Space Odysey

Space Odysey ile ilgili filmlerden 2001 olanını izledim..
Bu film birkez izleyipte anlayacağınız filmlerden değil. Zira ben bir kez izledim ve filmdeki chapterlar arası bağlantı kuramadım.. Anlam veremediğim havada kalan çok şeyler var..

Filmin üzerine kitap yazılmış birde.. Filmi izleyen veya kitabı okuyanlarla fikir alışverişi yapmak isterim..
 
2001:a space odyssey filminden mi bahsediyorsun cha_sach? Başlığı görünce aklıma hemen Kubrick geldi de. Başka bilmediğim bir film de olabilir. 1968 yapımı. Arthur Clarke adında bir adamın kısa bir kitabından yola çıkılarak Kubrick tarafından geliştiriliyor senaryo. Bahsettiğin film buysa yazayım belki bu değildir o yüzden kısa tutayım :)
Eğer buysa filmin adında yanlışlık var.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
futurist demiş ki:
2001:a space odyssey filminden mi bahsediyorsun cha_sach? Başlığı görünce aklıma hemen Kubrick geldi de. Başka bilmediğim bir film de olabilir. 1968 yapımı. Arthur Clarke adında bir adamın kısa bir kitabından yola çıkılarak Kubrick tarafından geliştiriliyor senaryo. Bahsettiğin film buysa yazayım belki bu değildir o yüzden kısa tutayım :)
Eğer buysa filmin adında yanlışlık var.

Evet o film.. yalnız 4 tane kitap olduğu için space odysey diye genel olarak açtım başlığı. 2. filmde 2010'a çekilmişti.. onu da yakında izleyeceğim..

2001 ile ilgili yazacaklarını yaz bakalım.. fikir alışverişi yapabiliriz..
 
Peki yazayım :)
1968 Yapımı hala bir çok listede dünyanın en iyi bilim kurgu filmi olarak geçiyor. 68 yılına göre izlediğinde hakikaten ağzını açık bırakır insanın şu yılda izlemek daha farklı elbet. Kubrick (zaten yapı itibariyle sever gizemi) bu film için en ufak bir açıklama yapmaktan kaçınmış adam. Zeka, evrim, varoluş, yokoluş gibi kavramlar üzerinde kafa yorduruyor. Evrim nasıl başladı, ee sonra nolacak gibi sorular sordurtuyor insana. Ay görüntüleri muazzam zaten. Neil Armstrong'un 1969'da Ay'a ayak basmasından sonra kimse inanamamış nasıl biliyordu da bu kadar gerçeğe yakın görüntüler var diye. Kubrick'in hayatı boyunca aldığı tek Oscar ödülü de bu filmle almıştır, Görüntü Efektleri dalında. Umrunda olduğunu da sanmıyorum :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
evet ay sahneleri yeterli olacak şekilde çekilmiş fakat jüpiter için birşey yapamamışlar o kısım teknik açıdan çok kötü.. ama ben onlara değil de anlatılmak istenene bakıyorum..

peki filmde kafana takılan birşey yokmu..
 
Jupiter kısmının,Jupiter olduğu bile kesin değil.Olmayan birşey hakkında birşey diyemeyiz.
Flim uyku getirici bir flim.Biz şaşalı star warslarla büyümüş bir ırk olarak,eskiye bu flime döndüğümüzde,bu mudur bilimkurgu diyebiliyoruz.
Son bölüm beni fıtık etti.Bu yüzden süper diyorum flime...
 
Aslında kitap fimin senaryosu üzerine yazılmadı. Arthur Clarke ile Stanley Kubrick bir arada çalıştılar. 2001'i okuduysanız başlangıcın Artgur Clarke'in konu hakkında bayağı geniş bir açıklaması var.

Filme gelince, film harbiden ağır bir film. On dakikadan sonra ulan bu filmde diyalog yok galiba! dediğimi hatırlıyorum. Müzikleri de çok güzel filmin.
Kitap daha da güzeldir. 2001 ile başlayan Uzay Efsanesi serisi Clarke'ın uzaylılara tipik bakışını gösteriyor..
 
cok zaman oldu bu filmi izlemeyeli ya 11 yasinda falan izlemistim o zamanlar baya bi sey anlamamistim ama yine de sevmistim nedense :D bi daha izliyecem simdi sonra gelelim tartisalim burda...
 
Filmi defalarca izlesem de tam olarak anlayabileceğimi zannetmiyorum ben ki zaten Kubrick sonunu özellikle açık bırakıyor ve filmle ilgili soruları inatla cevaplamıyordu. Adam zaten soru işaretleri kalsın izleyenin kafasında diye niyetlenmiş. Her izleyişte farklı bir şeyler yakalandığı kesin. Beni en çok primatların kemiği silahmış gibi kullandığı sahne etkilemişti, siyah taş hadisesi de akılda kalıcı. Müzikler nefisti Kubrick filmlerinin vazgeçilmezi klasikler... Zekanın ortaya çıkması, evrim süreci ve ilkellik üzerine bir sürü şey dolandırıyor insanın kafasında. Ama tam olarak filmin olayı şudur demek yanlış olacaktır dediğim gibi özellikle ucu açık bırakılmış zaten.
 
kafa-nerde demiş ki:
Jupiter kısmının,Jupiter olduğu bile kesin değil.Olmayan birşey hakkında birşey diyemeyiz.

Haklısın kesin değil.. Fakat eva aracının jüpiter yörüngesine girip, artık jüpiter gezegenine doğru yol alırken o yüzey görüntülerin gösterilmesi, ardından da aracın bir odada belirmesi, o görüntülerin jüpiter ile ilgili olacağını uyandırdı bende..

Şunu da eklemek isterim ki; kitapta Satürn gezegenine yolculuk yapılmıştı filmde Jüpiter'e.. Fakat sorun şu ki Jüpiter gezegende karasal yüzey olmadığı bilinir.. Jüpiter Gaz gezegendir.. Acaba o yıllarda gaz gezegen olduğu bilinmiyor muydu bunu bir araştıracağım..

Draugnar demiş ki:
Filme gelince, film harbiden ağır bir film. On dakikadan sonra ulan bu filmde diyalog yok galiba! dediğimi hatırlıyorum. Müzikleri de çok güzel filmin.
Kitap daha da güzeldir. 2001 ile başlayan Uzay Efsanesi serisi Clarke'ın uzaylılara tipik bakışını gösteriyor..

Film yaklaşık 2 saat 40 dakikadan oluşuyor ve 40 dakika civarı konuşma diyalogları var..
Yalnız şu son sözüne katılamıyorum 2001 için uzaylılara değil insan evrimine değinilmiş.. ama diğerlerini okumadığım için bir yorum yapamayacağım.

futurist demiş ki:
Filmi defalarca izlesem de tam olarak anlayabileceğimi zannetmiyorum ben ki zaten Kubrick sonunu özellikle açık bırakıyor ve filmle ilgili soruları inatla cevaplamıyordu. Adam zaten soru işaretleri kalsın izleyenin kafasında diye niyetlenmiş. Her izleyişte farklı bir şeyler yakalandığı kesin. Beni en çok primatların kemiği silahmış gibi kullandığı sahne etkilemişti, siyah taş hadisesi de akılda kalıcı. Müzikler nefisti Kubrick filmlerinin vazgeçilmezi klasikler... Zekanın ortaya çıkması, evrim süreci ve ilkellik üzerine bir sürü şey dolandırıyor insanın kafasında. Ama tam olarak filmin olayı şudur demek yanlış olacaktır dediğim gibi özellikle ucu açık bırakılmış zaten.

Film aslında gidişat olarak belli bir konuyu işliyor fakat yoruma açık bir şekilde.. Bence ucu çok da açık bırakılmış bir durumda değil.. ben derim ki filmde anladıklarımızı ve yorumlarımızı burda paylaşalım..

Primat'ların (maymun-insan) o kemiği aletmiş gibi kullanması, ardından da diğer gelişimler gösteriliyor.. orada anlıyorsun ki bunun ilerisi insanoğlu tekerleği buluyor, ateşi buluyor.. Daha sonra çok ilerlere, uzay yolculuğu yapacağımız yıllara geçiyor kubrick..

Filmde bariz birşey var ki İnsanların gelecekte kendi yarattığı aletleriyle olan ilişkileri.. Bu konuda gözüme çarpan çok şey var filmde..

Ayrıca sonu ile ilgili mantıklı yorumlarım da var..
 
cha_sach demiş ki:
Primat'ların (maymun-insan) o kemiği aletmiş gibi kullanması, ardından da diğer gelişimler gösteriliyor.. orada anlıyorsun ki bunun ilerisi insanoğlu tekerleği buluyor, ateşi buluyor.. Daha sonra çok ilerlere, uzay yolculuğu yapacağımız yıllara geçiyor kubrick..

Filmde bariz birşey var ki İnsanların gelecekte kendi yarattığı aletleriyle olan ilişkileri.. Bu konuda gözüme çarpan çok şey var filmde..

Filmin ilk bölümlerini Darwinci mantıkla izlediğinde taşlar yerine oturuyor. İlerledikçe insanoğlunun ne aşamalardan geçtiğini ve uzaya çıkacak hale geldiğini görüyoruz. İnsanoğlunun elinden çıkma Hall daha sonradan insanoğlunun kuyusunu kazıyor. Acizlik o kadar gözler önündeki, insanlar aracın içinde bile insani duygularını bir kenara bırakamıyorlar, canları sıkılıyor biri Hall ile birlikte satranç oynuyor, diğeri yaptığı resimleri Hall e gösterip fikrini önemsiyor. Tehlike sezdikleri anda Hall den çekinip gizli bölmeye girip konuşuyorlar ama Hall dudak hareketlerinden bile dedikodu yapıldığını anlıyor ;)
Jüpiterden sonraki kısımda adam aynada kendi halini görüyor aslında, gelecekteki halini. Modern bir evde masada yemek yiyor, sonra kendini hasta yatağında ölmeden önce görüyor. Daha sonraki görüntülerde de ana rahminden dünyanın görünüşünü izliyor falan. Görüntüler insanlığın tarihi, ilkellik, modern yaşama geçiş, zeka, aciziyet üzerinde farklı yönden harmanlanmış. Hani en son teknolojileri kullanırsın, uzaya bile çıkarsın ama senin elinden çıkma, senin yaptığın alet gelir seni vurur der gibi... Uzaya bile çıksan insansındır, duyguların aklının önüne geçer, koca evrende minicik bir noktasındır falan...

En basit ve ilkel ;) anlatımıyla böyle olabilir.
 
Darwinci yaklaşımla,atalarımız olan maymunlarda oluşan,doğada bulunan nesneleri silah olarak kullanmak gibi ilk zeka parıltılarından,insanoğlunun kendi yaratmış olduğu elektronik bir beyine karşı verdiği mücadeleye kadar uzanan ağır bir film 2001.Ben sonunda ne oldu,pek anlamış değilim ama sanırım insanoğlu mücadelesini kazandı..
 
Deadnightwarrior demiş ki:
ayın 27sinde cnbcde
Solaris var onu da izleyin

Solaris,Tarkovsky tarafından Kubrick 'in 2001 ine karşı yapılmış bir film.Ama Attila Dorsay'ın eleştirisine göre 2001 e karşı olduğu meta-fizik olması gibi konularda daha da ileri gitmiş bir film.Bakalım,nasılmış hakkaten?
 
Açıkçası sonu hakkında hiçbi fikrim olmayan yegane filmdir.Zamanına göre görsellik harikadır,hala birçok sinema severi etkileyebilir.Ama çok yavaş ilerleyen bi filmdir.Anlatılmak isteneni anlamaya çalışsanız da filmde birşeyler sizi iter.Kubrick sanki bunu kasıtlı yapmış gibidir.5dk boyunca sadece siyah bir ekrana bakarsınız.Maymungillerle başlayan başlangıç,etkileyicidir.Ama sonra aniden siyah ne idüğü belirsiz bir taş çıkar.Herkes kendine göre taşın ne olduğunu yorumlamaya başlar.Filmin sonuna doğru varsayımlarınız tutmuş gibidir.İnsanın gelişim aşamalarına şahit olmuş,artık evrimin insandan insana değil de;insandan makineye geçtiğinin farkına varmışsınızdır.Yine de film sonuyla sizi altüst eder,kafanız karışır.

Son olarak filmden aldığınız mesaj bence çok da vurucu etkiye sahip,insanı birkaç saat boyu düşündürecek kadar derin değildir.Filmi tam anlamıyla anlasam da yine beni çok çok etkileyeceğini düşünmüyorum.

Not: Kuzenim filmi izlerken uyuyakalmıştır.
 
Geri
Üst