Kendimi bildim bileli gitarla oynarım, 3-4 yaşlarımda evdeki gitarlara koşup elleşmelerim başlamış ailemin söylediğine göre.. İlk gitarım babamın rus malı klasik gitarı.. İlk çaldığım melodi de kucağımda gitarla Radyo Tiyatrosu'nun ya da Okul Radyosu'nun jenerik müziğidir de bilen çıkar mı buradan bilemem.. Sonra babamın diğer gitarına geçiş, yine kucakta Framus Jazzmaster.. 12-13 yaşlarımda boyum ayakta çalmaya yetmeye başladı (Jazz kasa gitar, bayağı irice, hala durur).. Babam zaten akorları, gamları öğretmişti öncesinde, teori ilerlemeye başladık..
PF, LZ, DP, ACDC, Scorpions vs vs filan zaten evde külliyatta vardı.. 80 ortaları Heavy Metal ve Thrash'e vurulunca Distortion'ın gücü adına diyip rocker bir kafaya geldim.. Dinlemediğim halt yoktu aslında, hala da öyleyim.. Yeterki keyif versin.. Ama işte en çok rock müziğin, distortion'ın verdiği tatmin hissini aramak, istemek mevzu, bu olmadan olmuyor demek.. Belki bu o yaşlarımın etkisi ile de olmuş olabilir, kan farklı akıyor tabi, gerçi hala öyleyim..
Rocker kafa dediğim de başka yerde yazmıştım yine hayat görüşü olarak, tavır olarak algıladığım bir şey ama sadece müziğe indirgersem tek başıma yürüyüşe çıktığımda, sabahın köründe işe giderken ya da işten yorgun argın eve dönerken yolda kulaklığımı takınca ACDC - Hells Bells, Motorhead - God Was Never on Your Side, White Lion - Cry For Freedom, Rammstein - Angst kafalarında bir şeyler dinleyip, rahatlamak ya da yenilenmek.. Opeth - Cusp of Eternity de mükemmel kafa açar..
Neyse kaç yıldır gitar çalıyorum tam söyleyemesem de yaşım 52, 40 yılın üstünde olduğu garanti.. İyi çaldığımı hiç bir zaman iddia etmedim, iyi çaldığımı düşünsem de etmezdim, çevremdekiler beğenir tabi de kişinin kendini bilmesi ayrı, mütevazilik değil yaptığım, gitarda yapılabilecekleri bilmek, yapanların nasıl emek verdiğini görmek, o emeği vermiyorsan da haddini bilmek, tam 23 yıldır o emek bende yok, öncesinde gitar çalışmaktan kalem tutamayacak hale geldiğimi bilirim, sol el parmaklarımdaki nasırlarım dile gelecek kadar kişilik sahibiydi, 2002'den sonra icra olarak +1'im yok.. Son sahnem 2002'de olmalı, son adam gibi stüdyo kaydım da 2011.. Gerçi ben çok doğru bir yolda ilerliyorken mecburen uzaklaştım ama netice de uzaklaştım.. Hele son zamanlarımda bok gibi çalıyorum, kaçırmadan, metronoma uygun çalmak değil mevzu, penalama ve tuşe kaliten düşünce çaldığının lezzetinden kaybetmesi.. Meslek-aile filan 13-14 yıldır da ellerim paslanmasın diye haftada 15-20 dakika çalarsam müthiş hissediyorum o derece, kazmalıkta prime dönemimdeyim yani.. Haa zorlarsanız Vivaldi, Sadri Abi coverlar atarım o ayrı ama o kondisyona gelmem günde 2-3 saatten 2-3 ayımı alır, parmaklarım açacağım diye acı içinde kalır, yapmayın.. Show olsun diye delayli reverblü Midnight, Forgotten Part 2 filan katledeyim eşe dosta, gaza gelince kendim için bata çıka eski sololardan filan takılayım yeter.. Petrucci, Gilbert, Govan, Kiko filan evlerden ırak, gaza gelmemek için dinlememek lazım.. HUMbuckerına ettiğimin Nuno'nun Rise solosunu hele hiç dinlemeyin...
Nasıl uzattım yine ama.. İşte bunlar hep yaşla ilgili..