Gibson Ve Fender'in Gitar Dünyasında Devleşmesi

Hemen hemen her gitarist elektro gitar çalmaya başlarken en iyisi nedir, ne değildir diye ister istemez bakar gitarlara. İlk ulaştığı sonuç fender ve gibson olur genelde. Kendi açımdan konuşacak olursam, bir defa fender denedim.. gibson deneme fırsatım olmadı ama fender strat özellikle görüntüsüne kasa yapısına alışamadım. Tamam strat- superstrat kasa gıtarlar çaldım ama fenderin o klasık strat kasası hep bir itici gelmiştir. Şimdi yavaş yavaş telecasterlara ilgim artıyor diyebilirim. Gibsona gelince, çok pahalı gitarlar olduğundan insanda ilk başta sanki ulaşılması güç kalitedeymiş gibi geliyor. Oyle olmadıgını bılıyoruz. Sap konusunda karakteristık olarak kalın sap oldugunu bılıyorum. Bu açıkcası hiçte ergonomik degil bana göre. Gelelim asıl mevzuya. Gitar ve elektro gitarın az çok tarihçesini biliyoruz bu adamların öncülüğünüde biliyoruz. Ağaç kaliteleri, öncü olmaları dışında. Fenderin ve gibsonın bu denli sevilmesi ve ülkemizde ve dünyada iyi gitaristlerin signature boyundurugu altın kalmadan kullandıkları gıtarlar genelde bu markalar. Bu gitarları seçmelerinin, kullanmalarının sebebi nedir? Başka markaların gerek görüntü gerek ses ve ton olarak bu gıtarlardan daha iyi gitarlar üretemiyorlar mı ? Nedir bu fender ve gibson çılgınlıgı ? Mesela neckthru bi telecaster (ben gormedım belkı vardır) olsa 24 perde olsa karakteristiği mi gider ? Bence tadından yenmez :)
 
İlk ulaştığı sonuç Fender ve Gibson oluyor, çünkü bu empoze ediliyor ve çok geniş fiyat aralığında çeşitli gitarları var. Gibson zaten Les Paul kasayı ilk bulan kişi. Ne demişler, ilk bulan parsayı toplar. Strat tipi de değişmiyor, çünkü bu sayede satış yapıyorlar. İnsan gözünün alıştığını arar. Bu işler tamamen ticari işler. Bir şey tuttuysa değiştirmeyeceksin, gerekirse yeni ürün çıkartacaksın ama eskiyi de kollayacaksın.

Aslında kalın C olmadığı sürece gitar çalabilen hepsinde çalar diye düşünüyorum. Çok ince sap her zaman tondan, sustainden yer götürür. Öncelikle 24 perde olmaz, olursa; o güzelim sap tonları uçar. Neck-thru bir telecaster olursa twang tonları gider, olayı zaten 4-bolt on. Bu yüzden snappy tonlara sahip. Fenderlerin en büyük problemi sap profilinde, senelerdir 9,5" de diretiyorlar. Bu sebeple gönlüm her zaman G&L'den yanadır.
 
Mesela neckthru bi telecaster (ben gormedım belkı vardır) olsa 24 perde olsa karakteristiği mi gider ? Bence tadından yenmez :)
24 perde olduğunda sap manyetiği olması gerekenden biraz daha geriye konumlandırılmak zorunda kalınıyor. Netice itibariyle karakteri etkileniyor.

Fenderin ve gibsonın bu denli sevilmesi ve ülkemizde ve dünyada iyi gitaristlerin signature boyundurugu altın kalmadan kullandıkları gıtarlar genelde bu markalar. Bu gitarları seçmelerinin, kullanmalarının sebebi nedir? Başka markaların gerek görüntü gerek ses ve ton olarak bu gıtarlardan daha iyi gitarlar üretemiyorlar mı ?
Ben usa telecaster kullanıyorum. ergonomik açıdan bu zamana kadar edindiğim ve denedğim farklı markalarla karşılaştırırsam sonuç net; bildiğin odun, resmen kereste :)
tecrübeleriniz sonunda ulaşacağınız nokta "ergonomi" değildir belki :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
tecrübeleriniz sonunda ulaşacağınız nokta "ergonomi" değildir belki
evet olabilir.. ama çalınabilirlik.. daha dogrusu çalınmaya teşviklik en başta kullandıgımız ekıpmandan gecıyor. Yanı kötü bi amfi ile ne kadar çalası gelırki insanın.. yada kötü bir gıtar ile... benim merakım hala giderilmiş degıl açıkcası ve işin içinden "o gitarın tonu süper, sustaini süper vs " deyip çıkasımda yok acıkcası :)
 
evet olabilir.. ama çalınabilirlik.. daha dogrusu çalınmaya teşviklik en başta kullandıgımız ekıpmandan gecıyor. Yanı kötü bi amfi ile ne kadar çalası gelırki insanın.. yada kötü bir gıtar ile... benim merakım hala giderilmiş degıl açıkcası ve işin içinden "o gitarın tonu süper, sustaini süper vs " deyip çıkasımda yok acıkcası :)
dediğim gibi çalınabilirlik sizin alışkanlıklarınızla alakalı. Düşünüldüğü bibi Süreç daha ergonomiğe çalınması kolaya doğru gitmiyor. yarım yüzyıldır. Eric clapton , jeff beck çok ergonomik çalınası kolay gitarlar kullanmıyor. Ya da Paul Gilbert ın şu an kullandığı fireman ile önceki signature gitarlarını karşılaştırdığınızda da onu görüyorsunuz. Ritchie Kötzen Yıllarca İbanez kullandı, hızlı ve teknik ötesi bir gitarist olmasına rağmen artık Telecaster kullanıyor. sesi ve tonu sizin gitarla kurduğunuz uyuma da bağlı. Üflesen ses çıkaran bir aktif devreli ibaneze göre daha kalın pena kullanarak ses çıkarabilmek için hayli abanmam gerekiyor. 15 ten sonraki perdelere ulaşmak tam bir işkence. Ama bundan çıkan bir clean tınıyı, Bluesy tonları hiçbir ibanezden jacksondan vb.. alamadım
 
Son düzenleme:
Bu gitarları seçmelerinin, kullanmalarının sebebi nedir? Başka markaların gerek görüntü gerek ses ve ton olarak bu gıtarlardan daha iyi gitarlar üretemiyorlar mı ? Nedir bu fender ve gibson çılgınlıgı ? Mesela neckthru bi telecaster (ben gormedım belkı vardır) olsa 24 perde olsa karakteristiği mi gider ? Bence tadından yenmez :)

Müzikal olarak doğduğumuzdan beri dinlediklerimiz, beste veya doğaçlamalarda nasıl bizi etkiliyorsa gitar tonu da aynı şekilde etkiler. Vintage tutkunluğunun ardında birebir x dönemin tonlarına ulaşma çabası vardır, güzel veya kötü ton der dururuz ama güzel ve kötüyü bu ilişki ile kurarız.

Bak mesela djent bir akım oldu, bana muting öğreten öğretmenimin "yapma" dediği sesten gelir djent ismi :) ve sırf bu ses için manyetik firmaları tasarımlar yapıyor/pazarlıyor...40 yıl öncesinin Fender'i bu tınıyı çıkartamaz, yani 40 yıl sonra birisi bu tonu aradığında vintage fikri çok farklı olacak günümüze kıyasla :)

Birde mesela PRS custom 24 gibi gitarlar var, çok versatil ve doğru ekipmanla gayet country/blues güzel tınlıyor kabul gördü ki deli paralara millet kıyıp alıyor. Vintage spec. değil ama tınısı güzel ve o tını yer etti gitar tarihine.

E tarihten geliyorsa madem Fender Gibson temelleri oturttu ve bugüne güçlü geldiler, bu bir seçim nedeni olarak gayet yeterli. Ben çocukluk saydığım yıllarda ibanez almıştım sevdiğim gitaristler kullanıyor diye, bugün bu sebep tekbaşına pek mantıklı gelmiyor ama kendime bakıyorum bu yaşımda hala shred seviyorum belkide çocukluğumda aldığım referans o kadarda mantıksız değildi...irdelemek güzel tabii ama bu seçimlerde ciddi duygusallıkta oluyor, deneme yanılma ve olgunlaşma da cabası yani başkasının doğrusuna pek uymamak gerek bir yandan.
 
Telecaster denen gitar ergonomik olarak fazla bir şey vaadetmiyor ancak o d dönem ergonomisi yüzünden olay Stratocaster'a dönmüş. Gitarı biraz yüksek konumlandırıp çalanlar, gitarın üst tarafının göğüslerine baskı yaptığını söyleyince Leo Fender'de şu anda da kullanılan Strat kasasını geliştirmiş (contour body) ki çoğu kişiye göre de bir ergonomi harikası.
Peki neden hala Strat'mış, Les Paul'muş insanlar koştuyor? Analog pedal ve lambalı amfi peşinde neden koşturuyorsa ondan :)
 
Audiophile olan insanlar sayesinde devleştiler. Evet analog, lambalı peşinde koşanlarında nedeni budur. Oysa nice insanların sevdiği ama bu dediklerinizin hiçbirini kullanmayan tonla müzisyen de var. Bu iş ticari olay. Kalite, yüksek standart e tabi bedeli ve reklamı. Bunlar işletmeciliğin temellleridir. Sonrada insanların beynine işliyolar Gibson Fender gerisini s... gibi sloganlar duyuyoruz.:D
 
Bir fenderi ve gibson ı herhangi bir şarkı dinlerken ayırt edebilirsin çoğu zaman. Bu muhteşem bir konu başlığı olmuş hakikaten ben de merak eder dururum. bütün sorduğun soruları. Sanırım kendine has apaçık belli tonları ve sevilen gitaristlerin imajlarıyla bütünleşmeleri bir etki yaratıyor.
 
Hemen hemen her gitarist elektro gitar çalmaya başlarken en iyisi nedir, ne değildir diye ister istemez bakar gitarlara. İlk ulaştığı sonuç fender ve gibson olur genelde. Kendi açımdan konuşacak olursam, bir defa fender denedim.. gibson deneme fırsatım olmadı ama fender strat özellikle görüntüsüne kasa yapısına alışamadım. Tamam strat- superstrat kasa gıtarlar çaldım ama fenderin o klasık strat kasası hep bir itici gelmiştir. Şimdi yavaş yavaş telecasterlara ilgim artıyor diyebilirim. Gibsona gelince, çok pahalı gitarlar olduğundan insanda ilk başta sanki ulaşılması güç kalitedeymiş gibi geliyor. Oyle olmadıgını bılıyoruz. Sap konusunda karakteristık olarak kalın sap oldugunu bılıyorum. Bu açıkcası hiçte ergonomik degil bana göre. Gelelim asıl mevzuya. Gitar ve elektro gitarın az çok tarihçesini biliyoruz bu adamların öncülüğünüde biliyoruz. Ağaç kaliteleri, öncü olmaları dışında. Fenderin ve gibsonın bu denli sevilmesi ve ülkemizde ve dünyada iyi gitaristlerin signature boyundurugu altın kalmadan kullandıkları gıtarlar genelde bu markalar. Bu gitarları seçmelerinin, kullanmalarının sebebi nedir? Başka markaların gerek görüntü gerek ses ve ton olarak bu gıtarlardan daha iyi gitarlar üretemiyorlar mı ? Nedir bu fender ve gibson çılgınlıgı ? Mesela neckthru bi telecaster (ben gormedım belkı vardır) olsa 24 perde olsa karakteristiği mi gider ? Bence tadından yenmez :)
Durust olmak gerekirse gitarlarda denenmemis konfigurasyon kaldigina inanmak pek guc... Burada dillendirilmis veya dillendirilmemis, aklin alabilecegi en ucuk gitarlardan bile en az bir tane yapilmistir...
Neckthru strat veya tele isteyin, yetmesin bunlari 7 telli 30 perdeli isteyin parasini odemeye hazirsaniz yaparlar. Forumlarda yadirgayan laf yetistiren cikar ama Custom Shop atelyesinde sadece siparis gectiginiz icin memnuniyet duyarlar. Fender ve Gibson luthierlik anlaminda en iyi degiller, hic olmadilar ama onlari tek(el)lestiren hasa ve kella ki yaptiklari uretim olsun, tam tersine yaptiklari orijinal tasarim ve bunun dogal sonucu olan fikri mulkiyet haklari...Kalan gitarlar hala onlarin farkli varyantlari... Suhr'un daha iyi cila yapmasi, daha iyi komponentler kullanmasi, hemen herkesten once fretleri CNC ile duzeltmeye baslamis olmasi ve hatta bir coklarina gore Fender'den daha iyi gitarlar yapmasi onu Fender yapmaz.

Bu resmin Turkiye'de bir turlu netlesmemesi bizim fikir haklari ve tasarim ile ilgili guduk goruslerimizden ve hatta dupeduz ahlak eksikligimizden. Tasarim para odenebilir, vakit ayirabilir bir sey degildir bu memlekette hala. Acaba calmasi bu kadar rahat oldugu icin mi, kim bilir...
 
Gibson ve Fender'in yeri hiçbir zaman değişmeyecek. Bunun sebebi çok basit, kısaca anlatmaya çalışayım. Özellikle 60'lı ve 70'li yıllara baktığımızda, o zamanın popüler müziklerini icra eden, ve çok geniş kitlelere hitap eden gitaristlerin %90'ı bu markaları kullanmış. Daha doğrusu, bu marka gitarların ürettikleri sesler, "endüstri standardı" halini almış. Bu gitarların tonları referans olarak kabul edilmiş.
İnsanlar bir enstrüman çalmaya başlarken, idolleri, kendilerine örnek aldıkları, çalımlarını beğendikleri müzisyenler olur. İster istemez, o idollerin tonlarını da almak ister insan. Ben Clapton, Beck, Gilmour, Hendrix veya Malmsteen tonu istiyorum diyen amatör müzisyenler doğal olarak, o tonların çıktığı Fender gitarları talep ediyorlar. Benzer durum Gibson için de geçerli tabi. Bu referans, bu standart bir kere oturdu ve değişmesi imkansız.
Bu büyük firmalara dikkat ederseniz, bu durumu farketmişler ve sürekli 1959 reissue, 1960 reissue vb. (neredeyse her yılı kopyalayacaklar), o dönem ürettikleri gitar ve amfilerin benzerlerini üretip satmaya çalışıyorlar. Ayrıca dikkat edin, Clapton'ın 3000 dolarlık custom shop stratını alamayanlar için, aynı görünümlü bir çok farklı fiyatta strat gitar da satıyorlar. Hiçbir gelir grubunu es geçmiyorlar :)
Biraz yaşı ilerlemiş, tecrübesi artmış, gitarı çalmış insanlar yavaş yavaş, Fender ve Gibson kalitesinde (hatta bazen daha kaliteli) üretim yapan ve bu firmaların en popüler gitar modellerini kendilerine göre bir ölçüde yeniden yorumlayan (ama o referans tonları koruyan) butik gitar firmalarına yöneliyorlar. Gitara ilk başlayan insanlarda bu durumu görmek çok mümkün değil bu sebeple Fender ve Gibson sürekli burada olacak.
 
Son düzenleme:
Fender ve Gibson dev değil, OBEZ bence:) Her önüne geleni yuttu herifler.
Bence tasarımları artık çok zayıf kalıyor her iki firmanın da. Fender Stratlarda o neck heel halen yerinde duruyor. Les Paul'ün dertlerini forumlarda say say bitireiyorlar. Ağırlığı mı dersin, üst notalara erişim mi dersin, akort sorunu, potansiyel sap kırıkları... bitmek bilmez:)
Ama GÜVENLİ ALAN diye bir şey var hayatta. Bence pek çoğumuz için bu markalar o alanı temsil ediyor. O alandan çıkmak cesaret istiyor. İnsanın butik gitara yatırım yapması, ya da kendine has bir gitar siparişi vermesi her şeyden önce bir arayış meselesi. Arayış da öncelikle cesaret meselesi.
 
Geri
Üst