Sorgu için arama sonuçları: *

ilk kez zor la tanımıştım... şarkıyı o kadar çok sevdim ki hala her gün dinliyorum... ama eski nev kendi müziğini yapan,sakin bi adamdı. son klibini görünce şok oldum doğrusu ben.o sakin ,gitar çalan,iyi sözler yazan,sesiyle beni etkileyen nev gitmiş,yerine sanki başka biri gelmiş... sanırım...

cuma günü halep te gördüm kendisini.. tv de nasıl görünüyorsa aynen öyle.. doğal biriymiş yani

evet iki yazar da yayıneviyle anlaşamadığı için iki ayrı kitap yazmış...

o farklı sözleri olan şarkıları söyleyen mavi elbiseli yarım ojeli aylin gitmiş,yerine saçma sapan laflar eden biri gelmiş... özelllikle gülyabani den sonra daha bi uyuz oldum... tabi benim görüşüm bu...

filmi izlemedim ama güzel bir soundtrack i var... özellikle every breath you take çok güzel olmuş...

o kitabı okudum.... tamamen metal fırtınayla dalga geçmek üzerine kurulmuş,geyik!!! ama bizi anlatmışlar en azından... yani amerikayı işgal ediyor ve adamları kendimize benzetiyoruz... metal fırtına ya gelince.... kesinlikle beğenmedim... tamamen acemice yazılmış bir kitap... bazı...

BEN KONUŞTUM... çok sempatik :) :) demekki senin tanıdığın başka nejat yavaşoğulları :)

ben grup hakkında söylenen(özellikle de nejat yavaşoğulları hakkında)o kötü eleştirilerin hiçbirine katılmadığımı belirtmek istiyorum öncelikle... ayrıca HaGaRD önceden haberim olsaydı davetlim olurdun bizim festivalde... şarkılara eşlik ederken dedim ki... işte mutluluk!!

cağaloğlu anadolu lisesi... bir de tam nejat yavaşoğulları bahçemizden içeri girmiş,kulise doğru yürüyordu ki;bir rüzgar esti,saçları ve boynundaki fuları hafifçe dalgalandı ve yüzündeki o güzel gülümseme... o anı görüntülemek isterdim... ama yapamadım maalesef...

evet dün akşamdan beri aynı şarkıyı söylüyorum... bağdat kafeeeeeeeeeeeeeee tabi bunu karşında nejat abinin söylemesi daha bir hoş... açıkçası harikaydılar dün akşam... seyirciyle iletişimleri,kulisteki o sıcaklık,ayrıca hiçbir ekstra istekleri olmadı... sanatçı dedikleri bu olsa gerek...

sait faik türkiyenin en büyük kesit hikayesi yazarıdır... her hikayesinde ayrı bir tat vardır sait faik'in... özellikle meserret oteli,dülger balığının ölümü benim en sevdiğim hikayeleri... farklı bakış açısı yüzünden toplum tarafından garipsenmesini,yalnızlığını öyle güzel ifade etmiştir...

okul festivalimize geliyorlar 3 haziranda... son günlerdeki mutluluk nedenim :)

diziyi cuma akşamına almışlar artık...

filmle kitap arasında paralelik yoktu sanırım pek... gerçi tamamını izlemedim ama... nası olsa üç ay sonra televizonda verirler... türk filmlerinin sinemaya fazla izleyici çekememesinin nedeni de bu değil mi zaten?? ayrıca behiyenin saç rengini abartışlardı...

biraz çekinerek yazıyorum açıkçası çünkü ben serinin hiçbir filmini izlemedim... :oops: fakat sevgili star wars fanatiği arkadaşımı kıramadığım için cuma günü gittim filme... ama hiç garipsemedim... havada kalmadı yani... neyse ben birşey soracağım...jedilerin evlenmesi yasaksa,neden...

ama çok az çıkıyor o reklam nedense... düşünce harika,göresellik de öyle... izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir :D

bu hafta okulumuzun sinema salonunda gösterildi... az sözle çok şey anlatan harika bir başyapıt...

sprite reklamı harika olmuş...

klibi izledim de... bir avrillik sezdim... bana neyse!!!

bir de passat reklamı sanırım... çocuk bir iki üç açıl... diyor.. çok güzel bir reklam o!!:D (phoneix avatarın çok hoş)