Türkiye'de Yeni Bir Müzecilik Anlayışı: İstanbul Modern

Lisans tezim kapsamında yoğun bir şekilde incelediğim İstanbul Modern Sanatlar Müzesi hakkındaki görüşlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.


Kuruculuğunu Eczacıbaşı ailesinin üstlendiği müze, 2001 yılında Türk ve Yabancı sanat severlerin beğenisine sunuldu. Mimari olarak seçilen T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük antreposu olarak inşa edilmiş olan bina, tam donanımlı modern bir müzeye dönüştürüldü.

Hem kendi kalıcı koleksiyonu, hem de süreli sergileri ile Türkiye'deki modern sanat açığını kapatmayı amaçlayan müzede, açılışından bu yana geçen 5 yıllık süre zarfında pek çok sergiyi İstanbul'a ulaştırıldı.

Son olarak Venedik Bienali'nden seçme eserlerle gerçekleştirilen Venedik-İstanbul sergisi ile her alanda sergileme yapabileceğini gösteren müzede aynı zamanda sinema gösterileri de yapılmakta.

Bu başlıkta sizlerden istediğim, İstanbul Modern başlığı altında Türkiye'de 2000 yılından itibaren müzecilik hakkındaki gözlemleriniz nelerdir? Bu konuda sizce dünyanın neresindeyiz?
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #2
İstanbul Modern'de Ocak ayı etkinlikleri

1.gif

2.jpg

3.jpg

4.jpg

5.jpg

7.gif
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Kendi kendime yazıyorum bu başlığa ama kullanıcılar yazmasa da belki buradan görüp de gidecekler olur.

İşte bu da İstanbul Modern Sineması: 12-21 Ocak 2007 afişi


header.gif

1.jpg

2.jpg

3.gif

4.jpg

5.gif

6.gif

7.jpg

footer.gif
 
istanbul'da yaşamak için tek sebep şu yukarıdaki etkinlikler olmalı... onun dışında maalesef içim ısınmadı o şehire. en son gittiğim antakya gezisinde gördüğüm antakya arkeoloji müzesiydi. nümizmatik koleksiyonları hala gözümün önündedir. onun dışında istanbul'a gittiğimde mutlaka böyle yerlere gitmeyi ihmal etmem. ama bunu ilk defa gördüm.
bu müzenin diğer müzelerden bir farkı isminde bence. istanbul modern sanatlar müzesi. yani modern kelimesi bile farklılığı temsil etmekte. yük antreposunun böyle kültürel bir olaya ev sahipliği yapması da ayrı bir incelik elbette. birde sinema gösterileri yapılıyormuş ki bir daha istanbul'a gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olması gereklidir kanımca.
en çok ilgimi çeken de sinema:beckett filmleri oldu ama maalesef ki gidilemiyor bir türlü. çevirilerini genco erkal'ın yaptığı beckett oyunları da sahneleniyor ayrıca ama... :cry:
yani istanbullular mutlaka ama mutlaka gidip görmelidir. sanata biraz ilginiz duyarlılığınız varsa gidip en azından bir takip edin.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Kesinlikle sana katılıyorum enchant. Bu müzenin diğer müzelerden en gözle görülen fakı ismi.

Güncel dünyanın getirilerinin, teknolojinin, yoğunluğun ve hızının sanata yansımasının izlenebileceği, Türkiye'de başka benzeri bulunmayan bir müze. Gezmesi fazlasıyla keyif verici ve şaşırtıcı.

Venedik-İstanbul Seçkisi'nde geçirdiğimiz keyifli ve şaşırtıcı detayları ve anları anlatsam eminim ki hepiniz gidip görmek isteyeceksiniz.

Öncelikle sergilenen eserlerin bir çoğu video art. Bu da görselliğin içine eğlenceyi katıyor haliyle. Müzenin zemin katına inince ilk önce belgesel salonu ile sonlanan fotoğraf sergisi karşılıyor sanatseveri. Salondan çıkıyorsunuz ve daha ilk anda şaşırtmaya başlıyor Venedik-İstanbul. Saraylarda görmeye alışkın olduğumuz, devasa kristal avizeyi uzaktan görüyorsunuz ve yaklaşınca eserin adının GELİN" olduğunu öğreniyorsunuz. Asıl şaşırtan nokta da malzeme olarak yalnızca bayanların kullandığı tamponlardan yapılmış olması. Sergideki tek feminist yaklaşım bu değil tabii ki. Bahçede daha müzeye girmeden "Geurilla Girls" afişleri çıkıyor karşınıza.

Pek çok eser için ayrı odalar yapılmış durumda. Her birini anlatmayacağım biraz merak edip, görünüz diye ama beni en çok etkileyen eseri söylemeden geçemeyeceğim. "Nefe"Nikos Navridis'in 2005 yılında yarattığı bir eseri. Görsel aldının insanı fiziksel olarak nasıl etkileyebildiğinin en büyük kanıtı.

Öncelikle siyah pedeyi aralayıp, karanlık bir mekana giriyorsunuz. Bomboş, dikdörtgen bir mekan. Siz ne olduğunu anlamaya çalışırken bir nefes alma sesi duyuyorsunuz ve bir anda dengenizi kaybediyorsunuz. Ayakta durmak için uğraşıyorsunuz. Zeminin kaydığını düşünüyorsunuz ilk başta ama daha sonra farkediyorsunuz ki asıl kayan zemin değil, sadece üzerine projeksiyonla yansıtılan çöplük görüntüsü. Zemin sabit ama kayan görüntüde görsel algınız fiziğinizi etkileyerek beyninize sinyaller gönderiyor.

Ayrıca müzede dileyen her kesin kullanabileceği bir kütüphane dahi var. Kütüphane için tasarlanmış olan tavan dizeynı da oldukça etkileyici ve konseptle bütün halinde.

Son olarak 8000 m2'lik müzeyi gezmenin yorgunluğunu, müzenin Sultanahmet Camii manzaralı, muhteşem boğaz görüntüsüne hakim olan kafetaryasında atıyorsunuz.

Çıkışta ise Tophane'ye gelmişken nargile içmemek büyük kayıp olur sanırım. :)

Müzeye gitmek için yapmanız gereken, eğer ki karşıdan geliyorsanız vapurdan Beşiktaş iskelesinde inip biraz yürümek. Taksim'den gidiyorsanız Cihangir'in ara sokaklarından gezerek aşağı doğru yürüyünce ulaşabiliyorsunuz. Daha da olmadı Dolmabahçe Sarayı'nın hemen dibinde, Dolmabahçe Müzesini geçtikten hemen sonra diyeyim İstanbullular anlar zaten :)
 
verdiğin bilgiler için teşekkürler. :) istanbul'a gitmeden yazdığın satırları bir daha okumak gerekiyor. çünkü çok ayrıntılı yazmışsın. not aldım ben. kolay değil 8000 m2. :) istanbullular bunun kıymetini bilmeli.
 
Biz, neredeyse, sadece bu müze için, "İstanbul Modern Sanatlar Müzesi" için kalkıp Ankara'dan gidiyorsak, İstanbulluların yatıp kalkıp dua etmesi, gereken değeri vermesi ve kıymetini bilmesi gerekir. Ama İstanbul'da bir yıl içerisinde sinemaya gidenlerin sayısıyla müzelere gidenlerin sayısına bakılacak olursa, İstanbulluların müzeleri pek sevmediği anlaşılacaktır, ki Türkiye genelinde de durum pek farklı değildir. Bakınız! İstanbul Modern Sanatlar Müzesi bir yılda sadece 5000 ziyaretçi ağırlamış. :( http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=174803

Saygılar...
 
gerçekten çok kapsamlı bir müze etkinliği olmuş ocak ayı.bizim insanlarımızın öyle bir kültürü yok ki , müzeye gidip biraz bir şeyler öğrensinler.en yakın zamanda gidip görmek gerek , içim parçalanıyor gidememekten günden güne...
 
Biz sanırım 20 ocak günü istanbul moderni ziyaret edeceğiz ve 21nde de gidicek gibiyim oraya beckett filmlerini kaçırmamak lazım geliyor..venedik bienalini de ikinci kez görmek çok hoş olucak..istanbullular değerini bilmiyorlar böyle şeylerin bence hepiniz haklısınız..
 
Pazartesi gunleri kapalı oluyor dikkat edin. benim gibi dikkatsizlik yaparsanız ankaradan istanbula gidip goremeden geri gelirsiniz :cry:
 
dünyanın en iyi fotğrafçısı kertesz in sergisini görebilmek büyük bir şanstı herkese tavsiye ederim görülmesi gereken bir sergi aynı zamanda adı üstünde pop art ın türkieyedeki tek temsilcisi olan modern sanat gezilmesi gerekn bir yer
 
İstanbul Modern Sanatlar Müzesi'nin yönetim katı olarak düşünebileceğiniz dev ofisi gerçekten çok güzeldi. İçerdeki o hararetli çalışma ve koşuşturmaca insana müzede çalışma isteği aşılıyor. :p

Sevgiler...
 
Keinlikle sana katılıyorum canım. Geçrkten o iç içe çalışma ortamı muhteşemdi. O ofiste çalışanların tanışma fırsatını bulduklarımız da süper insanlardı. Hepsi genç, hepsi sanat dostu.

Umarım bir gün ben de böyle bir yerde çalışma fırsatı yakalarım. :)
 
Geri
Üst