Dostoyevski

daha fazla kitablarini okudukca dahada cok sevmeye basladim bu adamin yazma seklini..her kitabinda (yani benim okuduklarimda) her zaman biraz kendi yasamindan birseyler sokmus icine..mesela...suc ve ceza da alkolik..dostojevskide alkolikdi..oyuncu yada kumarcida...dostojevskide kumarciydi...vs..vs...
yazdiklari seyler bir yandan basit yani anlayabilecek yada düsüncelerini takip edebilecek bir sekilde yazilmis bir yandanda insanin pisikoljisini cok iyi anlatmis...aslinda bazen dostojevskinin kitablarinda yazmi düsünceleri bizimde kafamizda olmuyor mu?..oluyorda yazmiyoruz...yada yazamiyoruz düsüncelerimizi sözler ile zor ifade ediyoruz ve bence bunu dostojevski kitablarinda cok iyi yapmis.
 
vallahi bir çok kitabını okudum ama suç ve ceza'yı tek geçerim..belkide onun ilk okuduğum kitabı olduğu içindir.ama okumamak kültür eksikliği diyebilirim anlatımı çok akıcı
 
dostoyevski'nin eserlerindeki psikolojik çözümlemeleri başka bir yazarda en azında rus edebiyatında bulmak çok zordur bana göre.kişilerin iç dünyalarını yaşayabilmemizi sağlar dostoyevski ve bunu kolay bir dille anlatır herkes anlayabilsin diye.ve dostoyevski'nin büyük bir yazar ve insan çözümleyici olamsı 'insancıklar'daki genç pakrovski'nin hastalığı ve ölümüyle başlar.
-----------------------------------------------------------------------------------------
kim kendini daha çok kandırabilirse,o herkesten daha mutlu yaşar!F.M. Dostoyevski
 
rus edebiyatına ilgimi arttıran tek yazar, diğerleri pek sarmadı açıkçası.
suç ve ceza
karamazov kardeşler
kumarbaz
okunması gereken kitaplarından, insanın içinde bulunacağı psiklojik durumu ve bu durumun nasıl dışa yansıyacağını çok iyi anlatan bir yazar. okurken gerçekten dünya başka bir boyut kazanıyor/dünyaya kazandırıyor
 
Okuduğum Rus yazarlarının hepsi aynı konulardan aynı tarzda bahsediyormuş gibi geliyor.İnsanların genel özellikleri,düşünüş şekilleri,psikolojileri..v.s.Eksik olan bir şeyler var ama.Ya da benim alışkın olmamdan dolayı duyduğum bir eksiklik.Evet tüm romanların pek de içaçıcı olamyan bir belirsizlikle bitmesinden hoşlanmıyorum.Tabi bu benim sorunum.:)
 
ama gerçek hayatta da kesin bir sonuca çok az varabiliyorsun ki bir olayın ardından... dahası yaşam devam ediyor oluyor hala...
bana kalırsa adamın yazıları o kadar yaşar gibi ki, bitmemesi gerekiyor... bitince böyle apışıp kalıveriyorsun işte kitabın kapağını kapatıp... bu kadar mıydı yani..? yani sadece bir kitap mıydın sen şimdi..??
 
blmmk demiş ki:
Okuduğum Rus yazarlarının hepsi aynı konulardan aynı tarzda bahsediyormuş gibi geliyor.İnsanların genel özellikleri,düşünüş şekilleri,psikolojileri..v.s.Eksik olan bir şeyler var ama.Ya da benim alışkın olmamdan dolayı duyduğum bir eksiklik.Evet tüm romanların pek de içaçıcı olamyan bir belirsizlikle bitmesinden hoşlanmıyorum.Tabi bu benim sorunum.:)
demek ki yeterince rus edebiyatı okumamışsın ki konularının aynı tarzda olduğunu söyleyebiliyorsun.
İnsanların genel özelliklerinin aynı olması çok normal çünkü rus insanları birbirine benzer.tıpkı türklerin de birbirine benzer yanlarının,davranış biçimlerinin olması gibi.
günümüzde okuduğumuz rus edebiyatı klasiktir ve aşağı yukarı aynı dönemlerde yazılmıştır bu eserler.rusyanın 18. ve 19. yüzyılları kitaplarda bahsi geçen insanlar ve genel olarak halk için pek iç açıcı değildir!romanların ve hikâyelerin de konularının,gidişatının ve elbette sonunun iç açıcı olmaması normaldir.
 
"Beyaz Geceler" diyor ve çekiliyorum.. Sanki bendim kitabın içindeki..



(değiştirme: bak sen artise, beyaz geceler diyip çekiliyomuş, kendisini bulmuşmuş.. bu arada "insancıklar"ı da sıkıştırayım araya..)
 
bütün klasikler evrensel konulardan bahseder tabii ki,savaş,aşk,ölümvesaire.bu nedenle rus edebiyatını bırakalım,fransız ya da ingiliz edebiyatının klasikleri arasında da doğal olarak konu benzerliği vardır.önemli olan yazarlarının bunları ele alış biçimidir ki,dostoyevskinin diğer rus yazarlara benzediğini düşünmek mümkün değildir,
karakter psikolojileri bir çok yazarın yaptığından daha derinlemesine ele alınmıştır mesela ya da karakterler yine farklı olarak sayfalarca konuşur,özeleştirilerini yaparlar,olaylar bütün ayrıntılarıyla verilmeye çalışılır.dostoyevski bir rus yazarıdır ama klasikler arasında ayrı bir yeri vardır,
olmalıdır.
 
Kitap Okuma Alışkanlıgım olmamasına ragmen 'mo' nickli arkadasım bana illa okutturdu ;) başladım bakalım yorumlara dikkat etmedim bilerek içeriğini bilmeyelim :)
 
Hem okuma alışkanlığı hem de dost kazandım bile ;)

Sağolasın dostum...Bu kadar yorucu işin arasında bunu da sıkıştırabilirsem benden kralı yok....
 
yorucu iş dediğin ne var ki?hem okuma öyle araya sıkıştırılacak bir şey değil bak.dostoyevski müziğini de etkileyebilir mi acaba?çok merak ettim şimdi,beklemek ve görmek lazım ;)
 
Nietzsche ve dostoyevski iki süper adamdır..zatende yakınmıslar :) suc ve ceza aslında daha cok vicdan azabından bahseder ama bundan bahseder ama deyinen olmamış pek..benim okudugum ceviri kötüydü..ama param olunca daha iyi bi ceviri alacagım..gercekten okuduktan sonra insanları degstireblen bi kitap cok fazla etkileyici..
 
HornyDevil demiş ki:
benim okudugum ceviri kötüydü..ama param olunca daha iyi bi ceviri alacagım..gercekten okuduktan sonra insanları degstireblen bi kitap cok fazla etkileyici..

nihal yalaza taluy,ergin altay,ataol behramoğlu rusça çeviri konusundaki en iyi isimlerdir.özellikle bu isimlerin rusçaya çevirdiği veya kitabın girişinde "rusça aslından çevrilmiştir" yazan yayınları tercih etmenizi tavsiye ederim.bunlar haricindeki eserler genellikle diğer dillerden türkçeye çevrildiği için kaybolmalar,bozulmalar oluyor.
 
Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği anlaşılmayı güçleştirecek ölçüde yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından silinmiştir. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
blmmk demiş ki:
Okuduğum Rus yazarlarının hepsi aynı konulardan aynı tarzda bahsediyormuş gibi geliyor.İnsanların genel özellikleri,düşünüş şekilleri,psikolojileri..v.s.Eksik olan bir şeyler var ama.Ya da benim alışkın olmamdan dolayı duyduğum bir eksiklik.Evet tüm romanların pek de içaçıcı olamyan bir belirsizlikle bitmesinden hoşlanmıyorum.Tabi bu benim sorunum.:)
Devrim öncesi Rus yazarlarının ele aldığı konularda ve bakış açılarında bir paralellik vardır doğru.Ne var ki dahi şeytan bu yoruma uymaz.Onun topluma bakış açısı Tolstoy'dan da Gorki'den de döneminin tüm yazarlarından da çok farklıdır.Zaten fikirleri çelişkilerle,açmazlarla doludur.Bu insana bakışına da yansır.O eşi bulunmaz karakterleri de bu sayede yaratabilir zaten.Bir Stavrogin'e ya da Raskolnikov'a benzeyen ana karakterlere başka hiçbir romancıda rastlayamazsın.Tabi bunun farkına varabilmek için derine inmen,okumaya kendini vermen gerek.Okumuş olmak için okursan bunun ayrımına varamazsın.
 
silent_guitar demiş ki:
HornyDevil demiş ki:
benim okudugum ceviri kötüydü..ama param olunca daha iyi bi ceviri alacagım..gercekten okuduktan sonra insanları degstireblen bi kitap cok fazla etkileyici..

nihal yalaza taluy,ergin altay,ataol behramoğlu rusça çeviri konusundaki en iyi isimlerdir.özellikle bu isimlerin rusçaya çevirdiği veya kitabın girişinde "rusça aslından çevrilmiştir" yazan yayınları tercih etmenizi tavsiye ederim.bunlar haricindeki eserler genellikle diğer dillerden türkçeye çevrildiği için kaybolmalar,bozulmalar oluyor.
+1
Bir de Hasan Ali Ediz vardır ki bilgisi ve çeviri yeteneğiyle bu üç isimden de öndedir.
 
Geri
Üst