Internetten Tanışıp Grup Kurmak

Eskiden gazeteye ilan verilir, bar-kafe-müzik marketlere ilan asılırmış şimdi internet ile daha çok kişiye daha rahat ulaşılıyor. Açıkçası şu dönemde internet ilanları harici çok fazla alternatif de yok. Haliyle iyise de gelir kötüsü de. (hem müzisyenlik hem kişilik açısından) Gruba uygun kişiyi seçmenin en kolay yolu düzgün bir ön konuşma ve uygunsa 1 prova olmalı. Gruplarımdan birini internetten kurdum, uzun bir süreç oldu birçok kişi girdi çıktı ama ardından kadro oturdu ve 3-4 seneyi devirdik. En iyi arkadaşlarımdan biriyle bu grupla tanıştım, gariptik ilk ilana gelen kişiydi ve herşeyi birlikte götürdük. Benzer başka gruplarda da uzun süreli(1-2 sene) bulundum.

Bunlar yanında 2 provadan sonra yok olan birçok grupla da prova yaptım, yani iyisi de oldu, kötüsü de oldu. Zamanla tecrübeyle ilk tanışma sonrası bu kişiylerle bir şey yapılır, yapılmaz ön görüsü oluşuyor zaten. Düşünün "evimde davulum yok ama dinleyerek öğrenirim, arkadaşımda davul ekipmanı var gerekirse onu alırım diye ilana gelen bir bateristle" veya "hacı bu şarkıyı ben bilmiyom bana tablarını yolla diyen gitaristle", "diğer 2 grubumun süreleri çakışmazsa her türlü provaya gelirim diyen bir basçı" ile çalışılır mı? Bunlardan sürü sepet var malesef.
 
Öyle bir şey değil. Üstte anlattığım gibi her 2sini de denk geldim. İyi insanları toplayana kadar birçok kişi de elendi arada. Yani olur ya da olmaz diye birşey yok, seçimle ilgili bir konu. Bir kerede herkesin iyisini bulamazsınız. Arada kendini dünyanın en iyisi sanan herşeye burnunu sokan kişilerle de tanıştım, gayet iyi seviyede olmasına rağmen, inanılmaz alçakgönüllü kişilerle de tanıştım. O sebeple iyi bir ön konuşmadan sonra prova yapmak en doğrusu.
 
valla 2006'dan beri çeşitli sitelere zamanında grup aranıyor/gruba eleman arıyorum tarzı ilan vermişliğim oldu. hayal kırıklıklarından başka bir şey getirmedi. belki istanbulda yaşasaydım devam ederdim ama milletin kahrını çekeceğime sevdiğim egzersizleri parçaları çalışıp youtube a yüklemek daha mantıklı en azından müzikten soğumuyorum. onun dışında ticari olmadığı takdirde kimseyle grup işine girmem. müzik adamı dediğin yeri gelince herşeyi çalacak tamam diyecek ama adamlar aklı başka yerinde olduğundan laf anlatamıyorsun
 
Ben ilk gerçek grubumu ilan ile kurdum. 15-16 yaşında bir arkadaş ilan açmış. İlanda yazanlar beni etkiledi. Dedim ben varım. 10 ay falan oldu gayet mutluyuz ve çok uyumluyuz. Mutluyum :D
 
Bazı gözlemlerim var. Paylaşayım.

Üç tane enstürmanına hakim olmayan adam bir araya geldiğinde bir tane iyi grup ortaya çıkamaz. Genellikle insanlar daha enstürmanlarını tanımadan bir grupta yerlerini almak istiyorlar. Üç yanlış bir doğru etmiyor.

Kişinin çaldığı enstürmanın çıplak sesini, tek başına neler yapabileceğini tam kavrayamamış olması. (bas gitar çalayım kiiii arkada kaynarım kurnazlığı!) Buradan kurtulmanın yolu sevemeseniz bile ne çalıyorsanız o enstürmanın virtüöz icracılarının mümkünse yalnız performanslarını falan seyretmek. Sıkılsanız bile tavsiye ederim. Güzelin tarifi çoktur fakat doğrunun tarifi bellidir.

Beraber çaldıkça gelişiriz (hayali, temennisi) Bu da tamamen yalan bir durum. Gelişim kişisel olur. Siz, enstürmanınız ve metronomunuz arasında olan bir durumdur. Bunlar yalnız başınıza çekeceğiniz acılardır.

Haftada bir provayla Led Zeppelin olmayı beklemek :(

Doğru beklentiyi ve hedefi oluşturmakta problemler. Çok şahane deneysel ya da bambaşka tarzlarda müzik yapabilecek adamların "aman bizi sevsinler, barda çalalım" gazıyla rotayı malum repertuara çevirip, özel olmak yerine diğerlerinden biri olmaya yönelmesi ve bu süreçte elemanlardan birinin "yeter" demesiyle grubun dağılması. Ya da etrafın gazıyla daha kendini bulamadan albüm yapmaya koşmak ve yine kara geceler...

Arkadaş olamamak. Diyecek söz yok yukarda @cemborek3 gayet özetlemiş durumu.

Herşeyin çok hızlı olmasını beklemek. Bu siz çok iyi ya da çok doğru yerde değilseniz mümkün değil. Ben bunun güzel örneği olarak Murder King diyorum. Adamlar doğru zamanda ortaya çıktı ve çıktıklarında çok sağlam bir müzikle geldiler. O tarzı dinlemeyen adama bile eyvallah dedirtecek kadar iyi olduklarını düşünüyorum. Eskilerden ise Athena çok doğru zaman ve doğru bir müzikle ortaya çıkmıştı.

Tavsiye isterseniz grup işlerine girmeden önce kendinizi telefonla bile olsa kaydedin ve dinleyin. Objektif biçimde tamam olmuş diyebiliyorsanız hemen grup işlerine dalın ve kendiniz gibi birilerini bulup üretin. Eh işte diyorsanız ya iyi bir hocayla ve ya sıkı çalışarak biraz zaman geçirin ve ilk basamağı tekrarlayın.

Sen nasıl yaptın derseniz, ben yıllarca üç dört yanlıştan bir doğru yakalamaya çalıştım ve olmadığını görünce bir özeleştiri yapıp grupları değil kendi müzisyenliğimi ve icramı düzeltmeye çalışmaya başladım. Tabi bir sürü zamanı kaybettikten sonra...

Buraları takip eden adam zaten bişeyler yapmak istiyor demektir. Umarım yukarda işinize yarar birşeyler bulursunuz.
 
Grup işlerine bir heves daldığım günden, bu işin bana göre olmadığını anlayıp bıraktığım zamana kadar geçen sürede sayısız grupta bulundum ve sayısız müzisyenle çaldım. Aralarında çok iyi müzisyenler de vardı, evinizin kapısından içeri sokmayacağınız adamlar da. Bir kaç tanesi hariç hepsinin ortak noktasıysa, hepsiyle internet ortamında tanışmış olmamdır. Sonuçta insanlar tornadan çıkmıyor, iyisi olur kötüsü olur, tanışırız birbirimize uymazsak olmadı der aramaya devam ederiz. İnternetin sağladığı en büyük kolaylık da (daha çok insana ulaşmak) burada devreye girer zaten. Elimizin altında böyle bir imkan dururken onu kullanmak yerine, kendi ufacık çevremizde (evet internetin yanında bizim çevremiz ufacık) debelenmek ne kadar mantıklı olur bilemiyorum. O yüzden internet ortamında grup kurma durumunu "genelde mutsuz sonla bitmekte" şeklinde bir genellemeyle tabir etmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
 
Mümkün mertebe tıp okuyanla, mühendis adayıyla, kısacası mezun olduğunda muhtemel geliri müzikten kazanacağı paradan fazla olacak müzisyenlerle uzun süreli gruba girmeyin. :) (Grup olarak ne kadar iyi olursanız olun, mezun olduklarında müziği bırakmak zorunda olacaklar ve göt gibi kalacaksınız ortada.)

İstanbul'da üniversitede okurken bi çok grupla çalıştım, öncelikle grup kurmakla ilgili söyleyeceğim; iletişime geçtiğiniz kişiden bismillah demeden kayıt isteyin. (Bizim zamanımızda kameralı telefonlar pek yoktu, şimdi iki dakikada kayıt çekip gönderebilir) ses kalitesi kötü, megapiksel düşük falan demesine izin vermeyin, zaten müzisyenin kara kaşı kara gözü için değil zamanlaması nasıl, tuşesi nasıl onu görmek için kayıt istiyosunuz, bunları anlayabileceğiniz bi kayıt iş görür. "Üç senedir çalıyorum" deyip de folk ritme ayak uyduramayan bateristle çalışmak zorunda kalmamak için bu şart. Ve ekipman önemli, müzisyenin ekipmanı olmalı. Arkadaşının gitarıyla, pedalıyla çalan kişi istediği kadar iyi niyetli ve süper sevecen olsun, müzik işi yatırıma bakıyo biraz malesef, canınızı sıkmamak için ihtiyacı olan her sesi ekipmanından alabilen kişilerle çalışmak öncelikli hedef olmalı. En önemlilerden birisi müzisyen egosu ve grup içi uyum. Arkadaş olarak iyi anlaştığınız kişiyle grup içinde de anlaşacaksınız diye bi kural yok. Ben şahsen yerinde duramayan müzisyenlerle çalışmayı severim, en yakın arkadaşım da bas çalardı üniversitedeyken ama adam olduğu yerde put gibi dururdu, tarzı öyle yani. Kendisiyle evde türkü çalmaktan öteye götüremedik işi ama zamanında internetten tanıştığım ve artık uzun zamandır da görüşmediğim basçılarla çalarken kendimden geçtiğimi hatırlarım. Bi çok bileşen var grup kurarken dikkat edilecek, birinci kural ağır gitmek ve belirli bi hedefe doğru ilerlemek. Şimdi düşününce şaşırıyorum grup kurmakla ilgili her yanlış hamleyi denediğim halde nerden bulmuşum o kadar enerjiyi; stüdyoya gelmeyen vokaller, müzisyen erkeklerle tanışmaya gelmiş aptal kız vokalistleri denemeler, iyi niyetini görüp kendini geliştirir diye çekirdek müzisyenleri beklemeler... Şimdi deseler Taksim'e git, birileriyle buluş, sohbet et, repertuar hazırla, stüdyoya git sonra dünyanın en iyi grubu olacaksınız, söver geçerim.
 
bana en son her şeyi çok bilen bir prodüktör denk geldi. adam TOOL vokali yapacaktı falan da detonasyon üzerine tez yazmış anti metronom bir abiydi. o hayal kırıklığıyla tüm grubu bıraktım nasıl soğuduysam hayattan :)
 
:) dedi abi ve baterinin her stüdyoda daha da iyi olacağını, hasta olduğundan sesinini böyle olduğunu falan da ilave etti :) bir de ünlü rock müzisyenleri ile ilgili bolca yapılan geyikleri de yapıştırdı.
 
Üniversiteyi kazanıp izmire geldiğimde (2009) izmirde kimseyi tanımaz etmezdim, 2-3 hafta içinde okulun yarısıyla tanıştık ama müzisyen çevresi yoktu ben de internete sarıldım. Ben çok denedim birtürlü adam gibi müziseyenlerle tanışamadım halbuki memleketimdeki grup arkadaşım ilk denemesinde on numara grup kurdu mezun olana kadar çaldılar. Banaysa hep detone vokaller, metronom kaçıran davulcular denk geldi şans işte. Bırakmadım aramayı 2. senemde güzel bir grup kurdum zar zor. Alsancakta çalmadığmız mekan kalmadı, bornovada da izmirin güzel mekanları vardır orlarda da çaldık. Benim bu grubu toplayabilmem düşün 2 yıl sürdü. Peki ne kadar sürede dağıldı? Çalmaya başladıktan 6 ay sonra kadar sonra dağıldı. Sebebi daha da komik, bassçıyla vokal aynı kızdan hoşlandılar kız ikisini de parmağında oynattı :D Kavga gürültü dağıldı grup. Sonra bateristle biz yine giriştik işe ama adam gibi vokal yine bulamadık sonra ben dedim s..ler böyle işi bıraktım. Ama çevre genişlemişti biraz sonra çok farklı gruplarda izmirin her yerinde sahneye çıktım ama soğumuştum artık evde birçok gitarist gibi steve vai, guthrie govan filan yardırmaya çalışıyoruz işte. Geçenlerde çok canım çekti ilan verdim yine bir grup kurduk büyük işler yapacak bir grup olmadığı çok aşikar ama işte elemanlar iyi insanlar, sağolsunlar sözümüzde geçiyor, küçük bir bar grubu keyiflik takılıyorum
 
Son düzenleme:
grup işi zor iş hakkaten:) koskoca Ankara' da herkes ev firitözü olmuş sanırım etrafta müzisyenim diye geçinenler gerçekten ruha falan hitab edemeyen insanlar.
 
Geri
Üst