Hannibal Doğuyor

Sinema tarihinin en vahşi seri katillerinden olan "yetişkin" Hannibal Lecter'in şimdi de gençlik yıllarına dönmenin zamanı...

Litvanya'daki bir Sovyet yetimhanesinde büyüyen Hannibal, çevresindeki bütün çocuklardan farklıdır. Nitekim bu farklılığı, hiçbir çocukla anlaşamaması şeklinde de kendisini gösterir. Fakat yetimhanede yaşadığı sorunlar, sadece arkadaşları ile anlaşamaması değildir. Geceleri kız kardeşi ile gördüğü kabuslar da hayatını cehenneme çevirir. Artık, tahammül edemediği bu yetimhaneden kaçma vakti gelmiştir.

Ülkeden çıkarak Paris'te yaşayan amcasının yanına giden Hannibal, amcasının ölmüş olduğunu öğrenir. Ama amcasının karısı, kendisini yanına alır ve ona yemek, müzik ve resim dersler vererek eğitimine katkıda bulunur. Ama Hannibal için geçmiş, derine gömemeyeceği kadar içine işlemiştir. Artık düşündüğü tek bir şey vardır: Açlıktan ölmemek için kız kardeşlerini yiyen savaş suçlularından intikam almak!

"Hannibal Lecter neden bir canavara dönüşüyor?" sorusunun cevabını ortaya çıkarmak üzere harekete geçen film, İnci Küpeli Kız'ın yönetmeni Peter Webber imzalı.

Oyuncular: Gaspard Ulliel, Li Gong, Helena Lia Tachovska, Kevin McKidd, Richard Brake, Rhys Ifans, Petra Lutigova, Ivan Marevich
Yönetmen: Peter Webber
Senaryo: Thomas Harris
Yapım: 2007, Fransa/İngiltere/ABD
Süre: 117 dakika
 
etkileyici görünüyor. ayrıca zamanlamasıda mükemmel. zaten bu aralar a'dan z'ye seri katiller ansiklopedisini yeni bitirdim. beynim bayağı bir bulanık. üzerine hannibal iyi gideceğe benziyor ;)

saygılar
 
yönetmen iyi. konu da güzel gözüküyor. doğal olarak anthony hopkins olmayacaktı. :cry: ama yine de ilgiyle izlenecek bir film olduğunu düşünmekteyim.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Dün itibariyle gittim Hannibal Doğuyor'a. Gerçekten de öldürme konusunda yaratıcılığı ile ün salmış Hannibal Lecter'ın nasıl bu hale geldiğini oldukça iyi anlatan bir film.
Oyunculuk konusunda Gaspard Ulliel çok da tatmin etmedi beni açıkçası. Kimi zaman bakışları bir caniyi andırsa da birçok sahnede uysal, ezik bir kişilik gördüm karşımda. Halbuki her daim keskin bakışları vardır Anthony Hopkins'in. Hannibal'ın cani ama bir yandan da nazik olma özelliği bu filmde de dikkat çekiyor yeterince.

Filmin başında 20-30 dakikalık bir İkinci Dünya Savaşı sahnesi vardı ki, temel konusu İkinci Dünya Savaşı olan filmleri aratmayacak cinsten. Yine bu kısımda küçük Hannibal Lecter'in kardeşi Mischa rolündeki şeyi tarif bile edemem. O yanaklar, o gözler, o dudaklar.. Yahu böyle bir tatlılık kullanılır mı lan filmde bre zındıklar dedim.

Seriden kopmayan, aynı canilikte ve mantıkta yapılmış güzel bir film. İzlemenizi öneririm şiddetle. Haa ama sakın yanınızda sürekli gözlerini kapayarak "Iııiyyy" sesleri çıkaracak birileriyle gitmeyin. :LOL:
 
Kolundan çeke çeke getirdim sanki ,üstüne üstlük birde şiddet gördüm sinemada sesimi cıkarmadım .Simdi de kalkmış ne demiş.Gelmeseydiniz benimle sinemaya sevgili Caglar Bey !
 
oda bişeymi. geçen hafta barda filmine gittim. arkadaşım filmden sonra bana 'çok şiddet sahnesi var. çok iğrençmiş' dedi 8O

hannibal'a onunla gitmeyeceğim kesinleşti :D
 
serinin tüm bölümlerini izlemiş biri olarak merak ettim açıkçası..

yine de çok bi beklentim yok...

filmin Hannibal'in çocukluğuna inmesi güzel olmuş, sırf bunun için bile izlenebilir..
 
Hayranı olduğumuz Hannibal Lecter'ın geçmişi hakkında bilgi sahibi olmak, neden psikopatlaştığını öğrenmek ve ona hak verip vermemek seçimini yapmak için şahane bir film. Hannibal Rising 2007 yılında yüzümüzü güldüren filmlerden biri. (Filmin iyi olması manasında yüzümüzü güldürmek, komik bir şey yoktu elbette)

Hannibal Lecter'ın çocukluğu ve gençliğine dair anılarını (!?) izlemek gerçekten de güzeldi. Film başlı başına çok güzel çekilmiş zaten. Yani Hannibal Lecter filmi olmasa da kendi başına falsosu olmayan gayet tatminkar görüntülerle dolu bir filmdi. Hannibal'a ait silence of the lambs, Hannibal ve Red Dragon 3'lemesinden biraz da bağımsız olarak çekilmiş ancak Hannibal'ın kendine has bazı özelliklerini de çok net yansıtan başarılı bir yapıt. Deyim yerindeyse Hannibal'ın huyunu suyunu bilen izleyicilere göre hazırlanmış ve gayet de memnun edici.

Öncelikle küçüklüğünde yaşadığı o feci olaydan sonra Lecter'ın nasıl bir intikam duygusuyla hayatta kalabildiğini net olarak anlıyoruz ve hatta belki de hak veriyoruz. İnsanları itinayla kesip biçme yeteneğini nasıl ve nereden kazandığını anlıyoruz. Neden insan eti yeme dürtüsüne sahip olduğunu anlıyoruz. Hannibal Lecter rolündeki Gaspard Ulliel'e ne kadar zor bir görev verildiğinin farkındayız hepimiz. Yıllar yılı Anthony Hopkins'le özdeşleştirdiğimiz ve son derece zor bir rolü şimdi genç bir oyuncunun yüklenip izleyici taa en başa götürmeye çalışması başlı başına bir yük zaten. Kaldıki hepimiz Hannibal Lecter'in artık gözlerinden bile ne demek istediğini anlayabilecek haldeyken, tüm bildiklerimizi bir kenara bırakarak yepyeni bir oyuncunun "ben Hannibal Lecter'ın gençliğiyim" demesine alışamayabilirdik. Ama öyle olmadı, gayet de güzel kalktı rolün altından. Filmi aldı götürdü yani Gaspard Ulliel.

Zaman zaman yaşadığı feci olay yüzünden bu hale gelmiş olmasını "anlayabilir" hale gelirken, özellikle sonlarına doğru tırmanan gerilim ve işkence sahneleri ile bir kez daha anladıkki Hannibal Lecter şefkat gösterilecek bir adam değildir. :) Zaten böyle bir beklentisi de yoktur fakat değinmek istediğim nokta şu: Filmde herşey o kadar yerli yerinde tadında tuzunda verilmişki, ne Lecter için "ah canım yavrum" diyebiliyorsunuz, ne de "hadi len biz biliriz seni" diyebiliyorsunuz. Herşey tadında, olması gereken kadardı ve yönetmen bize, Hannibal Lecter budur, izleyin dedi, izledik...
 
Benim Hannibal'a hayranlığım Anthony Hopkins'tendir pek çoğunuzda olduğu gibi. Onsuz Hannibal'ı neyleyim diyerek ve beklentileri minimuma indirerek izledim filmi. Açılış sahnesi, Hannibal'ın küçük tatlı kardeşiyle yaşadıkları gayet etkileyiciydi, ama kötü adamların yıllar sonra bir mafya edasıylaaynı odada oturmaları hannibal'ın bunları tek tek avlaması sıradan bir aksiyon-gerilim filminin içine düşmüşüz hissi verdi. Olmadı yani.

Keşke bıraksalardı da Hannibal'ın gençliği zihnimizde kendi kurduğumuz hayallerle oluşsaydı. Ha mevzu hannibal olmasa gayet sürükleyici bir film ama işte...
 
Anthony Hopkins'in Hannibal Lecter ile özdeşleşmesi su götürmez bir gerçek. Zaten bu filmi birçok kişi Hannibal serisinden kesin çizgilerle ayırıyor fakat ben yine de serinin genel yapısı ile son filmin çok da kopuk olmadığını, hatta sonradan yapılmış bir film için beklentilerin çok da üstünde olduğunu düşünüyorum.
 
beklentilerin üzerinde olduğu konusunda aynı fikirdeyim ben daha rezalet bir şey bekliyordum şahsen. ama hiç bulaşmasalardı da üç filmlik şahane seri ile hafızalarımızda yaşasaydı hannibal çok daha iyi olurdu.
 
-EcS- demiş ki:
beklentilerin üzerinde olduğu konusunda aynı fikirdeyim ben daha rezalet bir şey bekliyordum şahsen. ama hiç bulaşmasalardı da üç filmlik şahane seri ile hafızalarımızda yaşasaydı hannibal çok daha iyi olurdu.

buna katılmıyorum hannibal'ın nasıl nasıl o hale geldiği herkesin kafasında bir soru işaretiydi.3 filmden sonra bunu görmek güzeldi.tamam çok çok güzel değildi film ama hannibal fanları için gerekli,izlenmesi gereken bir film olmuş.bence gayet mantıklı bir proje.bir roman okur gibi oldum bu dörtleme ile..
 
Pek bilmiş bir dümbelek izlenimi bırakmak istemiyorum, lütfen yanlış anlamayın beni..

http://www.manhunter.net/
http://website.lineone.net/~manhunter/manhunter.html
http://website.lineone.net/~manhunter3/soundtrack.html

Manhunter hep üvey evlat muamelesi gördü :) Bu durum beni kahrediyor :D Manhunter fanatikliğimle başlığı sabote etmemek açısından bik bik yapmaya son veriyorum..

Lakin Gaspard Ulliel, Anthony Hopkins'in olduğu kadar Brian Cox'un da gençliğidir.

Hannibal Rising'i izlemedim. Psikopatlığı illa ki geçmişteki olaylara bağlamak gerekli gelmiyor bana. 8 mm'deki Machine'in sözlerini hatırlayın derim.. Kendi adıma konuşayım; asıl gizemli kalması tatmin ediyor beni. Peter Webber'i "Girl with a Pearl Earring" filminden biliyorum. Hannibal Rising iyidir, eminim. Aslında filmi izleme isteğim yoktu.. Fakat ışıl ışıl oraklı bir genç (orak di mi o, ışıldayanı kastetmedim) gel benim çilemi gör dedi...
 
Totalde beğendiğim bir film oldu Hannibal Rising. Ayrıca Jack Nicholson, Anthony Hopkins gibi rastlanılması güç mimiklere sahip oyuncuların -hele bir de iyi oyuncularsa- gençliğini tam hakkını vererek canlandırmak çok çok zordur bence. Ulliel, bu bakımdan anca idare etse de oyunculuk bakımından işi kotarmış. Bir de ağaç-ip sahnesi çok sağlamdı; o gerilimi damarlarımda hissettim tam anlamıyla. :)
 
hikayeyi yine baştan anlatan sanatsal dizisi de 2013 ün en iyilerinden.

MV5BMTk3NDI1MDM5MV5BMl5BanBnXkFtZTcwNjkyODIxOQ@@._V1._SX550_SY688_.jpg
 

Benzer konular

Geri
Üst