Moğollar

arkadaşlar, forumlarda böyle bir başlık açılmadı yanılmıyorsam, ki moğollar bence bu ülkeye rock müziği getiren kişilerin başında gelir...yorumlarınız?
 
Bence Moğollar müziği Rock değildir, "Moğollar" müziğidir. Çocukluğumda bana hep tatlı hayaller kurduran o "Günebakan"ı, "7/8-9/8"i, "Alageyik"i, "Nilüfer"i bir kategoriye sokmaya çalışmayı hep anlamsız bulmuşumdur. Apayrı bir boyuttur Moğollar benim hayatımda.

Engin Yörükoğlu gibi üstad bir baterist ile muhtelif zamanlarda aynı sahneyi paylaşıp beraber çalmış olmanın verdiği tadına doyum olmaz heyecanın yanında 96'da Bodrum Kalesi'nde verdikleri unutulmaz bir konserlerinde Moğollar'a sahne menejerliği yapmış olmanın gururunu da hep taşıyacağımı belirtmeliyim.

Sanatları üstün olan insanlar onlar.
 
Küçüklüğümden beri -babamında etkisiyle- dinlemiş ve sevmişimdir "Moğollar"ı, bircok konserlerinde zıpladım eğlendim çoştum..ve şimdi 21 Mayıs ta İzmir'de Moğollar'ın alt grubu olarak sahne alıcaz!!! :zipla

Çok mutlu ve gururluyum :D
Umarım tanışabilirim kendileriyle..
 
ben moğollar 94ün kaset kapağında cahit berkay'ın grup arkadaşlarıma teşekkür ederim demesine fena halde gıcığım. yapılanın hem engin ve taner babalara hem de serhat kardeşe büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. ama bunu benden başka kimsenin farketmemesi canımı sıkıyor aynı zamanda. ben mi yanlış anladım, yoksa gözleri kör eden bir saygı, ilahi bir dokunulmalık mı lütfedilmiş moğollar alameti farikasına anlayabilmiş değilim.
 
moğollar babam sayesinde benimde çocukluğumu doldurdu... geçen yıl onlara bi teşekkür amacıyla okul ödevimi moğollar olarak aldım.. arayıp uğraşıp cahit berkaya ulaştım.. sakaryada olduum için yüzyüze görüşemedim ama uzuuuun uzuuun tel. sohbetleri yaptık ve ben bi kez daha sevdim onları orda.
onların alageyikleri, ölüler altın takarmıları hatta amatörce yaptıkları ing. parçalar bile güzel.
yalnız şöyle bi durumda var. artık evde açıp moğolları dinlemiyorum.sanırım bu da anadolu rockı yeniler yüzünden sevmemeye başlamamdan...
allaa allaa ben fena saçmalamışım. heeyyy bunnar benim içsel şeylerimm... neyyseeee sonuç olarak moğollar kanımca türkiyeye sert müziği(omların yaptıkları ozamanlar türkiyeye höre oldukça sertti) farklılığı getirenm müziği sıradanlıktan çıkaran orjinallerle uğraşan EN BABA GRUPTUR
 
Ben Moğollar'ın Ankara'da, Bilkent Odeon'daki konserlerine gitmiştim. Inti-Illimani de çıktı sahneye hatta...

Ne diyeyim, adamlar çalıyor! Genel olarak konser güzeldi, özellikle "Güm Güm" isimli parçalarında davulcuları Engin "Amca" nın ellerini göremedim, tek görebildiğim bulanık bir şeydi.

Moğollar Türkiye'de iyi müzik yapan gruplardan biri, Türk müziğine de oldukça arka çıkıyorlar...
 
21 mayısta doğuk akdeniz üniversitesinde verdikleri konser gerçekten güzeldi özellikle engin yörükoğlu yaşına rağmen süüper ötesi bir performans gösterdi yaklaşık 10 dakika da davul şov yaptı sonrada babalar gibi devam etti ve bateri çalarken gülüp bu kadar sempatik gözüken başka bir baterist daha yoktur alemde
konser sonrası çıkan amatör grubun bateristi crash i patlatınca engin abi dayanamadı attı kendini sahneye beraber takıldılar sahnede...
çok profosyonel bir hareketti
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #9
engin baba süper bi davulcu ya, çalarken yerinde oturamıyo..2-3 yıl önce antalyada bi konser verdiler, zaten hepsi süperdi ama engin yörükoğlu davulu resmen ayakta çaldı ya, bi de diğer elemanları dinlendirmek için yaklaşık bi 10-15 dkk solo attı ki o konseri izleyenlerin unutamayacakları bi anı oldu bence...
 
türkiye'de anadolu müziği ile batı müziğini çok iyi sentezlemeyi başarmış bir topluluk.. cahit berkay grubun beynidir. 68'den bu yana müzikle uğraşıyorlar 80'lerin başında dağılıp taner öngür'ün imza kapanyasıyla tekrar toplanmış ve 93 sonunda muhteşem bi konserle geri dönmüşlerdir. o dönemden bu yana ölüler altın takar mı, bişey yapmalı, ıssızlığın ortasında gibi sözlü şarkılarının yanı sıra gam yükü, sihirli ay, ağrı dağı efsanesi gibi enstrümental şarkıları da var. kendi alanlarında bir numara diyebilirim.
 
...Düşün biraz bu yaşadığın dünyayı
Düşün biraz çocukları...
Anlat bunları herkese
Mümkünse anlaşılır bir şekilde...
Gezegenimiz ellerimizde
Yaşatabilirsek kurtarabilirsek eğer...
Başka hiçbir şansın yok
Başka hiçbir şansın kalmadı artık...

Moğolların - Alarm... Sözüyle müziğiyle mükemmel bir parça
 
Az önce Cem Karaca forumuna bişeler yazdım, şimdi de bura yazınca bole anadolu rockın kökenlerine yolculuk yapmış gibi oldum. Hala ayaktalar, bugün de İzmir'de konserdeler, hımm, bişey yapmalı ...
 
1967'de Silüetler'de çalışan Aziz Azmet ve Murat ses, aynı yıl Selçuk Alagöz grubunda Çalışan Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlu ile tanışır, hepside çalıştıkları gruplarda yaptıkları müziğin kendi yapmak istedikleri müzik olmadığını düşünmektedirler beraber bir grup oluşturmaya karar verirler. Aralarına vahşi kediler grubunun basçısı Haluk Kunt'uda alıp, Moğollar ismi ile çalışmaya başlarlar.

Kısa bir süre sonra yine bir ara Selçuk Alagöz grubunda çalışmış olan ve Almanyada Cem Karaca Apaşlarla yaptığı turneden dönen Hasan Sel, Haluk Kunt'un yerini alır. İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık çok geç" , Şubat 68'de çıkar. Bu plağın hemen ardından"Mektup/Lazy John"u yapan grup, Haziranda Altın Mikrofon yarışmasına katılır ve "Ilgaz" ile üçüncü olur. Bu başarı ve ardından çıkan 45'lik Moğollar adının daha çok insan tarafından duyulmasını sağlar.

Konserler verirler. İlginç konserlerdir bunlar; örneğin, Diskotek dergisi tarafından 3 Nisan 1968'de İstanbul Fitaş sineması'nda düzenlenen, Haramiler ve Kaygısızların da katıldığı konsere "silindir şapkaları, uzun siyah frakları ile üç keman bir viyolonsel ve bir trompet eşliğinde" çıkar Moğollar elemanları. İlk solo konserlerini ise 19 Ekim 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda verirler. Yabancı şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de seslendiren Moğollar, konserlerinde büyük ilgi görür.

Ünleri İstanbul dışına çıkar, Anadolu'ya ulaşır. Aynı tarihlerde dördüncü plaklarını çıkaran Moğollar 1968'i tanınmış bir grup olarak kapatır. 1969 yılının Şubat ayında grupta bir eleman değişimi yaşanır. Hasan Sel ayrılır, yerine Taner Öngür girer. Moğollar, 1969 yılını, neredeyse tüm Türkiyeyi kapsayan büyük bir turneyle geçirir. Bu turne sırasında yaşadıkları onların müziğinde önemli bir değişime neden olur.

Turne öncesinde İstanbul'da verdikleri konserlerde kimi türkü düzenlemeleri ve halk müziği sazlarını kullanmaları ilgi görür, fakat bu turne Moğollar'ın Anadoluyu yakından tanımalarını sağlar, bu da onların tarzlarının daha belirginleşmesini gerçekleştirir. Ve Moğollar bu tarza bir isim verirler : Anadolu Pop. Bu adı ilk telaffuz eden Taner Öngür'dür ve Mart 1970'de Hey dergisine bu adı seçmelerinin nedenini ve amaçlarını açıklayacaktır:"...ispatlamak istediğimiz, halk müziğimizin çok sesli bir ruha sahip olması. Ayrıca folklorumuzdaki dinamizm'in pop müziğin dinamiğine yakın olması...Geri kalmış popüler müziğimizin ileri teknik ve zengin folklorumuzla birleşmesiyle bir kişilik kazanması...."

Moğollar, bu açıklamayı yaptıkları tarihlerde, Anadolu Pop'un yalnızca düzenlemelerden ibaret olmadığını ve bu tarzda beste de yapılabileceğini kanıtlamak için bir 45'lik çıkarırlar "Dağ ve çocuk/İmece" her iki parça da yerli melodi ve ritimlerden yola çıkılarak yapılmış bestelerdir, büyük ilgi görür. Böylece Moğollar, Anadolu Pop'un yaratıcıları, "Dağ ve çocuk" ta bestelenmiş ilk Anadolu Pop hit'i olarak tarihteki yerini alır.

Temmuz 1970'te bir eleman değişikliği daha yaşanır, Aziz Azmet gruptan ayrılıp solo çalışmaya başlar ve o sıralarda yeni isim yapmaya başlayan Üç Hürel ile bir süre çalışır. Yerine Ersen katılır. Ersenle "Ternek"45liğini yaparlar, ancak bu birliktelik uzun sürmez. 1970 ağustos sonunda, Moğollar Ersen'den ayrılır ve Paris'e gider.

Paris'te Moğollar, CBS firması ile üç yıllık bir anlaşma imzalar ve bir 45'lik "Behind the dark/Hitchin" yaparlar, ayrıca "Guild international du disque"isimli bir plak şirketine bir albüm yaparlar. Bu albüm "Danses et Rythmes de la Turquie-d'Hier d'Aujourd'hui"1971 yılında "Academie Charles Cros" büyük plak ödülünü alır.

Bu arada Moğollar Paris'te o tarihlerde Belçikada yaşamakta olan Barış Manço ile karşılaşırlar ve onunla çalışmaya başlarlar. Kurdukları birlikteliğe "Manchomongol"adını verirler. Barış Manço, bu konuda Hey dergisine şunları söyler o tarihlerde : "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum.Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık. Ancak bu böyle olmaz. Birlikte Türkiyeye dönen Barış Manço ve Moğollar, dört ay değişik yörelerde konserler verdikten sonra ayrılır. Geriye beraber yaptıkları iki 45'lik plak kalır.

Bu arada Moğollar'ın Paris'te doldurdukları albüm Mart 1971'de Academie Charles Cross ödülünü alır. Türkiyede büyük yankısı olur bu ödülün. Örneğin Hürriyet gazetesi tam sayfa olarak duyurur bu haberi "Moğollar'ın davul ve zurna ile doldurduğu plak Akademi armağanı aldı." Aynı tarihlerde, yine Paris'te CBS firmasından çıkan 45'lik "Behind the dark/Hitchin" şöyle sunulur dinleyiciye : "Pikabınızın kolunu plağın üstüne koyup dinlemeye başladığınız anda Doğu'dan gelen bir grubun varlığını anlayacaksınız. Moğollar, bir çeşit 'sitar' olan bağlama'yı pop müziğine iyi uygulamaları ile dikkati çekiyor. Öğütleyebileceğimiz tek şey, yalnızca Türklerin bildiği bu ritmin akışına, sihirine kendinizi bırakmanız."

Barış Manço'dan ayrıldıktan sonra tekrar Paris'e dönen Moğollar, bu kez Engin Yörükoğlu'nu orada bırakarak Türkiye'ye döner.Yörükoğlu ani bir kararla, 31 Temmuz 1971'de Dominique Meraud ile evlenerek Paris'e yerleşir. Bu beklenmedik ayrılık Mavi Işıklar'ın davulcusu Ayzer Danga ile telafi edilmeye çalışılır, bir sene bu format'ta gider."Alageyik destanı/Moğol halayı" 45'liği bu dönemde yapılır.

Ancak Ağustos 1972'de Murat Ses gruptan ayrılır. Bu arada Selda ile bir 45'lik yapar Moğollar. Daha sonra Ersen gruba yeniden katılır. Eylül 1972'de ilginç bir olay yaşanır : Cem Karaca ile çalışan Kardaşlar, Ersen ile çalışan Moğollar solistlerini değişirler. Bu görülmedik olay Moğolların tekrar gündeme gelmesini sağlar. Cem Karaca ve Moğollar güçlü bir birliktelik oluşturmuş ve uzun sürecek bir dostluğun temeli atılmış olur, çeşitli konser turneleri ve plak çalışmalarıyla geçen iki senelik bir zaman sonunda bu defa Taner Öngür ile Ayzer Danga Moğollar'dan ayrılır. Eskilerden bir tek Cahit Berkay kalmıştır. Bu arada Cem Karaca ve Moğollar'ın en önemli parçalarından biri "Namus Belası "çıkar piyasaya.

Bir süre sonra Cahit Berkay Moğollar'ı dağıtıp Fransa'ya gider orada Engin Yörükoğlu ile buluşur, yanlarına katılan çeşitli müzisyenlerle Moğollar adı altında iki albüm ve bir 45'lik yaparlar. 1974 sonu ile 1976 yılları arasında Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlunun sürdürdüğü moğollar 1976'da çalışmalarına son verir, bu dönemden kalan en önemli albüm, Fransa'da RCA firmasından çıkan "Hitit Sun" Türkiyede "Düm - Tek" tir bu albümde Cahit Berkay'ın enstrümental besteleri Anadolu Pop'tan jazz rock'a doğru yönelmeyi işaretlemektedir.

1976'dan sonra yalnızca bireysel çalışmalarını sürdürür 'çekirdek' Moğollar elemanları. Cahit Berkay, filim müzikleri yapar aradaki yıllarda.'90'larda, Cem Karaca ve Uğur Dikmen'le Rock kumpanyası adlı grubu kurar, birlikte iki albüm yaparlar. Engin Yörükoğlu, Fransada çeşitli jazz grupları kurar, sonraları İstanbul'da Jazz Stop isimli bir kulüp açarak orada çalmaya başlar. Taner Öngür ise Dostlar ve Cem Karaca Dervişhan'da çalışır bir süre. Daha sonra Almanya'ya yerleşir. 1992'de Türkiye'ye döner, "Alarm" isimli ilk ve tek solo albümünü çıkartır. Murat Ses, Kurtalan expres'le çalışır, bir ara kısa sürelerle Dostlar ve Dervişhan'la çalışır, kendi grubu Ağrı dağı efsanesini kurar,sonraları Avusturya'ya yerleşen Ses, halen orada yaşamaktadır. Avusturyada, New Age denilebilecek bir tarzda üç albüm yapmıştır bu güne kadar.

1992'de bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açar .4000'den fazla imza toplanır bu kampanya dahilinde.Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu arada bir bir araya gelip bu konuyu görüşürler, yeniden Moğollar'ı kurmak konusunda tereddütleri vardır, ancak kampanya'ya gelen mektuplar onlara cesaret verir.Yanlarına genç bir müzisyen Serhat Ersöz'ü alarak, 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri muhteşem bir konserle geri dönerler. 1994'te "Moğollar94" , 1996'da "Dört Renk" , 1998'de "30.yıl" 2000'de " 1968 -2000" albümlerini çıkarırlar.

crr2.jpg
 
Geri
Üst