Mahsun Kırmızıgül'ün Yönetmenliği Hakkında

Ben orta seviyelerde bir sinema izleyicisiyim. Simema sektörünü bilmem.
Bu sitede de mutlaka sinema okuyan, belki sektörde çlışan yada benden daha bilgili olanlar vardır,

bilmediğim bir sektörde yorum yapmak yerine kendim üzerimden gideyim. Ben bir müzisyenim, ortaya bir yapıt koymuşsam eğer bunun mutlaka çeşitli süreçleri vardır; Eğitimini almışımdır, Etüdler, grupla provalar, Tuşemi geliştirmek, Kayıt tecrübesi, Profesyonel bir grupta rodi olmak (yani çıraklık vb..) demo.. hepimiz biliriz ki ortaya dinlenilebilir birşeyler koymak iki günde elbette olmaz, yıllar geçer...
eğer bana "-kardeş sen ne yaptın anlat bakalım." deseniz işimi nasıl yaptığımı en ince detaylarına kadar anlatabilirim.

Kimine göre başarılı, kimine göre değil. Gişe hasılatlarına baktığınızda azımsanmayacak birçok kişi tarafından takip edilip beğeniliyor. Ama nasıl oluyor da; ( Belki ben bilmiyorumdur, cehaletime verin) Eğitim almadan, cemiyette pişmeden, kısa film bile çekmeden, büyük projeler çıkarılabiliniyor? "-anlat " diyorsun; konuşanın yönetmen olduğunu bilmesen figüranın konuşuyor birşeyler söylüyor sanırsın. bu yönetmenlik nasıl birşey?
 
Son düzenleme:
Mutlaka belli bir eğitim sürecinden geçmiştir. Ama bu işteki esas olay paradır hocam. Çünkü oynattığı oyuncular başarılı oyuncular. Eminim asistanları da çok kalitelidir.

Hele hele işin içine dram, töre vs girdiğinde yeterli ilgiyi uyandırıyor. Ve kaliteli oyunculuklarla senaryo çok sağlam olmasa bile (Sadece 1 filmini izledim net bi fikrim yok filmleri hakkında) bi şekilde götürüyorlar işi.
 
Filmlerindeki görüntüler,birçok kare çok güzel görüntü yönetmeni olsa iyiymiş aslında :) fakat hint filmleri gibi filmlerinde vermek istediği mesajı insanın gözüne gözüne sokuyor.Bu film ve roman tekniği açısından en büyük kusur...Mesaj filme ve romana yedirilmeli...
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Mutlaka belli bir eğitim sürecinden geçmiştir. Ama bu işteki esas olay paradır hocam. Çünkü oynattığı oyuncular başarılı oyuncular. Eminim asistanları da çok kalitelidir.

Hele hele işin içine dram, töre vs girdiğinde yeterli ilgiyi uyandırıyor. Ve kaliteli oyunculuklarla senaryo çok sağlam olmasa bile (Sadece 1 filmini izledim net bi fikrim yok filmleri hakkında) bi şekilde götürüyorlar işi.

eğer bu iş ortaya para ve fikir koymaksa bunun yanlış bilmiyorsam adı "yapımcılık"ya da "finansör"
eğer işi yapan başkaları ise onların ön plana çıkartılması ve "yönetmenlik" mesleğine saygı göstermek gerekmezmi?
 
eğer bu iş ortaya para ve fikir koymaksa bunun yanlış bilmiyorsam adı "yapımcılık"
eğer işi yapan başkaları ise onların ön plana çıkartılması ve "yönetmenlik" mesleğine saygı göstermek gerekmezmi?
Yapımcısı da yönetmeni de ve hatta aynı film içinde başrolü de kendisi olabilir. Mahsun Kırmızıgül muhtemelen müzik dilinde konuşacak olursak akorları öğrenmiştir belli bir eğitim sürecinden sonra, orkestrasındaki diğer elemanların kalitesiyle ortaya bu eserleri çıkarmıştır. Ve bence en önemli değişken paradır. Kaldı ki asistanlığın da küçümsenmemesi gerek. Bazen arka planda işin büyük kısmını yürüten insanlar olabiliyor.
Örneğin benim şu an param olsa, işi gücü bırakırım, çok yeterli altyapım olmamasına rağmen sağlam bir müzik ekibi kurar, istediğim müziği yapıp, insanlarla paylaşmak isterim. :) Bence bunun gibi bi şeydir Mahsun abimizin olayı.
Yani teknik bilgim bu konularda çok fazla yok ama kendimce böyle olduğunu düşünüyorum arkadaşım :)
 
en son söyleyeceğimi en başta söyliym, Mahsun Kırmızıgül'ün sinema işiyle müzik işiyle yakaladığı kitleyi 3'e 4'e katladığı kesin bir kere.
en son filmiyle son 1 yıldır çekilen yerli filmler içinde ilk 3 gün gişe rekorunu elinde bulunduruyor şu an.
bunları Mahsun Kırmızıgül'ü çok sevdiğimden veya "sinemada başarı=gişe" formülünü benimsediğimden söylemiyorum ama durum budur.
Güneşi Gördüm filmi bence hiç fena değildi, biraz da benim sevebileceğim sosyal içerikli konulara parmak bastığı için daha çok ilgimi çekmiş olabilir, teknik konularda elbet eleştirilebilecek birşeyler bulunabilir, bu konuda ben de uzman değilim, basit bir seyirciyim.
eğitim konusunda ilkesel olarak "herkes eğitim gördüğü alanda iş yapsın" diyebilirsin, saygı duyarım, kısmen katılırım da ama şöyle bir etrafımıza baktığımızda teknik sektörlerde bile ilgili işin eğitimini almamış bir sürü insanın alakasız işlerde çalıştığını görebiliriz, görüyoruz da, ben şahsen kendi çalıştığım sektörde görüyorum.
teknik konularda ilgili iş ile alakalı asgari bir eğitimin %100 şart olduğuna katılırım.
sinema, müzik, resim, spor, v.s. bu gibi dallar eğitimle beraber biraz ruh ve kabiliyet işidir. mesela müzik konusunda zerre eğitim almamış insanların nasıl başarılı olduklarının örnekleri dünya kadar vardır. sinema konusunda da bence böyle, haa mahsun kırmızıgül belki eğitim almıştır bilmiyoruz, hakkını yemeyelim ama hiç eğitim almadan da film çekilebilir bence. adam meraklıdır, bu işin içindeki insanlarla ortamını kurar, görerek öğrenir, konuşarak öğrenir, bol film izlenerek öğrenir, v.s. sırf örnek vermek için veriyom bunları, %100 doğru olmayabilir.
sinema konusunda para ve beraber çalıştığın oyuncu kitlesi de yönetmenin kaliteli film çekme konusuna direkt etki eden unsurlar elbet.

bütün bu söylediklerimden başarı=gişe veya eğitim olmasa da olur, önemli olan piyasayı yakalamak argümanlarını çıkarmayınız lütfen, alınırım :)
 
sinema, müzik, resim, spor, v.s. bu gibi dallar eğitimle beraber biraz ruh ve kabiliyet işidir. mesela müzik konusunda zerre eğitim almamış insanların nasıl başarılı olduklarının örnekleri dünya kadar vardır. sinema konusunda da bence böyle, haa mahsun kırmızıgül belki eğitim almıştır bilmiyoruz, hakkını yemeyelim ama hiç eğitim almadan da film çekilebilir bence. adam meraklıdır, bu işin içindeki insanlarla ortamını kurar, görerek öğrenir, konuşarak öğrenir, bol film izlenerek öğrenir, v.s. sırf örnek vermek için veriyom bunları, %100 doğru olmayabilir.
:)

Sadece futbol izleyerek Messi olabilirmisin? ya da sahaya çıktığında o futbolculuğu kime kanıtlayabilirsin? bırak profesyonel atlet olmayı, Antreman yapmadan 100 metre bile koşamassın. Gelelim müziğe; dediğin doğru. E.Clapton, Beatles, gibi müzisyenler nota bilmeden eğitim almadan ortalığı kasıp kavurmuşlardır. Başarıya ulşana kadar yapıkları ilgi çekmeyen amatör kayıtlar bile bugün hala bulunabilir. sadece plak mı dinlediler acaba?
 
sadece izleyerek elbette ki değil Messi hiçbir futbolcu olamazsın, o yüzden diyorum ya sanat ve spor olaylarında eğitimle beraber kabiliyet temel altyapıdır diye. film izlemeyi de örnek olarak verdim, %100 doğru olmayabilir diye de ekledim ya güzel kardeşim niye böyle yapıyorsunuz :)
 
Bir işi yapabilmek için eğitimini almak şart değildir bence. Özellikle de Türkiye gibi ülkelerde temel meslekler dışındaki mesleklerden para kazanmanın çok zor olduğu, dolayısıyla sinema radyo ve müzik gibi mesleklerin halk ve aileler tarafından meslek sayılmadığı gerçeğini düşünürsek, alaylı olmakta bir mahsur göremiyorum. Kaç tane aile gördünüz "çocuğum büyüsün de sinema okusun" diyen ? Ben hiç görmedim. Ayrıca bir insanın yeterince çalışarak bir alanda o alanın eğitimini almış kişilerden çok daha yukarılara kolayca tırmanabileceğinin bir sürü örneğiyle karşılaşıyoruz her gün. Son olarak, komediyle alakası olmayan ama komedi adı altında beş para etmez konularıyla milyonları sinemalara çeken ya da hayatın gerçeklerinden uzak toz pembe hayal dünyalarını insanlara yutturmaya çalışan filmlere göre, hayatın en acı ve gerçek hallerini tüm saflığıyla filmlerinde işleyen Mahsun Kırmızıgül'ün yerinin çok ayrı olduğunu düşünüyorum.
 
Bir işi yapabilmek için eğitimini almak şart değildir bence. Özellikle de Türkiye gibi ülkelerde temel meslekler dışındaki mesleklerden para kazanmanın çok zor olduğu, dolayısıyla sinema radyo ve müzik gibi mesleklerin halk ve aileler tarafından meslek sayılmadığı gerçeğini düşünürsek, alaylı olmakta bir mahsur göremiyorum. Kaç tane aile gördünüz "çocuğum büyüsün de sinema okusun" diyen ? Ben hiç görmedim. Ayrıca bir insanın yeterince çalışarak bir alanda o alanın eğitimini almış kişilerden çok daha yukarılara kolayca tırmanabileceğinin bir sürü örneğiyle karşılaşıyoruz her gün. Son olarak, komediyle alakası olmayan ama komedi adı altında beş para etmez konularıyla milyonları sinemalara çeken ya da hayatın gerçeklerinden uzak toz pembe hayal dünyalarını insanlara yutturmaya çalışan filmlere göre, hayatın en acı ve gerçek hallerini tüm saflığıyla filmlerinde işleyen Mahsun Kırmızıgül'ün yerinin çok ayrı olduğunu düşünüyorum.

Dediklerine katılıyorum. elbette eğitim almak gerekmeyebilir bence de deneyim her iş için bence daha değerlidir. Ancak burada vurgulama kistediğim kısım "Deneyim" kelimesi.
 
Mahsun Kırmızıgül, bana göre Türkiye'nin en çok etkilendiği şeyden yani dramdan yola çıkıyor. Duygusal bir toplumuz, bunu kimse inkar etmesin. Ve Mahsun Kırmızıgül'de her yeni filminde dramın dozunu arttırıyor. Böylece bir filmini izleyen, diğerine hazırlıklı gidiyor falan. Ama kaliteli işler yaptığını düşünüyorum. Hayatın içinde olan şeylerden bahsetmesi çok güzel. Güneşi Gördüm'ün birebir gerçek hayattan alıntı olması etkileyiciydi mesela.
 
Çok uzun ve derin bir analiz yapmaktansa şöyle bir özet geçmek daha yerinde sanırım.
Mahsun Kırmızıgül' de varoş edebiyatından beslenen bir işyeri sahibi.
Ama Mahsun'un son filmleri tamamen arabesk de değil, her zaman küçük bir ortayolcu nüans var..
 
Son düzenleme:
hazır yerli filmleri konuşuyorken, bu ülkede kendine yer edinemediği için kıyıda köşede kalmış onlarca kaliteli yerli filmler var arkadaşlar, sinema sektöründe film çekme konusunda fakir bir ülke değiliz, bu işlere biraz eğilimi olan alelade bir insan bile sırf işleyeceği konuyla harika filmler çekebilir, bu coğrafyanın kendisi canlı sosyal bir laboratuvar. bu konuda sıkıntı yok.
sıkıntılı olan kısım toplumun bu tür filmlere ilgi göstermemesi. şu anda adını unuttuğum, İlyas Salman'ın da başrollerden birinde oynadığı Gürcistan yapımı bir film var, bu film Oscar yolunda emin adımlarla gidiyor, Kış Uykusu'nun elendiği bir platformda bir üst tura kaldı, geçen günler hangi salonlarda oynadığını merak ettim, koca ülkede sadece ve sadece 3 salonda oynuyor şu anda, o da belki 5-6 kişiye filan oynuyordur. sinema filmi izleme seviyemiz yerlerde gerçekten, hiç gişe filmi eğlencelik, kolay tüketilebilen filmler olmasın demiyorum, bu konuda çok sert değilim, kendim de recep ivedik'i sinema gidip izlerim yani sıkıntı yok ama şu güzelim filmlere de biraz yer açalım be arkadaşım, şöyle filmlere ilgi duyalım, "sanat filmiymiş amaaan" demeyelim, bi şans verelim.

edit: yukarıda bahsettiğim filmin adı "Mısır Adası", ismini unutmak ta bizim ayıbımız olsun.
İlyas Salman'ın şöyle bir röportajı da var filmle ilgili: Oscar'lık filmde 5 bin dolara oynadı - Milliyet.com.tr
 
Son düzenleme:
mahsun kırmızıgül bu işe nasıl girmiştir bilmiyorum. ilk filmi "beyaz melek"in fragmanını gördüğüm günü hatırlıyorum. fragmanı beğenmiştim ama içimde bir önyargı almış başını gidiyordu. film çıktı, sinemada izledim ve beğendim. ikinci film "güneşi gördüm" de gayet güzel bir film bence. "new york'ta beş minare"yi beğenmedim. o filmde görüntüler güzel ama konu bir garip daha doğrusu bir kaç farklı hikaye ilerliyor filmin içinde ama hayal kırıcı şekilde bağlanıyorlar hatta bence pek bağlanamıyorlar.

neyse, bence yukarıda bahsedildiği gibi asistanların veya mahsun k.'nın çevresindeki yönetmen arkadaşlarının bu işlerin başarısında parmağı olabilir. onlardan bu işe dair tüyolar almış olabilir, bir süre eğitim görmüş olabilir ya da safi yetenek olabilir adam. bence bu işlerin hep meraklısıydı klip çekimlerinde vb. bu işlerde tecrübelendi. adından ve işinden dolayı hep çevresi vardı. bu işi ciddiye aldı, çalıştı ciddi bir oyuncu ekibi + ciddi bir teknik ekip kurdu kendine ve başardı. sadece adamın adı mahsun k. diye önyargıyla yaklaşmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. çalışmadan, istemeden bu tarz filmler ortaya çıkaramazdı.

işlediği konuların ağlatan konular olmasını garip bulmuyorum açıkçası. adam anadolunun bağrından kopmuş gelmiş ve onlar hakkında bir şeyler anlatmaya çalışıyor. örneğin beyaz melek'te "huzur evi" kavramına çok şaşırıyor vb. ona göre daha batılı olan çağan ırmak'ın ağlatan hikayeleri zaman zaman daha metropol yalnızlığı, aşkı oluyor ya da daha beyefendi anadolulular, egeliler, yol yordam adamlarının hikayesi oluyor.

ben genel olarak filmlerini beğeniyorum mahsun abi'nin :)
 
Ben hem üniversitede (Amerikan Kültürü ve Edebiyatı) hem de yüksek lisansta (İngiliz Dili ve Edebiyatı) "film incelemesi", "cinema vs novel" derslerini görmüş ve eğitimini almış bir kişi olarak yaklaşıyorum olaya. Yani yazacaklarım "bence" değil işin içinden birisi olarak algılanmalı.

İlk duyduğumda dalga geçtim. "Hadi canım Mahzun Kırmızıgül film yazmış, hem de yönetmiş!!!". "Beyaz Melek" filmini ilk duyduğumda verdiğim tepki buydu. Fakat kadroya bakınca çok şaşırdım. @Darkie tarafından belirtilen filmindeki o "başarılı oyuncular" gerçekten de ciddi kariyere sahip insanlar. Ama onlar oynatılmıyor. Hele hele o seviyedeki bir oyuncu senaryoyu okumadan bir işi kabul etmez. Bu noktadan yola çıkarak filmi büyük bir ciddiyetle izledim. Açık ve net olarak belirtmeliyim ki kendisini yönetmen zannettiğiniz bir çok "yönetmen"den bile daha sağlam kurgulamış filmi. Hatta belli başlı bazı teknikleri de tam yerinde kullanmış. Tabi bu tespitlerimden sonra diğer filmlerini de merakla bekledim. "Beyaz Melek" filminin bir tesadüf olmadığını, çok ciddi bir altyapıya sahip olduğunu, diğer filmleriyle de ortaya koyduğunu görmemek mümkün değil.

Diplomayı bilmem ama, Mahzun Kırmızıgül kendisini yönetmenlik konusunda ciddi anlamda geliştirmiş ve hiç de küçümsenmemesi gereken güzel işler çıkartıyor.
 
haftasonu bir magazin programında lisedeki edebiyat hocamı gördüm tesadüfen(kadın zerre değişmemiş), ülen bir baktım hocanın yanında Mahsun duruyor, adam meğerse bu yeni filminin galasına tüm ortaokul ve lise hocalarını çağırmış, Mahsun'la da aynı hocadan edebiyat dersi almışız, ben de mi yönetmen olsam napsam ya la :p :)
bu da öyle bir hatıra olsun ;)
 
Geri
Üst