Amerikan Gitarlar Ve Diğerleri

Öncelikle başlığı açma nedenim herhangi bir polemik yaratma mevzu değil, sadece biraz konuşalım istedim. Nedir bu Amerikan gitarları bu derece pahalı kılan? Çok gitar geçmişim olmayabilir ama en azından referans olması açısından kullandığım gitarları yazıyorum ki değerlendirmemde baz aldığım ölçütler belli olsun.

Cort x6, Squier Classic Vibe Stratocaster 50's, Squier Classic Vibe Telecaster 50's, Schecter Corsair (x2), Godin Session, Fender American Vintage "Thin Skin" '54 Stratocaster Reissue, Fujigen Neo Classic TL, Bacchus BST-62C ve mağazalarda denediğim alt, orta, üst segment gitarlar.

Bence günümüzde üretilen gitarlar oldukça yüksek kalite standartlarına sahip. Artık orta kalite bir gitarla, üst kalite bir gitarın arasında atla deve bir fark yok. Elbette ki var ama sahneye çıkıp çalmaya başladığınızda seyircinin anlayamayacağı çok ufak tonal farklılıklar mevcut. Gitar fiyatlarını etkileyen en önemli etken ise üretildiği ülke ve marka değerleri. Tabii fiyat konusunda kullanılan ağaç ve materyaller de önem taşımakta ama ben gitarların üzerindeki donanımdan ziyade bahsettiğim üzere marka ve ülke ikilisinin en önemli faktör olduğunu düşünüyorum. Örneğin Fender'in efsaneleşmiş Stratocaster ve Telecaster'ına birçok alternatif mevcutken, tutupta bu markaya eşek yükü para vermenin bu işten para kazanmayan ya da ciddi bir ekonomik gücü olmayan orta sınıf insanlar için gereksiz olduğunu düşünüyorum. Made in Japan/Kore/China vs. vs. yerine gitarın headstock'unda U.S.A. yazınca biraz da kallavi bir marka olunca işlerin rengi çok değişiyor.

CNC'de şekillendirilen ve fabrikasyon bir süreç içerisinde işlenen bir gitarın sizce de sapında U.S.A. yazmasının ne gibi bir artısı olabilir? Amacım U.S.A. gitarları yermek değil de, Türkiye'de bu işler neden bu düzlemde ilerliyor konusunda biraz lakırdı yapmak.
 
Yani hep söylerim gitarın fiyatı ile kalitesi doğru orantılı değildir, matematiksel olarak daha çok lnx (x>1)'dir diyebiliriz. Örneğin Cort X11-Kore denediğim en iyi gitarlardandı. O değil de Bacchus BST-62C forumda satılıyordu, bence çok güzel bir strat alternatifiydi. Baya da durdu, ancak satıldı sanırım. Bence o gitarın aynı gün satılması gerekirdi.

Amerikan gitarları pahalı kılan kesinlikle Amerika'daki işçiliğinin pahalı olması ve markalaşma durumu. Üst segment Fenderler genelde ünlü lüthiyerlerin elinden geçiyor, haliyle ortada bir "isim"var. Fender gitarın herşeyiyle ilgileniriz, kalitesine ustası seçer bakar, karar verir, işi tesadüfe bırakmaz diyor ama gitar başına da şu miktarı alırız diyor. Başka bir bakış açısından bakarsak bunu 3000-4000 değil de 1000 dolar civarına da yapabilir, emin olun zarara da girmezler ama yığılma olur ve firma bununla başa çıkamaz. Kalite-kontrol bozulur, yine seri üretim durumu oluşur. Olay kaliteden çok arz-talep ile ilgili.

Kesinlikle iyiler, daha rafineler, üstlerinde bütün parçalar, ağaçlarına kadar başarılı. Güzel bir Gibson USA Std veya Jackson Soloist hiçbirşeye değişmem ama bu gitarların ederinin bu olduğu anlamına gelmiyor.
 
Yeni gitarların hala neden 50-60 yıl öncesinin gitarları referans alınarak ya da birebir kopyalanarak üretildiği ile ilişkili olduğunu düşüyorum. Modern dünyanın elektrik gitar müziğini şekillendiren markalar haliyle Amerikan olunca kapitalizmin kitabını yazmış adamlar bu fırsatı kaçırmaz.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
@CoolDoG Bacchus'u bu kadar satışta bırakmazdım ama aynı anda iki strat istemediğimden ilk aşamada alamadım, sonrasında kimse almayınca yine bana kaldı. Çok iyi strat, gerçekten. O fiyata oldukça fazlasını sunuyor. Bir Fender '54 RI değil tabii ama aradaki fiyat farkına değer mi? İşte asıl sorulması gereken soru bu.
 
şimdi kaynağını hatırlayamadığım bir yerde hatırlayamadığım bir üreticinin amerikan üretimi olarak bildiğimiz modellerinden şu anda ürettiği gitar yıllar öncesinde kurumaya bırakılmış ahşaplar olduğundan bahsedildiğini hatırlıyorum. tabi ki ucuz olmasını bekleyemeyiz.
ağaç malzemenin lifli yapısının tepkisini, hiç uğraştığım bir şey olmaması nedeniyle kestiremiyorum ama metal malzeme yapısı ile bağdaştıracak olursak ve ahşap içersindeki nemin kaybını metallerdeki ısı değişimine benzetirsek şöyle mantık yürütebiliriz. abartılı olarak düşünerek; bahçeden kesip getirdiğiniz ağacı, direkt olarak şekil verip gitar yaparsanız, 1 sene sonra sapının burulma olmayacağının garantisini veremezsiniz.
şekil değiştirme etkisi geçene kadar, yani yıllar boyunca belirli periyotlarda gitarı söküp, sap düzelene kadar toz paso kaldırmanız gerekirdi.
en kötüsünden 3 eksen cnc eksenin saatlik ücreti 30$ civarında diye hatırlıyorum. bunu periyodik olarak yıllarca yapmak da astarı yüzünden pahalı kavramına girer sanırım. tabi böyle saçma bir olay olmayacağı için de yıllanmış şarap misali ufak önlemler için büyük meblağlar harcanıp, biraz daha üzerine düşülmüş üretimin maliyetinin fiyata yansıması normal.
tabi tamamen imalatçı gözüyle düşünürsek.
ikisi de ilk üretim ölçüleri aynı olabilir ama bu bunun aynısı demek, gitarı sehpayla aynı kefeye koymak gibi olurdu, imalat işlerindeki parametreler bu kadar az değil.

tabi tonunu siz sevmeyebilirsiniz, farkını anlamayabiliriz, iyi olacak diye kaide de olmayabilir, ama 2 senelik şarabı, 1940 yapımı şaraptan daha çok sevmeniz, 1940 yapımı şarabın değerini düşürmez.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Doğal yollarla kurumuş bir ahşabın, fırınlamış bir ahşaba karşı tercih edilmesini anlamlandırabiliyorum; fakat 1940'tan kalma bir ahşabın bu derece farklı olabileceği gerçeğine inanmıyorum. Bir ağaç parçası bulunduğu ortamdaki havaya belirli oranda nem salınımı yapar. Bu salınım ortam ve ağaç arasındaki nem oranı birbirine çok yaklaşık bir düzeye erişinceye kadar devam eder. Farzı mahal ağaç 5-7 yıl içerisinde bu dengeye çok yaklaşık bir konuma ulaşır ve kullanıma hazır hale gelir. Bu ağaç isterse 100 yıl beklesin yine de tam anlamıyla nemden yoksun kalmaz, bahsettiğim yaklaşık denge konumuna ulaşır. Bir ağaç iyiyse iyidir ve 5-7 yılda doğal yollarla kurur diyelim. Bunun ötesinde 100 yıllık ağaç muhabbeti işin mojosudur, plasebosudur. Siz bu iki ağaç arasındaki rezonansı ve ton farkını çeşitli teknik aletlerle saptasanız bile; insan kulağı o derecede farkları ayırt edemez.

İyi gitar için; kaliteli ağaç, kaliteli donanım ve işçilik yeterlidir. CS Fender alırsınız, güzeldir hoştur ama bir dolu para ödersiniz. Mevzu bunun ne kadar değeceğidir.
 
Durum bahsettiğiniz gibi değil. Gitar ağaçlarını senelerce kurutma olayı tamamen safsatadan ibarettir. Doğada her malzeme entropisini arttırma eğilimindedir. Gitar açık atmosferde kurumaktan ziyade nem absorblar hatta güneş ışığında çürür, mikroorganizmalar tarafından yenir, çünkü organik bir malzeme. Bunun en güzel örneği de evlerdeki ahşap kapıların şişerek yerine oturmamasıdır. Eminim ki birçok kişi bunu evinde görmüştür. Kısacası bekletmek iyi bir şey değildir. Tam tersi olabildiği kadar çabuk form verip, açık hava koşullarındaki basınç-sıcaklık ile malzemenin ilişkisini kesebilmek önemlidir. Örneğin metaller, boyanır ve verniklenir.

Yani gitar ağacı seçiminde; damar yönüne göre, doğru yerinden(köke uzak) kesilen ağaç kütüklerden nem ölçerle en uygununu seçip, ardından uygun bir fırında belli süre kurutmanız yeterli. Zaten sayısal olarak nem miktarı ölçülebiliyor. Bizim için önemli olan da bu. Optimum nem noktasında olan kütükten de gayet güzel bir gitar yapılabilir. Zaten sap ve gövde için uygun ağaç türleri bellidir. Gitarın 1310'dan kalmasının bu durumda çok bir anlamı yok.
 
dediğim gibi ağaç karakteristiğini bilmiyorum. ağaç oksijenle temas ettikçe yani yandıkça su tutabilirliği değişiyor mu?
ortam nem oranının ağacın yaşarken içinde barındırdığı nem oranıyla arasındaki farkın az olmadığı aşikâr.
kandırmaca deyip kestirip atmak pek mantıklı gelmiyor. bunu diyebilmem için test verilerini görüp, "zerre kadar fark için işgüzarlık yapıyorlar, 3 kuruşluk malı 10 kuruşa satıyorlar" fikrine kapılmam gerek.
ton anlamında dediğim gibi, 10 birim ton kalitesi almak için 1000 tl ödüyorsak, bunu 12 birim yapmak için 3000 tl ödememiz gerekebilir, tercih edersiniz veya etmezsiniz, sizin inisiyatifinizde. herkesin duyduğu sevdiği bir olmayacaktır. veya yine önce dediğim gibi, ton farkı da olmayabilir ama pahalı üretim kalitesini seçmişsinizdir, her üründe bunun örneği var. siz fazla para verip burgularınızı olmaz ya, inconel almanızın hiç bir şeye getirisi olmayacak nihayetinde. ama siz istemiş almışsınızdır, ondan hoşlanıyorsunuzdur, fazla para veren de siz olacaksınız, ben tutup fırında mı akord yapacaksın derim ama takılma amaçlı olur, yargılayamam.

ha tabi ki tutup da 6000 - 8000 tl lik gitar alma hayalim tabi ki de yok :)
 
@CoolDoG Bacchus'u bu kadar satışta bırakmazdım ama aynı anda iki strat istemediğimden ilk aşamada alamadım, sonrasında kimse almayınca yine bana kaldı. Çok iyi strat, gerçekten. O fiyata oldukça fazlasını sunuyor. Bir Fender '54 RI değil tabii ama aradaki fiyat farkına değer mi? İşte asıl sorulması gereken soru bu.

O Bacchus'u kaptın ya, ben durur muyum sanıyorsun? Başına uzaktan da olsa iş açmaz mıyım sanıyorsun? Hele heleeee :D:D

Sana en yakın zamanda bir 54 Fender RI deneme ve aradaki farkları yazıya dökme görevi verelim forumca. Öyle ortaya fitne fücür soru atıp kaçmak yok :)

Haksız mıyım ahali? :D
 
Amerikan gitar demek hava atmak, karıya kıza yürümek ve elit olduğunu belli etmenin diğer yoludur. Zaten forumlarda GERÇEK MÜZİSYEN olmadığına göre en güzel bir yoldur AMERİKAN gitar. Aşağılama konusunda o HEADSTOCK yeterli olur her ortamda :) Sizde bir AMERİKAN gitar sahibi olun, Ortamın karizması siz olun. Hadi şimdi doğru TÜNEL' e :)
 
1950ler ve 60larda fender ve gibson gitar isciligi ve kalitesi acisindan bu isi bitirmis,neden diyecek olursaniz o yillarin uretim politikalarina bakmanizi soylerim cunku daha az makine daha cok el isciligi,en iyisini yapma ve en kaliteli malzemeyi kullanmaya calismislar bu sadece gitarlar icin deil amerikan arabalarindan hifi setlere buzdolaplarina kadar yansimis,cunku bir urunu aldiginizda uzun seneler kullanilacak bir sekilde uretilip fabrikadan cikiyormus.70lerde japonlar amerikan gitarlarinin birebir kopyalarini cikardilar,70lerin sonlari ve 80lerde japon gitarlari iscilik konusunda muazzam oyle ki fender isim hakkini vererek japon fenderler urettirdi,gibson firmasi ibanez ile davalik oldu,bugune kadar elimden bir suru les paul gecti fakat 81 ibanez artist imi hicbirine degismem,su an elimde 3 vintage japon gitari var,eger denk gelirseniz amerikan gitarlarina onca para vermeden once bir deneyin derim,
 
1950ler ve 60larda fender ve gibson gitar isciligi ve kalitesi acisindan bu isi bitirmis,neden diyecek olursaniz o yillarin uretim politikalarina bakmanizi soylerim cunku daha az makine daha cok el isciligi,en iyisini yapma ve en kaliteli malzemeyi kullanmaya calismislar bu sadece gitarlar icin deil amerikan arabalarindan hifi setlere buzdolaplarina kadar yansimis,cunku bir urunu aldiginizda uzun seneler kullanilacak bir sekilde uretilip fabrikadan cikiyormus.70lerde japonlar amerikan gitarlarinin birebir kopyalarini cikardilar,70lerin sonlari ve 80lerde japon gitarlari iscilik konusunda muazzam oyle ki fender isim hakkini vererek japon fenderler urettirdi,gibson firmasi ibanez ile davalik oldu,bugune kadar elimden bir suru les paul gecti fakat 81 ibanez artist imi hicbirine degismem,su an elimde 3 vintage japon gitari var,eger denk gelirseniz amerikan gitarlarina onca para vermeden once bir deneyin derim,
Bu asla doğru değil, o yılların üretim politikalarına bakarsak görüp görebileceğimiz tek şey seri ve çok üretime kasmaktır, ikinci dünya savaşının akabinde ABD'nin bütün enerjisi bu yönde zaten, mimarisi de böyledir müziği de, işedikleri pisuar da. O yıllardaki McDonalds ne ise Fender de o. McDonalds'ı da seversin bunda bir sıkıntı yok ama Michelin yıldızlı restorandır diyemezsin. İlla bir sıralama yapmak gerekirse yeni gitarlar tercih meselesi olur tersi değil. Vintage özellikli enstrumanların tek bir avantajı yoktur, olmamıştır ve olamaz. Akla aykırı. Şimdi en azından ne yaptığını bilen mühendisler Fender'de çalışıyor, Leo Fender gibi alaylı mucitler değil. Eski Fender'ler ve Gibson'lar tamamen utilitarian/faydacı bir perspektifle otomobilcilerden teknoloji ve malzeme apartılarak ölü eşek fiyatında ve seri üretime uygun olsun diye yapılmış gitarlar. Bunda bir yanlışlık da yok. Ama butik iş çıkaran ve işi bitirmiş üreticiler hep New York'ta arch top üreten abiler, D'angelic, D'Aquisto ve onun son yaşayan temsilcisi olan Monteleone, Fender ve Gibson değil.
 
O Bacchus'u kaptın ya, ben durur muyum sanıyorsun? Başına uzaktan da olsa iş açmaz mıyım sanıyorsun? Hele heleeee :D:D

Sana en yakın zamanda bir 54 Fender RI deneme ve aradaki farkları yazıya dökme görevi verelim forumca. Öyle ortaya fitne fücür soru atıp kaçmak yok :)

Haksız mıyım ahali? :D
Abi '54 RI'yi satıp, ardından Bacchus'u aldım. Side to side fırsatım hiç olmadı. Yine de kaba taslak yazarsam arada çok ciddi bir fark yok. İşçilik kaliteleri aynı, üzerinde kullanılan malzemelerin kalitesi de aynı, işte 54'ün ağacı daha janjanlı, daha kaliteli, bir de biraz daha rezonant ama dediğim gibi tonal anlamda öyle çok fark yok.

Bir de ash/maple ve alder/rosewood iki gitarı karşılaştırıyorum da burada asıl amacım gitarları kalite bazında değerlendirmek. Bence o derece fark yok.
 
O Bacchus'u kaptın ya, ben durur muyum sanıyorsun? Başına uzaktan da olsa iş açmaz mıyım sanıyorsun? Hele heleeee :D:D

Sana en yakın zamanda bir 54 Fender RI deneme ve aradaki farkları yazıya dökme görevi verelim forumca. Öyle ortaya fitne fücür soru atıp kaçmak yok :)

Haksız mıyım ahali? :D
Abi bu Bacchus, Tokai, Greco üçünden herhangi birinin Türkiye'de adam gibi dağıtımı, distribütörlüğü hiç oldu mu ? Burada da Peavey hikayesi var gibi herkes iyi olduğunda mutabık, lakin dolaşımda çok az var...
 
Abi bu Bacchus, Tokai, Greco üçünden herhangi birinin Türkiye'de adam gibi dağıtımı, distribütörlüğü hiç oldu mu ? Burada da Peavey hikayesi var gibi herkes iyi olduğunda mutabık, lakin dolaşımda çok az var...
Zamanında Tokai ,Greco ve Arianın ilk modellerinden yığmıştım. Gelen geçene isimlerinden dolayı dalga malzemesi oldular .Cort fonetiği muamelesi gördüler. Kafam attı ,Bazısını yok pahasına sattık ,bazısını eşe dosta verdik iade ettik. YAni herkesin bildiği gibi ne yazıkki imaj en az kalite kadar sattıran bir faktör. Bu müzik işide mademki insanın enstrümanı ile ilişkisinden verim oranıyla etkileniyor. Üzse de o sapta duran markanın sırf ne hissettirdiğine bile para vermek ,yaratıcısının hakettiği bir bedeldir.
 
Amerikan gitar demek hava atmak, karıya kıza yürümek ve elit olduğunu belli etmenin diğer yoludur. Zaten forumlarda GERÇEK MÜZİSYEN olmadığına göre en güzel bir yoldur AMERİKAN gitar. Aşağılama konusunda o HEADSTOCK yeterli olur her ortamda :) Sizde bir AMERİKAN gitar sahibi olun, Ortamın karizması siz olun. Hadi şimdi doğru TÜNEL' e :)
Sevgili Tusker,bu konuda size katılmııyorum
Gitar çalan baba gitaristler karı kıza hava atmak,elit olduklarını kanıtlamak içinmi bu gitarları seçiyorlar ve kullanıyorlar ? SVR,aldimeola,John Petrucci,bb king,eric clapton,jimmy page,David Gilmor vs vs...Çoğunluğu albümlerde ve konserlerde Amerikan dediğimiz gitarları kullanıyorlar.Kaliteli gitar var kaliteli olmayan gitar var.Amerikan gitarları kalitelidir.O söz konusu gitarlar zaten kaliteleri ve sahip oldukları kalite standartları yüzünden marka olmuşlar ve pahalılar.John Petrucci yi sahnede Cort çalarken gören varsa bilemem..bunun akisini iddia eden arkadaş varsa benim elimde 1983 Fender squier gitar mevcut,her türlü amerikan gitarla kafa kafaya takas edebilirim...duyurulur..
 
O paraya usa üretim bir gitar alacağıma aynı fiyatı öderim kendi tercihlerime göre kendime özgü bir gitar yaptırırım.

Ağac meselesine gelince klasik gitar icin konusuyorum,örnegin sedir agacindan kapak yapacagım sedir agacının neresinden secildigi önemli,fiyata cok etki ediyor.

gitar ne kadar yaşlıysa o kadar güçlü ve güzel ton verir.(gitarın kalitesine göre)ornegin Ispanyada hep 2.el gitar alıp satarlar 0 gitar pek alınmaz.
 
Kullanılan CNC'lerin bilindiği gibi bir kalitesi var, tolerans aralığı farklı. 3m € da makina var 300bin e de. Kalite kontrol sistemleri de aynı değil, standard american stratla custom shop aynı olamaz. Cort da aynı olamaz, strat cortdan iyi demedim bakın.
Amerikadaki birim işçilik fiyatıyla çin aynı değil, buradan fiyat farkı var ama, amerikanları farkı, belli bir kalitenin üstünde çıkıyor. Fret işçiliği belli bir seviyedir mesela, tesviye gerektirmez -denediğim 10+ stratta bu böyleydi, sizinkinde gerektirmez diye birşey yok-
Sonuç olarak ağaç, imalat işlemleri değer katıyor ve parayı bayılıyoruz.
Suhr ve gibson CS lerde Plek makinasıyla fretler çakılıyor, kesinlikle plek'd olmayanlarla fark var (5000liralık fark değil kesinlikle!) Adam parasını alıyor, reklam yapıyor, ünlülere para veriyor ekipmanlarını kullandırması için, bizde sanıyoruz ki aynı tonu alacağız, custom shop gibson olmasada tokai ve greco olsa inanın uçurum fark var. Vainin legacy kabinlerinin arkasında mesa kafalar olduğu çok konuşulmuştu forumda. Fret protectorlerin kullanıcı gitarı satın alana kadar, SS perdeleri "parıldayarak" tutması için koyduklarını söylemişlerdi. Tamamen arı - çiçek ilişkisi, dış görünüşü olabildiğince çekici sunmaya çalışıyorlar.
Bunlar benim şahsi görüşlerim, çoğu pahalı gitarı denedim gitar rahat olduğu sürece (kişiden kişiye değişir) ton bir şekilde alınıyor. Amerikan gitar olmasındansa amerikan amfi bence daha önemli, blues junior gibi, peavey gibi.
 
Kaliteye ve fiyata etki eden en büyük etken bildiğim kadarıyla ağaç kalitesi. Misal maun diyorlar fakat onlarca maun çeşidi var. "tamamen geneli baz alarak konuşursam" bunlar experler tarafından kontrol edilip atıyorum 1. 2. sınıf kalitedekielre gibson, 4-5. kalitedekilere epiphone standard, 6. 7. kalitedekilere epiphone special serisi falan yapılıyor. Yani squier bullet stratda kullanılanda basswood diye geçiyor, fender usa de kullanılanda basswood diye geçiyor ama aynı ağaçtan kesilmiş ahşaptan yapılan gitarlar değiller.

Üretimde kullanılan masraflarda amerikada çok fazla. Fender fabrikasında çalışanlara en düşük olarak aylık 1000 küsür dolar asgari ücret veriliyorken, çindeki squier fabrikasında çinli çalışanlara aylık 50 dolar bile vermiyor olabilirler (bkz. foxconn) Bu işçilerin eğitimi, deneyimi vs. hep kaliteye etki eden faktörler. Amerikada bu iş kısmen daha sıkı tutuluyor...

Ama fakat velakin gelgelelim sırf gitar amerikada üretildi diye 4000 5000 li rakamlar vermeye değer mi? bence değmez. Piyasa eskisi gibi değil. Özellikle PRS'in korede ürettiği SE segmenti, yine korede üretilen schecterlar veya kore üretimi ltd nin üst segmenti acayip kaliteli gitarlar. Şimdi gitseniz temiz ikinci el bir prs se, schecter ve üst segment ltd almak isteseniz max 1000-1500 TL gibi bir fiyat vericeksiniz. 1000 Liralık bu gitarlar ile albüm kaydedip grammyde alırsınız, her çeşit stüdyo işinizide yaparsınız, 100.000 kişilik açık hava konserinede çıkarsınız. Hiçbirinde bu gitarların "amerikan kalitesinde" olmaması farkettirmez, hiçbir işinizde gitarın kalitesi sırıtmaz. O zaman tercih yaparken illada usa üretim olsun, mutlaka usa üretim olsun, stüdyoya giricem usa üretim gerek, konsere çıkıcam usa üretim lazım oluyo diye ısrar etmek bence işin şımarıklığı...

Markaların uzakdoğuda ürettiği gitarlara fazlasıyla önem verdiği şu günlerde, made in usa gitarlar, belli bir kalitede iş yapmak için olmazsa olmaz bir ihtiyaç, bir standard, bir kalite çıtası olmaktan çıkıp tamamen lüks olmuştur diye düşünüyorum...
 
Son düzenleme:
Bu asla doğru değil, o yılların üretim politikalarına bakarsak görüp görebileceğimiz tek şey seri ve çok üretime kasmaktır, ikinci dünya savaşının akabinde ABD'nin bütün enerjisi bu yönde zaten, mimarisi de böyledir müziği de, işedikleri pisuar da. O yıllardaki McDonalds ne ise Fender de o. McDonalds'ı da seversin bunda bir sıkıntı yok ama Michelin yıldızlı restorandır diyemezsin. İlla bir sıralama yapmak gerekirse yeni gitarlar tercih meselesi olur tersi değil. Vintage özellikli enstrumanların tek bir avantajı yoktur, olmamıştır ve olamaz. Akla aykırı. Şimdi en azından ne yaptığını bilen mühendisler Fender'de çalışıyor, Leo Fender gibi alaylı mucitler değil. Eski Fender'ler ve Gibson'lar tamamen utilitarian/faydacı bir perspektifle otomobilcilerden teknoloji ve malzeme apartılarak ölü eşek fiyatında ve seri üretime uygun olsun diye yapılmış gitarlar. Bunda bir yanlışlık da yok. Ama butik iş çıkaran ve işi bitirmiş üreticiler hep New York'ta arch top üreten abiler, D'angelic, D'Aquisto ve onun son yaşayan temsilcisi olan Monteleone, Fender ve Gibson değil.
Vintage ozellikli enstrumanlarin neden avantaji yoktur asla olamaz anlamadim,sana soyle aciklayayim o donemlerde kullanilan agaclar yagmur ormanlarindan alinan agaclar,kullanilan kapasitorlor bumble bee ler,93 les paul specialimin icinden tanesi 1dolar etmeyen seramik kapasitorler,dandik potanslar cikti gidip cts potlar ve orange drop capler ile degistirdim,kendine geldi gitar,ikincisi neden o zaman bu firmalar 54 strat,52 tele 59 les paul reissue uretiyorlar ve en iyi donemleri de o yuzden,gitar koleksiyonculari ve onca muzisyen SALAK ya bu ise yaramaz odun parcalarina araba parasi oduyorlar.Soylediklerin bir mantiga oturmuyor gidip gibson ile butik uretim yapan adamlari karsilastirmissin ne alaka.Vintage sadece gitarlar icin gecerli degil kemanda da aynisi var,stradivarius milyon dolar odeyen enayiler var,gitsin yenisini alsin hicbir mantigi yok sana gore,1965 mustang cop bu mantiga gore git yeni hyundai accent al,bunlarin hepsi abd nin oyunu dimi illuminatinin isleri bu vintage modasi:)
 
Geri
Üst