Yıllarca bulunduğum ilçede 2-3 tane müzik dükkanı olması ve o müzik dükkanlarının seneler boyunca sadece daddario satmaları dolayısıyla daddario kazığını en çok ben yemişimdir herhalde.
Konuya dönersek, yapılan hoş bir şey değil kısmına çok fazla katılmıyorum. Bu yapılanın arkasında olduğumdan değil de mydukkan vb. büyük müzik firmalarının da sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarına inandığım için.
Bakınız şimdi doremusic'in internet sayfasında, aylardır stoklarda olmadığı halde fiyatı 50 dolar olan bir pedal. Çok sevdiğim bir overdrive : Joyo Vintage OD.
Bu da linki :
http://www.do-re.com.tr/U15094,584,...rdrive-pedal-elektro-gitar-pedallari-joyo.htm
Bu da kargosu dahil 28 dolar. (Aliexpress ve ebay üzerinde bir dolu tomtop, shenzen gibi büyük firmaların satışı mevcut.)
Bu da linki :
http://www.aliexpress.com/item/Prom...-with-True-Bypass-for-Classic/1270128032.html
Kargo dahil 15 günde 28 dolara gelen bir ürünü üstüne bir 28 dolar daha koyup da satmak pek de masumane bir şey değil bence. Üstelik firmaların tedarikçi ile yaptıkları anlaşmalar kayıtlı olur. Alım fiyatları ve satış fiyatları yazılı çizilidir. Sanmıyorum ki alım fiyatları bu fiyatların üstünde olsun.
Bu da mydukkan.com'un facebook üzerindeki bir paylaşımından bir kesit :
Mesaja mydukkan tarafından verilen cevap açık ve net. Kapitalizm, tüketim çılgınlığı vesaire dememe gerek yok. Sonuçta biz de mydukkan.com dan alışveriş yaptık, gerekince de yapıyoruz. Fakat beni asıl şoke eden cevap Osman Kılıç isimli kullanıcının attığı cevap. Osman Kılıç belki öylesine, belki dalga geçmek için attı o mesajı isim beni ilgilendirmiyor. X diyelim o isme. O isim benim için bir sembol. İşte bu cevap aslında bu konunun ve her şeyin cevabı.
Küçücük bir tel mevzusundan nerelere geldim. Daha da gelmek istiyorum müsadeniz olursa.
Buraya kadar olan kısmı kısaca toparlayacak olursak, mydukkan.com ve benzeri büyük müzik marketlerin olması bazı yönlerden büyük kolaylık, internetten alışveriş, taksit seçeneği vesaire vesaire. Fakat bu onların sütten çıkmış ak kaşık olduklarını da göstermez.
Hayatta bazı zevkler vardır. Çocukluğum Turgutlu'da geçti. Yaşadığım ilçede dediğim gibi 2-3 tane kötü esnaf bir tane de rahmetli hocamın dükkanı vardı. Bu hocamla aslında 4 yaşındayken kreşte tanışmıştık. Müzik öğretmeniydi. Fakat 14 yaşımda tekrar bir araya gelebildik. İlçede 1-2 sene ders aldım fakat burada öğretilen en üst seviye bare akorları basabilmekti diyebilirim. Lise dönemim boyunca Fatih hocamla birlikteliğim sürdü. Parada pulda gözü olmayan, eski toprak, Türkiye'de eşi benzeri bulunmayacak plakları olan belki babam yaşında bir framus telesi olan tam bir müzik adamıydı. Bazı zamanlar okuldan kaçıp dire straits falan dinlemeye giderdim dükkanına. Sonra bir gün vefat etti. O günden beri bir boşluk oldu bende. Bu okuldan kaçmalar benim hayatımda hiçbir şeye değişemeyeceğim zevklerden birisiydi.
Demem o ki, müzik insanları birleştiren bir güçtür. Dilini bilmeseniz de, daha önce hiç duymasanız da sizde farklı duygular uyandırabilecek bir güçtür. İnsanları parasına göre ayrıştıran bir şey olmamalıdır müzik. Özellikle de ülkemizde.
Bahsettiğiniz gibi dükkanlara gelirsek bunlar da benim gözümde 2 tip. Birinci tip dükkanlar her müşteriye sorunlu + pahalı mal satarak bunu kötüye kullanan dükkanlar, ikinci tip dükkanlar ise markalaşmanın doruğundaki büyük müzik dükkanları karşısında yapacak bir şeyi olmadığı için sadece "normalden" pahalı satış yapan dükkanlar.
Çaresizlik karşısında iyi niyeti suistimal etmeye davet çıkarmaktansa bence müziğin birleştirici yüzünü insanlara aşılamalıyız.
Nasıl mı? Tabiki de kendi telimizi kendimiz imal edip gitarımıza takacak halimiz yok ancak kitlesel projelerle bence durum kurtarılabilir.
Mesela çoğumuz başarılı luthierlerin yaptığı gitarlara imreniyoruz. Keşke bundan yaptırsam ben de diyoruz. Veya işte atıyorum X marka gitara vereceğim parayla gider A luthierine tamamen bana özel bir gitar yaptırırım.
Aklıma gelen bir örnek şudur mesela: Devlet, meslek liselerinde vs. müzik aleti yapımıyla ilgili ders ve bölümlere giren ya da girecek kişileri teşvik etmeli. Bir çok arkadaşım var meslek lisesinde okuyup da bir baltaya sap olamayan. Yanlış anlamayın meslek liselileri yermiyorum fakat durum ortada bildiğimiz gibi. Bu insanlar bu konularda çalışsalar da bu alanda kalifiye birisi olarak yetişseler kötü olur muydu sizce? Peki yapılamayacak bir şey mi ? Değil bence. Üstelik yaptıkları işten gayet düzgün paralar da kazanabilirler.
Veya ilkokuldan itibaren bir müzik aleti çalma zorunluluğu ve devlet teşviki yine olsa süper olurdu. 2013 senesinde 1 milyon 756 bin kişi ilkokula başladı. Düşünsenize bu oranın 10'da 1 i başarı bile sağlansa bu alanda çok büyük bir başarı olmuş olur.
Bu verdiğim örnekler bana göre yapılabilir hatta şimdiye kadar çoktan yapılması gereken projelerdi mesela fakat biliyorum ki yazdıklarım birçok kişiye nereden nereye gelmişin be aga, kel alaka, ütopya şeklinde yorumlanacak.
Halbuki bu tip projeler hayata geçirilirse müzik adına konuşuyorum markalaşan müzik dükkanlarını sollayacak bir çok yerel müzik dükkanımız olur. Bu sayede böyle esnaflara da yer kalmaz, dünya daha temiz bir yer olur.
Yok yere bu kadar uzattığım için özür dilerim. Eğitimin öğretimden önce geldiğinin farkına varılması dileklerimle, iyi forumlar.