Sokak Müzisyenliği

arkadaşlar aranızda bu işle meşgul olmuş veya hala aktif olarak yapan var mı ? işfobik olduğum için en azından bunu yapabilirim gibi geldi. başlangıç olarak bi vokal bulup 2 kişilik bi olay olsun istiyorum çekingenliğim olduğu için .sonra vokali kendimde yapabilirim.bu işin artıları eksileri nelerdir:? teşekkürler
 
İşfobiklik konusuna hiç değinmeyeceğim, keza bu işle ahım şahım bir şey kazanacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 3-4 kişi çalıp söylediğinizi düşünürsek, elinizde şarkı kayıtlarınızın bulunduğu cd'ler de olsa ve satarsanız, günlük bira ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz 3-4 kişinin. Öteye geçmez, tecrübe ile doğru orantılı bir paylaşım. Ama Koray Avcı diye birisi var, Ankara Kızılay'da söylüyor. Kendisini Volkan Konak'ın sesinin benzeri olarak tanıyabilirsiniz internette , yada Ankara'daysanız görmüşsünüzdür kesinlikle. Mesela öyle yetenekliyseniz, sesiniz iyiyse, enstrümana hakimiyetiniz iyiyse iyi para kazanabilirsiniz sadece sokakta da çalarak.

Asıl konuya gelirsek, eskiden çok rahattı büyük meydanlarda, sokaklarda çalıp söylemek. Ancak 2013 yazında başlayan Gezi olaylarından sonra zabıta ve polis zırt pırt "burada insanları toplayamazsın" diyerekten darp etmeye kadar uğraşıyor sizinle. Yine yapılmıyor mu? Yapılıyor tabi, sokak müziği bir kültürdür aslında bana göre. Amaç paradan çok, insanları mutlu etmek bana göre. 5 dakika bile durup, hayatın dertlerini tasalarını unutup güzel bir şeyler dinlemek tüm insanların hakkı. Ama dediğim gibi, artık polis vs çok uğraşıyor. Kızılay'da santur çalan bir dostumuz bir ara sürekli polis tarafından tehdit ediliyordu. Sanırım gözaltına da aldılar, dedim ya malum sebep. "İnsanları buraya topluyorsun, amacın ne?" gibi saçma sapan sorular. Bu tip sorulara "kültürel paylaşım" tarzında cevaplar verseniz de %80 polis anlamayacaktır. Anlamak istemeyecektir. O yüzden "insanlara sanatsal bir şeyler sevketmeye çalışıyoruz" tarzında cevaplar verip nefesinizi tüketmeyin, nefesinize yazık. E bir de şimdi artık herkes "makul şüpheli" olabiliyor. Bu tip sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Ama bu 10 polisten 1ine denk gelmek gibi bir şey. Her zaman yaşanılan olaylar değil. Yaşandığı zaman da tadınız kaçar, canınız sıkılır, zamanınızı çalarlar.

Çekingenlik konusunda bir şey diyeyim, bende zamanında çok çekingen bir tiptim. Ergenlik yılları vs. Ancak gerek sokak müzisyenliği, gerek anketörlük gibi üniversiteye başladığım yıllar yaptığım şeyler bana parasal anlamdan çok sosyal anlamda çok büyük şeyler kattı. Bu çok büyük bir artı. İnsanlarla iç içe olmak, tanımadığınız insanlarla sohbet edebilmek, çekinmemek; ileride çok iyi geri dönüşüm sağlayacaktır. Bu da bu tip ufak işlerle kazanılabilir. O yüzden "çekiniyorum, yapmasam mı" tarzında düşünmeyin. 2-3 tane aynı kafadan arkadaşınızla bu işe giriştiğinizde başlarda çekinseniz bile kendi aranızda eğlendiğinizi farkedince etrafınızda ne kadar insan toplanıp sizi izlese dahi bir süre sonra o çekingenlikten eser kalmaz. Çekingenlikten kurtulmak istiyorsan, bu tip işler yap. İnsanlarla içli dışlı olabileceğin işler (ama cıvıtmadan, çünkü günümüzde bir sürü yılışık anketör vs var sürekli insanları rahatsız edici davranan). Kendimden örnek vereyim, bir dönem barda çalıştım, bir dönem anketörlük yaptım, bir ara sokak müzisyenliği. Ve şu an hiç bir konuda çekingenliğim yok. Ama en başta işfobiğim dedin, o zaman bu düşünceyle başladığınız işler yarım kalacaktır, devamı gelmez. Önce bu düşünceden kurtulmalısınız, eğer ki çekingenliğinizi atmak istiyorsanız.

Ek olarak bir şey daha diyeyim. " Ben rock müzikten başka bir şey çalmam" tarzında idealleriniz varsa, bu işe girişmeyin. Çünkü halkın büyük çoğunluğu dinlemeden es geçecektir. Ankara Kızılay'dan örnek verirsem özgün müzik ilgi görüyor, ya da eski şarkıların coverlarını insanlar durup dinleyebiliyor. Mesela Neşet Ertaş türkülerinin coverı, Orhan Gencebay coverları gibi. Arabesk ya da türkü tarzında değil de , işte anlamışsınızdır anlatmaya çalıştığımı. Ankara Tunalı'dan örnek verirsem de, jazz blues çalanlar olurdu bir zamanlar, hala arada bir - iki kişiye denk gelmek mümkün. İstanbul Taksim'den de örnek verirsek her şeyi duyabilirsin. Bağlamadan tut da jazz orkestrasına kadar. Hatta bir ara yabancı bir jazz grubu vardı, isimlerini malesef ki unuttum. Taksimi çoşturan, insanlara sadece gitar dışında da sokak müzisyenliğinin var olduğunu gösteren eğlenceli bir gruptu. Çeşitli üflemeliler, kontrbass, gitar, tefler vs bulunuyordu grupta. Çalmak istediğiniz yere göre çeşitlilik göstermeli repertuarınız. İnsanların nerede neyi dinlediğini bilmek gerekiyor.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst