Ruh ve Vücut

Ruh var mıdır, varsa nerdedir?

  • B) Vardır ama ne bileyim nerde.

    Oylar: 0 0.0%
  • C) Vardır, beyindedir.

    Oylar: 0 0.0%
  • D) Vardır, kalptedir.

    Oylar: 0 0.0%
  • E) Yoktur, dolayısıyla hiçbir yerde değildir.

    Oylar: 0 0.0%
  • F) Hiçbir fikrim yok.

    Oylar: 0 0.0%

  • Toplam oy veren
    210
Peki bizi canlı kılan ne sadece kendi kendine çarpan ve yorulunca duran bi kalp mi?Sadece bi kalp olmaz bunu yanında bişeylre daha gerekli.Yani yaşamın bi amacı olmaz o zaman
 
illa bir amaç olmak zorundamı? amacın pilot olmak olsun, ev almak olsun, okul kazanmak, emekli olmak olsun illa amaç istiyosan.

insanı canlı kılan sadece çarpan kalp değil tabikide. organizmanın bütünü önemlidir. ama ruh yoksa canlı olmazdık diyosan sana sorarım hayvanlar nasıl canlı dolaşıyolar etrafta diye. bir farenin ruhu olduğunu söylemiyor bize dinler.
 
Dinleri detaylı incelemiş değilim ama etraftan %90 insandan duyduğuma göre her canlının birer ruhu varmış.Ama bu sadece bir MIŞ yani geçmiş zamanın HİKAYESİ.Ruh da hakye olabilir aslında...
 
olup olmadığı hakkında tam bilgim yok ancak bilimsel açıdan bir insanın nasıl canlı olduğu konusunda belirsizlik yok. eğer ruha ihtiyaç olsaydı, bu kavramı tanımayan bir bilim canlılık cansızlık durumunuda açıklayamazdı. ruhu tanımayan bir bilim insanın canlılığını somut kavramlarla tanımlayabilirken hala ruha neden gerek duyduğunu anlayamıyorum.
 
bilememen normal. büyük çoğunluk yok diyemez. çünkü şartlanma vardır. ateist bir arkdşımın verdiği örnekte güzel açıklanmıştı bu konu(ki ateist biri deilim). daha çocukken, beynimiz temizken anne babamıza sorduğumuz -allahı kim yarattı- buna güzel bir örnek. demekki doğuştan gelmiyor bazı şeyler. bunun sonrasında böyle soruların günah olduğunu, kesinlikle tersini düşünmememiz gerektiği filan o temiz beyne aşılanır çevreden. ilerde kolay gelmez tersini düşünmek. ruh örneğide bunun gibi.
 
spdy ilk olarak dinsizlik bir din değildir demişsin.. orada demek istediğim dinsizlikte bir inançtır.. ondada bişeye inanırsın dinsizliğe inanırsın....


ama bu organizmalar hakkında sana hak veriyorum.. insanın yaşamında önemli olan ruh değil organizmaladır
 
ruh

Benim en çok merak ettiğim soru şu.
Ruh insanın içine ne zaman girer.kesin bir evresi varmıdır ve en önemlisi nereden gelir?
 
işte bunun kesin bir eresi yoktur... ama dinde ruh insanın içinde.. hamileliğin 3. ayında falandı sanırım (emin değilim yinede kesin olmadan bişi söylemek istemem) giriyordu.. ama tabi bu dinsel bişidir bilimsel olarak kanıtlanamaz... ruh yoktur desek daha doğru olabilir
 
...

Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından silinmiştir. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından silinmiştir. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
ruh idealist felsefenin dolayısıyla tüm dini fikirlerin kökeninde yatan unsurdur. esas çıkış noktası idealizmdeki idea düşüncesidir. buradan yola çıkarak kutsal ruha tanrı denmiştir ilk çağlarda. daha sonraları insan düşüncesindeki evrime paralel olarak kutsal ruh inancı gelişip değişerek bugünkü kompleks dinlerdeki tanrı-yaratıcı-koruyucu-gözleyici mevkiisine yükselmiştir.

yani basitçe,
felsefe idealist ve materyalist olarak ikiye ayrılır diyebiliriz. birisi ruhçu diğeri maddeci.
genel olarak, insan, kendi iç dünyasındaki iç huzurunu idealist felfede arar ve bulur. ancak dış dünya (bilim, tıb vd...) materyalist felsefeyle oluşmuştur. bu sebeple bu alanlarda ruhani niceliklerden bahsetmek olanaksızdır.
(bahseden sahtekaralar vardır o ayrı tabiiki)
 
Slaytanic demiş ki:
ruh idealist felsefenin dolayısıyla tüm dini fikirlerin kökeninde yatan unsurdur. esas çıkış noktası idealizmdeki idea düşüncesidir. buradan yola çıkarak kutsal ruha tanrı denmiştir ilk çağlarda. daha sonraları insan düşüncesindeki evrime paralel olarak kutsal ruh inancı gelişip değişerek bugünkü kompleks dinlerdeki tanrı-yaratıcı-koruyucu-gözleyici mevkiisine yükselmiştir.

yani basitçe,
felsefe idealist ve materyalist olarak ikiye ayrılır diyebiliriz. birisi ruhçu diğeri maddeci.
genel olarak, insan, kendi iç dünyasındaki iç huzurunu idealist felfede arar ve bulur. ancak dış dünya (bilim, tıb vd...) materyalist felsefeyle oluşmuştur. bu sebeple bu alanlarda ruhani niceliklerden bahsetmek olanaksızdır.
(bahseden sahtekaralar vardır o ayrı tabiiki)

İdealizme göre maddi gerçeklik yoktur.Madde diye nitelendirdiğimiz şeyler aslında idelerin yansımasıdır.Dünya sadece düşüncenin bir ürünüdür.Gerçek ide dir.Madde ise onun bir yansımasıdır ve madde gerçek değildir.
İdealist felsefenin kabataslak görüşü budur.Bu görüş;maddeyi tamamen inkar eder.Fikir babasıda Aristotalestir.Ardından Kant,Hegel gibi bilgelerde idealist felsefe düşünürleridir.
Materyalizm ise duyumlarımızla algıladığımız dünyanın bizden bağımsız olarak var olduğunu söyler.Var olan ve gerçek olan sadece maddedir.Maddenin dışında herhangi bir şey yoktur.

Din(İslam) ise idealist felsefenin ürünü değildir.Maddenin varlığını kabul eder.Madde,yüce bir varlık tarafından yaratılmış gerçekliktir.İdealist felsefenin savunduğu biçimiyle idelerin yansıması değildir.

Ruh kavramı ise dini(İslam) öğretilerde mahiyeti tanımlanmış bir şey değildir.Materyalist anlamda ruh,maddenin bir niteliğidir.İdealist anlamda ise ruh maddeden bağımsız bir gerçektir.Varlıktır.Din(İslam) ise ruh kavramını tanımlamamıştır.

"Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir." (Isra Suresi 85)
 
baştan iyi gitmişsin de sonradan fena atmışsın gibi geldi bana.

öncelikle kant idealist bir filozof değildir. kuşkuculardandır. idealizmle materyalizm arası biryerdedir.

sonracığıma, ele aldığın idealizm ilk çağ idealizmidir. muhtemelen lise felsefe derslerinde bu kadarı öğretilmekte. veya çok eksik bir kaynaktan bilgi almışsın.

sana tavsiyem öncelikle şu kitabı bir okuman:
http://www.ideefixe.com/Kitap/tanim.asp?sid=GHSMUIKZJF6NZ5YTFRC8

hele, "Materyalist anlamda ruh,maddenin bir niteliğidir" demişsinki az daha koltuktan yuvarlanıyodum.

sen kesin oku o kitabı ya da ankaraya dönünce postalayayım sana.
 
Slaytanic demiş ki:
baştan iyi gitmişsin de sonradan fena atmışsın gibi geldi bana.

öncelikle kant idealist bir filozof değildir. kuşkuculardandır. idealizmle materyalizm arası biryerdedir.

sonracığıma, ele aldığın idealizm ilk çağ idealizmidir. muhtemelen lise felsefe derslerinde bu kadarı öğretilmekte. veya çok eksik bir kaynaktan bilgi almışsın.

sana tavsiyem öncelikle şu kitabı bir okuman:
http://www.ideefixe.com/Kitap/tanim.asp?sid=GHSMUIKZJF6NZ5YTFRC8

hele, "Materyalist anlamda ruh,maddenin bir niteliğidir" demişsinki az daha koltuktan yuvarlanıyodum.

sen kesin oku o kitabı ya da ankaraya dönünce postalayayım sana.

He he :D
Alaycı ve küçümser bir cevap olmuş..
Koltuktan yuvarlanma işini ben senden önce yapmıştım.Senin idealizm-din ve ruh üçlüsünü analiz edişinle..
"Materyalist anlamda ruh,maddenin bir niteliğidir" ifademi nasıl yorumladın bilmiyorum ama anlamadığın kesin.Kısaca detaya gireyim bir iki cümleyle.
Genellikle materyalistler,ruh kavramını kullanmazlar.Kullananlar ise(Tıp biliminde kullanılan ruh kavramı) ruha beyindeki nöronların hareketinden yada sinirlerin işlevleri açısından bakarlar.Buda maddenin niteliği açısından değerlendirme oluyor bir nevi..Umarım anlamışsındır.

Kant meselesine gelince,
Bu konuda biraz cahilce davranmışsın.Sana bende bir kitap önereyim.
"Immanuel Kant ve Transendental İdealizm" Tuncar Tuğcu nun..Bu kitabı al..İyice oku..Kant şüphecidir evet ama aynı zamanda idealisttirde.
Sana tavsiye ettiğim kitabın önsözünden bir iki cümle alıntılıyorum.

"Yazarın bu çalışması Immanuel Kant'ın yaşamı ve felsefesi üzerine. Yazar 'Transendental İdealizm'i anlatırken şunları yazıyor: "Bu receptivite formlarının dışında, duyu verileri ile algıladığımız 'şey'lerin elbetteki bir gerçeklikleri vardır. Ama bu gerçeklik, duyu verileriyle algılanan bu emprik gerçeklik, genelliğinin ve gerekirliliğinin temellerini akılda bulunan bir 'koşullar sistemi'nde bulur. İşte Kant idealizmi budur. Kant bu idealizmi, 'Saf Aklın Eleştiri'nin Transendental Estetik bölümünde 'Transendental İdealizm' diye adlandırılır. Emprik gerçeklik bir 'görünüş dünyası'dır; bizim kavrayışımızın kavradığı bir dünyanın ne var olanın tümünün emprik gerçeklikten ibaret olduğunu ileri süremeyiz; emprik gerçeklik 'görünüşün' karşısında bir 'kendi başına var olan'ın, onun algısına sahip olmadığımız için var olmadığını göstermez. Çünkü biz yalnızca zaman ve uzam, a priori formları içerisinde yer alanı bilebiliriz; ama bu, var olanın tümünün zaman ve uzam içerisinde olmasını gerektirmez. Kant'ın Transendentel İdealizmi hiç bir zaman doğa bilimlerinin araştırma alanı olan emprik gerçekliği yadsımaz."

Bunun yanında kişisel sataşma yapmazsan sevinirim.Lise bilgileri falan...Küçük çaplı küçümsemeler..karşı tarafa alaycı davranarak kendini üstün hissetme/hissettirme çabaları..Boş iş..
Bu tarz basit söylemlere girerek zaman harcamayalım..İnan bunun için hiç vaktim yok..
koltuğuna da sağlam otur biryerlerini kırma :D he he..
 
doğru, haklısın ama kendimi böyle bir cevap yazma gereksiniminde hissettim. bu mesajı da aslında yazmayı hiç mi hiç düşünmüyordum ama takıldığım bazı konular beni bu kişisel bazlı tartışmaya dönüşen durumda bir mesaj daha yazmaya yöneltti.

evvela, önceden de dediğim gibi, ruh inancının kökeni dosdoğru idea felsefesine çıkar. bunda tartışılacak hiçbir yan göremiyorum. açıklama yapma zahmetine de katlanmıyorum. kitabın ismini verdim. orada yeteri kadar bilgi mevcut. oku, karşı çıktığın şeyleri tartışalım çünkü ben anyadan sen konyadan bahsediyoruz.

gelelim materyalist felsefe kısmına.

nir kere konuya yine çok sakat bir şekilde girmişsin: "Tıp biliminde kullanılan ruh kavramı"
sırf bu söz bile başlı başına dehşet verici bir çümledir. bu tıb bilimi hagi tıb bilimi dostum? suudi arapların mı? malezyalıların mı?

bana içinde ruh kavramının geçtiği tıpta okutulan (yani geyik olmayan) bir kitap söyleyebilir misin? facebookta hacettepe tıpta okuyan arkadaşımla da bu konuyu konuştuk, ne yazdığını aktarmıyorum ama şunu söyleyeyim konuyu fazlaca dağıtmadan, materyalist felsefenin bir gramında bile "ruh" diye bir şey yoktur. "bazı materyalistler" falan diye bir çıkarımda bulunamazsın. ruhun varlığını kabul eden kişi materyalist değildir. başka bişeydir.

"ruha beyindeki nöronların hareketinden yada sinirlerin işlevleri açısından bakarlar"

mı acaba? bu yaklaşımında açıkca gösteriyor ki sen ciddi ciddi tıb biliminde ruhtan bahsedildiğini sanıyorsun. ya tek bir kaynak göster (ama şeriatçıların falan yazmadığı, üniversiterde okutulan ciddi bir yayın) içinde, tıb biliminde kullanılan ruh kavramı diye bir başlık olsun.

neyse, bunları tartışmak için yazmıyorum zira tartışabilecek bir konu bile değil.

gel gelelim kant meselesine. Immanuel Kant ve Transendental Idealizm kitabını okudum, hatta salık verdiğin üzre "iyice" okudum (yani sen buyurmadan epey zaman önce okumuştum). ayrıca esas okumamı istemen gereken "saf aklın eleştrisi" kitabını da okudum.

ben okudum ama açıkcası senin bu kitabı okuyup okumadığın konusunda ciddi bir şüpheye kapıldım.

zira kitap, transendental idealizmin, idealizmin bir kolu bacağı olmadığını anlatır. yani basitçe, transendental idealizm, idealizmden kopuk ve ayrıktır. kantın idealizme getirdiği eleştirilerle doğmuştur. zaten kant eleştirel felsefenin babasıdır. ilgilendiği konular ise rasyonalizm, deneycilik, eleştiridir.

ha ne olmuştur, kantın açtığı bu yeni yol hegel gibi idealistleri etkilemiştir ve günümüz idealizminin oluşmasını sağlayan fikirlerde rol oynamıştır.

kantı idealizm başlığına sadece birtakım materyalistler sokar. derlerki dünyada sadece 2 tip felsefe vardır. idealizm ve materyalizm. kant materyalist olmadığına göre idealisttir derler. 3. bir görüşü kabul etmezler.

not: ben kitapların verdiği bilgileri yazıyorum, kendimi üstün hissettirmeye çalışmıyorum. zaten bu kitapları yazanlar kendilerini yeterince üstün hissettirmişler. ben fazladan bir çaba harcamama gerek yok. sadece onların fikirlerini alıntılıyorum o kadar.
 
"felsefe idealist ve materyalist olarak ikiye ayrılır diyebiliriz. birisi ruhçu diğeri maddeci"

Slaytanic bak,yukarıdaki cümle senin..
Eğer felsefeyi idealizm ve materyalizm biçiminde ayırırsan,Kantı idealistler arasına alman daha doğru olur.Tamam Kant idealizmi eleştirmiştir ama onun ortaya koyduğu öğretide buram buram idealizm kokar.Bu konuda seninle tartışabiliriz.Bilgi alışverişide yaparız.Tabi kendi çaplı küçümser bir tavır izlememen şartıyla.
Sana tavsiye ettiğim kitabı okudum.Hatta Politzer in tavsiye ettiğin kitabını da okudum.

Materyalistlerin ruh kavramına bakışına gelince;
sen ruh kavramından bahseden bir kişinin materyalist olmadığını söyleyebilirsin.Bu senin kendi takdirindir veya materyalizme bakış açındır.Bu konuda tartışmanın çok fazla bir önemi yok çünkü ruh daha çok idealistlerin kullandığı bir terimdir.Ama materyalistlerin ağzından ruh kavramının tanımını çok defa duydum.
Senin dediğin gibi olsun materyalistler ruh demesinler bunun pek fazla bir önemi yok.

Kant felsefesinin tartışıldığı bir topik açalım.Hatta ben açayım.Diğer arkadaşlarda tartışmaya katılsınlar.Rasyonalizmi,şüpheciliği transandantal idealizmi dökelim.Güzel bir paylaşım olacağına inanıyorum
 
ben inanmıyorum, teşekkürler. bir kişi hem politzerin "felsefenin başlangıç ilkeleri"ni okuduğunu iddia edip de "sen ruh kavramından bahseden bir kişinin materyalist olmadığını söyleyebilirsin.Bu senin kendi takdirindir veya materyalizme bakış açındır" diyorsa ortada bir acaiplik vardır. sen hala yazdıklarımı benim kendi fikirlerim sanmaktasın.

ister küçümseme de ister aşağılama de. ne dersen de ama ben senin bu kitapları okumadığını düşünüyorum ya da okuduğunu anlamada bazı problemlerin olduğunu düşünüyorum.

benim için konu kapanmıştır (konu aslında 70 yıl önce kapanmış ya neyse).
 
Geri
Üst