Sorgu için arama sonuçları: *

felsefe okulları döneminden ve sokrates döneminden sonra filozoflar genellikle kendinden önceki düşünürlerin eserlerini incelemiş onların düşüncelerini geliştirerek yada düşüncelerini yadırgayarak kendi düşüncelerini oluşturmuşlar ve bu yönde de eserler vermişlerdir.... işte o zamandan şimdiki...

schopenhauer karamsar bir düşünürdür.... insanda bilinç dışı gelişen bir arzu nesnesi olduğunu savunur ve bu arzunun insan için acının, mutsuzluğun ve umutsuzluğun kaynağı olduğunu savunur.... bu acıyı azaltmak içinde arzularımızı olabildiğince azaltılması gerektiğini savunur... bu yöndeki...

burdaki kıstasımız budha'nın öğretilerini bu zamana kadar taşımış olan budist rahipler değilmidir.... bu bile bir çelişki.... eğer budist rahipler budha'yı yanlış yorumlayıp onu bir din haline getirmişlerse bugüne kadar gelen budha öğretilerinde de yanlışlık olmalı çünkü bu öğretileri birebir...

sen beni baya yanlış anlamışsın yada olayın farklı tarafından bakarak cevaplar yazmışsın.... yazdıklarımı okursan benim budhha'yı eleştirmediğim ortada.... ben senin yazdıklarını şu dediğin %50 senin aklının eleğinden geçenleri, senin tezini eleştirdim ve sana bunun karşılığında bir antitez...

sen beni baya yanlış anlamışsın yada olayın farklı tarafından bakarak cevaplar yazmışsın.... yazdıklarımı okursan benim budhha'yı eleştirmediğim ortada.... ben senin yazdıklarını şu dediğin %50 senin aklının eleğinden geçenleri, senin tezini eleştirdim ve sana bunun karşılığında bir antitez...

merkezinde sadece ben olduğum bir ütopya güzel olabilirdi.... herkes için neyin iyi neyin kötü olduğu sorun olmazdı böylece çünkü umurumda olmazdı.... kölelerime arada özgürlük tattırırdım böylece köleliklerinden ömür boyu vazgeçmezler ve hep itaat ederlerdi..... düşündümde sanırım bu artık bir...

yalnız bu söylediklerin kendisiyle biraz çelişiyor gibi... o zaman budistler de budha'nın öğretilerine göre bir yaşam biçimi benimsedikleri için onlarda senin tabirinle birer koyun olmuyormu... dolayısıyla onun düşüncelerini sorgusuz kabul etmişlerken nasıl bir iç özgürlükten bahsedilebilir...

özgürlüğün budizmden çok çok farklı bir kavram olduğunu düşünüyorum.... ilişkilendirmek biraz garip geldi..... iç huzur yada başka birşey olabilir ama onlarında özgürlük kavrmıyla ilgilendiğini sanmıyorum... iç özgürlük ne demek?.....

nasıl yani özgürlüğemi kavuşmuşlardır bu bilgeler.....

fotoğrafçılık bir sanatsa bizde sanat eserleri oluyoruz sanırım..... güzel bir övgü.....

asıl soru intihardır..... çünkü herşeyi yada hiçbirşeyi seçebileceğin tek bilinmeyenli tek bir sorudur.... yaşamı seçersen bu soru önemini kaybeder ve bütün diğer sorular benliğini kemirmeye başlar..... ölüm ise daha basittir diğer hiçbir sorunun önemi kalmaz ve endişeleneceğin birşey kalmaz.....

budha iyi bir öğretmendi evet ama onun kurduğu bu felsefeye ne derece din denir burası tartışmalı bir konu... sadece literatürde adı din olarak geçiyor ve bizde din olarak kabul ediyoruz..... tarihe ismini yazmış başka büyük üstatlarda düşünülürse konfüçyus gibi belki o da siyaset yerine içinde...

bunlar büyüyünce ne olcaklar onu merak ediyorum.... uzun saçlı küpeli dedeler gördümde 50 yaşına gelip hala emo kalanlar olacakmı ilerde acaba.... yoksa sadece çoluk çocuk modasımı bu....

boklarda doğar, büyür ve sıçarlar.....

tam bir kelime cambazı.... anlam çıkarması zor ama çok içe dönük şiirleri.....

tarih boyunca ezildiler falan filan.... ben buna katılmıyorum... .evet etken olabilir ama birincil etken değildir... şu an kadınların önünde en az erkekler kadar özgürlükler var ama değerlendirenler çok az... benim düşünceme göre tarih boyunca kadınların önüne imkanlar hazır olarak erkekler...

insanın hayatındaki asıl sorunun intihar olduğunu savunur ALBERT CAMUS... bütün yaşanılanları bütün heyecanları, bütün bir dünyeviyatı boş kılacak olan tek şey ölümdür... buna da karar verecek olan kişi sensindir..... çöpe gidecek bir şeyin eninde sonunda atılacağını bildiğin halde amacına...

sanırım kendini keşfetmeye zihni gelişmeye başlayan insanın kafasına takılan ilk konu budur.... bunun bilimsel olarak kanıtlandığını sanıyorum... tabi herkesin aynı rengi gördüğünü söyleyebilmek için herkes üzerinde aynı bilimsel araştırmaların yapılmış olması gerek....

neymiş bu zaman yolculuğu ya böyle göreceli bir konumu cidden yada herkes cern araştırma merkezinde profesör olarakmı çalışıyor..... bununla ilgili ancak teoriler olabilir kesin yargı koyabilcek kimsenin olmadığını zannediyorum..... şu andan başka zamanların olabilirliği bile bir...

100 de 100 beyin gücü üzerine bilim adamları ciddi çalışma içerisindeler.... daha insanın sınırlarının ne olduğunu kimse bilmiyo.... bilmediğimiz ne gibi yeteneklerimiz var kim bilir...