gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar
elleri ak yumuk yumuk , ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucum nasırları
otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye
görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
ayağında uzun etek dalga dalga saçları
ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları
bi romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
cildi parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı
ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
yine böyle bir durumda tamirci çırağına
ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı
gelecekti bugün geri arabayı almaya
o romandaki hayali belki gerçek yapmaya
durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
arabanın kapısını açtım , açtım girsin içeri
kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri
çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum
gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum
ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları
işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
:roll: bir diğer aşmışı da parkadır!!!dinlenmelidir tekrar tekrar...
hızımı almışken onu da yazarım ben
"...
her akşam o köşeye asılırdı o parka
paltoya para yok ki ondan alındı parka
bir sabah onun sırtında çıktı gitti o parka
dedenin üç aylıktan alınmıştı o parka
kirli yeşil bir renkti eskiceneydi parka
üst cebi sökülmüştü kullanılmıştı parka
bir sabah onun sırtında çıktı gitti o parka
parkasıyla vurulmuş yatar iken buldular
dört hain kurşun değmis delik deşikti parka
baba eski tornacı gözünü çapak almış
dede bir bacağını sakarya'da bırakmış
ananın gözü yaşlı umut ona bağlamış
küçük kardeşi bu yıl siyasal'a gidecek
paltoya para yokki o da parka giyecek
ananın gözü yaşlı delikleri dikecek
bir sabah onun sırtında çıktı gitti o parka
parkasıyla vurulmuş yatar iken buldular
dört hain kurşun değmis delik deşikti parka
..."