Halil Cibran

sanırım okuyan bilir anlatmaya gerek yok...ama şiddetle okumayanlara tavsiye ederim...mesela ermiş kitabının okuyun...yaşamı belkide hiç böyle düşünmemeştiniz...
 
Ermiş, Vadinin Perileri ve Deli en sevdiğim kitapları olan şair/yazar/ressam/düşünür. hele Deli'de Kusursuz Dünya diye bir bölüm vardır ki... Mutlaka okuyun derim.
 
İlk olarak ermiş'i okuduğumda çok etkilenmiştim.Muazzam bir sözcük sihirbazı ve inanılmaz mistik hikayeler.Kutsal kitap metinleri gibi bir edebi dili var bu adamın.Daha sonra da zaten bütün kitaplarını okudum.
Ülkesinden sürülmüş,çok büyük acılar çekmiş.
Bu arada bir not;kitaplarındaki çizimler tamamen ona ait.
Mutlaka ama mutlaka okuyun arkadaşlar.
Özellikle ermiş,deli,kum ve köpük.Hepsi işte!Hepsi!!!!!!!!!!!!!
 
samsunda okuyorum ve cibran diya bi restoran ve cibran türkü cafe var...cafeye gittik arkadaşlarla ve halil cibranın fotoğrafı vardı...hayat hikayesini de yazmışlar alta...filozof olduğu yazılıydı ve ülkeden sürülüp amerikaya gidip yerleşmiş...çok merak ettim kitaplarını aradım ama bulamamıştım samsunda şu an izmirdeyim...bulabileceğim yer varsa biri yardım edebilir mi bana?
 
bu adam cidden bir deha.hayat üzerine bu kadar akıllıca şeyler söyleyen biri zor bulunur.arap asıllı fransız sanırım.evlilik,çocuklar üzerine söyledikleri cidden leziz.buyrun bir örnek;

"almitra sözü aldi ve sordu:
- peki üstad; evlilik nedir?

cevap söyle geldi:
-siz birliktelik icin dogmussunuz. ölüm meleginin beyaz kanatlari sizi ayirana kadar ayrilmayacaksiniz.
allahin sessiz tanikliginda bile beraber olacaksiniz.
ama birlikteliginizde mesafeler birakin;
birakin ki, cennetin rüzgarlari aranizda dansedebilsin...
birbirinizi sevin ama, ask tutsakligi istemeyin..
birakin ask, ruhunuzun kiyilarina vuran dalgalar gibi olsun...
birbirinizin bardagini doldurun ama ayni bardaktan içmeyin;
ekmeginizden verin birbirinize ama ayni somundan isirmayin...
birlikte sarki soyleyin;lakin birbirinizi yalniz birakmayi da bilin.
sazin telleri de yalnizdir ve armoni icinde ayni melodiyi seslendirir...
birbirinize kalbinizi verin ama karsilikli kilitleyip saklamak için degil!
sadece hayatin eli o kalbi saklar!
birlikte durun, ama yapismayin, tapinaklarin sütunlari da bitisik degildir!
ve unutmayin;
mese ile çinar birbirlerinin gölgesinde büyümezler... "
 
Halil Cibran'in, narsizmin hafif ama yakici turune hitaben cocuk yetistirme konusunda yazdigi biseyden alinti yapiyorum:

Cocuklariniz sizin cocuklariniz degildir.
Onlar kendi ozlemini ceken hayatin cocuklaridir
Sizin vasitanizla gelirler, ama sizden degil
Sizinle birlikte olsalar da size ait degillerdir.
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama dusuncelerinizi asla!
Cunku onlarin kendilerine has dusunceleri vardir.
Onlarin bedenlerini barindirabilirsiniz ama ruhlarini asla!
Cunku onlarin ruhlari yarinin sarayindadir, siz ise
Orasini duslerinizde bile ziyaret edemezsiniz.
Siz onlara benzemeye can atabilirsiniz, ama onlari
Kendinize benzetmeye calismayin.
Cunku hayat geriye gitmez ve dunle oynamaz.
Siz, cocuklarinizin canli oklar olarak ileri atildigi yaylarsiniz
Okcu, sonsuzluk icinde aldigi nisan yerini gorur ve,
Oklarinin hizla uzaga gitmesi icin tum kudretiyle sizi buker
Okcunun elinde bukuldugunuz icin sevinin
Cunku O, ucarak giden oku sevdigi kadar,
Saglam duran yayi da sever...
 
O zaman ben de şöyle bir bölümü yollayayım Ermiş'ten...(uzunca biraz ama)

Sevgi sizi çağırınca onu takip edin;
Yolları sarp ve dik olsa da...
Ve kanatları açıldığında, bırakın kendinizi;
Telekleri arasında saklı kılıç sizi yaralasa da...
Ve sizinle konuştuğunda ,ona inanın
Kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi,
Sesi tüm hayallerinizi darmadağın etse de...
Çünkü sevgi sizi yücelttiği gibi, çarmıha da gerer.
Sizi büyüttüğü ölçüde, budayabilir de...
En yükseklere uzanıp,
Güneşle titreşen en hassa dallarınızı okşasa da;
Köklerinize de inecek ve onları sarsacaktır,
Toprağa tutunmaya çalıştıklarında...
Mısır biçen dişliler gibi sizi kendine çeker;
Çıplak bırakana kadar döver, harmanlar;
Kabuklarınızı,çöplerinizi ayıklar, eler...
Bembeyaz olana kadar öğütür sizi;
Esnekleşene kadar yoğurur;
Ve Tanrı’nın ilahi sofrasına ekmek olasınız diye,
Sizi kendi kutsal ateşine savurur...
Sevgi bütün bunları,
Kalbinizin sırlarını bulasınız diye yapar...
Ve bu biliş, hayatın kalbinin bir cüzzünü yaratır...
Ancak korkunun kıskacında,
Salt sevginin huzurunu ve hazzını ararsanız,
O zaman örtün çıplaklığınızı,
Ve sevginin harman yerine adım atın...
Adım atın, kahkahaların tümünün olmadığı,
Sadece gülebileceğiniz mevsimsiz dünyaya...
Ve ağlayın, ama tüm gözyaşlarınızla değil...
Sevgi hiçbir şey sunmaz, sadece kendisini...
Hiçbir şey kabul etmez, kendinde olandan gayrı...
Sevgi sahip çıkmaz,sahiplenilmez de;
Çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir tümüyle...
Sevdiğinizde, “Tanrı benim kalbimde” yerine,
Şöyle deyin “Ben kalbindeyim Tanrı’nın”...
Ve sanmayın yön verebilirsiniz sevginin akışına.
Çünkü sevgi,yolunu kendi çizer,
Sizi değer bulduğunda...
Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka...
Fakat seviyorsanız ve ihtiyaçların arzuları varsa,
Bırakın bunlar sizin de arzularınız olsun...
Erimek ve akmak, geceye şarkılar sunan bir dere misali,
Şefkatin fazlasının verdiği acıyı bilip,
Kendi sevgi anlayışınla yaranmak,
Ve kanamak,yine de istekle ve coşkuyla...
Şafak vakti kanatlanmış bir gönülle uyanmak,
Ve bir sevgi gününe daha teşekkürle uzanmak...
Sessizce çekilmek öğle vakti, sevginin vecdini duymak,
Akşamın çöküşüyle de,eve huzurla dönmek...
Ve uyumak kalbinde sevgiliye bir dua,
Ve dudaklarında bir şükür şarkısıyla...

Halil Cibran
 
kitaplarını bulamamıştım..yaşlı bi amcanın kitaplağını satması ile yayınlanmış bütün kitaplarına sahibim artık:) asi ruhlar ve deliler okunmalı!!!!!!!!!!!
 
Geri
Üst