Röportajlar Achim Gschwend Röportajı

Ülkemizde Ünlü grubunun bateristi olarak tanınan Achim, müzikal yaşamının kapıları TurkRock.Com okuyucuları için açtı. Bu röportajda oldukça mütevazı bir müzisyenin başarılarını ve işindeki ciddiyetini okuyacaksınız. Ben Achim’i bizden biri olarak görüyorum, yaptıkları ve yapacakları benim için çok önem taşıyor. Üstelik Achim çok vefakar bir kişiliğe sahip, hadi yarım saatinizi Achim için ayırın…

Merhaba Achim, uzun süredir bu röportaja hazırlanıyorum. Sorulacak çok şey var tabi ki ama ben en iyilerini seçmek için bekledim. Derinden bir giriş yapalım ve Ünlü ile ilgili birkaç sorumu sorayım hemen. Bize Ünlü’yle tanışmanı ve ortak çalışmalarını anlatır mısın?

Achim: Merhaba Mahir her şeyden önce benimle röportaj yaptığın için teşekkür ederim. TurkRock.Com forumlarından seni tanıyorum ve Türk müzik camiasının gelişiminde önemli bir köşe taşı olduğunu düşündüğüm Rock in Download mp3 projeni takdir ediyorum.

Hiçbir zaman Ünlü’nün sözleşmeli resmi bir üyesi olmadım. Başlangıçta Ünlü, ilk demolarına davul yazmam için benimle anlaştı. Kendileri bir albüm anlaşması yaptıktan sonra, İngiltere’de Son Defa kayıtları için stüdyoda Ünlü’ye davul çaldım . Albüm kayıdı sonrası, Almanya ve Türkiye’deki promosyon çalışmalarında da davul çalmam konusunda anlaştık. İki yıl sonra, Ünlü kendi plak şirketi ile devam etmek istedi. Ama ben büyük bir fan kitlemiz temelde olduğundan, yapım ve dağıtımı bizim yapmamızın daha iyi olacağını düşünüyordum. Bunun dışında Ünlü, ikinci albümde bir prodüktör ile çalışmak istiyordu. Ben ise prodüksiyonu, herhangi bir prodüktör olmadan ama iyi bir kayıt mühendisi ile beraber bizim gerçekleştirebileceğimizi savunuyordum. Sonuç olarak, bu koşullar altında benim bu konulardaki tutumumun kendilerine uygun olmadığına karar verdiler ve benim yerime başka birisi ile anlaştılar.

Türkiye’deki insanların çoğunun, Ünlü ile beraberliğimden dolayı beni hatırlıyor olmasını anlayışla karşılıyorum ve bu oldukça güzel bir şey. Ünlü müzikal geçmişimin bir parçası ve bundan ötürü gurur duyuyorum.

Stutgart-İstanbul arasında müzik yapan kaliteli Rock grubu olarak adlandırdım ben Ünlü’yü. Birçok yönüyle Türk-Alman müzikal birlikteliğini, Rock sounduyla birleştiren ve emin adımlarla ilerleyen grup neden dağıldı?

Achim: Ünlü müzik yapmayı neden bıraktı bilmiyorum ama albüm yayımlamayı/ yapmayı neden bıraktıklarını anlayabiliyorum.

Müziğin içinde oldukça yoğun bir şekilde yer alan bir isimsin. Bu yüzden bu röportajda Ünlü grubunda müzik yapan Achim’den çok, müziğin içindeki Achim’den konuşmak istiyorum. Müzik tutkun ne zaman başladı?

Achim: Müzik en büyük hobim. Annem, ben bir bebekken, daha henüz yürümeyi bile beceremiyorken, ayaklarımı yere vurarak şarkılara ritim tuttuğumu söylerdi. Büyükannem ve büyükbabam J.S. Bach, Beatles ve Abba ile beni etkilemişlerdir. Ailem 60’ların ve 70’lerin müziğini dinlerdi. Daha doğru düzgün konuşamıyorken şarkı söylermişim. Küçükken trampet çaldım. Daha sonra, piyano ve izci grubunda akustik gitar çaldım. Hala ikisinde de çok iyi değilim. Mesela hala sekiz parmak ile piyano çalıyorum. Müzik okulunda klasik müzik eğitimi gördüm. Fakat genelde sıkılıyordum. 80’ler boyunca Rock ve Heavy Metal’e daha çok ilgi duydum. On beş yaşımda ilk şarkımı yazdım. Perküsyon ve davul çalmaya çok geç, on sekiz yaşımda başladım. Davul çalma konusunda kendi kendimi yetiştirdim. Umarım, bu durum geç başlayanlar için cesaret verici olur.

Müzikteki ilk profesyonel adımın ne oldu?

Achim: İlk profesyonel anlamda işim 1991 yılında Progressive Heavy Metal müzik yapan Sanvoisen’a dahil olmam ile gerçekleşti. Sanvoisen’ın ilk demosunda ilk stüdyo müzisyenliği deneyimimi yaşadım ve canlı performanslar açısından da Sanvoisen benim için ilkleri oluşturdu. Daha sonra, Sanvoisen’ın Exotic Ways adlı albümünde de davul çaldım.1993 yılında Sanvoisen beni tekrar çağırdığında, Backbone Slide ile Avrupa turnesinden dönmüştüm. Exotic Ways albümü Köln’de Scorpions davulcusu Herrman Rarebell’in sahibi olduğu White House Stüdyolarında kaydedildi ve Scorpions’ın prodüktörü Luke Herzog albüm prodüktörlüğünü üstlendi. Sanvoisen ile geçen üç yıl boyunca müzikal anlamdaki toyluğu geride bıraktım.

Davul çalmanın yanı sıra vokal, percussion, piyano, keyboard ve sound programlamada yapıyorsun. Yani çok yönlü bir müzikal kimliğin var. Bu enstrümantal çalışmalarında seni oldukça besliyordur. Daha çok hangi türde beste yapmayı seviyorsun, enstrümantal mi, sözlü mü?

Achim: Müzikal kimliğe vurgu yaptığına çok sevindim. Müzikal kimlik içerisinde güvenilirlik her şey demek. Ben yeterince şanslıyım ki müzik endüstrisinin kalıplarını, standartlarını çok fazla önemsemeye, dikkate almaya ihtiyacım yok.

Sorunun cevabına değinecek olursam, bazen bir ritim ile başlıyor şarkı bazen de bir melodi söylemeye başlıyorum. Genellikle hiç beklenmedik yerlerde bir fikir geliyor aklıma. Mesela trende veya arabada veya tuvalette ve bazen de ne yazık ki duşta geliyor. Bir ritim, bir melodi bir söz her ne ise aklıma gelen, öncelikle yaptığım şey her nerede olursam olayım onu kaydetmek oluyor. Bu yüzden, elektronik kitabımı neredeyse her yerde yanımda taşıyorum. Daha sonra temel basit düzenlemeler, düzeltmeler üzerinde uğraşıyorum. Bu on dakikamı alıyor. Eğer temel şarkı düzenlemesi sağlam duruyorsa, enstrümantasyon ve sound seçimi ile devam ediyorum şarkıya.

Sanırım ilham gelince ne yaptığını anlatman keyifli olacak, peki sound hoşuna gitmeyince ne yapıyorsun, yakaladığın melodiyi çöpe mi atıyorsun?

Achim: Normalde beklentilerimi karşılamayan bir sound yakaladığım durumlarda daha fazla aşama kaydetmem gerekiyor yani yeni soundlar yaratıyorum. Bu günümün yarısı demek. Bütün bunlardan sonra gelen adımda biraz ara veriyorum. Şarkıya biraz uzak durmaya çalışıyorum ve tamamıyla farklı bir çalışma ile devam ediyorum. En azından iki hafta şarkılara dokunmamak için kendimi zorluyorum. Şunu yeni kavradım ki bu yaklaşımım zihnimi yeniliyor ve şarkı ile tamamıyla alakasız geçen süreç sonrasında her şey daha fazla netlik kazanıyor.

Daha sonra, artık şarkı bitirilmeden bir önceki yola doğru ilerliyor. Düzenlemeler üzerinde daha fazla duruyorum, gerekli ekleme çıkartmaları yapıyorum, harmoni üzerine çalışıyorum, geri vokaller üzerine çalışıyorum. Bir gün ile bir hafta arasında bitebiliyor bu olay.

Gitar ve basları daha önceden programlamış olsam da, bazen farklı müzisyenlerle çalışıyorum. Son Defa albümünde bas gitar çalan Rom Heck ile çalışıyorum çoğunlukla. Stüdyoda çalma konusunda oldukça deneyimli. O da Lüksembourg’da yaşıyor ve evlerimiz oldukça yakın. Gitarlar, genelde Kai Antonio Portolano (Backbone Slide, JJ Banzai) veya öncü bir gitarist olan Stephan Grob (The Cosmic Toilette, Frantic) gibi dostlarım tarafından çalınıyor. Bu gitaristler Almanya’da yaşadıklarından dolayı onlarla dijital dosyalar üzerinden çalışıyorum. Bu günlerde seyahat etmeye pek gerek yok interneti kullanıyoruz. ProTools, Logic, Live veya Cubase ile çalışmalarımızı yapıyoruz. Son olarak da şarkıyı miks ediyorum. Bu genelde albüm versiyonu oluyor.

www.achimsong.com adlı kişisel siteni gezdim ve Rock in Download ( www.rockindownload.turkrock.com ) sitesine eklediğin kişisel müzik çalışmalarını dinledim. Oldukça kaliteli işlere imza atıyorsun Achim.

Achim: Enstrümantal bir albüm olan Achimsong’u öncelikle test etmek için yayımladım. Buna rağmen, Funky Friend bir çok OMD listesinde yer aldı. Kanada’da benim şarkılarımı çalan internet radyolarından çok fazla olumlu geri bildirim aldım. Bu durumu daha da iyi hale getirmek için bir radyo ile promosyon konusunda anlaştım. Funky Friend Canadian Contemporary RAdio’da dönüyor hatta uydu aracılığı ile Amerika’da da. Telif hakları ödendi. Bugün kendi kayıt stüdyom var (Sorbiers Studios) ve ASCAP üyesiyim.

Bu birikimlerini solo olarak paylaşmayı düşünüyor musun?

Achim: Evet, kendi debut albümümü 2006’nın Mart ayı gibi yayımlamayı düşünüyorum. İngilizce versiyonu ve Türkiye için de Türkçe versiyonu olacak. Bu, beni müzik konusunda destekleyen tüm Türklere kendimce teşekkür etme biçimim. Türk bir vokalist ve Türk bir roman yazarı ile işbirliği yapıyorum. Her ikisi de İngilizce olan şarkı sözlerimi Türkçe’ye çevirmemde yardımcı olacaklar. Türkiye’de albümümün dağıtımı, promosyon işleri ve satışı için bir takım kurmam gerekiyor. Bu konuda birkaç alternatifim var. Ama en kötü ihtimal, Türkçe hazırlanmış bir web sitesi aracılığı ile albüm dağıtımı yapılacak.

Bu çok güzel bir haber Achim, kişisel sitene Türkiye’den ilgi çok galiba, Türkçe hazırlanmış bir site projesi yapma kararı aldığına göre!

Achim: Evet, kendi web sitemi oluşturduğumdan bu yana, yaklaşık on ay önce, çok fazla geri bildirim aldım. Son altı ay boyunca 40.000’nin üzerinde Türk sitemi ziyaret etti. İstatistiklerim Türk ziyaretçilerin toplamın %25’ini oluşturduğunu gösteriyor. Bu muhteşem bir şey. Bir web sayfasının ne kadar önemli olabileceğini fark ettim ve Türkçe bir web sitesi kurmayı düşünüyorum.

Bir çok projede Achim ismine rastlamamız mümkün, HARUM SCARUM, JJ BANZAI, FRANTIC, BACKBONE SLIDE, ÜNLÜ, KNUTSCHFLECK, CHALLENGERS bu projelerden bahseder misin biraz?

Achim: Harum Scarum ilk grubum. Hardrock çalıyorduk ve unutulmaz demolardan birisini yaptık. JJ Banzai, Dream Theater tarzına yakın müzik ile kendimizi kandırmaya çalıştık . Grup gitaristi ile daha sonra Backbone Slide’da bir araya geldik.

Frantic, diğer bir cover grubu. Doğru düzgün para kazanamadığımız şovlar yaptık ama çok fazla deneyim kazandık. Backbone Slide, Amerikan Rock. Bütün Avrupa’yı kapsayan bir turneye çıktık. Tyketo ve River Dogs alt gruplarımızdı. Backbone Slide Ünlü’ye katılmadan önce çaldığım grup. Ünlü, sahnede harikaydık. Türkiye’de başarılı olmamızın yanında, bir çok muhteşem Türk insanla tanışmış olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bu insanların bazıları ile iletişimimiz hala sürüyor. Knutschfleck, tam bir parti grubu. Her şarkıda kıyafetlerimizi değiştiriyorduk. Sahnede bir çeşit müzikal komedi yapıyorduk. Çok eğlenceli ama bir o kadar da yorucuydu. Challengers, Lüksembourg’daki en büyük grup. Ünlü’den sonra katıldım. Basçılarını zaten biliyorsunuz. Son Defa albümünde bas çalan Rom Heck. Challengers bu güne kadar çalıştığım en profesyonel grup. Bütün elemanlar konservatuarda eğitmen. Abba’dan Zappa’ya bütün türlerde gerçekten çok iyiler. Bir yıl içinde altmış beşin üzerinde şovda çaldık. Her konser eski işlerime kıyasla dört kat fazla para kazandırdı. Investment Bank ve Avrupa Birliği gibi pek çok kurumun kutlamalarında, yıl dönümlerinde çaldık. Akdeniz’de ve Kuzey Afrika’da gemilerde de çaldık. Ünlü’den sonra geçen üç yıl içinde oldukça borç içindeydim. Challengers sonrası ise sağlıklı ve paralı bir adam oldum.

SFC adında oldukça duyarlı bir projeye imza atman beni çok etkiledi. Bize projenden ve devamındaki gelişmelerden bahseder misin? ( Sanırım küçük bir ücret karşılığı internetten download edilen sanal bir toplama CD söz konusu. Yanlışım varsa düzelt lütfen. Yoksa bu CD basılı mı? Eğer basılı ise nasıl temin edebiliriz? )

Achim: SFC’nin açılımı Yardım için Şarkı. SFC Lüksembourg, Fransa, Amerika, Almanya ve Türkiye gibi ülkelerden müzikleri ile katkıda bulunmak isteyen pozitif düşünceli müzisyenlerin katıldığı bir topluluk oluşumu. 2004’de Tsunami felaketinden sonra bu topluluğu kurdum. Müzisyenlere ve gruplara şarkı bağışlamaları için ricada bulundum. Bütün tsunami kurbanları için adanmış örnek bir mp3 derlemesi koydum. Bunu www.loadsound.com sitesinden indiren her kişi Kızıl Haç yardım çalışmalarına otomatik olarak katkıda bulunmuş olacak. Büyük ihtimalle, Mehmet Ünlü (memo), Sven Stichter (Ünlü gitaristi) veya AF grubu gibi bazı SFC müzisyenlerini, gruplarını biliyorsunuz.

Peki diğer SFC derlemesi ne zaman yapılacak?

Achim: Diğer SFC derlemesi Aralık’ta gerçekleşecek. Bu toplama şarkılar ile bir çocuğun evine destek olmayı planlıyorum. Her sene bir mp3 derlemesi yayınlamayı düşünüyorum. Hepimiz biliyoruz ki bu okyanusta sadece bir damla. Ama bu ister az olsun yada fazla olsun sembolik bir şey. Sadece iyi bir şeyler yapmak zorunda hissettim kendimi. SFC müzisyenleri de oldukça fazla promosyon elde ediyorlar. Sonuç itibari ile bu oluşum kazan-kazan ilişkisi içeriyor.

Bu mp3 albümü edinmenin yolunu anlatır mısın?

Achim: Herkes istediği bir zamanda günün 24 saati www.loadsound.com adresinden bütün mp3 derlemesini indirebilirler. Ödeme Paypal ile gerçekleşiyor. İspanya’dan Yunanistan’dan Sri Lanka’dan ve Türkiye’den olmak üzere 4 tane elektronik posta aldım ve Paypal veya Kredi Kartlarının olmadığını söylüyorlardı. Banka detaylarını yolladım onlara ve ödemeden sonra şarkılara ulaşabildiler.

Mp3 toplama albümünün en büyük avantajı hiçbir maliyetinin olmaması. Perakende olarak satılacak bir SFC albümü henüz planlanmış değil. Radyo DJ’lerinin ricaları üzerine promosyon amaçlı CD’lere bazen kopyalıyorum çalışmaları.

İnanıyorum ki amatör gruplarla yakından ilgileniyorsun. Ülkemizden beğendiğin amatör yada profesyonel gruplar var mı?

Achim: Ankara’lı grup Kurşun Asker’i beğeniyorum. Kurşun Asker de bir SFC üyesi ve Aralık’ta onlarda katılacak derlemeye. İnanıyorum ki eğer devam ederlerse daha fazla su yüzüne çıkacaklar. Emine’nin sesini beğeniyorum. Çok yetenekli ve yüksek bir potansiyele sahip. Büyük ihtimalle ileriki projelerde işbirliği yapacağız kendisiyle.

Af grubunu da çok severim. Ferit Tuncer ve diğerleri harika. Özlem Tekin’in müziğini çok seviyorum. İnanılmaz birisi. Ali Güven de diğer sevdiğim bir arkadaşım. Merak ediyorum neden kendi televizyon programı yok çünkü acayip derecede komik birisi, komedyen olarak doğmuş. Hepsiyle tur esnasında muhteşem zaman geçirdik ve hepsini çok özledim.

Medeniyetler Çatışması ( Clash of Civilizations) hakkında ki düşüncelerin neler?

Achim: Terörden korkuyorum. Londra’da bazı arkadaşlarım var. Onlar bununla yaşamayı öğrendiler. Hala metroyu kullanıyorlar, korkmuyorlar çünkü piyangodan ödül kazanma olasılığı bir tren yada otobüste patlamaktan daha fazla… Bilirsiniz İngiliz mizahı bu. Terörizme karşı savaşmak bir hastalığın semptomları ile savaşmak gibi. Soytarı Bush terörizmin etkileri üzerinde çalışıyor ama nedenleri düşünmüyor. Terörizmi analiz etmemiz lazım. Terörizm neden var? Terörizmin kökeni kaynağı nereden geliyor?

Açıkça görülüyor ki dünya genelinde farklılıklar söz konusu. Bu kaynaklarla, toprak alanıyla, enerjiyle, petrolle ve parayla bağlantılı. Dünya üzerindeki kaynaklar bütün insanlar için eşit dağıtılmış değil. Bir denge içinde yaşamıyoruz. Sanayi ülkeleri ekonomik anlamda zayıf olan ülkeleri doğal kaynaklarını kullanmak üzere ele geçiriyorlar. Geride yirmi yıl yetecek kadar petrol var ve daha sonra bitecek bu. Sanayi ülkeleri büyük ihtimalle alternatif geliştireceklerdir buna ama savaş ve terörizm sona ermeyecek. Daha sonra sırada su kaynakları var. İlerde büyük savaşlar su için olacak.

Türkiye senin için ne ifade ediyor, ülkemizde uzun süreli yaşama şansın oldu mu?

Achim: Türkiye göz yaşı, Türkiye güneş, Türkiye renklerin toplamı demek. Türkiye bana çok şey kazandırdı ve ben de buna karşılık bir şeyler yapmak istiyorum. Türkiye’de yaşamayı düşünebilirim ama bu ne İstanbul ne Ankara ne de İzmir olur. Marmara Denizi kıyısından Bodruma yakın bir yerlerden ev almak güzel olur.

Türkiye’de Achim Gschwend, Ünlü grubunun davulcusu olarak biliniyor. Müziği bir kenara bırakalım ve bize kendinden bahset biraz. Achim’in iç dünyasına girebilir miyiz?

Achim: Cat Stevens’ın “Like Father Like Son” şarkısında olduğu gibi “…bir kız bul, yerleş, eğer istiyorsan evlenebilirsin, bana bak, yaşlıyım, ama mutluyum…” Lüksembourg’a 1999 yılında yerleştim. Dünyanın en küçük ülkelerinden birisi Lüksembourg. İnsanları çok akıllı ve en az üç dil konuşuyorlar. Dünyanın refah dolu ülkelerinde birçok fırsat var. Daha yeni bir ev yaptırdım ve Ağustos’ta taşınıyorum.

Çok özel bir yanım yok. Pearcing yok, dövme yok, güneş gözlüğü yok, pahalı saatler yok. Büyük bir bardak bira ile cumartesi günleri televizyonda futbol izlemeye bayılıyorum. 2000’den bu yana sigara kullanmıyorum. Yoga ve spor için bazen daha fazla zaman ayırma konusunda başarısız oluyorum. Ben mükemmel olmayan bir örneğim, klasik erkek tarzı. 21 aylık oğlum hayatımdaki en önemli kişi. O benim ruhum ve kalbim. Esin kaynağım. Her sabah sadece onun için uyanmaya değer.

Röportaj için teşekkürler Achim, TurkRock.Com okuyucularına söylemek istediğin, yada paylaşmak istediğin bir sürprizin var mı?

Achim: Desteğin için çok teşekkür ederim.Tanrı seni korusun. Çok yakında görüşmek dileğiyle. Müziğin keyfini çıkar.

Röportaj: Mahir Bora Kayıhan [email protected]

Çeviride yardımlarından dolayı Ferdi Arslan ( www.alternativemag.net ) ve Janis’e teşekkürler…

Tarih: 07.09.2005
 
Geri
Üst