Metin Altıok

1941 yılında İzmir'de doğdu. DTCF Felsefe Bölümü mezunudur. Memurluk ve öğretmenlik yaptı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Oteli'nde yakılan aydınlarımızdan biriydi.9 Temmuz 1993 de hayatını katbetti...

Eserleri:
Gezgin (1976)
Yerleşik Yabancı (1978)
Küçük Tragedyalar (1982)
Şiirin İlk Atlası (1992) (Şair ve Şiir üzerine denemeler)

Ölümünden sonra da bütün şiir kitaplarını kapsayan "Bir Acıya Kiracı" adlı şiir kitabı yayımlandı...
Ben Metin Altıok ismini Kumdan Kaleler-Denize Doğru da "Evde Yoklar" şiirine yaptıkları yorum sayesinde duydum...


"-Hey ahbap; niye düştün yollara,kaçılacak yer yok ki!

-Olmasın ne çıkar,yoruyorum ya peşimdekini..."
 
Bu Yangın Yerinde

Yaşşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek

Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak

Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak

Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek

Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek

Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek

Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek

"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaamak, insan kalarak"

Ataol Behramoğlu


metin altıok'un yaşadıkları...:(bu şiir onlara hitaben..zükfü livanelide çok güzel bestelemiş..
ellerine sağlık

ama içim hala acıyor..
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
...Bir ayna tutup beyinlerine,içlerindeki "infaz hürriyeti" zihniyetini kuklalarının ellerine düşüren ve görünmesin diye onların iplerine zift çekip gecenin şiir tadındaki karanlığın rengini birkaç bükümlük iplerde solduran kukla ustalarına ithaf edilir...(Shzofren)



"Eskiden insanlar vefat ederdi.
Ölümü ölerek ilk kez Ataç getirdi.
Artık kimi ölürken,kimi vefat ediyor;
Yani önümüzde bir seçenek belirdi..."

M.Altıok
 
Dolaştım yıllardır şurda burda,
Ucuz otellerde kaldım.

İğne iplik taşıdım yanımda,
bir düzen tutturamadım.

Kadınlar da oldu elbet yaşamımda,
Biri hariç hepsini bağışladım.

Sınadım kendimi karşılıklı acıyla,
Ben hep ÖLÜME ve AŞKA inandım.

Bir şey var dokunur bana;
Yüzüme uymayan iğreti adım.
 
.......
Ben bunca yıl
Bunca insan tanıdım
Yüreği zehir dolu;
Yine de insanlardan
Kesmedim umudu.
İnsan dedim
Yekindim;
Paylaştım varı yoğu.

Ben neden
Dudaklarının arasında
İğneler tutan
Bir terzi suskunluğunu
Prova ediyorum
Şimdi bu yol boyu
Kederle yürürken
Dağlara doğru? .....

(Acılarla Sorularla)
 
'rüzgarın yırtık yeri' adlı şiirinden kısacık bi bölüm..
Bana delik deşik bir yürekle
Pası küflü, çürümeyi söyle.
Yangın yerlerinin katran gözyaşlarını,
Bana göçüğün kırık kemiklerini,
Sancısını suyun, rüzgarın yırtık yerini
Ve bunlardan payına düşeni söyle.
Ne kadarı kaldı babandan,
Sen ne ekledin üstüne,
Acının sana getirdiği ürem ne?
Şair bana mutluluktan söz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille
 
ve en sevdiğim şiiri;
GERİYE KALAN

Bir anahtar verdindi bana
Kabaran yüreğimi bilerek.
Kullanıp durdum onu gönlümce,
Aşkıma kenar süsü diyerek;
Aşındırdım dişlerini zamanla.

Geriye ben kaldım işte.

Yalan olur sevmedim dersem;
Ama yolcu yolunda gerek.
Ey ömrümün uğuldayan durağı;
Yanlış hesaptan dönerek,
Benli günlerini sil istersen.

Geriye sen kaldın işte.
 
kesinlikle çok saygı duyuyorum fakat önüme ödevin diye konunca fazlaca alaka gostermedim.mecburıyetten okudum bir acıya kiracı'yı.bir daha okusam iyi olacak heralde..
 
Durmadan avuçlarım terliyor,
inildiyor ardımdan
Girdiğim çıktığım kapılar.
Trenim gecikmeli, yüreğim bungun,
Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.

Dolanıp duruyorum ortalıkta.
Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim,
Rakım bir türlü beyazlaşmıyor.
Anahtarım güç dönüyor kilidinde,
Nemli aldığım sigaralar.
Ne zaman bir dosta gitsem
Evde yoklar.

Kimi zaman çocuğum,
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.

Bekliyorum bir kapının önünde,
Cebimde yazılmamış bir mektupla.
Bana karşı ben vardım
Çaldığım kapıların ardında,
Ben açtım, ben girdim
Selamlaştık ilk defa.
 
YERLEŞİK YABANCI

Kiminin dikenleri vardır
Katlanamaz üstüne.
Hep dikine durur
Delmemek için gövdesini.

Kiminin yoktur bir tek kemiği,
Doğrulamaz ayaklarının üstünde.
Ona göre varsa yoksa kendisi,
Dürülüdür ütülü bir mendil gibi

Ben eğilmem gündüz ama
Geceleri kanatırım kendimi

Ben bir söz söylediğim zaman,
Kendine küçük bir pıtrak edinir.
Çok sürmez anlar başına geleceği,
Çarşılarda pazarlarda ondan selam kesilir.

Ben birini sevdiğim zaman
Göğünü durmadan genişletir.
Ama herkes rahattır kozasının içinde,
O sevgi artık kimsesizdir.

Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli
Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli...
 
heybesinde yılan
işaretleri,
baldıran zehiri
yüzüğünün içinde
ve yanında
kav taşıyan ben;
tekinsizim size göre
ibret için yakılması gereken...

*******

..şimdi benim buzdan bir döşekte
üç büklüm olmuş zavallı sevdam,
üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan;
bil ki senin hep böyle güvensiz,
yaşamdan korkar oluşundan...
 
Geri
Üst