Mitoloji, Efsaneler, Tanrılar, Yaratıklar...

ATİNA

birgün atinalılar (atina şehri olmadan önce neydiler bilmiyorum ama) toplanırlar . büyük ihtimalle isim şehir oynarlarken akıllarına gelmiş olabilir diye düşünüyorum. nese bu iş için athena ve poseidon yarışacaklardır,diğer tanrılar şehire isim verilmesi için juri olurllar sonra otururlarken yan tarafa bakarlar o da nesi bizim HINCAL ULUÇ orda değilmiymiş oda jürideymiş. nese sırasıyla poseidon işe başlar amaç en güzel mahareti göstermekmiş.

POSEİDON:denizden tek boynuzlu bir at çıkararır( bkz: unicorn)
ATHENA: YERDEN GÖRKEMLİ BİR ZEYTİN AÐACI ÇIKARIR

SONUÇ: 11 TANRI ATHENAYI BEÐENİR 1 TANESİDE POSEİDONU(HINCAL ULUÇ OLARAK TAHM,İN EDİYORUM) ŞEHİR ATİNA OLUR
 
Apis=Ay ışığına yıldırım çarpmasınla oluşmuş öküz
Asklepios=Hekimlik Tanrısı o kadar ileri gittiki ölümsüzlüü buldu ama Ares onu Zeus a şikayet etti :'(
Arachne=Kilimleri Athena dan daa güzel die örümcee çevrildi (aklıma geldikçe yazarım) :p
 
Yunan mitolojisi her zaman ilgimi çekmiştir. Hatta mitoloji kitaplarında kaybolduğumu bilirim :) bu arada Kybele çoğu kişi tarafından sadece bereket tanrıçası olarak bilinir ama aynı zamanda bütün tanrıların anası da yine odur ;)
 
Aries = Koç Burcu

Kral Athamus'un ilk karısı Nephele'den olan oğlu Phrixus ve kızı Helle ikinci karısı Ino tarafından öldürülmek istenince Heracles Zeus'un emriyle altından boynuzları olan bir koç göndererek çocukları kurtarmaya çalışır. Altın koç tarafından karadeniz kıyılarına taşınan çocuklardan Helle yolculuk sırasında ölür. Gittiği yere varan Phrixus koçu Zeus'a olan minnettarlığını göstermek için kurban eder ve Zeus'da koçun resmini yıldızların arasına yerleştirir. bu koç o koçtur.
 
ALLAH:

bilindiği gibi kurandaki tanrının 99 tane adı vardır. fakat bu isimler içerisinde allah adi diğer tüm isimlerden ayrıcaklı sayılmış, özel bir öneme sahip bir nitelikle verilmiştir. peki allah ismini diğer isimlerinden ayrıcalıklı kılınmasının sebebi nedir?

kuranın arapçasını inceleyenler allah isminin farklı yazıldığını farkederler. diğer isimlerin aksine allah ismi arapça a-l-l-a-h harfleriyle yazılmaz. eski arapça olduğu tahmin edilen özel ve ayrı bir şekilde yazılır ama ezbere allah diye okunur.

islamiyet öncesi arap toplumunda, bize okutulup öğretilmese de, yunan mitolojisi kadar gelişmiş hatta belkide yunan mitolojisinden bile daha gelişmiş bir mitoloji vardır. bu mitoloji tıpki yunan mitolojisi gibi çok tanrılı bir mitolojidir ve bugün varolmayan ama kaynaklarca en eski din olarak olarak geçen sabiilik diniyle içiçe geçmiş bir mitolojidir (sabiilikle ilgili birçok açıklama kuranda da mevcuttur üstelik)

işte bu islamiyetle beraber yavaş yavaş yok olan mitolojide en büyük tanrı güneş tanrısıdır. diğer tüm tanrılar güneş tanrısından daha aly kademede bulunurlar. bu güneş tanrısının ismi ALİLAH'tır ve yazılışı kurandaki ALLAH ismi ile tıpatıp aynırdır. bu allah isminin kaynağının en büyük kanıtıdır.
 
Zaten Ingilteredeki bir grup fanatik Hristyanlarin bir gun elime tutusturdugu kitapcikda Allah 'Ay Tanrisi' idi. Onlar da Islam karsiti olduklari icin ve kendi dinlerini one cikartmak istedikleri icin her turlu kiliga giriyorlar ama demek ki onlara da ogretilen bu :D

Demek ki Allah bir yerlerde 'Gunes Tanrisi' baska yerlerde 'Ay Tanrisi' baska yerlerde de 'Ilk, son ve Tek Tanri' tabi eger gercekten var olsaydi :D
 
sabiilik dini göksel bir dindir çünkü mitolojiktir. yıldızlara aya ve güneşe tapılır. fakat en büyük tanrı ve yaratıcı olarak güneşi kabul ederler. ay da bir tanrıdır fakat ay tanrısın adı başkadır. güneş tanrısı alilah ile kuranın tanrısı allah arasındaki tıpatıp benzerlik oldukça şaşırtıcı.
 
3 kitabın da paylaşamadığı hz. ibrahiminde sabii olduğunu öğrendim. en sağlam kanıtları kuranda var. hz. ibrahimin yıldızlara ve güneşle aya taptığı kuranda anlatılıyor.

orucunda göksel bir inanıştan geldiği kesin. çünkü oruç ayı, ayın pozisyonuyla başlıyor, ve oruçlu kalınan süre güneşin doğup batışıyla belirleniyor.
bu inancı geliştiren kavimlerin orta asya civarında yaşadıkları belli. çünkü dünyanın bu bölgelerinde gece-gündüz dengesi var.
mesela oruç güneşin ilk ışıklarını vermesiyle başlıyor ve batmasıyla noktalanıyor. e peki bu kurala göre finlandiyadaki adam nasıl oruç tutacak. güneş 4 gün batmıyor mesela. peki kutuplarda 6 ay gece 6ay gündüz. bunun açıklamasını en saygın islam alimleri bile veremiyor.
belliki bu inançları geliştirenler o topraklara hiç ulaşamışlar.
 
Oceanides demiş ki:
Hadi canim yani koskoca Tanri kutuplarda ne olup bittiginden habersiz mi? :D Kizdirma Muslumanlari simdi Slaytanic :D

Tanrı inancı doğuştan,inançsızlık sonradan kazanılmıştır..

İnsanoğlunun yaratıcısını sürekli araması sizlere bir şeyler anlatmalı..
Daha baltayı yapamayan insan yaratıcısını aramış görmüyormusunuz..


Neyi ispatladığınızı düsünüyorsunuz,Allah ismi daha öncede kullanıldıdan yola çıkarak o'nun olmadığını mı??
Gülerim :D :D

Size bir soru..neden insanlar hep kendilerini bir yaratan olduğunu düşündüler..
Ve bunun önüne hiçbir şey geçemedi..Sadece inanmak için bir sürü sebebi olan insanların yanında,inanmamak için hiçbir sebebi olmayanların sonradan kazandıkları inançsızlık dışında..
İnanmamak mı? Aslında hayır..

Bugün ben inanmıyorum diyen insanlarında aslında birşeylere inandığını görüyoruz..Bilim gibi..ideolojik felsefeler gibi..doğa gibi..

İnsan hep bir başka güce sarılarak diğerini inkar etti..Bilime sarıldı..İdeolojik felsefelere sarıldı..yani hep bir şeylere inanma ihtiyacı duydu..

Örneğin bilim..
Doğadaki tüm hareketliliği inceleyen ve tamamen insan aklı ürünü olan bilim..İnsan,doğayı bilimle incelerken hep nerden geldiğini ve yaratıcısını aradı..Bilim sadece bunu yapar demiyorum..Bazıları tesadüfen olduk dedi,bazılarıda bizleri sonsuz güç sahibi bir varlık yarattı diyerek inançlarını bilime eklediler..

İnanç,insanların içinde varolan ve engellenemez bir olgudur..Bu insanlığın tarihinde tamamen ortada ve saklı olmayan bir gerçektir..

Peki neden?Neden insanlar hep yaratıcıyı aradılar..

Çünkü insanoğlu kendisini bir yaratan olduğunu hep bildi..O'nun nerde olduğunu..nasıl olduğunu ve gücünü hep aradı..Kaçmak isteyenler sadece gördüklerine inandılar..Halbuki senin sadece 5 duyu organın var..Onlarca duyu organın olsaydı görüp hissedebileceğin başka şeylerin de olabileceğini hiç düşünmedi..

Ben inanmıyorum deyip gülüp dalga geçerek kibirlenmeyin..İnsanlık tarihini küçümsemeyin..Bunun size fatura olarak geri dönmeyeceğinden emin değilsiniz..
 
Oceanides demiş ki:
Hadi canim yani koskoca Tanri kutuplarda ne olup bittiginden habersiz mi? :D Kizdirma Muslumanlari simdi Slaytanic :D

Fyz19 demiş ki:
Tanrı inancı doğuştan,inançsızlık sonradan kazanılmıştır..
İnsanoğlunun yaratıcısını sürekli araması sizlere bir şeyler anlatmalı..
Daha baltayı yapamayan insan yaratıcısını aramış görmüyormusunuz..

Neyi ispatladığınızı düsünüyorsunuz,Allah ismi daha öncede kullanıldıdan yola çıkarak o'nun olmadığını mı??
Gülerim :D :D

Madem lafima alinti yaptin, koskoca Tanri'nizin neden kutuplardan haberi yok onu da cikla istersen, bos yere gulmeyi verecek cvbi olmayanlar yapar. Koskoca evrendeki butun sistemleri geciyorum, Tanri'niz sadece dunyadan ve dunyada sadece ortadogudan haberdar :!:


Fyz19 demiş ki:
Size bir soru..neden insanlar hep kendilerini bir yaratan olduğunu düşündüler..
Ve bunun önüne hiçbir şey geçemedi..Sadece inanmak için bir sürü sebebi olan insanların yanında,inanmamak için hiçbir sebebi olmayanların sonradan kazandıkları inançsızlık dışında..
İnanmamak mı? Aslında hayır..

Bugün ben inanmıyorum diyen insanlarında aslında birşeylere inandığını görüyoruz..Bilim gibi..ideolojik felsefeler gibi..doğa gibi..

İnsan hep bir başka güce sarılarak diğerini inkar etti..Bilime sarıldı..İdeolojik felsefelere sarıldı..yani hep bir şeylere inanma ihtiyacı duydu..

Insanlarin tarih boyunca biseylere inanma istegi korkularindan ve bilinmeyene olan merakindan ileri geldi. Bu ihtiyaclarini ilk basta tasa topraga, sonra gunese aya, putlara vs taparak cesitli sekillerde tatmin ettiler. Tastan topraktan bisey gelmedigini anlayan akilli insan bu sefer gorunmeyen bir varlik olgusunu ortaya atti. E bu da curutulene kadar bu hikayeye inanirsiniz artik :D

Fyz19 demiş ki:
Örneğin bilim..
Doğadaki tüm hareketliliği inceleyen ve tamamen insan aklı ürünü olan bilim..İnsan,doğayı bilimle incelerken hep nerden geldiğini ve yaratıcısını aradı..Bilim sadece bunu yapar demiyorum..Bazıları tesadüfen olduk dedi,bazılarıda bizleri sonsuz güç sahibi bir varlık yarattı diyerek inançlarını bilime eklediler....

Bilim insan aklindan cikan en GECERLI, en GERCEK, en TUTARLI ve kanitlari olan pozitif bir olgudur. Ve kesinlikle insan aklindan cikma dinlerle kiyaslanamaz bile :!:
 
Oceanides demiş ki:
Oceanides demiş ki:
Hadi canim yani koskoca Tanri kutuplarda ne olup bittiginden habersiz mi? :D Kizdirma Muslumanlari simdi Slaytanic :D

Fyz19 demiş ki:
Tanrı inancı doğuştan,inançsızlık sonradan kazanılmıştır..
İnsanoğlunun yaratıcısını sürekli araması sizlere bir şeyler anlatmalı..
Daha baltayı yapamayan insan yaratıcısını aramış görmüyormusunuz..

Neyi ispatladığınızı düsünüyorsunuz,Allah ismi daha öncede kullanıldıdan yola çıkarak o'nun olmadığını mı??
Gülerim :D :D

Madem lafima alinti yaptin, koskoca Tanri'nizin neden kutuplardan haberi yok onu da cikla istersen, bos yere gulmeyi verecek cvbi olmayanlar yapar. Koskoca evrendeki butun sistemleri geciyorum, Tanri'niz sadece dunyadan ve dunyada sadece ortadogudan haberdar :!:


Fyz19 demiş ki:
Size bir soru..neden insanlar hep kendilerini bir yaratan olduğunu düşündüler..
Ve bunun önüne hiçbir şey geçemedi..Sadece inanmak için bir sürü sebebi olan insanların yanında,inanmamak için hiçbir sebebi olmayanların sonradan kazandıkları inançsızlık dışında..
İnanmamak mı? Aslında hayır..

Bugün ben inanmıyorum diyen insanlarında aslında birşeylere inandığını görüyoruz..Bilim gibi..ideolojik felsefeler gibi..doğa gibi..

İnsan hep bir başka güce sarılarak diğerini inkar etti..Bilime sarıldı..İdeolojik felsefelere sarıldı..yani hep bir şeylere inanma ihtiyacı duydu..

Insanlarin tarih boyunca biseylere inanma istegi korkularindan ve bilinmeyene olan merakindan ileri geldi. Bu ihtiyaclarini ilk basta tasa topraga, sonra gunese aya, putlara vs taparak cesitli sekillerde tatmin ettiler. Tastan topraktan bisey gelmedigini anlayan akilli insan bu sefer gorunmeyen bir varlik olgusunu ortaya atti. E bu da curutulene kadar bu hikayeye inanirsiniz artik :D

Fyz19 demiş ki:
Örneğin bilim..
Doğadaki tüm hareketliliği inceleyen ve tamamen insan aklı ürünü olan bilim..İnsan,doğayı bilimle incelerken hep nerden geldiğini ve yaratıcısını aradı..Bilim sadece bunu yapar demiyorum..Bazıları tesadüfen olduk dedi,bazılarıda bizleri sonsuz güç sahibi bir varlık yarattı diyerek inançlarını bilime eklediler....

Bilim insan aklindan cikan en GECERLI, en GERCEK, en TUTARLI ve kanitlari olan pozitif bir olgudur. Ve kesinlikle insan aklindan cikma dinlerle kiyaslanamaz bile :!:

Peygamberimizin hadisi şöyledir.

“Deccal (kelime manası büyük aldatıcı) insanları dalâlete sürüklemek için gelince o, yeryüzünde kırk gün kalacaktır ki birinci gün bir sene kadar, ikinci gün bir ay kadar, üçüncü gün bir hafta kadar uzun olacaktır; kalan günler de sizin normal günleriniz gibi olacaktır. Ashaptan biri sordu: Bir sene kadar uzun olacak günde sadece beş vakit namaz kılmak yetecek midir? Hz. Peygamber cevap verdi: Hayır, hesap ediniz.”

Bu hadîste tavsif edilen birinci gün, güney 90 derece paralelindeki, yani kutuplardaki şartlara; ikinci gün kuzey yarı kürenin 68 derece paralelinin biraz güneyindeki durumlara ve üçüncü gün de 66 derece paralelin biraz güneyindeki ahvale benzemektedir. Peygamber (s.a.) in bu emrinden hareketle İslâm ulema meclisleri böyle durumlarda güneşin değil de saatin hareketini takip etmeyi emrettiler ve yükü hafifletmek için de 45 derece paralel ile kutuplar arasındaki yerler için 45 derece paralelindeki zamanı takip etmeyi emrettiler.

Bir ayette de şöyle diyor Allah,
"Allah hiç bir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez"
diğer bir ayet

“Demek, hakikaten güçlükle beraber bir kolaylık vardır; muhakkak güçlükle beraber bir kolaylık var.”


Kutuplarda olup saaten haberdar olmayanlara oruç farz mı değil mi onu bilmiyorum..Bu beni aşar..
 
bu hadisi hangi hadis kitabından yazdın? ben hatırlar gibiyim böyle bir hadis okuduğumu fakat, benim okuduğum yorumlar hiç de bu şekilde değildi. ben yanlış veya doğru demiyorum. hangi yorumun doğru olduğunu bilecek bilgiye sahip değilim.

benim okuduğum yorum: 1. gün o kadar zor olacakki (zordan kasıt asap verici falan sanırım) sanki 1seneymiş gibi gelecek insanlara.
yani gün süresi saate endeksli değilde insanın hissettiği saate endekslenmiş gibi anladım ben.

kutupta saatten haberdar olmanın önemi yokki. ayet çok açık. orucun güneşin ilk ışıklarıyla başladığını yazıyor. yani oruç güneşe bağlı. koldaki saatin hiçbir anlamı yok.
 
Yani o hadisten kutuplara ve kuzey yarim kureye nasil baglanti kurdun gercekten anlayamayacagim :D Daha once de dedigim gibi, soz konusu sey yoruma aciksa her tarafa cekilebilir. Siz deccal in insanlari delalete suruklemesini kutuplara bagladiniz madem ben baska bisey diyemem..
 
Oceanides demiş ki:
Yani o hadisten kutuplara ve kuzey yarim kureye nasil baglanti kurdun gercekten anlayamayacagim :D Daha once de dedigim gibi, soz konusu sey yoruma aciksa her tarafa cekilebilir. Siz deccal in insanlari delalete suruklemesini kutuplara bagladiniz madem ben baska bisey diyemem..

Arkadaşım önemli olan hadisteki son cümle..Yani peygambermizin cevabı..Hesaplamak yani... hadisin genelinden bahsetmiyorum..

Slaytanic ordaki gün kadar oruç..bu kadar uzun süre oruç tutulmayacağı zaten açık.
"Allah hiç bir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez"
ayetinden bunu çıkarabiliriz sanırım..

Ordaki müslümanlar bunu nasıl ayarlıyorlar o konuda çok bir bilgim yok..
Bu durumdaki insanlara oruç farz mı o konuda da pek bir bilgim yok..

Ancak güneş ve ay,saat öncesi dönemde zamanın ayarlanması için kullanılmıştı..Burdan eski güneşe tapanların diniyle bizim dinimiz arasında nasıl bir bağ kurdunuz pek anlayamadım..Çünkü onlar güneşi zamanı kullanmak için değil ilah olarak görüyorlardı..

Ancak yaratıcı buraya bakılarak inkar edilemez..

Bu arada bilimi kesinlikle küçümsemiyorum Oceanides..Bilimin ne kadar gerçek olduğunu görebiliyorum.. Ama dinin insan aklı ürünü olduğundan da sen emin değilsin..Eminmiş gibi bir ifade var yukarıda..Bunu ispatlayan herhangibir bilimsel veri de yok.. sadece inanç ve görüşler var..

Kur an ın hak kitabı olduğunu bazı ayetlerinden anlayabiliyoruz..

O dönemde bilimle hiçbir alakası olmayan bir toplumun içinden birisi Kur an daki bazı ayetleri aşağıda vereceğim yazması mümkün değildi..Hatta o dönemden öte 19.yy da bile ki o dönemden önceden kalmış Kur an larda da bu ayetler var..Eğer bir değişme olmuşsa bilgi ispatlandıktan sonra olmalıydı..

Zariyat Suresi 47. ayet: “Biz, göğü kuvvetle bina ettik. Muhakkak ki, Biz onu genişletmekteyiz.” Evrenin genişlediğine dair ayettir..Yorum yapmaya gerek bile yok ve başka hiçbir dinde böyle bir ayet yok..

Rahman süresi 19. İki denizi birbiriyle kavuşsun diye salıvermiştir.

20. Birbirine kavuşmasını önleyen aralarında bir engel vardır.

Bu ayetler de tamamen bilimsel içerikli ve doğrudur..Yoğunluk farkının yani bilinmeye başladığını biliyoruz..

... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)

Dünya'da bu kadar fazla miktarda bulunmasına karşın, demirin oluşumu Dünya dışında gerçekleşmiştir. Modern astronomik bulgular, Dünya'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur


Yer, o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı, yer, ağırlıklarını dışa atıp-çıkardığı ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman; o gün (yer), haberlerini anlatacaktır. (Zilzal Suresi, 1-4)

Zilzal Suresi'nin 2. ayetinde, depremle ilgili olarak yerin ağırlıklarını atmasından bahsedilmektedir. Nitekim son yüzyıllarda yapılan araştırmalar sonucunda yerin merkezinde ağır metaller olduğu ve bunların yeryüzündeki hareketlenmeler sonucunda ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Bunların sayısı daha arttırılabilir..

Özellikle evrenin genişlediğini anlatan ayet ilginçtir..En eski Kur an lara da baksanız..yani bu teori ispatlanmadan öncekilere aynısını bulabilirsiniz ki yorum açıktır..

Başka hiçbir dinde olmayan gerçekler var..Bunlara gözlerimizi kapatamayız..Bu körlük olur..
 
malesef bu verdiğin örnekler zorlama yorumlardan öteye geçemiyor.

mesela ısrarla önemine değindiğin, sözde evrenin genişlediğini işaret eden ayet. bir kere o yorum bilimin evrenin genişlediğini ıspatlamasından sonra ortaya atılmış bir iddiadır. neden kimse 100 yıl önce böyle bir yorumda bulunmamıştı? çünkü ayet farklı şekilde yorumlanıyordu (aslında hala o şekilde yorumlanıyor). bunun sebebi aslında arapçanın yapısından kaynaklanmakta. aynı kelime farklı cümlelerde farklı anlamlara geliyor.

neyse, o ayette aslında söylenen (buharinin hadis kitabın dayanarak) sürekli gezegen ve yıldızların yaratılarak evrenin "büyümesi"dir.
“Biz, göğü kuvvetle bina ettik. Muhakkak ki, Biz onu genişletmekteyiz.” yani genişleme, yıldızların birbirinden uzaklaşarak değil, allahın yeni yeni yıldızlar yaratarak sağlamasından ileri gelir. 1500 yıldır yapılan yorum budur. şimdi 15 yıl önce evrenin genişlediği ıspatlanınca, böyle zoraki yorumlar ortaya çıkmıştır.

o denizlerin karışmaması, tatlı su tuzlu su davası kuran yazılmadan 2000 yıl önce de biliniyordu. aslında bilim o tarihlerde son derece ileriydi (kurandan çok çok önceleri)
mesela mısır piramitleri, bugünkü teknolojiyle inşa edilemiyorlar. o piramitleri uzaylıların veya allahın yapmadığını düşünürsek demekki mısırlılar son derece ileri bir mühendislik ve malzeme bilimine sahiptiler.

hele astronimi aşlıbaşına inanılmaz bir konu. sümerlerin m.ö. 3000li yıllarda 5 gezegeni tespit edebilmiş olmaları muazzam bir bilgiye sahip olduklarını gösterir (1700lere kadar başka gezegen bulunamadı)

kuranda elektriğinde geçtiği şeklinde zorlama yorumlar vardır. öyle bile olsa bulunan bir kalıntı çok enteresandır zira sümerlerden kalma çok ilkel bir pil bulunmuştur. topraktan bir kaba 2 elektrolit koyarak 1,2voltluk elektrikleri ürettikleri ıspatlandı sümerlerin. demekki kurandan 3000yıl önce elektrik kullanıyordu.

demir konusu hakkında yorum yapamayacağım çünkü yeterli bilgim yok. ama çok ileri bir medeniyet olan sümer ve mısırlıların bu bilgiye zaten sahip olduklarını düşünmekteyim (bu benim kendi yorumum)

gelgelelim bunları neden yazıyorum. çünkü verilen cevaplara bakmaksızın sürekli yeni sorular üretmek yerine oruç olayına açıklık getirmeye çalıştın. zaten açıklayabilsen islam alimleri arasında yerini alırsın. çünkü onların bile engin kuran bilgilerine ramen açıklayamadıkları bir konu.

peki, bir de şu konu hakkında yorumunu sorsam, kuran size göre tutarsızlığa yer vermeyecek şekilde yazılmıştır.
müslümanlıktaki, yahudi karşıtlığı bilinir. her müslümanın yahudi karşıtı olması beklenir. aşağıdaki ayet diyanet işleri çevirisinden:

en üstün toplum, israil toplumu

"ey israiloğulları! size verdiğim nimeti ve sizi dünyalara üstün kıldığımı hatırlayın" (kaynak: bakara suresi ayet:47 kuranı kerim)

e şimdi bu nasıl bir çelişki?
 
slaytanic... Eğer söylediğin gibi eskiden de bilinen bilimsel gerçekler Kur an da sonradan yazıldıysa bile.. Bunu peygamberimiz nasıl bilebilirdi ki..,,

Evrenin genişlemesi konusunda sana katılmıyorum..O ayette yorum açık direk anlamıyla evren genişlemektedir diyor..

israiloğullarının sonradan yaptıları nankörlükten de bahsediliyor..ve bu nankörlükleri bir çok ayette de vardır..
 
Geri
Üst