Vallahi bıktım, usandım.

Bir kaç gün önce konu açtım yerimde olsanız ne yapardınız diye gören olmuştur.
Üniversite sınavı tamamen farklı bir şekilde geldi, hiçbir ygs lys sistemine benzer soru yoktu.
3 ayımı harcadığım konulardan 1 soru bile gelmedi. İlk 60 bin hayalim şu an 120 binlere düştü belki daha da kötü.
Gitmek istediğim üniversiteye gidemiyorum.

Dün sınav çıkışı baya moralim bozuldu oturdum ağladım, sınavı düşünürken bir yandan ailem gel denize gidelim kafan dağılır dedi.
Aklımda sınavdan başka bir şey olmadığı için 30 dakika sonra fark ettim ki denize telefon ile girmişim.
Normalde aşırı dikkatliyimdir.

Sonuçta telefonum yok, gitmek istediğim üniye girebilme şansım %75 burslu şekilde %10 ihtimalim bile yok.
Sınava iyi çalışmak için sene başında sporu bıraktım 20 kilo aldım. Hayatta çoğu şey ters gidiyor ne yapsam bilmiyorum.
O kadar çıkmazdayım ki, konuşacak derdimi paylaşacak kimsem de yok ben de buraya sığındım..
 
Özgüven kırılmasın.Eksik hissetmenin temel sebebi vakit harcama konusunda yetersizliğinden kaynaklanıyor.Sınav ağırlaştı eskisi gibi değil hiçbir şey. Bu yüzden çalışma konusunda direkt hemen başlayıp yılmadan programlı şekilde diğer yıla odaklan.Hiçbir zaman başarıyı kaybetmeden yakalayamazsın.
 
Sizi destekleyen bir aileniz olduğu için çok şanslı olduğunuzu fark edin ve bunun kıymetini bilin derim.
Derhal spora geri dönün, sınavı da boşverin bu noktada.
Hayatınızda ters giden bir şey yok, ileride bu gibi şeylere gülüp geçeceksiniz.
Ama sağlığınıza dikkat edin ve sınav uğruna asla ihmal etmeyin derim.
Eğer bu karamsar ruh hali uzarsa ve yaşam kalitenizi bozmaya devam ederse profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Ne yapıp ne edip mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde o ruh halinden çıkın, çünkü o ruh haliyle sağlıklı karar veremezsiniz.
 
Bu arada, sınava hazırlanan arkadaşlar belki daha siyasi bir konu olarak değerlendirip es geçmişlerdir, ama hükümet bu yıl kamu okulları arasında "Araştırma üniversiteleri" listesi yayınladı. Bunun pratikte anlamı şu idi aslında: Diğer kamu üniversiteleri artık "ikinci sınıf". O nedenle soruların çok daha zor olmasına şaşırmadım. Çünkü artık o okullara girmek kolay olmayacak, birilerinin elenmesi gerekecek.
Sınavı kendi değerinizin bir ölçüsü olarak görmeyin ve sizi mutlu eden ya da mevcut beceri ve yeteneklerinizi geliştirecek bir alanı tercih edin. Dikkat edin, "size çok para kazandıracak", "çok büyük ismi olan" veya "çok kolaylıkla okunup diploma alınacak" bir bölümden bahsetmiyorum. Bunlar iyi tercih kriterleri değil. "Puanım ziyan olmasın" diye tıp fakültesine giren bir sürü öğrenci gördüm. Olacak iş değil ama oluyor işte...
 
Öğrencilerin %80'i 2. kere sınava giriyor o yüzden ilk elin günahı olmaz de ve mental olarak kendini toparla yaz tatilinin keyfini çıkar. Seviyorsan eğer enstrüman çal ya da spora başla. Bunlar ders çalışma konusunda ve psikolojik olarak seni toplayacak şeyler. Artık seneye nasıl bir sınav olacağını biliyorsun. Seneye gireceğin sınava odaklan. şeytanın bol olsun:devilish:
 
Merhaba bende senin gibi sınava girdim ve aynen senin gibi hiç beklemediğim bir sınavla karşılaştım.Senin 3 ay harcadığın zamanın 6 katını harcadım ve bu süre içinde gitarı ve sporu aynen senin gibi bıraktım sosyal aktivite zaten yok denecek kadar az,günde 10-12 saati bulan çalışmalar da cabası.Evet çok zordu dediğin gibi bende zorlandım ama üzülmediğim tek nokta sadece bana değil herkese zor olmasıydı yani emin ol senin kendi denemelerinde yaptığın netler düşecekse de buradaki sıralamanı çok oynatmayacak çünkü dediğim gibi herkesin netleri düştü bu yüzden çok canını sıkma.

Ben şöyle düşünüyorum evet sistemimiz iyi bir sistem değil bunun herkes farkında ama sırf iyi değil diye de çalışmayı bırakacak değilim kendi açımdan.Sporu bırakmış olabilirsin sıkıntı değil üniversitede her türlü yaparsın ama bu sınava hep aynı hazırlığı yaparak giremezsin bu yüzden kendi fikrim;hayatımızın büyük çoğunluğunu etkileyecek bir sınav için 2-3 senemi harcarım (ki bu süreç içerisindeyiz zaten).Ayrıca @barrios un dediği gibi en şanslı olduğun nokta ailenin seni desteklemesi,çoğunun sınavı kötü geçtiği halde bu sene ailesinin zoruyla üniversiteye gidecek çok arkadaşım var mesela.

Toparlayacak olursam kafanı sıkma telefonu da boşver zaten çok gerekli bir şey değil hayatında şuan,denizin keyfini çıkar sınav sonuçları açıklanınca gitmek mi yoksa tekrar hazırlanıp girmeyi mi istediğine karar verirsin daha tecrübeli olursun en azından.Ha "uzun uzun ne yazdı yae bu" dersen de bende aynı süreçte olduğum için fikirlerimi paylaşmak istedim sonuçta kötü bir durum ve mağdurlar olarak birbirimize destek olmalıyız...
 
Özgüven kırılmasın. Madem böyle bişey oldu, benden sana tavsiye dil öğren ve yabancı kaliteli okulların sınavlarına gir. Yurtdışında Lisans eğitimi 3 yıl olduğu için yine aynı denk gelmiş olur. hem de kaliteli okuldan mezun olmuş olursun. (Bazı okulllar burs veriyor)
 
Önlisans, Lisans, Dikey Geçiş, Yatay Geçiş ile 7 yılını üniversitede ziyan etmiş biri olarak birkaç tavsiye vereyim.

1-Aile desteğiniz varsa aile desteği olmayan öğrencilerden 10 adım öndesiniz.
2-%100 burslu kazansanız dahi özel üniversitelerden mümkün mertebe uzak durun. İddialı bir şekilde söylüyorum, Koç, Sabancı, Bilkent'ten bile uzak durun.
3- Şayet moralinizin içine etmeyen, her daim size destek olan bir aileniz varsa 30 yaşına kadar sınavlarda şansınızı deneyin. İstanbul, Ankara, İzmir illerinde bulunan devlet üniversitelerinden mezun olanların iş bulma olanakları çok yüksek. Bir iş ilanına, devlet ünisinden yeni mezun ve 5 yıllık tecrübesi olan özel üni mezunu başvurursa işveren tercihini devlet ünisinden yeni mezunu tercih eder. Maalesef ülkemizde özel üniversite mezunlarına karşı büyük bir önyargı var.
4-Hangi bölümü okuyorsan oku ingilizce öğrenmeden üniden mezun olma.
5-Hangi bölümü okuyorsan oku bilgisayar teknolojisini kavramadan üniden mezun olma.
6-Yurtdışında Tıp,Dİş Hekimliği, Eczacılık diploması dağıtan üniversitelerden de uzak durun. YÖK ani kararlar verip size kıçınızı dönebilir. 2016'da Diş Hekimliğinden mezun olan arkadaşım hala denklik alamadı. YÖK ile mahkemesi halen devam ediyor.
7-Erken yaşta mezun olmanın artık bir avantajı yok. İşverenler "oooo adam 22 yaşında mezun olmuş" demeyecektir.
 
Yazılım şirketlerinin ar-ge sinde çalıştığım için birçok işe alma görüşmesi yaptım.
Bunların arasında Sabancı birincisi, Boğaziçi mezunları, Itü mezunları dahil. Herhangi bir okulu kötülemek için söylemiyorum ama okulda verilen eğitim ile işin konusu hakkında belirli bir fark oluyor.
Örnek vermek gerekirse adam Matlab da uzay gemisi tasarlayabilir ama yazılıma gelince hiç bir şey yok. Yeni mezun elektronik mühendisine IP nedir diye sorduğumda cevap alamadığım çok oldu. Oyun da mı oynamadın dediğimde aldığım cevap çok daha feciydi. Hayır
İşe alım konusunda yeni mezunlar için tercih edilen genelde kendini okul dersleri dışında da geliştirmiş meraklı araştırmacı kendi kendine bir şeyler öğrenebilen insanlar. Okul kitabını ezberleyip gelenler değil.
Tanıdığım en iyi yazılım mühendisi Metalurji mühendisliğinden mezun. Tanıdığım en iyi network mühendisi Jeofizik mühendisliğinden mezun.
Yani arkadaşlar okul her şey değil. Okuldan mezun olduktan sonra cv nize eklediğiniz ekstra evde yaptığınız, işin konusuyla alakalı herhangi bir şey sizi kat be kat öne geçirecektir.
@raizel in 4. maddesi çok önemli ama bu "this is a table" seviyesinden çok daha iyi olmalı. En az hiç bilmediğin bir konu hakkında okuyup onu işinde eksiksiz uygulayabilmek kadar olmalı.
 
Aktif mühendislik hayatımda 11 senemi dolduran birisi olarak biraz atıp tutayım.
1. Mümkün mertebe sevebileceğinizi düşündüğünüz bir işi yapın. 10 yaşından bu yana elektronik ve bilgisayara oldukça fazla ilgim var. Profesyonel anlamda yazılım geliştirme işi de yapıyorum halen. Sınavlara hazırlanırken istediğim bölüm Bilgisayar Mühendisliği idi. Ailem isem tıp istiyordu (Tahmin edin memur çocuğuyum). Köpek gibi de çalıştım ancak sınavda tabiri caize nutkum tutuldu ve benden beklenen performansı gösteremedim. Ancak ailesel sebeplerden dolayı ilk seferde kazanıp gitmem gerekli idi. Ben de ilk 3 tercihimi harita mühendisliği yazdım ve ilkini kazanarak gittim.
2. Üniversite hayatım boyunca hem derslerime çalıştım hem kendi özel zevklerime vakit ayırdım hem de mesleğim ile ilgili firmalar ile görüşüp dışarıdan iş almaya başladım. Bunun taşradan gelen birisi olarak bana birçok alanda katkısı oldu. Öncelikle insan ilişkilerini öğrendim. Ne işi yaparsanız yapın sonu insana çıkıyor. İş ahlakını öğrendim. İşini iyi yaparsan gerçekten para kazanabileceğini öğrendim. Daha ortada diploma yokken çok iş bitirip teslim ettim. Yani bir noktadan sonra diploma ünvan için gerekli olan bir kağıt parçası haline geliyor.
3. Kendimi yeteneklerim doğrultusunda müzik, medya produksiyon, yazılımcılık anlamında olabildiğince geliştirmeye çalıştım. Bu alanlarda bulduğum herşeyi okudum ve uygulamaya çalıştım.
4. ADSL yeni yeni yaygınlaşmaya başladığında (sene 2003) hemen öğrenci evime bağlattım. Bana en büyük katkıyı sağlayan şeylerden birisi odur. Merak ettiğim konular ile ilgili türkçe kaynak hiç olmadığından ingilizce öğrenmek zorunda kaldım. Birşeyi kullanmak zorunda kalınca özellikle dil konusunda özellikle daha iyi olmaya başlıyorsunuz. En azından 1 dil konusunda çok iyi olun. Genel geçer olması sebebiyle şuan İngilizce.
5. Okulu hiç sektirmeden bitirdim. İmkanlarım daha iyi olsaydı biraz uzatmak isterdim ama maalesef öyle bir lüksüm yoktu. Hemen memlekete döndüm ve bir firmaya beklenenin oldukça altına girip çalışmaya başladım. Okul ve hocalar sizin beklentilerinizi fazlasıyla yükseltiyor. Hocalara değil piyasaya bakın.
6. Herkes okuldan bir şekilde mezun oluyor. Önemli olan sizin ne kadar donanımlı olduğumuz. Benim şansıma kişisel meraklarım ile mesleğimi buluşturabileceğim birçok alan vardı ve onları kullandım hala kullanıyorum. Yeni çıkan teknolojileri işime adapte edebiliyorum. İşimi kolaylaştırıcak yazılımlar geliştiriyorum. Bu hem uzun süre yapacağınız mesleği biraz sıkıcı olmaktan kurtarıyor.

Ulan madem müzisyen değilsin ne işin var burda derseniz: Halen aktif olarak müzisyenlik yapmaya devam ediyorum. Mühendislikte öğrendiklerimi müzisyenliğe , müzisyenlikte öğrendiklerimi mühendisliğe uygulamaya çalışıyorum. Bu her 2 taraftan da olaylara farklı bakabilmenizi sağlıyor. Müzisyenlik ile birlikte medyacılık işi de bastırmaya başlayınca o konulara da bulaşıyoruz arada keyifli oluyor.

Özetle hayat 1 meslek yapmak için fazla uzun, 1 meslek uzun bir hayat için fazla sıkıcı. Yeteneklerinizi arttırmaya bakın.

Bu arada 20 aylık bir kızım var. Ellerinizden öper ;)
 
Geri
Üst