John Maynard Keynes ve Keynesyen ekonomi

5 haziran 1883 dogumludur.eski rus balerin/dansci/aktris lydia lopokova ile evlenmistir.1942 yilinda tilton baronu olmus, lordlar kamarasinda liberallerin tarafinda yer almistir.1946 yilinin paskalya gunu kalp krizinden vefat etmistir.(bkz: yari tanri)

john kenneth galbraith'in kuşku çağı isimli kitabında anlattığına göre, 1905 yılında cambridge'i bitirdiğinde memuriyet sınavına girmiş, ancak ekonomi dalında başarısız bulunmuştur. sonraları keynes şöyle buyurmuştur haklı olarak:"sınavı düzenleyenler herhalde benden az ekonomi biliyorlardı"

iktisada structural method'la yaklaşan teorisi tüm dünyayı etkileyen 1929 great depression dan kurtulmak için kullanılan ancak 1970 lerde milton friedman öncülüğünde ortaya çıkan ve iktisat bilimine reduced-form metodolojisi ile yaklaşan monetarist ler tarafından ekonomiye at gölükleriyle baktığı düşünülüp eleştirilen iktisatçı.(bkz: islm)

ingiliz iktisatçı. sosyalizm'le kapitalizm'in arasında bir yere kondurmaya uğraştığı refah politikalarını geliştirmiştir ki daha sonra bu karşımıza "üçüncü yol" saçmalığı şeklinde çıkar. bununla birlikte bu politikaların ii.dünya savaşı sonrasında avrupa ülkeleri'nin restorasyonlarında çok faydalı olmuştur.

"sendikalar, bir zamanların bastırılmış garipleri, şimdinin kışkırtılmış zalimleri olarak, bencil çıkarları bastırılması gereken kurumlardır."

gece gece okudugum a tract of monetary reform (1923) kitabindan alintilari ilen beni ingilizce kullanmaktaki ve de sinif analizi yapmaktaki dehasi nedeniyle sasirtan ekonomist kisilik, ingiliz beyefendisi.bahsi gecen kitapta, 1920'lerde baskin olan quantity theory of money' e karsi tezler gelistirmeye calisir, ve en onemlisi de deflasyon ve enflasyonun ne gibi arazlara yol acacagidir ekonomide. 1920'lerdeki fiyat enflasyonunun fiyat mekanizmasinin reel olan degiskenleri de etkileyecegini gosterdigini savunur. bunu ilk once ekonomideki siniflari tasarruf yapan kesim ve girisimciler olarak ayirarak yapar, ki enflasyondan son grup onceden alinan borclarin reel faizlerinin dusmesi ve de uretim ve tuketim arasindaki zaman farkini somurerek yararlanir. ima edilen varsayim ekonomide bir grubun normalde almasi gerekenden daha cok kar aldiginda ekonomideki dengenin bozulacagidir. bakiniz dinliyelim girisimcilerin normalden fazla kar edinmesi nelere neden olurmus:'to the consumer the business man's exceptional profits appear as the cause (instead of consequence) of the hated rise of prices. amidst the rapid fluctuations of his fortunes he himself loses his conservative instincts, and beins to think more of the large gains of the moment than of the lesser, but permanent, profits of normal business. the welfare of his enterprise in the relatively distant feature weighs less with him than before, and thoughts are excited of a quick fortune and clearing out. his excessive gains have come to him unsought and without fault or design on his part, but once acquired he does not lightly surrender them, and will struggle to retain his booty... no man of spirit will consent to remain poor if he believes his betters to have gained their goods by lucky gambling. to convert the business man into the profiteer is to strike a blow art capitalism, because it destroys the psychological equilibrium which permits the perpetuance of unequal rewards.' (aktaran: vicarelli (1984), keynes: the instability of capitalism)bilhassa sondan birinci cumle pek hos aman da pek hos...

ölmeden önce yeterince şarap içemediği için yakınan, cambridge mezunu ünlü ekonomist. döneminde ingiliz sosyetesinin en önde gelen isimlerinden olmuştur. devletin ekonomiye müdahalesini savunarak liberalleri başta kızdırsa da yetmişlere kadar fikri geçerliliğini sürdürmüştür.

(bkz: liet kynes)

"piyasalar esnek değildir. bu yüzden tam istihdam oluşmaz! ve bu yüzden piyasalar istikrarsızdır! ve bu yüzden devlet müdehalesi gereklidir. "kısaca keynes bööle bişii... kendisi her zaman liberal parti üyesi olagelmiştir.

ingiliz burjuvazisinin krizden en az zararla çıkmasını sağlamak için kasmış ve bu kasması başarıyla sonuçlanmış kişidir. savaş sonrası birleşmiş milletler konferansıda(bretton woodstaki) ingilterenin temsilciliğini yapmıştır. abd nin yeni hegemonya taleplerine karşı ingiliz hegemonyasının devamlılığına dair talepleri dile getirmiştir. abd ingiltere sömürgelerinin sona ermesini talep ederken keynes ingiliz sömürgelerinin devamlılığını talep etmiştir. bazı kişiler keynesi sosyalist olarak tanımlarlar. fakat john abimizin sosyalizmle, komünizmle uzaktan yakından alakası yoktur. özel mülkiyetle hiç bir derdi yoktur örneğin. sömürgecilik onun için olması gereken meşru bir durumdur.. tam anlamıyla kapitalist bir teorisyendir.

john maynard keynes (1883-1946), 1929 krizinden sonra görüşleri yaygınlık kazanmaya başlamıştır. aslen ingilizdir. ekonomi dünyasında "klasik okul"a getirdiği sert eleştirilerle tanınır. kapitalizme getirdiği bu eleştiriler kapitalizmi yıkmak amaçlı değil, aksine kapitalizmin eksikliklerini giderme amaçlıdır.(bkz: kapitalizm) (bkz: iki sene sonra gelen edit)

sorunlara getirdiği çözümlerin ve haliyle de analizlerinin tamamı "kısa dönem"de geçerli olan, kısa dönem iktisatçısı. zaten teorilerinin tümü kısa dönem varsayımıyla yazılmış olup, "kısa dönemde hede hödö artışı etkisiyle..." gibisinden giriş cümleleri yumağıdır.bunu yanında sezarın hakkını sezara verelim, iktisatta daha öncesinde söylenmeyenleri, düşünülmeyenleri kabul ettirmiştir, önemli açılımlar kazandırmıştır. büyük iktisatçıdır. ama hiç bi şekilde insansever, toplumun refahını önemseyen bir sosyal iktisatçı değildir. toplumun refahını karların artış hızının düşmemesi için önemser. aynı zamanda oryantalisttir. kapitalisttir. dürüst olmak gerekirse, hiç de sütten çıknmış ak kaşık değildir. ama tüm iktisat 1.sınıf öğrencilerine göre keynes süper adamdır, inanılmaz kamu refahını düşünür zannedilir, ama ne mal olduğunu sonradan anlaşılır.29 bunalımından sonra beynelmilel kabul gören keynesyen politikalar, sanayileşmiş ülkelerde (dikkat çekerim sadece sanayileşmiş ülkelerde deniliyor) 70'lere kadar inanılmaz büyüme rakamları ve rafah artışı görülmesine neden olmuş, keynes için bu sürede her şey iyi gitmiştir. fakat bu yıllarda, oluşan stagflasyon ortamını ve petrol krizini hiç bi şekilde açıklayamayan keynesyen genel teorinin pek de o kadar mükemmel olmadığı ortaya çıkar. konuyla ilgili olarak kendisine, neden bu olayı öngöremediği sorulduğu vakit ise, bu kadar uzun yaşayacağımı nerden bileyim ben, gibisinden bir cevap vererek ne kadar büyük bi iktisatçı olduğunu kanıtlamıştır. söylenildiği gibi, analizleri kısa dönemlidir, uzun dönemde geçerliliklerini yitirirler.

bir baska ismiyle lord keynes. kendisi borsadan zengin oldugu kadar, birinci dunya savasi sonrasinda almanyayla yapilan anlasmanin kosullari muzakere edilirken, taraflardan birinin lehine duzeltme yapmak icin rusvet olarak bir tablo almasi; russel ve shawla beraber savas karsiti hareketin onde gelen isimlerinden biriyken en yakin arkadasi savasa gitmek icin ondan para istediginde cikarip vermesi gibi ozellikleriyle de taninir. istatistik bilimini de pek sallamayan lord keynes butun zaaflarina karsin insanin ekonomik dengeden daha onemli olabilecegini savunmasiyla takdire sayan bir kisiliktir.

(bkz: maynard james keenan)

amcam ne kadar iyi ekonomi bildiğini kanıtlamak için borsada oynamış ve manyak paralar kazanmış, takdir ettim.

iktisat bilimin en önemli şahsiyetlerinden birisidir. özgün teoriler koymuş, 30 muhteşem yıl olarak adlandırılan 1970 öncesinin mimarıdır. çok yönlü bir kişiliği vardır, hem tiyatro işletmiş hem de ingiltere merkez bankası başkanı olmuştur. matematiksel olasılık üzerine yazdığı tez bertrand russell'ın deyişiyle "ne kadar övülse azdır".bloomsbury içinde lakabı pozzo'dur. kanımca iktisatın bir numarasıdır, ardından ricardo gelir.

ortaya attigi her teoriyi 'hmm tamam bundan da iyi sinav sorusu cikar' seklinde dusundugunu tahmin ettigim sevimsiz iktisadi kisilik

laissez faire kapitalizmi yerine müdaheleci plancı bir kapitalist sistemin teorisini oluşturan amca

daha kendisi hayatta iken etkin olan ender iktisatcilardan keynes 1883'te dogmustur. keynes 'in babasi da iktisatci idi. cambridge 'den mezun olan annesi ise bu sehirde belediye baskanligi yapiyordu. anne ve babasi tarafindan titizlikle yetistirilen keynes, ogrenimini cambridge 'de yaparken ayni zamanda ingiltere'nin en meshur gazetesi olan ve 33 yıl çalıştığı economic jurnal 'in bas yazarligini da yapmaktaydi. * cambridge'den mezun olduktan sonra, oraya hoca olarak atanan keynes, ogretim uyeliginin yani sira, hukumetin hazine orgutunde gorevdeyken ayni zamanda da yukarida adi gecen gazetenin bas mudurlugunu de uzerine almisti. bu gazetenin yalniz ingiltere'de degil, butun dunyada da une ulasmasinin da en buyuk sebebi keynes olmustur. butun bunlarin yani sira, sigorta kumpanyalarinda yonetici, is adami olmus, fakat gene de iktisat biliminden bir parca olsun kopmamistir. 1913 'te hindistan para ve mali isler komitesine uye olmustur. buradaki calismalariyla ve ozellikle kuramsal fikirleri, uygulamali fikirlerle bagdastirmak suretiyle buldugu cozum yollari ile kendi degerini ortaya koymustur. birinci dunya savasinda keynes, ingiltere'nin hazine bakanligina goreve cagrilmis ve savas sonunda yapilan baris konferansina ingiliz delegesi olarak katilmistir. bu konferansta hukumetinin resmi tutumunu begenmeyerek savunmak istememis, gurultulu bir bicimde istifa ederek 1920'de yeniden cambridge'e donerek orada gorev almistir. davranisini hakli gostermek icin "barisin ekonomik sonuclari" adli kehanetlerle dolu bir kitap yayinlamis, almayan'dan tamirat borclarinin odenmesinin beklemenin kendi dusuncesine gore nicin olanaksiz oldugunu aciklamis, bunun akamete ugrayacagini daha o yillarda haber vermis, "bu kosullar yenilmis almaya'yi altindan kalkamayacak agirlikta bir tazminat kulfetine sokmustur" diyerek avrupanin ekonomik gelismesinde almayan'nin hizla kalkinmasinin onemimni isaret etmis ve magluba odetilmek istenen tamir borclari bedelinin transferinin mumkun olamayacagini belirterek, almanya'ya karsi daha ilimli bir politika izlenmesini onermistir. kitabi buyuk tepki ve elestirilere yolacmasina karsin, savas sonunda avrupa ekonomik duzeninin bozulmasi, keynes'i goruslerinde yuzdeyuz hakli cikarmis, ikinci dunya savasi sonundaki anlasmalarin ekonomik kisimlarinda keynes'in fikirlerinden buyuk olcude yararlanilmistir. 1925 yilinda "para reformu" isminde bir kitap yayinlayarak bunda "barbarligin eski bir kalintisi" olan "altin fetisizm" ile alay etmistir. buna neden ingiltere'nin parasini yeniden altin temeline baglamak hususunda aldigi karar olmustur. fiyatlarin istikrarini, para istikrarina feda eden altin esasi sisteminin depresyonu arttiracagini, ihracat mallarina calisan endustri kollarinda issizlige neden olacagini ve banka sisteminde altin rezervi eksikligi meydana gelecegini aciklayarak curuklugunu gostermistir. 1931 de yayinladigi "para uzerine inceleme" adli kitabinda bu dusuncelerini gelistirip, kamu kurumlarinin ekonominin ihtiyaclarindaki degisiklige uyarak degerini degistirebileceklerini esnek bir paranin onculugunu yapmistir. * 1936 'da temel eseri olan "genel teori"sini yayinlamistir. 1919 'daki can sikici olaylarin nedeni ile o zamana kadar resmi cevrelerin disinda tutulan keynes, 1936 'dan sonra buyuk britanya 'nin resmi iktisatcisi olmustur. ingiltere bankasinin genel yardimciligina getirilen ve kendisine lord unvani verilen keynes, 1943'de ingiliz hukumeti hesabina paralarin uluslararasi istikrarini saglamak icin bir tasari hazirlamakla gorevlendirilmistir. keynes plani adini ala bu tasari, karsiti olan amerikan "white plani" ile birlikte 1944'te bretton-woods konferansinin calismalarina temel olusturmustur. tartismalar sonucunda yapilan anlasmalara keynes plani genis bir bicimde esin kaynagi olmus, uluslararasi para fonu (imf) nun ve imar ve kalkinma bankasinin kurulmasina karar verilmistir. keynes 1946 'da olurken, arkasinda su eserleri birakmistir. - istihdam, faiz ve paranin genel teorisi "genel teori" - hint parasi ve maliyesi - barisin iktisadi sonuclari - para reformu uzerine - refaha goturen yol

birinci dünya savaşı sonunda paris konferansıyla varılan anlaşmanın hiçbir şeyin çözümü olmadığını yalnızca yeni bir savaşa gidecek gerilimleri hazırlayacağını söylemiş ancak sözü dinlenmemiş insan.son yirmi yılda ülkemizde de uygulanmaya çalışılan "zorunlu tasarruf" yöntemini ikinci dünya savaşı sırasında ingiliz hükümetinin para toplayabimesi için ortaya atmıştır ancak bu yöntem savaş vergileri vb. gibi klasik yöntemlerin yanında bir fantazi gibi kalmış, tam olarak uygulanmamıştır.

john maynard keynes ingiliz bir iktisatçıdır. 1936 yılında yayınladığı "istihdam, para ve faizin genel teorisi" (the general theory of employment, money and interest) adlı kitabı ile iktisatçıların dikkatini neoklasik iktisadın dışında makro ekonomiye ağırlık veren bir yöne kaydırmıştır. söyledikleri en başta mantıklı görünse de, 1970'lerden sonra meydana gelen sorunları yeterince açıklayamamıştır.

ricardo,mill,marshall,hume ve diger bircok iktisatci gibi,iktisat ogrencilerinin cok kisa bir zaman icinde derin nefretini kazanan,okulun bitmesine yakin bu nefretin sanki hayranliga donusur gibi oldugu,iktisat kitaplari konu dizinlerindeki konularin yarisindan cogunun "sahibi" olan iktisatci.

iktisat bölümünün her senesinin her dersinin ortalama %70 inde karşımıza çıkabilecek bir iktisatçıdır.gözümüzü açtık bu adamın ismini duyduk desem yeridir.ayrıca gaydir.

okulu bitirdikten sonra mezarı başında içmeye söz verdiğim (fakat bi türlü nasip olmayan) adam. ricardo da yancı yazılabilir...

1929 dünya ekonomik buhranina getirdiği radikal, devletçi çözümlerle meşhur olan, ancak bir süre sonra teorisi eleştirilen ve nihayetinde yıkılan homoseksüelliği tescilli iktisatçı..

(bkz: uzun vadede hepimiz ölüyüz)

top olmasina ragmen 40'indan sonra evlenmistir (bi kadinla).

teorisi, samuelson ve surekasi tarafindan alinip maymun edilmek suretiyle ders kitaplarina sokulmus, iyiden iyiye ehlilestirilmis muhim iktisatci.. yirminci yuzyilin bu alandaki en etkili ismi

iktisat biliminin, uğrunda yalaka olduğu adam.olmasaymış üniversitelerde iktisat eğitimi 1 dönem olacaktı.geri kalan 7 dönemde beden eğitimi falan olurdu heralde.

klasiklerin uzun dönemde tam istihdamı savunmalarına karşın keynes'in onlara cevaben "uzun dönemde hepimiz ölmüş olacağız" demesi muhteşemdir..

john neville keynesin oğlu ve bloomsbury sanat grubuyla bir süre takılmış iktisatçıdır kendisi. great depressiona giren amerikanın tedavisini neoklasik iktisatı elinin tersiyle iterek yepyeni bir yaklaşımla üstlenmiştir ve bu tedavide başarılı olmuştur. şu kocaman iktisat tarihinde hastası olduğum iktisatçılardandır, "beğenmiyorsan, kendi teorini kendin yaz" mottosu ve gözlem gücünü birleştirerek çözümü yakalamıştır. onun gibi 10 tane daha olsa çok daha renkli bir iktisadi düşünce tarihi olurdu. renkten bahsedince thorstein veblen gibilerininde oldukça çok olmasını dilerdim iktisat tarihinde.

(bkz: keynes)

i am as gay as keynes şeklinde deyim içinde kullanılanır

(bkz: lydia lopokova)

büyük bilim adamı ve uygulayıcı olmasına rağmen sanattan da anlayan nadir kişilerdendir. bertrand russel ve virginia woolf'un yakın ahbabı olan bohem kişilik

keynes figuru, iktisadi analiz tarihi'nin en onemli kose taslarindan biridir.keynes'in analizinde yola ciktigi ana varsayimlari siralarsak:- likidite tuzagi- esnek olmayan 'yatirimin faiz esnekligi'- nominal ucret/fiyat katiligikeynes'in analitik catisinin ana direklerinden ilki paranin servet stogu olmasi uzerinedir. keynes'in bir diger onemli onermesi ise efektif talep darligidir. buna gore, neoklasik iktisat okulunun aksine keynes, efektif talebin tam istihdam duzeyini karsilamak zorunda olmadiginin altini cizer. burada keynes'in soylemek istedigi aslinda bir ekonominin tam istihdam duzeyinde olmasa bile dengeye ulasabilecegidir.bugun iktisatcilar arasindaki yaygin dusunce, keynesyen iktisat'in guncel ekonomik problemleri aciklama yetisinden uzak oldugu yonundedir. savunulan bir diger dusunce ise keynes'in onermelerinin bugun icin gecerliligini kaybettigi uzerinedir; ancak "bir ekonomik sistem tam istihdam duzeyindeki bir dengeye kendi basina ulasamaz" hipotezi hala onemini korumaktadir.kanimca, keynesyen iktisat'in ana problemi kendi analitik catisi altinda barinmaktadir. bu problem oncelikle, makro duzeyde onerilen modelin mikroekonomik temellerinin olmamasindan kaynaklanmaktadir. bu baglamda keynesyen iktisat, bireysel karar sureclerine iliskin problemlerin ustesinden gelebilmek icin neoklasik iktisat okulu'nun mikro temellerinden ayri bir mikroekonomik temel kurmalidir. bu temellerin kurulabilmesi icin oncelikle neoklasik okulun "rasyonellik" olarak adlandirilan postulatinin yeniden tanimlanmasi gerekmektedir. cunku keynes'in dengesizlik yaklasimi oz itibariyle statik bir karaktere sahiptir ve bu baglamda "rasyonellik" postulatiyla ortusmektedir; halbuki boylesine bir paralellik, yaklasimin ozune aykiridir.diger yandan, keynesyen belirsizlik ilkesi'nin kendi ozune uygun bir beklenti ve zaman analizine sahip olmamasi analizin kapsamini statik bir cati icinde sinirlandirmaktadir.sonuc olarak, denilebilir ki bir iktisatcinin mikro duzeydeki analizlerinde neoklasik yaklasimi, makro duzeydekilerinde ise keynesyen yaklasimi benimsemesi oldukca tuhaf bir tutumdur.

askerde temel eğitimi bitirip kuralarımızı çektikten sonra, sırf boş kalmayalım diye 44 kişi bahçede yaprak toplarken aklıma gelen ve çok haketmese de biraz küfrettiğim iktisatçı.

marjinal iktisatçılardandır. ama bu marjinallik neo-klasik okuldaki marjinallik veya başka birşey değildir.homoseksüel olması o dönemde yeterince marjinal olmasını sağlamıştır herhalde.

borsada alış satış kararlarını yatağındayken alan havari. iktisatçılar borsada başarılı olamaz iddiasını çürüten akademisyen. bir diğeri için (bkz: david ricardo) 1929 buhranında portföyü yok oldu, mali kayıplardan ötürü net servetinin dörtte üçünü kaybetti. ama inatla hisse senetlerini elinde tuttu, portföyüne yenilerini ekledi. 1946'da öldüğü zaman net serveti 411.000 sterline ulaşmıştı. o zamana kadar finansal iktisatçı olarak sadece ricardo bu kadar yüksek bir servete sahip olabilmişti.

keynes der ki şu 3'lü hayatınızdan hiç çıkmaya:aşk+sanat+bilgi peşindeki entellektüel maceralarkaynak: piyasadaki keynes'e başlangıç kitabı

tam adı john maynard keynes olan 1883 doğumlu 1946 ölümlü ingiliz ekonomist. lassez faire prensibine karşıdır. teorilerinin liberalizm ve sosyal demokrasi üzerinde derin etkileri vardır.

bretton woods anlasmasi sebebiyle hayatinin uktesini edinen unlu ekonomist.

literatürde maliye politikası konularını ilk kez işleyen iktisatçı

keynesgil politikları ilk uygulayan ülke abd olmuştur. roosvelt'in new deal politikaları yani... ancak new deal kitaba bakılarak hazırlanmış bir politika değildir. tamemen deneme yanılma üzerine kuruludur. ama sonuçlar keynes'le uyuşmuştur.

kamu harcamaları toplam talebin doğrudan bir unsurudur diyen,tüketim gelire bağlı olarak artar veya azalır hipotezini ortaya atarak çok doğru bir tanımda bulunan,devlete ekonomik bir yaşam içinde önemli bir görev veren ingiliz iktisatcı.devlet müdahalesine yer vermeyen laissez faire(bırakınız yapsınlar) sistemi yerine piyasaya devlet müdahalesinin gerekli olduğunu savunmuştur.

buyuk buhrandan kurtulabilmek icin kenyesin maliye politkasi adi altinda halkin hizmetine sundugu, su meshur "cukur kazdirip sonra doldurtmak" seklindeki bos durma bosa calis yontemleri uygulanmistir. o donem icin istihdam yaratma adina bir miktar basarili da olmustur. bir de likidite sorunu vardir ki o da ayri bir sorundur.

(bkz: keynesian compromise)

bircok buyuk iktisatci gibi homoseksuel olan kisi. (ekonomi hocamiz soylemisti bunu)

yasamasaydi,bircok ders kitabimin sayfa sayisini yariya indirebilecek bir sahsiyetti...iktisatci...

gurunun iddialarina gore yemek yemesini bilmeyen, sakalinda pilav taneleri, biyiginda ayran iziyle dolasan pis bir insanmis kendisi, ben soyleyenin yalancisiyim (bkz: smiley koyasim var)

ismet özel'in nefret ettiği insan.

marks vakasında da olduğu gibi..hakim iktisat ideolojisini eleştiride yanlış ve kusurlu bir atıftır. aşmamız gereken birincil mesele şudur: kapitalizmin karşısına devleti koyamazsınız. böyle bir karşıtlığın a priori kabûlü çözümlemelerimizi kusurlu kılacaktır. bu yüzdendir ki keynesgil iktisat, neoklasikler tarafından önce istisnaî vaka (exceptional case) olarak mas edilen (absorbe), keynesgil siyasi tasarıların sıçtığı 70'lerin ertesinde (kapitalizmin altın çağının sonlarında yani) ise gene aynı kurumsal yapının (neoklasiklerden bahsediyorum) tükürerek bünyesinden ihraç ettiği bir kuramdan başkaca bir öneme haiz olamamıştır. matematik etkisiz (nötr) bir alet kutusu değildir. iktisat ancak matematiğin yöntembilimsel olarak dizgesel bir şekilde kullanılmaya başlanmasından sonradır ki saltık newtongil neticelere isnad edebilmiştir. matematiğin bir "alet kutusu" olarak dönüştürü tesirini yadsımak ise ancak ideolojik ve biraz da şahsi çıkarların gözetildiği (profesyonelleşme) bir tavra işaret eder. çıkış yolu iktisadın yöntembilimsel bağlamının, matematiğin ancak kısıtlı ölçüde kullanıldığı insanbilime (antropoloji) atıfla yeniden inşa edilmesiyle bulunacaktır. marks değil,, keynes değil,, peki kim?(bkz: thorstein veblen)(bkz: karl polanyi)(bkz: fernand braudel)

(bkz: #8693515)(bkz: john maynard keynes ten nefretimin yirmi sebebi)

kapitalizmin kurtaricisi olarak goruldugunden dolayi yasayan en buyuk turk sairi olan ismet ozel in nefretini kazanmis ingiliz iktisatci. ingiltere nin ikinci dunya savasi sonrasinda dunya sisteminde edindigi yer -amerikanin ozel kopekligi- de keynes tarafindan tayin edilmisti. hatta ingiltere 49. eyalet mi olacak diye soruldugunda nerede biz de o sans dedigi rivayet edilir. ayni donemin taninmis iktisatcisi schumpeter in yogun elestirilerine muhatap olmustur. fakat o sistemin resmi iktisatcisi, kapitalizmin karaoglani olmayi basarmisti.

robert heilbroner'in "marx, çökmeye mahkum kapitalizm'in teknik ressamıydı. keynes* ise yaşayabilecek kapitalizm'in mimarı olmak üzere yol aldı" şeklinde tanımladığı kişi.

anlattıkları kısaca socialism embedded in capitalism yani kapitalizmin içine gömülmüş sosyalizm' şeklinde açıklanabilen iktisat adamı.

şu meşhur "uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız" sözünün ardında keynes'in belirsizlik tanımı yatmaktadır. keynesgil belirsizliğe göre bir şeyi ya bilebiliriz yada bilemeyiz. eğer bir vaka hesaplanabilir olasılık içeriyorsa bu bizim için belirsiz değildir. eğer herhangi bir vakaya hesaplanabilir olasılık atfedemiyorsak bunun gayet basit tek bir izahı vardır: bilemeyiz!açalım.keynes'e göre, mesela, bir zar atıldığında ne geleceği belirsiz değildir; keynes'e "hacı ben şimdi bu zarı atacağım, ne gelecek bilebilir misin?" diye soracak olursanız,, "bilirim:1, 2, 3, 4, 5, 6. işte bunlardan biri gelecektir." diye yanıt verecektir size. "peki sence yirmi sene sonra buğday fiyatları ne düzeyde olacak?" diye soracak olursanız:"ne bileyim ulan müneccim miyim ben? bu kadar uzun vadeye ilişkin bildiğim tek şey şu ki hepimiz ölmüş olacağız.." diye yanıt verecektir. yani keynes'e göre belirsiz olan, bilinmeyenden farklı değildir.sormak istiyorum öyleyse ne farkı var bunun neoklasik iktisatın belirsizlik anlayışından??keynes'in katkısı şu oldu:risk'i belirsizlik'ten ayırdı. ve risk tanımından yola çıkarak "beklentiler"i iktisadi öğretiye taşıdı. bunun nihaî iki çıkarımı ise şu oldu:1- para önemli bir iktisadî belirleyiciliğe sahiptir (neoklasikler paraya hiçbir belirleyicilik atfetmeyen para-miktar kuramını çözümlemelerine mihenk taşı olarak koyarlar).2- etkin talebi harekete geçirecek yegane unsur devlet müdahalesidir. nitekim neoklasik iktisat ders kitaplarında malî politikalara keynesgil politikalar denmektedir (neoklasikler için aslî olan piyasanın kendi içsel dinamikleridir).peki bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak? misal,, açın bir uluslararası iktisat kitabı. açtınız mı? hah. konu:açık ekonomilerde iktisadi politikalar. okuyalım bakalım..1- sabit kur rejimi:grafik falan. faiz hadleri gelir düzeyi falan filan. çiz çiz çiz. ok çıkar falan filan. sonuç:* sermaye kusursuz düzeyde hareketsizse devlet müdahalesi bir boka yaramaz. fakat sermaye kusursuz düzeyde hareketli ise süfer yarar: devlet harcamaları faiz hadlerini yükseltir => dışarıdan ülkeye sermaye akışı olur => para haddinden fazla değerlendiği merkez bankası para basar => piyasalar rahatlar.* para politikası hiçbir koşulda bir boka yaramaz.2- esnek kur rejimi: grafik falan. faiz hadleri gelir düzeyi falan filan. çiz çiz çiz. ok çıkar falan filan. sonuç:* sermaye kusursuz düzeyde hareketsizse devlet müdahalesi süfer işe yarar: devlet harcamaları paranın değer kaybetmesine sebep olur => ihracat artar ithalat düşer => piyasalar rahatlar.sermaye kusursuz düzeyde hareketli ise devlet müdahalesi bi boka yaramaz.* sermaye kusursuz düzeyde hareketsizse para politikası süfer işe yarar: merkez bankası para basar paranın değeri düşer => ihracat artar ithalat düşer => piyasalar rahatlar. çok güzel. bunları biliyorsanız sınavdan en az elli puanı garantilediniz. fakat biz ne yaptık şimdi? ne demek bütün bunlar? adam bize resmen bir şey anlatmaya çalışıyor: birinci durumda: bak güzel kardeşim böyle döviz kurunu sabit falan tutuyorsun hiç hoşuma gitmiyor bunlar benim. illa tutacağım mı diyorsun? o da olur. ama açacaksın kapılarını ardına kadar bana müsaade edeceksin benim sermaye biraz dolaşacak senin ülkende faiz falan süper kar elde etcem. valla bak gördüğün gibi eğer kapıları kapatırsan bir bok olmuyor.ikinci durumda:kardeş sen benim sermayeye kapılarını kapadıysan şöyle biraz harcama falan yap ki ben eskiden bir liraya bir kilo buğday alırken şimdi iki kilo buğday alabileyim. yada aç kapılarını benim sermayeye ardına kadar. hah. yükselt faizleri yükselt yükselt. oooh oh süfersin. bunu beğenmediysen biraz para bas? her türlü ben eskiden bir liraya bir kilo buğday alırken şimdi iki kilo buğday alabileyim. bak ama anımsatmak isterim ki kapıları ne kadar açarsan ben o kadar rahat girer çıkarım girerim çıkarım girerim çıkarım ooh oh.başka yolu yok valla. aha matematik. aha grafikler. aha oklar falan böyle artistik artistik. bilim ulan bu biliiim!! sen bilime karşı mı çıkıyorsun yoksa??işte keynes'in getirdiği katkı budur: tam bir tamamlayıcı (complementary) işlevsellik!yok efendim süfer rakipmişler de,, yok efendim keynes şöyle karizmatik laf sokuşturmuş da.. eski bir türk büyüğümüzün de dediği gibi:- (elinin tersiyle) hadi ordan! hadi! hadi!!uzun vade meselesine dönecek olursak.. bu keynes'in uzun vadeden anladığı kesinlikle (bkz: longue duree) falan değildir. çok çok yirmi sene falandır.ayrıca keynes piyasaların şu yada bu şekilde dengeye geleceği üzerine kurmuştur öğretisini. bu bağlamda da neoklasik iktisattan zerre farkı yoktur.

john maynard keynes; klasik ekole yönelttiği eleştirilerle keynes devrimi yaratarak iktisat bilimine büyük katkılarda bulunmuştur. klasik ekolde belirsizlik yoktur. herhangi bir nedenle bozulan dengenin, tekrar dengeye yöneltici piyasa güçleri, bir görünmez el tarafından tekrar sağlanacağını iddia edilir. keynes ekonominin dengeye doğru giden dalgalanmalar göstermeyeceğini, gösterse bile bunun çok uzun vadede olacağını ve istikrarsızlıkları engellemek için devletin politika araçları kullanması gerektiğini söyler. özellikle eksik istihdam dengesinin yaşandığı, yetersiz talebin dünya çapında durgunluk yarattığı 1929 buhranı bunun bir örneğidir. klasiklerin iddiası olan her arz kendi talebini yaratır, istisnai bir durumda gerçekleşebilmektedir. talep arttırıcı politikalarla ekonomide tam istihdam düzeyinde bir dengenin sağlanmasına çalışılmalıdır.klasik ekolün tasarruf yatırım eşitliği iddiası her zaman gerçekleşmez. klasiklerde para mallar arasında bir örtüden ibarettir. fakat keynes belirsizliğin yarattığı sorunları engellemek için kişilerin ellerinde para tutacaklarını söylemiştir. tasarrufun yatırıma dönüşmesini, eşit olmasını sağlayan bir mekanizma yoktur. faiz tutumluluğun bir ödülü değil, huzursuzluğun derecesinin ölçüsüdür. keynes, spekülasyon güdüsüyle para talebinin faize bağlı olduğunu söylemiştir.klasikleri eleştirmesine rağmen keynes bir liberaldir. muhafazakarların gericiliğini ve radikal sosyalizmi reddeder. muhafazakarları batıl inanç, himayecilik ve aşırı milliyetçiliğin muhafızı olarak görmüştür. mevcut sosyal düzene karşı çıkmamış, devrimcilere uzak durmuş, sınıf temelini reddetmiştir. amacı, manchester sistemindeki boşlukları doldurmaktır. kendisi bir orta yol geliştirmiştir. keynesyen politikaların uygulandığı yıllarda, özellikle 50li ve 60lı yıllarda kapitalizmin 'altın çağı' yaşanmıştır. 70lerdeki petrol fiyatlarındaki artış ile yaşanan stagflasyon ile neo liberal politikalar uygulanmaya başlanmış, fiyat istikrarı hedef haline gelmiştir. keynes, ünlü sözünü para miktarı ile fiyatların aynı oranda değişeceğini söyleyen klasik miktar teorisini eleştirirken söylemiştir. 'şimdi, uzun vadede bu muhtemelen doğrudur... ancak bu uzun vade mevcut olaylar için yanıltıcı bir klavuzdur. uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız. ekonomistler önlerine, fırtına epeyce geride kaldığı zaman okyanusun yine durgun olacağını bize fırtınalı mevsimlerde söylemek gibi fazlasıyla kolay ve tamamen yararsız bir görev koymuşlardır.'

zekası olmadan bir adamın ne kadar uzağa gideceğine örnek olarak gösterilir (ludwig wittgenstein)

"eğer iki iktisatçıyı bir odaya kapatırsan iki farklı görüş alırsın, eğer bunalardan biri lord keynes ise üç görüş alırısn."winston churchill

fazla matematik spekülasyondan başka birşey değildir sözü ile iktisadın gittiği yönü en güzel şekilde tariflemiştir...


Copy paste :)
 
12219344_906799616024691_5982786421282717770_n.jpg
 
ekonomist değilim ama büyük adam olmakla beraber bretton woods'da çuvallayarak amerika ve dolar hegemonyasına kapıyı açmıştır.. çuvallamasa ne oluru bilinmez.. (ingiltere ve pound hegemonyası belki? ama araziden ve işgücünden kaybederlerdi)
 
Magazinel iki anektod: büyük buhrandaki başarılarıyla köşe olunca dönemin en güzel kadınlarından biriyle evlenmiştir, sonradan gay olduğu ortaya çıkmıştır.
 
http://schiffgold.com/wp-content/uploads/2015/08/15-08-Bull-Crap-Lampoon-the-System-800.jpg (krugman keynesçidir, amerika merkez bankasından sorumluydu sanırım) ekonomik küçülme zamanlarında, ekonomik akışı halkaya zincir eklemeden, yeni bir şey eklemeden ekonominin güçleneceğini düşünür (çukur kazarak, cam kırarak vs vs). Enflasyonun talep artışı olarak yorumlamıştır. Dünya savaşı için kimse işsiz kalmamasından dolayı hayırlı bir şey olarak da görmüştür. İş istihdamını, işin asıl amacı olan hizmet ya da mal üretiminden önde tutmuştur. Milton Friedman'dan: A quote by Milton Friedman
Yanlışım varsa düzelteyim
 
Son düzenleme:
Konuyu hortlatalım ...

Keynes abimiz, kendisinden önceki ana akım ekonomistler (Matlhus, Smith) gibi, emperyal çetenin ekonomi kuklasıdır. Kendine ait özgün bir teorisi olmamanın yanısıra emperyalist elitin dili ile abuk subuk laflar etmiştir.

Teori denen non-teorisi "sınırlı kaynaklar, sınırsız ihtiyaçlar" ve "homo ekonomikus - ekonomik olarak hep isabetli karar veren insan" ön kabullerine dayanır. "Sınırsız ihtiyaç" esas olarak emperyal elitin "sınırsız ihtirası"nın Keynes tarafından (tabi aslında bu lafı kendisine fısıldayanlar tarafından) sokaktaki adama yansıtılmış halidir.

...
 
Gay olduğu dedikodudur. Hocalarimizin dediğine göre keynes karşıtları çıkarmıştır. Ve fakat müzikle ilgili bir forumda ekonomi konuşmak? Hadi konuşalım diyelim, google, viki ve ekşi sözlükten kopyalayıp yapıştırmak? Bilgi sahibi olmadan, başlık açmış olmak için açmak? Ağır lise veya iktisat 1. sınıf (2. haftanın verdiği gaz) kokusu alıyorum.
 
Geri
Üst