Heroes

Bence fazla bir şey beklemedin ama mental olarak fazla kastın..

Bence bir yapıma önce olduğu gibi bakarsın. Sararsa izlersin, sarmazsa izlemezsin, çok basit. Tutup da "Ama uzay-zamani bukmek icin bedenimin milimetrenin milyonda biri boyutuna kuculmesi ama hala 50 kg cekmesi gerektigini bilmek benim boyle bir hayal kurmami zorlastiriyor" gibi bir cümle kurunca, zaten "Fantastik macera" tadında olduğu iddiasıyla piyasaya çıkan bir diziye yanlış yerden bakılmış oluyor bence. Adı üzerinde çünkü, fantastik.

Her şeye mantık çerçevesi ile yaklaştıkça; haftalık ya da aylık mizah dergilerinde yazılan/çizilen esprileri "banal" olarak değerlendiren beyinlerin türemesi olağandır. "Türkleri yakın, hepsini öldürün; diş macunlarını ortadan sıkın!" müthiş bir espridir, bu komiktir, "ne kadar banal" diyemezsin. Sana demiyorum şu satırları yanlış anlama.. :)

Tutarsızlıklar elbette olacaktır. Ama çekimler olsun, oyuncuların performansları olsun, efektler olsun; bunlar da çok önemli kriterlerdir kanımca. Ve Heroes dizisi de bu kriterleri oldukça hatırı sayılır biçimde tutturuyor benim gözümde. Doğu raconlarının kesildiği diziler, silah modeli ile paralel oranda artan delikanlılık katsayısı ve kendi sesiyle oynamaya korkan "oyuncu"lar ile dolup taşan şu Türk televizyonlarının içinde, ilaç gibi geliyor bana bu tip diziler. Öyle ki, Cnbc-e'de başlamasını beklemeden izlemeye başladım. Türk dizileri demişken; sahnede yürüyen insanların gerçekçi gözükecek diye ayakkabı seslerini kapı tokmağı gibi yansıtan yönetmenleri de es geçmemek lazım.

Lakin Türkçe karakterler olmadan yazdığına bakınca yurtdışında yaşıyor olabileceğin izlenimini ediniyor ve belki "orada" izlemeye değer daha çok materyal olabileceği ihtimalini de göz ardı etmiyorum.
 
Banal demedim kesinlikle, ki bir sonraki mesajimda diziyi izlemedigimi de belirtmistim.
Hicbir sanat urunu gercekci degil diye 'banal' yakistirmasini haketmez. Verdigim izlenimin tam tersine ben de severim fantastik bilimkurgu.
Beni rahatsiz eden sadece, son zamanlarda sinemada olsun, TV yapimlarinda olsun fantastik bilim kurgunun fazlaca zorlanmasi. Sinema sanati biraz da senaryo, oykuleme teknikleri ile ilgili olmali. Ama sen oraya ucan adamlar, zaman bukulmesi gibi malzemeler koyunca oykulemenin onemi geri planda kaliyor gibi geliyor bana.

Uzay zamanin bukulmesi ile ilgili olarak, benim bunu yapabilecegimin hayalini kuramamam kendimle ilgili bir konudur. Ama bu Aziz Nesin'in 'aniti dikilen sinek' oykusundeki gibi, isik hizini asarak madde boyutundan enerji boyutuna gecip camdan disari cikmayi planlayan sinegi takdir etmedigim anlamina gelmez :)

Umarim anlatabilmisimdir.
Not: Turk dizileri ile ilgili yorumlara katiliyorum.
 
ya aslında bence sıradan yada süper insan olduğuna inanmıyorum... yani bence "süper" lik olarak telaffuz edebileceğimiz kavram insanın hayata bakış açısından kaynaklanıyor... yani bence uçmak bi insanı süper yapmaz... anlatmak istediğim, bu iş biraz "vukusu ve şuuru" ile ilgili...

bu arada SisterMary dizide bir nevi yetişkin pokemonlar mı var diye sormuş.. abi baktığın yere göre değişiyor. sen neresinden bakıyorsun bak işte onu da ben bilmiyorum...
 
Superhero: Boyle super gucleri olan, Batman, SpiderMan, Superman falan gibi adamlarin genel adi. Insan mi baska birsey mi ne o tartisilir.
Bence Spiderman'le bir pokemon arasinda fark yok. Orumcek pokemon cocukken oyun oynuyor, buyuyunce insanlari kurtariyor.
Ucmak bir insani super yapmaz da, ucsaydim super hissederdim sahsen :))
 
Bu biraz da amerikan kültürünün "kahraman" olgusunu çok sevmesiyle alakalı sanırım. Hepimiz az çok biliyoruz, kahraman yaratmaya bayılırlar. Ağaçtan kedi kurtarana adama bile gıptayla bakarlar. Bireye yönelik bir bakış açısı. Bazen bize uzak olduğunu hissediyorum. Biz öyle sivrilen tipleri pek sevmeyiz :) "Abi bu da uçmaya başlayınca bozuldu ya, nerde eski Clark Kent." filan deriz :)
 
dizi öyle bir yerde araya girdi ki az küfretmedim be yönetmene :)

eleştiriler olabilir fakat,
dizinin konusu belli işte insanlar oraya buraya uçacak dünyayı kurtaracak falan filan. Konuyu bu kadar güzel bi şekilde tv ye aktararak arada bi "ah ulan bende bi uçabilsem" dedirten heroes yapımcılarını tşk etmek gerekir :!:
 
Uçmalarının teknoloji ile bir alakası yok ki.

Bu arada avatarına koptum No3InGMajor, süpermiş.. :LOL: Hatta sırf bunu yazmak için atıyorum bu mesajı, Heroes bahane.. :D

"I've got the key to the gates of paradise.. But i've got too many legs!.."
 
O bu değil bu Peter güçlerini kontrol ettiği zaman, iyileşebilen, uçan, görünmez olan, zamanı bükebilen, düşünceleri okuyabilen, nükleer gücü olan, maddelere yön verebilen, ve daha eklenecek bi kaç gücün sahibi bir insan olacak. E insaf be kardeşim süper kahraman olunur da :D

Ben de çok seviyorum bu diziyi. Tempo çok sağlam gidiyor, hele ki Lost'ta heyecanın eski seviyede olmadığı şu günlerde gideriyor bu eksiğimi. Bağlılık gibi bu diziler be. Korkuyorum Prison Break'e başlamaya :D
 
Simdi birsey diyecegim yine, daha onceki mesajlarimla celiskili gibi gorunecek :) Ama soyleyecegim sey yeni aklima geldi ve tamamen gercek.
10 yil falan once, meditasyon sirasinda ucan, (sahitleri vardir) dusunce okuyan, dusunce gonderen, telepatik gucleri olan, kendi sozcukleriyle anlattigi kadari ile iki gozdeki kor noktalari cakistirip kati maddelerin arkasini goren (?!?) bir eleman tanimistim. Uctugunu gormedim, ama dusunce okuduguna ve telepatik guclerine tanik oldum.
Baska bir tanesi vardi, uzaktan hipnoz falan yapabiliyordu. Var oyle adamlar ama daha o kadar ucamiyolar :)
 
Teknolojinin uçmaya sebebiyet verecek düzeyde olması falan süper bir olay değil elbette. Süper olay şudur;

"You know, when I was a kid, I used to write the word 'naked' hundreds of times on a piece of paper, and then rub my face in it."

Yeryüzünde hiçbir süper bünye bunu yapamaz !

Jeff, Küçük Petrelli ya da Sylar'ın cibiliyetine sahip olsaydı, Eden ve Claude karakterlerinden otlanırdı. Buna rağmen eline yüzüne bulaştırırdı kesin. Adamın yapısı bu :)

Küçük Petrelli bana hep Çılgın Korsan Jack'deki "taklitçi yengeç" karakterini hatırlatıyor :) Ayrıca kendisi Gloria Gaynor ile tokalaşmış. Malum bazı özellikleri kendine kopyalamış ve bunu bağımsız bir şekilde kullanmış.
Dakika 02:00 itibariyle şahane bir "I Will Survive" performansı. Ortadaki :D

Neyse :) Ben diziyi sevdim. O eski heyecanı yakalamak açısından kendimi tutayım istedim. Pazar akşamlarını iple çekeyim dedim, beceremedim. Kahrolsun iradesizlik, kahrolsun uçurtan ileri teknoloji.
Favorim Hiro :) Adamın olayı zamanı bükmesi değil o pırıl pırıl (brilliant :D) kalbi bence. Böyle sempatik birşey görmedim ben :)
2. favorim Mohinder. Çok fazla bir adam o. Kendisi gerçekte dizideki gibi aksanlı konuşmuyor ne yazık ki :ühü:

*Spoiler şeyedebilir*

Uçanla, bükenle pek işim olmaz. Uçan erkekler ateşli kadınları sever. Ben psişik güçleri olanlarla ilgileniyorum. Fakat polisin yeteneği biraz ürkütücü. Zihin okumanın sonuçlarını herkes kaldıramaz. Yatakta işe yarıyormuş :)
Şahsen D.L.'in yeteneğine sahip olmak isterdim. Yani bir kasabaya gelen yabancının bar kapısından içeri girmesi var bir de bar kapısından içeri geçmesi var.
Claude için Christopher Eccleston ve Linderman için Malcolm McDowell (ahh Alex) harika seçimler. Bunların nesi sıradan anlamadım. Dizi karizma yuvası.

Filmler, diziler zevkimize tamı tamına hitap etmeyebilir. Bu gayet normal. Birçok bölümde bitsin artık dedirten sıkıcı diyaloglar geçebiliyor dizide. Ben mi tatsızdım bilmiyorum fakat özellikle 6. bölüm baştan sona sıkıcıydı bana göre. İçim bayıldı. Bir sonraki bölümü merak ettirmeyecek kadar bayıktı. Diziyi genel anlamda sıkıcı kılan Niki / Jessica karakteri. Fiziksel olarak kusursuz bir kadın. Diziyi izletebilmek için Claire ve Niki yerinde seçimler. Fakat Niki'ye daha farklı bir yetenek verselerdi keşke. İlk başta adamı ikiye bölmek falan çok yaratıcı bir fikir gibi geldi herhalde. Kafalarına dank etse de şu kadına bir çare bulsalar.. Asıl beklentim olayları karmaşık hale getirmek adına saçmalamamaları. Saçmalayacaklar sanırım.
 
No3InGMajor aynen katılıyorum... Diziyi sıkıcı kılan Niki / Jessica karakterine ne bişeyler yapılmalı.. artık izlerken etrafa bakınmaya başladım, galiba kötü bişey bu....
 
geçenlerde bi tv kanalında evrensel insanlık akedemisi başkanı -ukraynalı bi profesörmüş- Albert Ibnatenko yu çıkardılar... Adam bio enerji uzmanıymış.. İnsanlara bio enerji yi açıklayabilmek için bi kaç gösteri yaptı.. Birinde işte gökyüzünde yakında olan bulutları topladı dağıttı... bunun gibi bikaç garip numara daha yaptı... neyse, bundan sonra aynı konuda çalışmaları olan bi Türk ise "insanlarda çekim gücü zaten herkeste mevcut" dedi... Ve ben bu cümleye takıldım.. Çünkü o zaman şu potansiyelimizi kullanma olayını tekrar düşünmemiz gerektiğini düşünmeye başladım... Demek ki gerçekten potansiyelimizi kullanmıyoruz... Belki de Heroes potansiyelini kullanan insanlarla ilgili bi dizidir....
 
17bölümünü kesintisiz izledim, 18i hala izleyemedim. muhteşem dizi, niye bok atılıyor anlamadım?
 
19 bölümü izleyen varmı diyecem ama çekiniyorum..
valla siz iyi dayanıyorsunuz
ben daha bölüm yayınlandığının ertesi günü indirip izledim...
neler oluyor neler ama bişi anlatmayacam...
Şimdi boşu boşuna izlemiyenlerin hevesini kırmayalım...

Bu arada
http://www.ugo.com/programs/nbc/heroes/interact.asp
Adresinden heroes karaker testini yapabilirsiniz.

Türkçesi

1) Her zaman kanunlara uyar mısın
a) Hiç şüphen olmasın.
b) İyi olmaya çalışıyorum ama bir şeyler hep ters gidiyor.
c) Arada sırada uymadığım oluyor.
d) Kanunlarla bir sorunum var.

2) Hangi renk sana daha çekici geliyor.
a) Turuncu
b) Turkuaz
c) Sarı
d) Mor

3) Favori dondurman hangisi?
a) Vanilya
b) Ayın lezzeti
c) Hepsini
d) Meyveli dondurma

4) Kişiliğini tanımla.
a) Çok yönlü.
b) Gözü yükseklerde.
c) Neysem oyum.
d) Renkli.

5) Ne tür bir hayvansın
a) Mağrur kartal.
b) Kurnaz tilki.
c) Bukalemun.
d) Parti hayvanı.

6) Hayata bakış açını tanımla.
a) Bir macera!
b) Bilgiye ulaşmak için yapılan bir yolculuk.
c) Sürekli değişir.
d) Bugün varız, yarın yokuz.

7) Günlük kıyafetlerin nasıldır?
a) Standart üniformam.
b) O an nasıl hissediyorsam.
c) Daha yeni bir gardrob aldım.
d) Güçlü bir kravat.

8 ) Seni en çok heyecanlandıran
a) Güneş ışığı.
b) Yağmur.
c) İyi müzik.
d) Güzel bir muhabbet.

9) Seni en çok iten şey
a) Sahtekarlık.
b) Tembellik.
c) Cahillik.
d) Ruh halime göre değişir.

10) Kendini korumak için ne tür bir silah kullanırdın
a) Bir kılıç.
b) Yumruklarımı.
c) Beynimi.
d) Diplomasi.

11) Hangisi seni en iyi niteler
a) İyi bir dinleyici.
b) Her zaman pozitif.
c) Kolayca uyum sağlayan.
d) Saçlarım.

12) En iyi zamanını tanımla.
a) Evde oturmak yaptığım en iyi şey
b) Seyahat etmek.
c) Sosyalleşmek!
d) Şu an.

13) En büyük korkun hangisi
a) İşimi kaybetmek.
b) Dünyanın sonu
c) Başarısız biri olmak.
d) Başkası gibi olmak.

14) Kötü alışkanlığın
a) Öfkem beni ele geçirebiliyor.
b) Çikolata
c) Hayal kurmak.
d) Kumar.

15) Bir insan dünyayı değiştirebilir mi?
a) Kesinlikle!
b) Bu bir grup işidir.
c) Önce kendini değiştirmelisin.
d) Görmelisin
 
Yine aynı tempoda döndüler 19. bölümle. İşler çok hızlı ilerliyor ilk bölümden beri. Spoiler vermeyelim neyse hakkaten arkadaşın dediği gibi iyi dayanıyorsunuz :D

Yalnız benim korkum sonraki sezonlar için. 5 sezon falan düşünüyorlarmış. Bu sezon çok hızlı ve tempolu gelişiyor gayet güzel ama gelecek sezonlar için aynı etkiyi vermeleri güç olacaktır Heroes sevenlere. Bakalım bakalım...
 
Geri
Üst