Merhabalar arkadaşlar,
Epeydir bu forumda yer almaktayım. Her alışverişte istediğim ürüne ait bir inceleme yazısı, video, ses kaydı arar dururum. Bu sefer arayan değil de arayana yardımcı olan olmak istedim. Bu sebeple yeni aldığım amfiyle ilgili kısaca yorumlarımı yazacağım.
Öncelikle tarz olarak blues-rock yapan bir grupta çalıyorum. Ama özellikle 80'ler rock tınısı her zaman hoşuma gider ve arada bu tarzda şarkılar da çalarım. Bu sebeple ya drive olarak bu sesleri elde edebileceğim bir amfi alacaktım ya da pedallar ile iyi anlaşan bir amfi. İlk kriterim bu oldu.
İkinci sırada amfinin gücü ve ağırlığı vardı. Yüksek çıkışlı bir amfi almak benim için gereksiz olacaktı çünkü çalma ihtimalim olan en büyük sahne bile aslında ortalama bir bar sahnesi... Aynı zamanda ekipman taşımak da oldukça zor, malum. Bundan dolayı 20 kilodan daha ağır olmayan 15-20 watt'lık bir amfi ideal gibi görünmekteydi.
Üçüncü ise elbette bütçeydi. Doların inanılmaz yükselişi karşısında paramızın alım gücü azalıyor maalesef.
Bu üç kriter ile yola çıkarak alternatif amfileri denedim.
Denediğim amfilerden de bahsetmek isterim. Bu da eminim merak edenler için fikir oluşturacaktır.
İlk önce Roland BluesCube serisini denedim. "Solid-state" olduğu için göreceli olarak daha hafif olan bu amfide daha yüksek güce sahip 60 wattlık versiyonu aslında ilk etapta almayı düşündüğüm amfiydi. Ancak 30-60 ve 80 watt'lık her üç versiyonu da hoşuma gitmedi. Tüp tınısına en yakın solidstate olarak lanse edilse de bana pek öyle gelmedi.
Ardından DV Mark Micro 50'yi denedim. Az bilinen bir amfi. Bu da solidstate bir kafa-kabin, aslına bakarsanız özellikle "high-gain" katında başarılı sayılabilir ancak 3300TL civarı bir fiyatı olması sebebiyle fiyat/performans oranı bana uygun gelmedi.
Sıradaki amfi Fender Blues Junior Tweed idi. Jensen hoparlörlü bu model de çok tiz karakterliydi ve plastik bir kutudan ses alıyormuşum hissine kapıldım. Fender amfilere diyecek sözüm yok, gerçekten harika sesler çıkarırlar ancak sanırım gerçek bir Fender tonu almak için büyük ve "vintage" bir modele yönelmek gerekmekte.
ENGL Gigmaster 15 denediğim dördüncü markaydı. Drive katı çok hoşuma gitmedi ama seveni için oldukça karakteristik bir tonu olduğunu söylemek lazım.
En son olarak Blackstar amfileri denedim. HT-5, HT-20, Artist-15 modellerine baktım. Artist 15, 6L6'lara sahip, çok güzel clean kata sahip bir amfi. HT serisine göre daha düşük gain'li, daha "crunch" bir drive katı var. Aslında bu amfi de alınabilirdi ama ilerde yine bir imkanım olursa Fender amfi alır, bu tonlara onunla ulaşmaya çalışırım düşüncesiyle bu seriden vazgeçtim.
HT serisine gelecek olursam, önce HT-5'i denedim. Küçük, ev tipi, oldukça da güzel bir amfi. Gücü benim aradığımdan biraz düşük diye HT-20'yi denemeye karar verdim.
Blackstar HT-20, EL34 kullanan bir amfi. Clean katı tertemiz bir sese sahip, Sadece gain ve tone tuşları var ancak istediğiniz sesi almanıza yetiyor. Drive kanalı ise birçok yüksek gain'li amfiye göre daha temiz, çamurlaşmayan bir karaktere sahip. Benim en sevdiğim ve amfiyi almama sebep olan şey ise bu ikisinin arasındaki tonu yakalayabilmiş olmam. Bu da drive katında gain'i saat 8 hizasına getirip (ki bu 10'luk skalada 2'ye tekabül etmekte) volume'u sonuna kadar açtığımda elde ettiğim ton. Hafif kırılan, yumuşak çalındığında ya da gitar üzerinden ses biraz kısıldığında tertemiz olan... Amfinin önüne de Keeley Mod Tubescreamer TS9DX ve MXR Carbon Copy Delay koyduğumda çok güzel bir overdrive tonu yakaladım. Böylece temiz bir clean, hafif kırılan bir low-gain ve istediğimde kullanabileceğim bir high-gain amfi bulmuş oldum. Fiyat olarak da denediğim amfiler içerisinde en uygun olanın bu alet olduğunu da belirtmek isterim.
Master volume olması sebebiyle evde de rahatlıkla kullanılabileceğini düşündüğüm bu amfide, ISF denilen bir teknoloji de kullanılmış. Ekolayzerın karakterini değiştiren ve Amerikan-İngiliz tonları arasında geçiş yapmayı sağlayan bir buluş olarak lanse edilen bu ayar ne kadar etkin, bilemiyorum. Sahnede, yüksek ses düzeyinde deneyerek bunu anlamak mümkün olacak gibi ama ev ortamında çok büyük bir farklılık yaratmadığını söylemem gerek.
Beğenilmeme ihtimali olan özelliklerinden de bahsetmek isterim. Mesela amfinin genel olarak koyu bir ses karakteri var. Bu durum büyük ölçüde hoparlörden kaynaklanıyor bence. Yine internetten bulduğum bazı kayıtlarda Celestion V30 ile çok daha parlak ve yüksek ses elde edildiğini gördüm. Kendi adıma, ilerleyen zamanda böyle bir amfi geliştirmesi düşünebilirim. Gerçi kullandığım pedallar parlak sese sahip aletler, belki de yüksek desibelde çalarken bu karanlık hoparlör tonu ile parlak pedal tonu birbirini çok güzel dengeleyecektir, artık onu zaman gösterecek.
Bence yeterli olan ama internetten araştırdığımda dikkatimi çeken bir diğer husus da tüpler. "Neden daha kaliteli tüpler kullanılmamış?" diyen yazılar okudum ama şunu da unutmamak lazım, daha kalitelisi Mesa'da var ama 4 katı bir fiyatla satışa sunulmuş. Şahsen ben ancak bu tüplerin ömrü bittiğinde yenisini iyice araştırır öyle alırım diye düşünmekteyim, bence tatmin edici düzeyde kalite olarak.
Kısacası Blackstar HT-20 Studio; çok yönlü kullanıma sahip, göreceli olarak aşırı ağır olmayan (en azından taşınabilen), pedallarla iyi anlaşan, diğerlerine kıyasla daha uygun fiyatlı bir amfi. Düşünenlere tavsiye ederim arkadaşlar.
İyi günler dilerim.
Epeydir bu forumda yer almaktayım. Her alışverişte istediğim ürüne ait bir inceleme yazısı, video, ses kaydı arar dururum. Bu sefer arayan değil de arayana yardımcı olan olmak istedim. Bu sebeple yeni aldığım amfiyle ilgili kısaca yorumlarımı yazacağım.
Öncelikle tarz olarak blues-rock yapan bir grupta çalıyorum. Ama özellikle 80'ler rock tınısı her zaman hoşuma gider ve arada bu tarzda şarkılar da çalarım. Bu sebeple ya drive olarak bu sesleri elde edebileceğim bir amfi alacaktım ya da pedallar ile iyi anlaşan bir amfi. İlk kriterim bu oldu.
İkinci sırada amfinin gücü ve ağırlığı vardı. Yüksek çıkışlı bir amfi almak benim için gereksiz olacaktı çünkü çalma ihtimalim olan en büyük sahne bile aslında ortalama bir bar sahnesi... Aynı zamanda ekipman taşımak da oldukça zor, malum. Bundan dolayı 20 kilodan daha ağır olmayan 15-20 watt'lık bir amfi ideal gibi görünmekteydi.
Üçüncü ise elbette bütçeydi. Doların inanılmaz yükselişi karşısında paramızın alım gücü azalıyor maalesef.
Bu üç kriter ile yola çıkarak alternatif amfileri denedim.
Denediğim amfilerden de bahsetmek isterim. Bu da eminim merak edenler için fikir oluşturacaktır.
İlk önce Roland BluesCube serisini denedim. "Solid-state" olduğu için göreceli olarak daha hafif olan bu amfide daha yüksek güce sahip 60 wattlık versiyonu aslında ilk etapta almayı düşündüğüm amfiydi. Ancak 30-60 ve 80 watt'lık her üç versiyonu da hoşuma gitmedi. Tüp tınısına en yakın solidstate olarak lanse edilse de bana pek öyle gelmedi.
Ardından DV Mark Micro 50'yi denedim. Az bilinen bir amfi. Bu da solidstate bir kafa-kabin, aslına bakarsanız özellikle "high-gain" katında başarılı sayılabilir ancak 3300TL civarı bir fiyatı olması sebebiyle fiyat/performans oranı bana uygun gelmedi.
Sıradaki amfi Fender Blues Junior Tweed idi. Jensen hoparlörlü bu model de çok tiz karakterliydi ve plastik bir kutudan ses alıyormuşum hissine kapıldım. Fender amfilere diyecek sözüm yok, gerçekten harika sesler çıkarırlar ancak sanırım gerçek bir Fender tonu almak için büyük ve "vintage" bir modele yönelmek gerekmekte.
ENGL Gigmaster 15 denediğim dördüncü markaydı. Drive katı çok hoşuma gitmedi ama seveni için oldukça karakteristik bir tonu olduğunu söylemek lazım.
En son olarak Blackstar amfileri denedim. HT-5, HT-20, Artist-15 modellerine baktım. Artist 15, 6L6'lara sahip, çok güzel clean kata sahip bir amfi. HT serisine göre daha düşük gain'li, daha "crunch" bir drive katı var. Aslında bu amfi de alınabilirdi ama ilerde yine bir imkanım olursa Fender amfi alır, bu tonlara onunla ulaşmaya çalışırım düşüncesiyle bu seriden vazgeçtim.
HT serisine gelecek olursam, önce HT-5'i denedim. Küçük, ev tipi, oldukça da güzel bir amfi. Gücü benim aradığımdan biraz düşük diye HT-20'yi denemeye karar verdim.
Blackstar HT-20, EL34 kullanan bir amfi. Clean katı tertemiz bir sese sahip, Sadece gain ve tone tuşları var ancak istediğiniz sesi almanıza yetiyor. Drive kanalı ise birçok yüksek gain'li amfiye göre daha temiz, çamurlaşmayan bir karaktere sahip. Benim en sevdiğim ve amfiyi almama sebep olan şey ise bu ikisinin arasındaki tonu yakalayabilmiş olmam. Bu da drive katında gain'i saat 8 hizasına getirip (ki bu 10'luk skalada 2'ye tekabül etmekte) volume'u sonuna kadar açtığımda elde ettiğim ton. Hafif kırılan, yumuşak çalındığında ya da gitar üzerinden ses biraz kısıldığında tertemiz olan... Amfinin önüne de Keeley Mod Tubescreamer TS9DX ve MXR Carbon Copy Delay koyduğumda çok güzel bir overdrive tonu yakaladım. Böylece temiz bir clean, hafif kırılan bir low-gain ve istediğimde kullanabileceğim bir high-gain amfi bulmuş oldum. Fiyat olarak da denediğim amfiler içerisinde en uygun olanın bu alet olduğunu da belirtmek isterim.
Master volume olması sebebiyle evde de rahatlıkla kullanılabileceğini düşündüğüm bu amfide, ISF denilen bir teknoloji de kullanılmış. Ekolayzerın karakterini değiştiren ve Amerikan-İngiliz tonları arasında geçiş yapmayı sağlayan bir buluş olarak lanse edilen bu ayar ne kadar etkin, bilemiyorum. Sahnede, yüksek ses düzeyinde deneyerek bunu anlamak mümkün olacak gibi ama ev ortamında çok büyük bir farklılık yaratmadığını söylemem gerek.
Beğenilmeme ihtimali olan özelliklerinden de bahsetmek isterim. Mesela amfinin genel olarak koyu bir ses karakteri var. Bu durum büyük ölçüde hoparlörden kaynaklanıyor bence. Yine internetten bulduğum bazı kayıtlarda Celestion V30 ile çok daha parlak ve yüksek ses elde edildiğini gördüm. Kendi adıma, ilerleyen zamanda böyle bir amfi geliştirmesi düşünebilirim. Gerçi kullandığım pedallar parlak sese sahip aletler, belki de yüksek desibelde çalarken bu karanlık hoparlör tonu ile parlak pedal tonu birbirini çok güzel dengeleyecektir, artık onu zaman gösterecek.
Bence yeterli olan ama internetten araştırdığımda dikkatimi çeken bir diğer husus da tüpler. "Neden daha kaliteli tüpler kullanılmamış?" diyen yazılar okudum ama şunu da unutmamak lazım, daha kalitelisi Mesa'da var ama 4 katı bir fiyatla satışa sunulmuş. Şahsen ben ancak bu tüplerin ömrü bittiğinde yenisini iyice araştırır öyle alırım diye düşünmekteyim, bence tatmin edici düzeyde kalite olarak.
Kısacası Blackstar HT-20 Studio; çok yönlü kullanıma sahip, göreceli olarak aşırı ağır olmayan (en azından taşınabilen), pedallarla iyi anlaşan, diğerlerine kıyasla daha uygun fiyatlı bir amfi. Düşünenlere tavsiye ederim arkadaşlar.
İyi günler dilerim.
