Hidroelektrik Santralleri Ve Suyun Satılması

Diğer taraftan iyi de oluyor aslında. Eğer sahip olunan bu kaynaklar işlenmezse, nükleer santraller kurulmaya devam edecek. Ki kaldı ki orman su işleri bakanlığı ve gıda tarım bakanlığının kesilen ağaç kadar fide ekilmesi zorunluluğu var. Ama hidroelektrik suyu aslına bakarsanız çok yararlı bir uygulama da. Sebebi, suyun sürekli devri daim olması ve enerji nakil hattından sonra direk Türkiye elektriğine katılması. Bizim ülkemiz malesef kendi elektriğinin tamamını kendisi üretmiyor. Bu yolla 26 sentten alınan elektrik 13 sente alınıyor. Tamı tamına yarıya. Ki güzel tarafı ülke kendi elektriğini üretiyor. Heee gelelim tahribata... Bunun hiçbir karşılığı olamaz. Ancak siz de bu elektriğin meyvesini yiyorsunuz,yiyoruz. Alternatif yok mu?, Var. Rüzgar ve Güneş enerjisi. Ama onun için de bir takım tahribatlar yapılmak zorunda. Ve köylü vatandaşımız buna da karşı çıkacaktır. Sebebi, huzurlarının kaçıcak olmasından korkmaları...
 
Tahribat mı? Yahu Ali, Kayseri Konya arasında hektarlarca ekime uygun olmayan araziler var. Dik bunlara güneş panellerini, rüzgar tribünlerini gitsin.

Hem videoların ana konusu elektirik üretimi değil, hidroelektirik santrali kisvesinde ülkenin su kaynaklarına global şirketlerin el koyması. Kendi içeceğin, hatta ücretsiz kullanacağın suyun hem elinden alınması, hem de habitatının neredeyse geri dönüşsüz ve çok ağır zarar görmesi.
 
Tahribat mı? Yahu Ali, Kayseri Konya arasında hektarlarca ekime uygun olmayan araziler var. Dik bunlara güneş panellerini, rüzgar tribünlerini gitsin.

Hem videoların ana konusu elektirik üretimi değil, hidroelektirik santrali kisvesinde ülkenin su kaynaklarına global şirketlerin el koyması. Kendi içeceğin, hatta ücretsiz kullanacağın suyun hem elinden alınması, hem de habitatının neredeyse geri dönüşsüz ve çok ağır zarar görmesi.
E abi, bende burada tutup dağa taşa hes yapsınlar demedim ki.(ki benim dememle de yapılmıyor :p ).
Bu arada 1. vidyoyu izlemedim, 2. vidyoda da tamamını izlemedim. Lakin proje sahiplerinin DSİ olduğunu unuttuğunuzu var sayıyorum. Sebebi ise YAP-İŞLET-DEVRET sistemi ile heslerin yönetilmesi. Ne demek bu diye açıklamayacam ama hizmet süresi (Lisansın alınmasın itibaren başlar) sonunda tesis DSİ'ye bırakılır.

Geleyim şirketler mevzusuna... bir kere devletten ihale almayı anlatayım. Önce ihale yapılan odaya başvurur ve teklifinizi ilgili bakanlığa,makama gönderirler. burada ihale dosyanızı almak için size bir davet gönderirler. sizde bu davete tekabulen teklif dosyası yaparsınız. Bundan sonra ihaleye girer ve maliyeti en düşükten işi yapabilecek olan teklife doğru " İşi bitirme güvencesi" alırsınız. burada mulakata girer ve bir takım teknik konuları, hakediş raporlarını gözden geçirsiniz. Velev ki aldınız bu projeyi. Artık, teslim tarihine kadar size süre verirler. bu sure aşılırsa şirket DSİ'ye bir ceza öder.(Adını hatırlayamıyorum şu anda). Ancaaaaak, bundan sonra EPDK sadece sudan elde edilen elektriğin genel hata bağlanmasını ve bu enerjinin devamlılığını denetler. Bundan sonra elde edilen kar isterse olmasın devam eder. Burada EPDK, şirketin bütün giderlerini denetlemek zorunda da değildir.

Ona bakarsan barajlarda bir hdiroelektrik santraldir. Ama duş alırken bunu o kadar önemsemezsiniz ve bunları da tamamiyle devletin yaptığını savunabilirsiniz. Şimdi baraj ile hes arasında ne fark var ben merak ediyorum.

Hem anlamadığım, hes ile su nasıl elden alınıyormuş ? - Aksine, köy muhtarının tek bir dilekçe üzerine (Ki onlara bu aklı ancak proje müdürü verir çünkü izinler ile o uğraşır ;) ) iletim kanalından sulama kanalı çekilmesi mecburidir. Çekilmemesi halinde suç duyurusunda bulunabilirler. Ki milyon dolarlık bu projeler böyle küçük şeyler yüzünden durmayı riske alır mı bilemiyorum...o_O
Gel gelelim ülkenin kaynakları, ülke vatandaşı için kullanılacaksa birilerinin bunu yapıp üzerinden kar da ederek bunu yapmasında sakınca yok bence.
 
Ohoooo Ali. Senin ne pratikteki işleyişlerden, ne yasaların toplu tecavüz şeklinde delinişinden, ne rüşvet çarklarından, ne tek bir şirketin haberdar olduğu ihalelerden, HES'lerin dahi kurulmamaları gereken yerlere kurularak adeta kasıtlı yapılan tabiat katliamlarından vb.lerinden hiiiç haberin yok bakılırsa. Üstüne bir de hidroelektirik santrali ile barajın daha temel farklarını bilmden, barajı bize HES diye giydirmeye çalışıyorsun. Kusura bakma da, bir klasiğe imza ataıyorsun; ne teorik ne de pratik bilgin yok ama fikrin var. İnayet ola.
 
Ohoooo Ali. Senin ne pratikteki işleyişlerden, ne yasaların toplu tecavüz şeklinde delinişinden, ne rüşvet çarklarından, ne tek bir şirketin haberdar olduğu ihalelerden, HES'lerin dahi kurulmamaları gereken yerlere kurularak adeta kasıtlı yapılan tabiat katliamlarından vb.lerinden hiiiç haberin yok bakılırsa. Üstüne bir de hidroelektirik santrali ile barajın daha temel farklarını bilmden, barajı bize HES diye giydirmeye çalışıyorsun. Kusura bakma da, bir klasiğe imza ataıyorsun; ne teorik ne de pratik bilgin yok ama fikrin var. İnayet ola.
HAHAHAHAHA devlet yanlış fizibilite raporuna mı milyon dolarlar yatırıyor diyorsun yani ? :) Üstelik rüşvet dediğimiz şey her yerde var artık. "Herkesin bir fiyatı vardır." lafına sonuna kadar katılıyorum o yüzden :) Bu arada kasıtlı tabiat katliamları ile HES arasında nasıl bağlantı kuruyorsun anlatmanı da isterim.(Dayanak isterim ama bak :) ). Bu arada anladığım kadarıyla inşaat mühendisliği var gibi seziyorum.
 
HAHAHAHAHA devlet yanlış fizibilite raporuna mı milyon dolarlar yatırıyor diyorsun yani ? :) Üstelik rüşvet dediğimiz şey her yerde var artık. "Herkesin bir fiyatı vardır." lafına sonuna kadar katılıyorum o yüzden :) Bu arada kasıtlı tabiat katliamları ile HES arasında nasıl bağlantı kuruyorsun anlatmanı da isterim.(Dayanak isterim ama bak :) ). Bu arada anladığım kadarıyla inşaat mühendisliği var gibi seziyorum.

Özelden yazdığın mesajla beraber anlaşılmıştır ki lisan ve üslup değişikliği gerek. Dert değil.

Eeeeeeyy @Alinon kod adlı Ali kullanıcısı!! Bil ki biz ne özelden ne de genelden yazılan alaycı ve haddini aşan mesajlar ile dolduruşa gelip dengemizi yitirecek kişiler değiliz. Şunu da bil, benim kuşağım insanlar kılıç çekince, kelle almadan onu kınına geri koymaz. Ha, taşı adam gibi gediğine koymak varken niye kılıç çekelim? Eğer cehaletinde yüzleştirilmeyi kendine kılıç çekilmek olarak algılıyorsan, o da senin sorunun. Bu özelden yazdığına cevabım olsun.

Genelden karaladıklarına gelince. Yani sen ve senin gibiler ortalık yere cehaletten bir öbek bırakacak ve biz de sanki suçlu bizmişiz gibi o öbeği temizlemeye uğraşacağız öyle mi? Rüyanda görürsün! Senin cehaletinden de, kısır ve yetersiz bakış açından da, kendini geliştirmemenden de, tüm bunların üzerine tüy misali dikili boş egon, boş özgüvenin ve edep eksikliğinden de ben mi sorumluyum?

Okuman yazman belli ki var, mağarada değil şehirde yaşıyorsun, internetin de var. Oku, araştır, kendini geliştir, acaip acaip ehühüleme o zaman. Senin cehaletini kapatacağım diye vaktimden kısıp mesai harcayacak değilim.
 
Rizeliyim.18 sene boyunca rizede yaşadım ve bizzat orada HES yapımının nelere mal oluduğunu ve bunun yapılmaması için direnenlere neler yapıldığını gördüm.Arkadaşım herşey bir kenara paranız suyunuz (ki devletsiniz diye Allahın verdiği su senin değildir insanlarındır!)istediğiniz sizin olsun, ama kardeşim orada direnen,ayağa bile kalkamayan yaşlı neneye sen burda ne yapıyorsun gitsene evine be kadın diyip tekme atmalarına hakları yoktur.Sanırım bu olay hem HES projesinin hemde bu projeyi yapanların ne kadar İNSANCIL düşündüklerini açıklamaktadır heralde.Haydi selametle.
 
HAHAHAHAHA devlet yanlış fizibilite raporuna mı milyon dolarlar yatırıyor diyorsun yani ? :) Üstelik rüşvet dediğimiz şey her yerde var artık. "Herkesin bir fiyatı vardır." lafına sonuna kadar katılıyorum o yüzden :) Bu arada kasıtlı tabiat katliamları ile HES arasında nasıl bağlantı kuruyorsun anlatmanı da isterim.(Dayanak isterim ama bak :) ). Bu arada anladığım kadarıyla inşaat mühendisliği var gibi seziyorum.
Hahaha. Evet aynen. Ne sandın? Daha doğrusu sen devletin ne olduğunu düşünüyorsun acaba? Nasıl bir hayal dünyan var? Paylaşırsan sevinirim.
Bir de, konudan alakasız ama, rüşvet artık her yerde varsa madem, ha iyi oldu o zaman.
 
Ben de diyorum kim bu Ali ? Taa ne zaman bloklamıştım ben Alinon'u. Hala o adamla makul tartışma yapabileceğinizi düşünüp neden zaman kaybediyorsunuz ? Kimin ağzıyla ve hangi kafayla konuştuğu açık değil mi ?
 
Eskiden üzülüyordum ama artık üzülmüyorum. Her halk layık olduğu şekilde yönetilir. Kendim karadenizli (ordulu) olmama rağmen karadenizin insanı kadar bağnaz bi toplum dünya üzerinde yoktur. Ordulu fındık üreticileri fındıklarını toplayıp yollara döküyor satamıyoruz diye isyan ediyor %70 akp ye oy çıkıyor, trabzonda ormanlar katlediliyor yaylalar parsel satılıyor diye yerli halk ağaçların önünde nöbet tutyor seçim zamanı %70 akpye oy. Rizede millet akp rantının önüne geçmek için doğa katlimı yapan iş makinalarının önüne yatıyor seçim oluyor %70 akp. İllk mesajdaki konuşma erzurumda 2010da yapılmış bu seçim her iki kişiden biri akp demiş... Demekki herkes akpnin toprağını suyunu satmasından, yerini yurdunu köyünü rant için yıkmasından, ormanların akp tarafından katledilip godoman holdinglere peşkeş çekmesinden son derece memnun... Atalarımız söylemiş zaten eşek olana semer vuran çok olur diye.
 
Son düzenleme:
13 14 yaşımda bir arkadaşımın evine gittiğimde duvarda, " Cemaat-i Osmani, ferden ukala, cemaaten budaladır." yazısını görünce pek bir zoruma gitmişti. Yaşadığım her yıl bu sözün ne kadar doğru olduğunu suratıma çarparak geçti.
 
Evet seçim sonuçlarından sağ görüşlü, kapalı fikirli, muhafazakar, uslanmaz, akıllanmaz, şiddet yanlısı, zalim aşığı, düşük eğitim seviyesinde bir toplum olduğumuz söylenebilir. Ancak bu felaketzedelerin yarısı da akp'ye oy vermemiş. Oy vermekten ve siyasetten habersiz bir çok çocuğu da unutumamak gerek.
 
Eskiden üzülüyordum ama artık üzülmüyorum. Her halk layık olduğu şekilde yönetilir. Kendim karadenizli (ordulu) olmama rağmen karadenizin insanı kadar bağnaz bi toplum dünya üzerinde yoktur. Ordulu fındık üreticileri fındıklarını toplayıp yollara döküyor satamıyoruz diye isyan ediyor %70 akp ye oy çıkıyor, trabzonda ormanlar katlediliyor yaylalar parsel satılıyor diye yerli halk ağaçların önünde nöbet tutyor seçim zamanı %70 akpye oy. Rizede millet akp rantının önüne geçmek için doğa katlimı yapan iş makinalarının önüne yatıyor seçim oluyor %70 akp. İllk mesajdaki konuşma erzurumda 2010da yapılmış bu seçim her iki kişiden biri akp demiş... Demekki herkes akpnin toprağını suyunu satmasından, yerini yurdunu köyünü rant için yıkmasından, ormanların akp tarafından katledilip godoman holdinglere peşkeş çekmesinden son derece memnun... Atalarımız söylemiş zaten eşek olana semer vuran çok olur diye.

O zaman hak yememek adına şöyle bir şey desek doğru olur mu acaba? Direnen bilinçli bir kesim var. Ama ya azınlıktalar, ya da cehaletten sebep "vayy bunlar çevreci, yeşilci, demek bunlar afedersin solcu, çok afedersin komünist" diye dışlanıyorlar. Diğer bir deyişle işin temelinde devleti haddinden fazla kutsamak var.
 
O zaman hak yememek adına şöyle bir şey desek doğru olur mu acaba? Direnen bilinçli bir kesim var. Ama ya azınlıktalar, ya da cehaletten sebep "vayy bunlar çevreci, yeşilci, demek bunlar afedersin solcu, çok afedersin komünist" diye dışlanıyorlar. Diğer bir deyişle işin temelinde devleti haddinden fazla kutsamak var.

Keşke dışlansalar... Dışlananlar birlik olur azınlık olmaktan çıkarlardı. Direnen kesimin bi kısmı çuvaldızın ucu kendilerie batıp, noluyo yav diye kendine gelen kesim. Diğer kesim ise zaten neyin olduğunu gören kişiler... Kalan %70lik %60'lık kesim ise bahsettiğim gibi yer yarılsa gök delinse fikrini değiştremeyeceğiniz bağnaz, at gözlüğü takmış, kefeni giyip gelen yetmez ama evetciler. Evini barkını yıkmalarını geçtim, fazla masraf olur diye işçilere çalışan bir gaz maskesi dahi vermeyen işletmenin bakanlıktan herşeyi tamdır belgesi aldığı, kısaca akpnin rant ve rüşvet çarkının yol açtığı katliamdan sonra çıkıp Allahtan geldi Fıtratlarında varmış dediler 100 bin kişinin yaşadığı yerdne 50 bin oy aldılar. Kadının bir gaz maskesi dahi verilmediği için eşi ölmüş, oğlu ölmüş, dayısı ölmüş, amcası ölmüş fakat yüzsüz yüzsüz sözde olay yeri incelemesi yapmaya gelen, godoman holding sahiplerindne rüşveti yiyip yiyip "işletmenin herşeyi tamdır" diye ocağı çalıştırma iznini bizzat imzalayan bakanların valilerin kaymakamların elini eteğini öpüyor. Çok acı ama yapacak bişeyde yok. Cahilin dininden başka tutunacak dalı yoktur. Bu yüzden cahili sadece din ile kandırabilirsin, dinini sömürebilirsin, dinini kullanarak yönlendirebilirsin. Dünya liderinin elinde kuranla parti mitingi yapması, akpli bakanların bakara çok iyi makara deyip, her cuma googledan bir ayet bulup twitterdan sallamaları bu yüzden.

10 kişiden 2 kişi siyah dedi, diğer 8 kişi ise 8 farklı renk seçti. O halde Siyahı isteyen 2 kişi, siyahı istemeyen 8 kişi diye bi mantığın demokraside yeri yok. Siyah gelir başa geçer. Keşke olsa ama yok.
 
Son düzenleme:
Özelden yazdığın mesajla beraber anlaşılmıştır ki lisan ve üslup değişikliği gerek. Dert değil.

Eeeeeeyy @Alinon kod adlı Ali kullanıcısı!! Bil ki biz ne özelden ne de genelden yazılan alaycı ve haddini aşan mesajlar ile dolduruşa gelip dengemizi yitirecek kişiler değiliz. Şunu da bil, benim kuşağım insanlar kılıç çekince, kelle almadan onu kınına geri koymaz. Ha, taşı adam gibi gediğine koymak varken niye kılıç çekelim? Eğer cehaletinde yüzleştirilmeyi kendine kılıç çekilmek olarak algılıyorsan, o da senin sorunun. Bu özelden yazdığına cevabım olsun.

Genelden karaladıklarına gelince. Yani sen ve senin gibiler ortalık yere cehaletten bir öbek bırakacak ve biz de sanki suçlu bizmişiz gibi o öbeği temizlemeye uğraşacağız öyle mi? Rüyanda görürsün! Senin cehaletinden de, kısır ve yetersiz bakış açından da, kendini geliştirmemenden de, tüm bunların üzerine tüy misali dikili boş egon, boş özgüvenin ve edep eksikliğinden de ben mi sorumluyum?

Okuman yazman belli ki var, mağarada değil şehirde yaşıyorsun, internetin de var. Oku, araştır, kendini geliştir, acaip acaip ehühüleme o zaman. Senin cehaletini kapatacağım diye vaktimden kısıp mesai harcayacak değilim.

Yalnız ne pataklamışsın o günden beri girememiş foruma. Bu arada güzel pataklamışsın. Yani iyi pataklamışsın.

Rahmetli motorcu abilerimizden birinin bir lafı vardı, gerçi trafikte söylemişti ama zihniyet aynı, 'eline odun alsan bunları dövmeye başlasan orman biter, bunlar bitmez'.
 
Son düzenleme:
Eskiden üzülüyordum ama artık üzülmüyorum. Her halk layık olduğu şekilde yönetilir. Kendim karadenizli (ordulu) olmama rağmen karadenizin insanı kadar bağnaz bi toplum dünya üzerinde yoktur. Ordulu fındık üreticileri fındıklarını toplayıp yollara döküyor satamıyoruz diye isyan ediyor %70 akp ye oy çıkıyor, trabzonda ormanlar katlediliyor yaylalar parsel satılıyor diye yerli halk ağaçların önünde nöbet tutyor seçim zamanı %70 akpye oy. Rizede millet akp rantının önüne geçmek için doğa katlimı yapan iş makinalarının önüne yatıyor seçim oluyor %70 akp. İllk mesajdaki konuşma erzurumda 2010da yapılmış bu seçim her iki kişiden biri akp demiş... Demekki herkes akpnin toprağını suyunu satmasından, yerini yurdunu köyünü rant için yıkmasından, ormanların akp tarafından katledilip godoman holdinglere peşkeş çekmesinden son derece memnun... Atalarımız söylemiş zaten eşek olana semer vuran çok olur diye.

Yalnız biliyorsun halkımız nâziktir ağır sözü kaldırmaz, eşşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz* Şimdi böyle dedin diye aforoz ederler seni burada :)

*Aziz Nesin
 
Geri
Üst