Ararat (Atom Egoyan - 2002)

İlk 6 sayfaya baktım ama böyle bir başlık bulamadım. Eğer diğer sayfalarca daha önce açılmışsa forum moderatörleri beni affetsin. Daha önce de Kanaltürk'te yayınlanmıştı. Orada ne kadar sansürlendiği hakkında bir bilgim olmadığından kendim "indirdim" ve izledim.
...
Film, Ermeni Soykırımı ile ilgili film yapmak isteyen bir yönetmenin kadrosunun Soykırım'dan belge ve enstantanelerle hikâyelerini anlatmaktadır. Cüzdanı kalın Ermeni Diasporasının bir ürünü olduğu kesindir. Ancak bu demek değildir ki filmin dayandığı olaylar gerçek dışı.
...
Film tamamen Ermeni Soykırımına odaklanmış olup, ABD'de yaşayan ve filmi çekmek isteyen bir grubun başından geçen oalylarda içine serpiştirilmiş. Şahsen salt propoganda amaçlı filmlerin bayağı olduğunu düşünürüm. Ermeni Soykırımıyla ilgili bir film çekilmesi gerekmektedir ancak eğer amaç sinema filmi yapmaksa, bunu yaprken de Ermeni Soykırımını göze sokmaksa belgesel yapılması çok daha uygun olur.
...
Ermeni burjuvazisinin tipik bir görüntüsü olarak din ve "topraklarımız" söylemi hiç eksik olmuyor. Bunun yanında ermeni diaspora burjuvazisinin ABD'lileri iyi adam göstererek, soykırım sırasında orada görev yapan "United States of America" derken gururlanan bir Amerikalı misyoner eklemesi de kimseyi şaşırtmasın. Filmde "öteki" konumuna indirgenmiş Türk'lerin de görüşleri yansıtılmaya çalışılmış. İlginçtir hepsi Ermeni iken filmdeki tek türk ABD'de doğmuş, türk asıllı Amerikalı olan Ali'dir. Ermeni yönetmen Sagoyan'ı oynayan yaşlı amcamız çektiği film de Ali'ye Van'daki soykırımın başındaki Cevdet Bey rolünü vermiştir. Bir diyalogda Ali yönetmene "çok teşekkür ederim bana rol verdiğiniz için, ama ben bu olanlara inanmıyorum" der ve şöyle devam eder: "Orada bir savaş vardı ve Ermenilerin Ruslarla birleşme ihtimali vardı". Ancak Ermeni yönetmen ona bu konuda tek laf söylemez. Zaten Ali, tüm bunları kendinen emin olmayan bir tavırda kekeleyerek söyler.
...
Daha sonra filmde ki esas oğlan olan Ermeni çocuk, bu Ali'yi evine bırakır. Onların aralarındaki diyalog da ilginçtir. Çocuk sen inanmıyoırmusun der, Türk de hayır der. Ali, "ama artık kimse senin aileni öldürmez, geçmişte kaldı bunlar, iki taraf birbirlerini öldürdü" deyince, esas çocuk "Ermenilerle Türkler savaşta değildi ki" der. Ali biraz umursamaz tavırla "bak ben burada doğdum, orada birşeyler yaşandı ve artık bir daha yaşanmaz" der. Çocuk " 'birşeyler' yaşandı." der ve devam eder: "Hitler'in generallerine ne dediğini biliyor musun; 'Ermeni katliamlarını şimdi hatırlayan var mı?'". Bunun üzerine Ali "çünkü olmadı, olmuyor da". der ve çeker.
...
Burada ki "Türk", Türkiye'nin Soykırım reddiyesini sembolize ediyor. Sadece "olmadı" diyor ve umursamazca arkasını dönüp gidiyor. Arada Türkiye'nin soykırımı hala kabul etmediğine değiniliyor. Neden diye soran Amerikalıya'da cevap olarak "bunu onlara sorman gerekir" deniyor.
..
Çok ilginç bir nokta daha var. Esas çocuk Türk diplomatlarını öldüren ASALA üyesi bir adamın oğlu. Filmde çocuğun annesi onu "özgürlük savaşçısı" diye nitelendirirken, anasını sevmeyen kız akradaşı ve olayın "derinliğini" bilmeyen Amerikalılar ise "terörist" diyor. Ancak Esas çocuğun babasının davası, her ne kadar "terörist-özgürlük savaşçısı" ikileminde görüntüde kararı seyirciye bırakıyorsa da, film boyunca Ermenilerin mazlumiyeti, ASALA üyesi babasının yaptıklarını aklar bir renge bürünüyor.
...
Filmdeki soykırım görüntüleri, görgü tanığı bir Alman kadının ağzından veya film çekimi sırasında ele alınırken gösteriliyor. Gerçekten son derece ibret verici bir vahşeyle karşılaşıyoruz. . Çıplak ermeni kızlarını dansa zorlayan, tecavüz eden, üzerine benzin döküp yakan Türk askerleri görüyoruz. Zorunlu göç nedeniyle oluşan insan konvoyunda Türk askerler "baban nerde lan senin gavur orospu" gibi küfürleri zar zor da osla duyuluyor. Bunun yanında Van ayaklanmasında direnen Ermenilerin bir iki kahramanlığı da araya serpiştirilmiş.
...
Film hakkındaki kişisel yorumum, sinema filmi olarak çok etkileyici olmadığıdır. Diasporanın taraflı ve zaman zaman şoven bir abartıya kaçan anlatımı rahatsız edici. Ancak soykırım sahneleri gerçek yaşanmış olaylara dayandığından insanın içini kemiriyor. Ancak diasporanın propogandası filmde ezilen, kırılan yok edilen, soykırıma uğrayan bir halkın masumiyetini ne yazık ki alıp götürüyor. Diaspora politikasının ABD'ye olan aşkıyla atbaşı gidince şahsımda bir tiksintiye neden oluyor.
...
Eğer diaspora politikasını yansıtmadan, soykırımın bir bölümü veya gerçek insan hikayesi oalrak ele alınsaydı eminim çok daha etkileyici bir film olurdu. Çok daha iyi bir film bekliyordum ama ne yazık ki soykırımı dünya'ya anlatma da ve hatta Dünya'yı geçtim Türkiye insanına gösterme de başarısız bir film.
...
Bu arada filmle ilgili altyazı ararken altyazıların altında bir yorum dikkatimi çekti: "Çok şerefsiz bir film, şiddetle kınıyorum". Ne yazık ki bir Türk izleyicden böyle bir şey duyduğuma hiç şaşırmadım. Filmdeki tecavüzcü askerin zihniyetinden pek uzakta değil bu.
 
Bilgisayarimda 3 yildir duran ama bir turlu icimden izleme istegi gelmeyen bir film ve o yuzden yorum yapamiyacagim ama su bilgileri verebilirim Musheknu.

Film yapimcisi, yönetmeni ve senaristi Atom Egoyan. Kendi parasiyla yapmis filmi ve bir kac tane daha filmi var ermenileri konu alan. Ermeni asilli bi kanadali kendisi zaten ve filmleri genelde baya ilgi göruyor Kanada`da. Kendisi zaten bu ermeni soykirimi olayinda baya aktif bir adam. Amerika`nin her yerinde konusmalar verdigini biliyorum. Annesi babasi Turkiye`den Misir`a tasinmis ve o kucukken Kanada`ya yerlesmisler yanlis hatirlamiyorsam ama annesi ve babasinin neden Turkiye`den oraya gittikleri hakkinda bir bilgim yok. Genelde propaganda filmleri yapmaya calisiyor diye biliyorum son filmi Where the Truth Lies harici.

Son bir sey olarakta burda ulan turklere nasil laf ediliyor laflarini görurken Lawrance of Arabia gibi en buyuk klasik filmlerden birinde basrole tecavuz eden turk askerine bak turkleri nasil gösteriliyor tepkisi gösterilmemesi biraz ilginc kaliyor. Milletin icinde rmenilerden gelecek laflara demek ki hassas insanlarimiz var.
 
Geri
Üst