İnsanların Yüzlerindeki Maskeler

Bazen bazılarını görüyorum o kadar yapmacık davranıyolar ki kendisini oynamadığı her halinden belli yüzünde başka bir gerilme olduğu belli oluyor bu da karakter bocalamasının karşılığı ve insan bu davranışını sadece ilk gençlik ve gençlik çağında değil yetişkinliğinde de yapıyor, kendi içinde belki samimi olabiliyor ama dışarıdaki kişiye karşı hep bir savunma mekanizması içinde, bu çok kötü ve doğaya aykırı değil mi sizce de...

mesela neden insanlar sokakta tek başlarına yürürlerken devamlı kızgın bi şekilde etraflarına bakınırlar, bu bir güven sorunu mu yoksa dediğim gibi savunma mekanizması mı, ve bunu yapmaya gerek var mı, bazen ben bile yapıyorum bunu ama benimki oyunculuk alışkanlığı önemli değil ama sıradan insanların bu şekilde davranması samimiyetsiz ve birbirinden uzak yapay suratlar ve yapay tavırlar dolu bir toplumu hazırlar...ya mesela yolda giderken gülen bi insana deli dersiniz ama somurtan hem de hiç nedeni yokken somurtan birine dikkat etmezsiniz, yolda giderken eğilip bir kediyi sevmeye çalışan birini gören insanlar ona deli görmüş gibi bakarlar (bunu ben yaşadım) ama neden, bir kurala göre mi yürüyoruz yolda veya bir kurala göre mi yaşıyoruz, bu kalıpları benim haberim olmadan kim benim için hazırlamış da maskeleştirmiş...
neyse fazla uzamasın siz ne söyliceksiniz bakalım...
 
Aslında yaşadığın yere bağlı bu sokak olaylari.Ben istanbuldan lojistk uzmanı olcam diye çanakkalenin bir ilçesine geldim.Yolda yürürken birine bakmıcaksın,bakdıgın an bittiğin andır.İnsanlar üniversitelilere tavır almıs.
Gerçi insan mazoşist olunca bunların bir değeri kalmıyor fakat yinede uyuz oluyorum.Ön yargılı yaklaşmamak gerek arkadaşlar.Yalnız birşey fark ettim elimde bira ile gezince normal bir insanmışım gibi davranıyorlar.
İnsanoglu işte :D
 
herkes böyle değildir. kimlik problemi yaşayan insanlar bazı şeylerden etkileniyor çoğunlukla. olabilir tabi tek başına dolaşırken hiçbir yere bakmamalar vesaire. insanın hangi karakter yapısına uygunsa ona göre davranışlar sergiler. bunun genellemesi yanlıştır. karakter yapısına bağlıyorum. insanların hepsi birbirinden farklıdır.
 
İnsan her şartta çevrenin ona bakışını dikkate alır, ya da en azından çoğu insan alır. Dolayısıyla dışarıda iken ya da toplum içerisindeyken ortam maskeli baloya döner; sahte tavırlarla dolup taşıyor ortalık. Esas soru aslında biraz da hangimiz ne kadar gerçek kimliğimizi yansıtıyoruz ki, de olabilir aslında...

Fakat bakış konusunda şunu söyleyebilirim; bir dostum yürürken sürekli yere bakar ve bunun sebebi kendine güveninin olmaması. Ben genellikle tek bir noktaya, düz karşıya bakarım, ve bunun sebebi de kendime güvenimin olmaması ve aptal kibir-egoizm karşımı bir şeye sahip olmam. Sağa sola bakan bir dostum da var, onun sebebi ise kendisine bakılmasından hoşlanmaması :LOL: Ama genelde bir noktadan bir noktaya tek başına gitmek insanı ''kastığı'' için, sağa sola zehir zemberek bakışlar atanların orada bulunmak istemedikleri her hallerinden bellidir; belki samimidir bu davranış, belki gerçekten orda olmak istemiyordur, belki de sırf ''şekil olsun'' diye kendisini kasmaktadır. Bilinemez, çünkü en insan sarrafı adam bile kimseyi tanımayaz.

Öte yandan, sevgili geissler, ben ufak bir not defteriyle gezinen bir adamım; aklıma bir fikir, bir dize, bir cümle ya da kendi tutarsız felsefelerimden bir soluk gelince hemen en yakın düzleme çöküp harıl harıl yazmaya başlarım ve genelde de kendi kendime güldüğüm olur bunu yaparken. Dolayısıyla ''Deli mi ne'' bakışlarına hedef olurum, çünkü toplum, kendisinin 'normal' karşıladığı herhangi bir davranış gördüğü anda ona 'deli' damgası vurup yargısını veriverir oracıkta.
 
biraz konu kaydı galiba , şunu söyleyebilirim sadece. insan tek başına dolaşıyorsa farklı davranışlar sergileyebilir. bunun o kişi için fake olduğunun göstergesi değil , yalnız olduğundan kaynaklanır. eğer yanında kalabalık bir arkadaş güruh varsa farklı eylemlerde bulunabilir kişi. misal yalnızken insan yere bakarak yürüyebilir , tam tersine kalabalık bir kitledeyse farklı davranışlarda bulunabilir. tabi bu kişi hareketlerinin psikolojik boyutlarını unutmamak lazım. her zaman görelidir.
 
Kount demiş ki:
Öte yandan, sevgili geissler, ben ufak bir not defteriyle gezinen bir adamım; aklıma bir fikir, bir dize, bir cümle ya da kendi tutarsız felsefelerimden bir soluk gelince hemen en yakın düzleme çöküp harıl harıl yazmaya başlarım ve genelde de kendi kendime güldüğüm olur bunu yaparken. Dolayısıyla ''Deli mi ne'' bakışlarına hedef olurum, çünkü toplum, kendisinin 'normal' karşıladığı herhangi bir davranış gördüğü anda ona 'deli' damgası vurup yargısını veriverir oracıkta.
Deli değilsin, yolda birr şey düşünürken kendi kendime güldüğüm benim de olur, ama hiç sevmiyorum bu huyumu. :) Napalım yolculuk düşünmek için en uygun zaman. :)

Ayrıca şu aklına bir şey geldiğinde not alma alışkanlığını bir arkadaşım da yazpıyordu, çok faydalı bir ara ben de denemiştim. Tavsiye ederim
;)
 
Arkadaş biraz da olsa sert bir üslupta betimlemiş zira ben de bazı arkadaşlarında bahsettiği üzere bunu bir kişilik çatışması olarak görmüyorum. İnsanların sosyal birçok kimlikleri vardır. Bazı ortamlarda farklı tavırlarını sezmeniz o kişinin karaktersiz olduğu anlamını doğurmaz.
Ancak arkadaşın bahsettiği şey sanırım bilinç ve bilinçdışı tavırlar. Bir kişi dost yahut aile ortamında son derece rahat tavırlar sergiler. Aksi bir durum olursa o kişiye karaktersiz denilebilir bu haktır. Kişi tüm paranoya kalkanlarını indirmiş ve güven dolu iletişim kurar ve bu bilinçdışı gelişen birşeydir. Ancak tanımadığı bir kişi ve kişiler arasında, sosyal bir alan içersinde kişide bu güven duygusu kalmaz ve sosyal çevrenin bir takım sorumlulukları ve kendini adapte edebilme adına kendine yakın kişilerle bulunduğu ortamdaki tavırlarından farklı tavırlar içersine girer. bilinçdışını kapatıp bilinçli bir şekilde tavır sergilemek ister ama bilinç, bilinçdışı kadar seri olamaz ve bir çelişki doğar. Bu arada kalmışlık durumunda kişi tuhaf hareketler içersinde gidip gelebilir bu normal birşeydir. ya da bazı zayıf karakterli kişiler bu çelişki içersine hiç girmemek adına yere bakıp farklı şeyler düşünmeye çalışıp suratını asabilir. neticede normal birşeydir bence...
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
günümüze göre normal tabii ki, içinde bulunduğumuz hayat kesitinde doğduğumuzdan beri, bilinç kazandığımızdan beri bunları görüyoruz ve gördüklerimize uymaya çalışıyoruz, "muhtemelen bu doğrudur" deyip toplumun yaygın davranışına adapte oluyoruz, ben sosyolojik açıdan bakmadım tamamen bireysel açıdan hatta duygusal açıdan baktım ve dünyaya 30 yaşındayken gelen bir insan gibi gördüğüm manzaraya şaşırdım, bunu gerçekten de hissettim işte, insanlar neden bu şekilde tavır alırlar dedim ve anlayamadım...

şundan bahsediyorum daha çok, kişinin evden çıktığı anda üstüne giydiği başka bir giysi var bu da o kişinin dışarıya karşı aldığı bir savunma mekanizması...
ama ben bu savunma mekanizmasının nedenliğini sorgulamıyorum, buna gerek duyulmasının nedenini sorguluyorum...
yani sinekler neden camdan içeri giriyorlar demiyorum, sinekler neden var diyorum...
bu savunma mekanizmasının savunduğu şey, mekanizma olmadan ayakta duramayacak kadar güçsüz müdür, hayır ben buna inanmam, korkuyu insan burada yani dünyada öğreniyor ve her şeyden korkmaya başlıyor gün geçtikçe, egosunu takıp bu kendi yarattığı korkuları görmezden gelmeye çalışıyor işte hepsi yapay, göründüğü üzere...
ve bu ego kendini bir savunma mekanizması durumuna getirip toplumun içindeki bireyin tavrını kalıplaştırıyor...
birey bir kalıba giriyor, buna itiraz edemezsiniz, bir örnek bile verebilirim; mesela ipod unu kulağına takıp dolaşan tipler...
bu kötü müdür diye sorgulamıyorum, bu tiplerin asosyalliğe gittiğini görüyorum, herkes kendine göre bir dünya yaratmaya başlıyor ve gerçekten de gün geçtikçe bir sürü değişik etken yüzünden insanlar birbirlerinden uzaklaşıyorlar...

ve "darius miles" burada yazarken bile senin egon belli oluyor arkadaşım, sen de toplumun bir parçasısın bunu karakterlere bağlayamazsın, her karakter toplumun parçasıdır ve toplumun sürüklediği yere doğru gitmeye mecburdurlar... sen ortama göre değişmediğini söylersen bu tavrı kendine alışkanlıklaştımışsın demektir ki, o "öz sen" değilsin, "değişip kalıplaşmış olan sen"sin...

eşyalar gibi davranışlar, bugün şalvar giyip üniversiteye gidemezsin, tavrını da günümüz toplum tavrına göre ayarlamazsan dışlanırsın, bulunduğun ortama göre maske takıp bukalemun gibi renk değiştirmen gerekir yoksa dışlanırsın, bunu çok kez yaşadım ben...

konuda asıl bahsetmek istediğimi tekrar söylüyorum, egoyu doğuran nedir, insanın korku yaratmasının nedeni nedir, ben birine kendi istediğim gibi davranmak, kendi kendimle konuşur gibi konuşmak isterdim ama bu olmuyor, öncelikle bir kalıba girmem gerekiyor...
ben söylemek istediklerimden çok, karşımdakinin duymak istediklerini konuşuyorum ve evet burada biraz karakter bocalaması olabilir derseniz...
bunu bu türden davranışın kökenine bağlarım ki davranışı bu hale getiren de özde karakter değildir... korku ve ego'dur...
 
maske bir araçtır insanlar için.içlerindeki asıl gerçeklikten utanıp yansıtmak istemedikleri sürecede maskelerini takmaya devam edecekler.aynaya bakıp gördükleri yüzse her zaman maskenin ters tarafı madalyonunsa asıl yüzü olacaktır.
 
Geissler, çok önemli bir ayrıntıyı gündeme getirmişsin.. bu konu şehirli insanın içinde bulunduğu girdaplardan biri...

ilk fırsatta bu başlığa yazmaya çalışıcam.. şimdilik yazılanları ilgiyle takip ediyorum..
 
''maskeler''...İnsanlara olan güvensizliğimin nedeni...oldugu gibi mi o insan,yoksa görünmek istediği gibi mi gösteriyor kendisini...en ufak acık yakaladıgımda korkar kacarım..uzun süre kızarım kendime bunu yaptıgım için belki...ama istemesemde elimde olmadan yaparım...kız erkek farketmez her iki cins içinde gecerli...
 
coğumuz maskeliyiz aslında belki kabuğunu aşındırmamak adına belkide açığa vurmamak adına bu insandan insana değişir ama benim maskem makyajım sakladığımsa kirliliğim...yuzumun diil içimin kiri...
 
Aslina bakarsaniz insanlarda bir tane degil bircok maske var. Yeri geldiginde karsisindaki a kisiye baska b kisiye baska c kisiye de daha baska tavir ve davranislarda bulunuyorlar. Tabi bu demek degilki herkes karsisindaki herkese ayni mesafede olmali, yani kimse kimseye ailesinden birisine yada sevgilisine yada candostuna davrandigi gibi davranmaz...

Bu maske meselesi bana gore tamamen kisisel menfaate dayanan bir cikar sorunsali. Maske takanlar o maskeleri sayesinde maddi bircok olguya ulasabiliyorlar ama bunun yaninda bence manevi bircok seyden de yoksun kaliyorlar...

Belkide maske taktiklarinin farkedilmedigini dusunerek yasiyorlar ve ona gore davraniyorlar ama hepimiz cevremizde gozlemliyoruz bu kisiler oyle bi bataklikda ki, maskesiz cikamaz olmuslar insan icine. Bu maskeleri degistirmekten ve bir karakterden diger bir karaktere gecmekten de o kadar cok yoruluyorlarki, bu yuzden kendilerini kotu hissedip her hangi bir zamanda ve herhangi bir yerde karsilarinda bulunan tanimadiklari kisilere bu kotu bakislarini gosteriyorlar iyi olanlari ise disliyorlar kendilerince...
 
hatırladığım kadarıyla Freud insanların yüzünde maske vardır demişti.aslında kimse olduğu kibi değil.nasıl davranıcağımızı toplumsal kurallar belirliyor.bunu sahtekarlık olarak algılamayın çok farklı bi durum.
 
Bizim toplumumuz gerçekten ilginç bir toplum.II.Mahmut fes kanunu getirince halk "gavur" padişah demişti.Ama Atatürk "şapka" kanunu getirince de halkımız fes i çıkarmak istemedi...
Bi ara 3 arkadaş bi değişiklik yapalım dedik.Renkli atkılar aldık(her türlü renk vardı).baya da bi kullandık bunları.Ama toplumun tepkisi "aa toplara bak(!),ne lan onlar öyle,gülüşmeler" den ibaretti...Böyle olunca insanda ne bir istek kalıyo ne de başka bişe...
İnsanın psikolojik olarak çökmesinde toplumsal baskılar çok önemli gerçekten de.Yenilik yapmak zor oluyo ve farklı karşılanıyo...Freud demiş bi arkadaş ben biraz daha açmak isterim..Freud a göre kişilk 3 temel aşamadan oluşuo
1-id
2-Ego
3-Süper ego

İD;bi anlamda nefis dediğimiz her türlü şeyi isteyen para zevk vs kişiliğimizin en ilkel yapısı
EGO;id'imizin mantıklı hali..mesela zevk olarak ele alalım id bize "la olum git şu kızla işi bitir(afedersiniz)"der ama ego "olum eğer o kızla öle yaparsan evlenmek zorunda kalırsın sen en iisi masturbasyonla yetin" gibisinden davranır...
SÜPER EGO;Bu ise Toplumdur.Gelenekler görenekler toplumun yasaları yani..Ve Süper ego id ile egoyu kapsar...
Aslında kunti nin dediği gibi sahtekarlık değil.Toplumun etkisi.
 
sanırım freud egoyu doğuştan var olan bir özellik olarak belirtmiş, ama ben buna şu anlamda katılamıyorum; bebekler, küçük çocuklar, ergenlik başına gelene kadar egolarıyla bir duvar örmezler, bilinçleri henüz yeterince gelişmemiştir ve ne bir maskeye ne başka bir savunma mekanizmasına gerek duymazlar...

ben egoyu doğuranın bilinç fazlası olduğunu düşünüyorum ve bilinç fazlası da bize doğuştan verilmiyor, korkularımız da bize doğuştan verilmiyor onları burada yani dünyada öğreniyoruz...

insan belli bir yaşa gelince çevresindeki etkileşimlerden bilinç kazanıyor, bilinç üstüne meylediyor istemsiz olarak ve bu bir zaman sonra diğer etki kaynaklarıyla arasında saydam bir duvar oluşturmasına neden oluyor...

şimdi bazı küçük notlar eklemek istiyorum, umarım okursunuz...


* gönlümüzü kapatmak bizim huzurumuzu yok eder, çünkü bu bizim doğamıza yabancıdır. o bizi eğriltir çarpıtır ve olmamız murat edilmemiş kimseler haline getirir...

* ben yalnızca gerçekten yardımcı olmak için buradayım. ben, beni gönderen o'nu temsil etmek için buradayım. ne söyleyeceğim ve ne yapacağım diye endişelenmem gerekmiyor, çünkü beni göndermiş olan o, beni yönetecektir. benimle geleceğini bildiğimden beni göndereceği yere gitmekten hoşnutum, o'nun bana şifa vermeyi öğretmesine izin verdikçe, ben de şifa bulacağım...

* egonun sahte duvarlar oluşturmasındaki becerisinden kimse şüphe duymasın...

* ıztırabın nedeni başkalarının bizden esirgediği sevgi değil bizim onlardan esirgediğimiz sevgidir...

* biz gerçekte ne kadar sevilesi olduğumuzun farkına varmamız için kendimizi en derin düzeyde açığa vurmalıyız, gerçek doğamızın yeterince derinliklerine indiğimizde orada karanlık değil sonsuz ışık buluruz, işte ego bunu görmemizi istemez; bizim güvenliğimizin aslında maskemizi indirmekte yattığını bilmemizi istemez...


saygılar...

Yönetici Uyarısı: Silinen mesajdan alıntı yapıldığından mesajınız düzenlenmiştir...
 
Geri
Üst