Sorgu için arama sonuçları: *

adamlar sallamışlar, yazmışlar bunun adı mitoloji olmuş :) benim en çok hoşuma giden tanrı da poseidon...

işte mitoloji orda saptırılıyor, ben de biliyorum mitosun yunanca olduğunu ve turistlere de böyle anlatıyorum :) ancak benim kafamın karıştığı nokta burada; hikayelerin hemen hepsi anadoluda geçiyor, yani anadolulular var... ve yunan tanrılarının bir çoğu anadolu tanrılarının evrimleşmiş...

yaşamak haksa ölmek te haktır, ama insan öleceğinin bilincinde olmalı, ötenazi de buna dayanmalı, işin içine cenin felan sokulmamalı. gerçi sokulsa bile onun ölmesi yada doğmaması için aile izni gerekmeli ve bana kalırsa sakat yaşamaktansa ölmek iyidir.

ben onu okudum. bende selçuk gür'ün yazılarını tavsiye ederim. antik çağda günlük yaşam bu da bayağı iyi bir kitap...

bana bunları anlatan bir kaynak gösterebilir misin? hiçbir kitapta böyle bir şey okumadım. ne yerli ne de yabancı.

bende sana şunu söyleyeyim bir turizmci olarak; gerçek olimpos dağı antalya'dadır ve yunan tanrılarının çoğu anadolu kökenli tanrılardır. truva savaşından sonra, yunanlılar anadolu uygarlığından büyük ölçüde etkilendile ve bizim helen uygarlığı diye bildiğimiz uygarlık doğdu.

Adam gerçekten çok iyi taklit konusunda. Ama şahan'ı da taklit konusunda tebrik ediyorum. Çok güzel rol ve taklit yapıyor.

Astral seyahat nedir bilmiyorum ama internetten astral voyage diye müzikler indirdim, baya güzel. Bence esas astral yolculuk bu olsa gerek...:)

plüton kalbimizde yaşayacak...

Yazdıkların için teşekkürler. Çok güzel ve anlamlı bir makaleydi. Sağol.

gerçi orası öyle ama bu sefer iş ne asparagas ne de sallapati... işin içinde patent enstitüsü de var ve bu konuyla ilgili açıklama yaptılar...bütün haber kanallarında da yayınlandı... ha sorarsanız nasıl bir çalışma düzeneği var onu bilmiyorum ama TPE bunu onaylarsa 2007'den itibaren satışa...

suyun üzerine resim yapma sanatıdır bence...ve gerçekten harika bir şey...iran kökenli bir sanat olup türk sanatçıların ellerinde tekrar hayat kazanmıştır...bence bir ara www.ebrusanati.com'u ziyaret edin... pişman olmayacaksınız...

önce banada saçma geldi...ama bu projeyle ordu da ilgileniyor... bu da mı saçma...

beni korkutan bir tek film var. o da ölülerin şafağı. ne manyak zombiler vardı be. zombiler bildiğiniz zombilerden değil. deli gibi koşturuyorlar, manyak derecede parçalıyorlar. yahu düşünüyorum da, o zombilerin arasında kalsaydım halim ne olurdu? düşününce hatta bu satırları yazarken bile...

oh be. nihayet geliyorlar. sıkıcı akşamlardan kurtuluyoruz.

termodinamiği bende biliyorum...ama maddelerin bir de ATALET enerjisi var...bu enerji sayesinde bu makine çalışıyor...buna radrasyonu örnek verebilirim...1914'te bu tartışıldı ve 1956'da görülemeyen bir parçacığın bu enerjiyi emmesiyle radrasyon da kanıtlandı...

Daha düne kadar sonsuz enerjiyi nasıl üretiriz diye düşünüyorduk. İşte; Türkiye'de hiçbir şekilde girdi kullanmadan enerji üretebilen bir çeşit makine icat edildi. Mutlaka bunu haberlerde izleyenler vardır. İsterseniz Cumhuriyet Gazetesi'nin 22.10.2006 günü çıkan sayısının 13. sayfasını okuyun.