gelsin diye bu gitarlara kurşun kıvamı fret demiri kullanıyorlar, ben amerika takip ettiğim için bu muhabbeti orda görmüyorum.
4-marka bakım ürünleri tel/fret temizleme veya limon yağı tarzı şeylere para vermiyoruz uzun vade de gitar elimizde patlıyor. 1-2 haftada bir tel değiştiriyorum diye şikayet eden kim varsa tel temizleyici kullanmanın aklına bile gelmediği ortaya çıkıyor.
5-Gitar çalıyoruz diye kendimizi kandırıyoruz tek yaptığımız komik suratlar yapıp bend yapmak :D
 
Evet bu konuda ibanez herman li signature gitarın üstüne yoktur sanırım. 2 senedir jp6 kullanıcısıyım ve bir deneyim dedim şu 5 bin liralık aleti, oyuncak gibi geldi anasını sataym. Yine geçen sene rg1550-1570 rg2550-2570, rg3550 ve jem7v denemiştim arka arkaya. 5 bin liralık jemin baz prestij serisi rg1550 den yaklaşık 3500 lira pahalı satılmasına sebep olucak bir fark algılayamamıştım, ha tonu falan daha oturaklıydı ama 3500 liralık değil.

Katılıyorum. Herman lee tam dayaklık o ayrı gitarının tipini yakından gördüm güzel ama o fiyata kesinlikle değmez yurtdışında da çok sattığına inanmıyorum.

Herhalde 4-5 model jem çalmışımdır, bir tanesi hatta JEM90HAM'dı bir arkadaşıma ait almanyadan getirmişti ve o zamanın rg'leri daha rahat hissettirince bende şaşırmıştım. Galiba gövde tahtaları biraz daha seçmece o nedenle sustain'eri falan belki 1 gömlek iyi olabiliyor ama profillerini sevmemiştim (jem'lerde de sap profili modelden modele fark edebiliyor).

Hele jem7bsb'yi hiç anlamamıştım, dokununca hissi süperdi ama sap kayganlığı herhalde en düşük gitardır çaldığım. Tabii michael angelo'nun yardırdığı bir video'su var o gitarla büyük konuşmayayım ama yok yani o bile aldırtmaz o gitarı bana :)

Enteresan olan ama Satriani dinlemeyipte yığınla js serisi gitar alan adam varmış okuduğum kadarıyla :)
 
Sıfır gitar keyfi çokca yaşabilen bir olay değil. Mağazadan açılmamış kutulusunu isteiyorsunuz inatla teşhirdekini veriyorlar. Yurtdışında teşhirdeki gitarlar indirimli satılıyor. Bizde valla elimizde birtek bu var denip zorla satılmaya çalışılıyor.
 
Yurtdışı 2-3 forum hep olmasada uzun vadede takip ettim ve fret erime/bitme muhabbetini belki sadece türk forumlarında görüyorum. Aklıma gelen nedenler;

1- tasviye işini bizip luthierler beceremiyor. Belki yeterli hassasiyette törpüleri yok, frete uygun açıyı vermiyorlar (radius) ya da 2 youtube videosu izleyecek sabırları.
2- tasviye işini 1-2 yılda bir eğer düzenli çalınan gitarsa yabancılar yaptırıyor. Deneyimli olanları fret eridikçe erime hızlarının arttığını vurgular biz belki form tutturdu veya pahalı diye aklımıza bile gelmiyor.
3-bizde gitarlar pahalı ve ortaasya'dan çıkamıyoruz. Ucuza gelsin diye bu gitarlara kurşun kıvamı fret demiri kullanıyorlar, ben amerika takip ettiğim için bu muhabbeti orda görmüyorum.
4-marka bakım ürünleri tel/fret temizleme veya limon yağı tarzı şeylere para vermiyoruz uzun vade de gitar elimizde patlıyor. 1-2 haftada bir tel değiştiriyorum diye şikayet eden kim varsa tel temizleyici kullanmanın aklına bile gelmediği ortaya çıkıyor.
5-Gitar çalıyoruz diye kendimizi kandırıyoruz tek yaptığımız komik suratlar yapıp bend yapmak :D

Hocam tasviye ve tesfiye farklı şeyler yalnız. "Tasviye" ya da "tasfiye", "tasvip"den türemiştir, "tesviye"yse "sevi" kökünden. :) Onun dışında söylediklerinize katılıyorum. Geçen birinden 11 yaşında bi akustik gitar aldım, bir kez bile ustaya gösterilmemiş, cilası çatlamış, aksam paslanmış, sapla tellerin arasına kolum girer... Sap ayarı yapıldı, eşik indirildi ama artık ağaç bile kendinden geçmiş bi yere kadar düzledik sapı, low action yapılması imkansız. Şu var, Amerika'da fret değiştirme işlemi çok sık ve keyfi yapılan bi şey, bizdeyse ölmedikçe iş görür diye son dakkaya kadar bekleme alışkanlığı var. Halbuki fret değiştirmek gitarın orjinalliğini bozmaz, doğal bi işlemdir, teller gibi perdeler de zamanla eskir ve değiştirilir.
 
Paylaşmak istedim, bir süredir kuzenime gitar bakıyorduk izmir'de bir süre önce çankaya'da girmediğimiz dükkan neredeyse kalmamıştı.

Ne alaka diyeceksiniz dükkanları hatmettiğimiz gün bir ibanez ile fender'in arasında kaldık :) ama bir karar vermedik az daha düşünmek istedi.

Sonra ben ona bütçeyi az daha kasıp RG3XXV'lere bak dedim çünkü distortionlar daha alt gitarlarda iyi güzelde cleanler belli fiyat aralığında bir fender-ibanez çekişmesi yaratmıştı. İbanez'e daha yatkındı, bu modelin manyetikleri marka olunca bunu denemesini söyledim ki benimde bildiğim duyduğum web'dendi, çalmışlığım yok.

Kuzen 3 gün önce gitmiş Zuhal'e (reklam gibi olmasın ama son 2-3 ark./öğrencim ile dükkanları gezdiğimizde sonunda ordan alışverişi tamamlamıştık, nakitteki çok yardımcılar ve hizmet/muhabbet güzel) 3xxv yokmuş ama getireceklerini söylemişler.

Dün getirmişler, bugünde bakmaya gittik ve denedikten sonra aldıkta :) asıl yazma sebebim adamlar karşımızda ambalajı söktüler, pırıl pırıl gitarlar elimi değdirdiğim yerinde parmak izimi görüyordum hatta üstündeki teller bile taze hissettiriyordu :)

Benim sıfır takıntım yok ama bugün bazı insanların neden buna önem verdiğini hatırlamış oldum. Gitar'la ilgili her şey kişiye özel keyif veriyor ve bu bize finansal olarak mantıklı gelmesede karşımızdakinin bu keyifini forum ortamında bile olsa (uslübüyla tavsiye etmek ayrı tabii) baltalamamak önemli.

Güle güle kullanması dileğiyle:) Evet 0 gitar gerçekten ayrı bir güzel, gitarın taptaze olması vs.. Ama çabuk geçiyor o aşama. Yani anlık zevk gibi, özellikle gitarla geçirilen zamanı düşününce. O mükemmel görünümdeki gitarda zamanla ışık çizikleri olur, hele ki ilk olmaya başladıklarında sanki derin cila çizikleri gibi göze batmaya başlar. Metal aksamlarda zamanla boyalar atar vs vs. 3-4 ay içerisinde o canım gibi sevdiğin 0 gitar, herhangi bir 2.el gitara döner. Satmak istediğinde ise o kadar zarar edersinki. 0 aldığına pişman olursun.


Benim 4 tane gitarım oldu hayatımda

B.C.rich bronze warlock(2.el, görmeden aldım)
İbanez MTM-2(0, görmeden aldım)
LTD mh 1000 fr(0, görmeden aldım)
Charvel DST-1 (0, görmeden aldım)

Hiçbir gitarımı görüpte almamanın verdiği handikapı yaşıyorum. Son birkaç senedir teknik sorunlarda ustalaştım ve bakınca anlıyorum gitarın neresinde hangi sorun var, o yüzden görmmeden almam artık asla. Kafamda "final gitar" olabilmeye çok yakın bi alet var ama, 2.ele düşmedi henüz, düştüğü vakit yapışacağım, görmeden de almayacağım, uslandım artık:D
 
Hocam tasviye ve tesfiye farklı şeyler yalnız. "Tasviye" ya da "tasfiye", "tasvip"den türemiştir, "tesviye"yse "sevi" kökünden. :) Onun dışında söylediklerinize katılıyorum. Geçen birinden 11 yaşında bi akustik gitar aldım, bir kez bile ustaya gösterilmemiş, cilası çatlamış, aksam paslanmış, sapla tellerin arasına kolum girer... Sap ayarı yapıldı, eşik indirildi ama artık ağaç bile kendinden geçmiş bi yere kadar düzledik sapı, low action yapılması imkansız. Şu var, Amerika'da fret değiştirme işlemi çok sık ve keyfi yapılan bi şey, bizdeyse ölmedikçe iş görür diye son dakkaya kadar bekleme alışkanlığı var. Halbuki fret değiştirmek gitarın orjinalliğini bozmaz, doğal bi işlemdir, teller gibi perdeler de zamanla eskir ve değiştirilir.

teşekkürler :) ya aslında bizde işçilikte yarıyarıya civarında ucuz galiba amerika/avrupaya göre. Parasını hatırlamıyorum ama boston'da bir atölyeye arkadaşın gitarı için gittiğimizi ve sırf truss-rod ayarı için bana uçuk gelen bir para istendiği hatırlıyorum. Başka şeylerde yapılmıştı gitar süper geri döndü ama benim harcamadığım bir para içime oturmuştu :)
 
Güle güle kullanması dileğiyle:) Evet 0 gitar gerçekten ayrı bir güzel, gitarın taptaze olması vs.. Ama çabuk geçiyor o aşama. Yani anlık zevk gibi, özellikle gitarla geçirilen zamanı düşününce. O mükemmel görünümdeki gitarda zamanla ışık çizikleri olur, hele ki ilk olmaya başladıklarında sanki derin cila çizikleri gibi göze batmaya başlar. Metal aksamlarda zamanla boyalar atar vs vs. 3-4 ay içerisinde o canım gibi sevdiğin 0 gitar, herhangi bir 2.el gitara döner. Satmak istediğinde ise o kadar zarar edersinki. 0 aldığına pişman olursun.

Yazıdığınız sorunların aslında hepsine çözüm bulmuşlar dışarıda ama bizim mağazalarda yok. Mesela kılcal çizikleri (hatta ufak ezilmeleri) bir tür cilalı bezle tümden halledebiliyorlar, tremolo'da boya fırınlıyorlar (fırında uyduruk ev fırını)...ama onun haricinde eskitenin kim arafından yapıldığı fark yaratıyor, yani ben çarptım ben eskittim benim gitarım hissi kalıyor hele eller alışınca. Kadın gibi bir şey yani (çarpma kısmı hariç tabii :) ) :D
 
Geri
Üst