Müzik enstrümanı kullanılmış hali ile bile arz/talep dengesi gözetilerek en azından akılcı bir takas yolu ile kendisinden daha değerli başka bir enstrümana, ekipmana dönüştürülerek kayıpsız değerlendirilebilir. Ayrıca değerli bir enstrümana zamana içinde muhakkak değer kaybı yaşar gözüyle bakmak da doğru değil. Ülkemizde sıfır olsun benim olsun mantığı yerleşik ancak bu enstrüman ekipman bilgi birikimimiz ve kullanım kültürümüz ihracatını bir yana bırakalım sadece iç piyasasının hacmi ile bizim pazarımızı yutabilecek bazı batı ülkelerinde kabul görmüyor.
Açıkçası otomobil vb. daha alınır alınmaz değer kaybetmeye başlayan ve marka modeline göre birkaç yılda %50'den fazlası buharlaşan
bir meta ile ederinden alınmış (alırken kazık yenmemiş) çerçöp olmayan sıfır enstrümanı değerlendirmek doğru değil. Antika otomobil veya antika enstrüman gibi zaten değerli yatırımlardan bahsetmiyorum. Sıfır enstrüman şişirilmemiş fiyattan alınmış, çerçöp olmayan bellli bir talep potansiyeline herzaman için haiz bir enstrüman ise değer kaybı yaşından öte kullanıma bağlı olacaktır.
Şişik fiyatlama gaz kaçağı gibi alım gücü buharlaştırıyor. Ülkeye dadik ürün sokmak marketimizden nakit buharlaştırıyor. Alıcılar ne aldıklarını neden aldıklarını çok fazla düşünmüyor, ürün araştırması sıfıra yakın diyelim. Alıcı şişik fiyattan dandik ürün aldığında o an için satıcı keyiflense de sürekli ekmek yiyebileceği bir alıcıyı harcamış oluyor. İkinci el piyasasında iteleme öteleme ve getirisi güvensizlik böyle temelleniyor.
İteleme öteleme kazıklama dolandırma zararlıları ikinci el piyasamızı da açmaza sokuyor. Kurdaki yükseliş bunlar kadar vurucu değil.
Ticaret anlayışımız temelde sorunlu, sakat. Eğitim amaçlı olarak kullanılması gereken bir Yeşilçam filmimiz de var bu konuda, bakınız : YOKSUL
1980'lerden günümüze hep aynı.
İthalatçı, üretici, mağaza işletmecisi, tezgahtar, reklamcı, alıcı, teknik servis, usta vb. unsurları ile bu market bir bütün ve atılan her kazık, itelenen ötelenen her dandik mal hepimize zarar veriyor. Firmalar dükkanlar artan bir hızla kapanıyor, nedeni kurdan çok sorunlarla boğulmuş iç piyasamızın artık bu sorunları ileriki yıllara öteleyemecek kadar güçsüzleşmiş olması.
İşletme, firma sahipleri olarak biz genelde kar değil borç yönetiyoruz. Piyasadaki çoğu işletme kar bulamıyor ki yönetsin. Kar edenler varsa onları sözlerime katmadan toparlayayım artık borçlar dönmüyor, geleceğe ötelenmiyor. İflas ve sessizlik.