Dostoyevski

ezilenler romanı konusunda çok çok haklı eroika.diğer eserlerinde kugu,en azından bu kadar,yok.romanın başında rastladığınız ve sonra unuttuğunuz biri hiç beklemediğiniz şekilde karşınıza büyük bir ustalıkla çıkarılıyor.
tolstoy'la karşılaştırmak gerekirse,tolstoy daha çok görsel betimlemelere yer veriri eserlerinde.dostoveyski'deyse psikolojik betimlemeler yoğundur.olayın mekanlarını anlatmak yerine kişilerin iç dünyalarını anlatır olaylar karşısında.ama öyle bir tasvir eder ki kendinizi alamazsınız kitaptan.etkisinden kurtulmak uzun zaman alır.özellikle "insancıklar" eserindeki genç Pokrovski karakterinin ölüm ve cenaze sahneleri beni oldukça derinden etkilemiştir.
dostoveski'nin eserleri gerçekten de öyle uzun süreçlere yayılmış eserler değildir.özellikle "beyaz geceler",ki eserin kendisi de kısadır,4 günlük bir zaman diliminde geçer.
dostoyevski RUS EDEBİYATININ ALTIN ÇAÐI'nın en büyük yazarlarındandır.
sevgiler...
 
Ben buraya yazı yazmayacaktım ama yaşadığım yer yaşadığım insanlar okuduğum kitaplar :!:

Dostoebski :!: yazarın belli bir yaştan sonra,belli temeller oturtulduktan sonra okunması gerektiğini düşünmüşümdür :!: Öyle biridir de :!:
Yalnız farkettiniz mi bilemiyorum :!:
Ben önceden Puşkinin şiirlerini okuyordum :!:
Dostoebski , Karamazov Kar. i teorik olarak kendini anlatır :?:
Burada betimlenmesi gereken farklı bir konu var :!: Rus yazarların yazı teması olarak 2 - 3 şey vardır :!: Fakat somutta hepsi birbirine benzer :!:
Puşkin ile Dostoyevski de birbirleri ile alakasız birisi sevgi birisi intap üzerine gitmiştir fakat psikolojik verimliliği ve grammerleri dışında sonuç aynıdır :!:
Doğuda çoğu yazarın bu ivmeyle haraket ettiğini düşünüyorum :!:
Ben önce Dostoebski nin hayatını okudum ondan sonra kitapları :!:
Türkçe çevirisi ve İngilizce çevirisi çok benziyor birbirine :!:
Fakat Onur'un sözlerine burada katılmıyorum :!: Ben kitapların rusçasını okumadım ve okuyamam da :!: Yani 17 sayfa okudum kaldım :!:
Ama Rusçada bana verdiği 17 sayfalık dramın Türkçede aynı şeyi vermediğini söylemeliyim :!:
Bunalımı anlamak önemli olan,çünkü bunu daha iyi kimse anlatamaz bu konuda hemfikiriz :!:

Fakat bu kullanıma da bir veryansımım var :!:
Önce Sabah ve sonrada Vatan gazetesinde yazan Tuğçe Baran isminde bir ablam var :!:
Bir :!: KURAM :!: atmış ortaya ve Dostaebski nin formatında edebiyat yazmak uzun yıllardır Dünya çapında yapılan birşeymiş :?:
Ben bu konuyu tartışırım :!: :arrow:
Peki neydi bu kadar üstte yapan :!: ''BEN ROBOT'U '' yazan Asimov oradada bir dıramı anlatıyordu :?:

Bu soruyu size soruyor ve yazdığım en uzun yazıyla kafamdaki düşünceleri,yorumları anlayana sunuyorum :!:
 
mat demiş ki:
Fakat Onur'un sözlerine burada katılmıyorum :!: Ben kitapların rusçasını okumadım ve okuyamam da :!: Yani 17 sayfa okudum kaldım :!:
Ama Rusçada bana verdiği 17 sayfalık dramın Türkçede aynı şeyi vermediğini söylemeliyim :!:
Bunalımı anlamak önemli olan,çünkü bunu daha iyi kimse anlatamaz bu konuda hemfikiriz :!:

mat anlatmatmak istediğim şuydu ki rusça dışındaki dillerden yapılan türkçe çevirilerde hatalar ya da anlatımsal yönden bozulmalar oluyor.yoksa tabiki her eseri kendi ana dilinden okumak çok daha farklı.bunu sen de çok iyi bilirsin ki rusça'da derin anlamlı nüanslar var aynı anlamlı kelimelerde dahi.yani 'oturmak'la 'oturuyor olmak' bizim dilimiz türkçede aynı kelimedir ancak rusçada bunun için üç tane farklı kelime var.her neyse,sonuçta demek istediğim dünya edebiyatından bir eseri o dili iyi bilen bir kişinin çevirisiyle okumak en temizidir benim demek istediğim.
saygılar...
 
bir kitabı okumadan kı eger bu rus toplumsalcılardan bırıyse o donem hakkında ınsanın bılgılenmesı gerekır..
Tam olarak yapamasakta kelıme anlamlarının o zamanda ne anlama geldıgını anlayabılırız..Bu da bıze bır romanı okumadan once kımın cevırısı oldugu ve yayın evının onemını hatırlatır..
lutfen bu konularda secıcı olun..daha anlamlı ve anlasılır kıtaplar halıne cevırecektır ...
 
Geçenlerde 10urka ve Eceka ile karşılaştım bana İnsancıklar kitabını önerdi.Param yok verin dedim vermediler ama inceliğine bakarsak ucuz birşey :LOL:

Bulduğumda alacağım sagolun tatlı şeyler :p
 
Bronx demiş ki:
Geçenlerde 10urka ve Eceka ile karşılaştım bana İnsancıklar kitabını önerdi.Param yok verin dedim vermediler ama inceliğine bakarsak ucuz birşey :LOL:

Bulduğumda alacağım sagolun tatlı şeyler :p
ağabey,bitmemiş kitabı istersen kimse vermez ki!
ben sana ne kitaplar verecem rus edebiyatından,merak etme!ama bana zaman ver!ok?
sevgiler...
 
silent_guitar demiş ki:
Bronx demiş ki:
Geçenlerde 10urka ve Eceka ile karşılaştım bana İnsancıklar kitabını önerdi.Param yok verin dedim vermediler ama inceliğine bakarsak ucuz birşey :LOL:

Bulduğumda alacağım sagolun tatlı şeyler :p
ağabey,bitmemiş kitabı istersen kimse vermez ki!
ben sana ne kitaplar verecem rus edebiyatından,merak etme!ama bana zaman ver!ok?
sevgiler...

Pek Ağır Olmasın Beah ;)

Sonra Ben Kimim Neyim Gibi Soruları Sordutturma :LOL:

Öpüyorum Sağol...
 
Bronx demiş ki:
Geçenlerde 10urka ve Eceka ile karşılaştım bana İnsancıklar kitabını önerdi.Param yok verin dedim vermediler ama inceliğine bakarsak ucuz birşey :LOL:

Bulduğumda alacağım sagolun tatlı şeyler :p

Şu kitaba İnsanlar diyin başka birşey demiyorum ben arkadaşlar :!:
30 tane hoca ile sırf bu kitabın adını tartıştım ben :!:
Fakat çeviri işte :!:
Eksik kalan dilimiz :!: Yada abartı olan Rusça :!:
 
"Alabildiğine karanlık yapış yapış bulutların kapladığı varlığı bilinen bir gökyüzünün altında kanadı kırık bir kuşun yarasına tuzlu gözyaşlarını akıtırken kendini kaybedeceğini bildiği için adımlarını uzak bir ufuktaki gücü tartışılmaz bir parlaklığa sabitlenmiş bakışlarının ağırlığı altında ezilmiş ruhuna uydurarak etrafındaki devinime uyum sağlayan ve delilikle dahilik arasındaki ince çizgide yürümeye çalışan bir sarhoşun ayak izlerinden yaptığı tahlilleri sarsılmaz bir gerçeğe dönüştürmedeki ustalığını elini toprağın altına sokarak yıldızlara dokunması ile kanıtlamış bu yalnızlık abidesi düşlerini bir bir kazıdığı beyaz kağıtlarda iyileştirdiği kuşların kanadına kendisinden bir tüy ekleyerek uçmayı çok iyi bildiği için gözlerinin ufkunda ruhu bir güneş gibi parlamıştır."

Vaktizamanında ekşisözlükteki Dostoyevski başlığına entry olarak yazmıştım bunu. Silindi gitti tabii...
 
mat demiş ki:
Bronx demiş ki:
Geçenlerde 10urka ve Eceka ile karşılaştım bana İnsancıklar kitabını önerdi.Param yok verin dedim vermediler ama inceliğine bakarsak ucuz birşey :LOL:

Bulduğumda alacağım sagolun tatlı şeyler :p

Şu kitaba İnsanlar diyin başka birşey demiyorum ben arkadaşlar :!:
30 tane hoca ile sırf bu kitabın adını tartıştım ben :!:
Fakat çeviri işte :!:
Eksik kalan dilimiz :!: Yada abartı olan Rusça :!:
olur,deriz!nasl çevirildiyse çevirilsin,tartışman boşuna,çünkü bir kere "insancıklar" diye girmiş edebiyat çevirileri bölümüne.artık istersen yeniden çevir insancıklar olarak kalacaktır o kitabın türkçe çevirisi.ayrıca "insanlar","insancıklara" göre daha boş kalıyor çünkü orjinal ismi "bednıe ludi"(fakir insanlar) olan eserin adını çevirirken o fakirliği,ezilmişliği bir şekilde aktarmak,vurgulamak gerekir ki bunu insanlar yerine insancıklar çok güzel karşılamış bence.hiç uzatmayalım,bugün bir kitap evine girdiğinde ne diye arayacaksın?tabi ki "insancıklar"!!!

ummagumma:iyi hatta çok iyi anlatmıştsın dostoyevski'yi ama farkettim ki kurduğun cümle(paragraf ;))başlıyor ve bitiyor.yani bu kadar bağlı cümleyi nasıl yazabildin?ciddi merak ediyorum,lütfen...
sevgiler...
 
silent_guitar demiş ki:
ummagumma:iyi hatta çok iyi anlatmıştsın dostoyevski'yi ama farkettim ki kurduğun cümle(paragraf ;))başlıyor ve bitiyor.yani bu kadar bağlı cümleyi nasıl yazabildin?ciddi merak ediyorum,lütfen...
sevgiler...
Geçen sene böyle bir huy edinmiştim ben. Bunun üç katı uzunlukta cümleler kurduğum olmuştu. Ama onlar biraz daha uçuktular :) Uzun zamandır da denemedim öyle yazmayı. Sözlükteyken yazıyordum, şimdi gerek kalmıyor.
 
rus edebiyatı herzaman için işlediği konularda avrupaya göre daha açıcıdır oysa özellikle fransız edebiyatı konuları sadece kendi olurları ile aktarır evrenselliği zayıftır dostoyevki de yüzyılın en iyi yazarlarında ve düşünürlerinden biridir
 
yeraltından notlar, beyaz geceler, suç ve ceza'yı okudum şimdi de karamazov kardeşler'i okuyorum.

YN ve BG gibi kısaları bende biraz da olsa hayal kırıklığı yarattı. Ardından SvC'ya yöneldim, iyi ki pes etmemişim. Çünkü Suç ve Ceza hayatımda okudum en iyi psikolojik analiz kitaplarından biriydi. Üstelik dönemin popüler Nihilizm düşüncesinin de iyi bir analiziydi. Bir tek bu kitap bile Dostoyevski'nin neden Dostoyevski olduğunu kanıtlıyor.

Yalnız hemen ardından şimdi KK'i okuyorum ama açıkçası şu ana kadar Suç ve Ceza'yı arattı biraz. Belki de ilk şoku atlattığım içindir artık. KK'da Dostoyevski'nin dine yönelişinin izleri rahatsız edercesine baskın.

Bir de o dönemin edebiyatında bir tabu olduğunu zannettiğim yazarın kendi ağzından özneli cümle kurulumları (kendi fikrini belirtmesi) beni şaşırttı.
 
Okunmasi gerekli bir eser hakkinda

Merhaba arkadaslar
Suc ve Ceza okumus birisi olarak soyleyebilirim ki ufkunuzu genisletmesi ve
birikim yapmasi acisindan bu iki ciltlik eser kulturlu her insanin es gecmemesi gereken bir dunya klasigidir.Romanda psikolojik tahlil gayet guzel islenmis,bu baglamda bir referans kitabi olarak gorulmustur.Zira Dostoyevski'den sonraki bir bircok yazara yol gosterici olmustur.
Pek tabii yazar romanin bazi bolumlerinde kendi kisisel siyasal ,dini ve ahlaki
goruslerini de romana serpistirmis okuyucuya empoze etmek istemistir.Kisisel saptamalarim kendimce yazarin bazi tanimlamalari yanlis verdigidir.
Cunku diger kaynaklardan ayni tanimlamalarin farkli oldugunu okumus ve ogrenmis biri olarak bu cikarimlari gordum.
Benim ilgilendigim romandaki karakterleri mukemmel bir sekilde psikolojik tahlil icerisinde sunmasi,etli kemikli canli yaninizda oturan bir insan gibi kurgulamasidir.Ayrica bazi genel gecer evrensel tanimlari (mesela kisi vicdani , toplumsal ahlak) basarili bir sekilde irdelemesidir. ;)
 
Suç ve Ceza, kendini toplumun dışında marjinal bir yerde gören, bu yüzden de cinayet işleme hakkını kendinde gören, ancak, daha sonra bu aşağılık duygularıyla tüm benliğiyle yüzleşen bir karakterin romanı.
Bu kitap insanın kendisini en iyi biçinde sorguladığı, toplumun insanı suç işlemeye yöneltme tarafının vurgulandığı, ama yine de işlenen suç sonrası ruhun bu eylem yüzünden ne derece aciz kalabildiğini anlatan bir başyapıt bana göre.
 
dünya klasik edebiyatının en iyi yazarı olarak gördüğüm şahıs
tam adı Fyodr Mihayloviç Dostoyevski dir
neredeyse tüm eserlerinde ailesine baş kaldıran bir yada birkaç genç ve bir sara hastası bulunur
bunda kendisinin de saralı olması ve doktor olan babasının malikanesinde uşaklardan birisi tarafından öldürülmüş olmasının etkisi vardır
fiziksel anlatımdan çok psikoanalize ağırlık vermiş aşılması çok zor tinsel portreler çizmiştir
yeraltından notlar içedönük edebiyatın ilk ve en iyi örneklerindendir
bence en iyi eseri ise karamazov kardeşler
daha önceki eserlerinde ele aldığı tüm konuları onda harmanlamış ve sanatının doruğuna ulaşmıştır
budala nın karakterleri Prens Mışkin ve Nastasya Filipovna asla unutulamaz
ve tabii en bilinen eseri raskolnikof u akıllara kazıyan suç ve ceza
kendiside bir kumarbaz olan yazarın kumarbaz adlı eserinin son bölümü mükemmeldir
bunlar dışında beyaz geceler delikanlı ecinliler(cinliler,cinler),başkasının karısı da bilindik eserleridir
 
Başkasının Karısı eseri aslında birçok kez güldürülerde ve sitkom vari televizyon programında canlandırılmıştır. Ve güncel olaylara yapılan gönderimlerde kullanılan bu sahneyi Dostoyevski de kendi zamanında görmüş olacak ki, Beyaz Geceler'in de içinde bulunduğu kısa öykü kitabına sıkıştırmış. Çok okunmamış olsa da isim olarak bilinir.

Sevgiler...
 
Dostoyevski'nin öğretebileceği, hatta eserlerinde anlatmayı düşünebileceği son şeyin sosyalizm olduğunu düşünüyorum ben. Kendisi ileri derece bir Rus milliyetçisiyken, yapıtlarında dönemin rejimi olan komünizmi ve yönetimden kaynaklanan eksiklikleri halkının gözüne sokarak eleştirirken, ondan nasıl oluyor da sosyalizmi öğreniyorsun? Yazarın yaşadığı dönemde Soviyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yönetim şeklinin sosyalizm ya da komünizm olması, onun da sosyalist ya da komünist olmasını getirmez beraberinde.

Derneklerde, şurada, burada genç zihinlere sokulmaya çalışılan şeyler uğruna Dostoyevski'nin kullanılması ve hiç sahip olmadığı bir düşünceye sahip olduğunun söylenmesi en çok ağrıma giden şeydir.

Sevgiler...
 
dostoyevski'nin eserlerine temel konu olan şey sosyalizm değil insandır,insanlıktır,insanın iç hesaplaşmasıdır.sosyalizmi öğretmek bir yana,
kendi zamanının rusyasını ve insanları derinlemesine eleştirmekte,işlemekte,insanın açlık,yoksulluk,aile,merhamet,vicdan gibi olay ve durumlardaki psikolojik betimlemelerini diğer rus yazarlarına kıyasla üstünlükle vermektedir.bu nedenle belki dostoyevskiden sosyalizmi öğrenmek mümkün değildir,ama sosyalis/komunist rejimin hüküm sürdüğü rusyada yaşanan insanlık dramlarına şahit olmak diyebiliriz belki.
 
Geri
Üst