İnek

Efendim Okan ile beni(Barış) SAPIK İNEK'ten tanıyan tanır, bir de SAPIK İNEK'in son dönemini bilen varsa Aydın'ı da hatırlıyor olabilirsiniz, hani çalamıyor diye her konserde sahneden attığımız adam. Hatta bu pis adama ithafen "Ayrıl-aydın" diye şarkı yaptık, halen mesajı almadı, her stüdyoya geliyor "ehe ehe" diye gülüyor. Neyse konudan uzaklaşmayalım..

Biz eskiden SAPIK İNEK (bunun da myspace sayfası mevcut isteyen irdeleyebilir) isimli bir gruptuk, grind core çalar, kızlara selam eder, böğürür, gençliğin gazıyla mutlu ve umutlu bir şekilde dinlemesi hayli zor müzikler icra ederdik. Yaptığımız müziğe göre de epey ünlü sayılırdık, nerede konser var çıkar, nerede dergi çıksa röpörtaj verir, keyifli bir hayat yaşardık. He bir de saçlarımız uzundu, zaten ondan döküldüler, saçlarınızı uzatmayın efendim, güçsüz kalıp dökülüyorlar sonra, saç ektirme olmuş dünyanın parası, devlet bize saç eksin, kızlar saat 2'de Karum'un önünde deyip bizi ekmesin. Yine koptuk konudan...

Derken efendim yıllar geçti, bir çok badireler atlattık, askere gittik, iş hayatına atıldık, zengin olduk (ama öyle böyle değil, baya bi, acayip bööle), ben uzun yıllar yurtdışında kaldım, Okan bu sırada tam bir vefa örneği göstererek ne başka bir grupla ne de başka bir bass'cıyla çalıştı, hatta başka bir bassçı ile aynı ortamda bulunmasını yasakladığım için, ne konserlere ne de barlara gidebildi, sosyal ortamsız kalınca düşünmek için çok vakti oldu, o bu vakti dart atarak değerlendirdi.

Ve en sonunda efendim uzun süredir (yaklaşık 2004'den beri) üzerinde çalıştığımız İNEK projesini hayata geçirdik. O seneden beri Okan ile sürekli şarkılar besteledik, sözler yazdık, yıllık izinlerimizi, evlere kapanıp şarkıları kaydederek, düzenleyerek geçirdik, millet beach club 'larda elde mojito kıvırtıken, biz belediye başkanımızı hörmetle anarak Ankara'da "Susuz Yaz 2" isimli filmde başrol oynadık. Beynimiz eridi sıcaktan, sulu yazan cıvık adamlar olduk. (Söz efendim, bir daha serbest çağrışmayacağım.)

Efendim derken 10-11 şarkımız oldu, sevindik mutlu olduk, dedik ki, bundan albüm çıkar. He derlerse 15 şarkı lazım, onun "dub mix"'i bunun "trance edition"'ı döşeriz, olmadı, son şarkıyı "Mor ve Ötesi" misali 27 dakika yapar, türlü türlü gamlardan sololar döşer, abi çok tripteyim, kimse beni anlamıyor mesajı veriririz. Hatta şarkı uyku getirirse, ismini "Uyan" koyar, şarkı gaz ise oynatıyorsa da ismini "Ağır ol" koyar, kitlemizi kontrol altında tutarız. Neyse dağılmayalım...

Efendim şimdi Okan'ı, beni, Aydın'ı tanıyorsunuz, biz zaten birlikteydik, peki bu diğer iki eleman nereden çıktı derseniz, vokalistimiz Emre, bizim lise arkadaşımız idi, Okan'ın böğürmekten çatallaşmış sesi, İNEK şarkılarına uymayınca, kendisini bir hastahane koridorunda elinde şarap şişesi uyurken bulduk, önce bu ellerle mi vokal yapacağım dedi, bir doktordan bu anatomi bilgisini beklemediğimiz için şaşırdık, sonra ses ile ellerin alakası olmadığını söyledik, aramıza katıldı. Sesi güzel boncuk gözlü sempatik bir adamdır kendisi, eminiz onu da çok seveceksiniz..

Baterist konusuna gelince efendim, SAPIK İNEK bateristi İsmail kendini tasavvuf'a verip ney çalma kararı aldı, biz de arayışlara girdik, bir miktar baterist değiştirdik, malum İsmail yeri kolay dolacak biri değildi, en sonunda taaa 1994 yılında beraber çaldığımız Mete'yi (Kendisi Big Lebowski filminde "the dude" rolünü oynadıktan sonra, Hollywood baydı, Ankara gibisi yok deyip geri dönmüştür.) gruba dahil ettik. Bu kimse gıcık gıcık gülen, çok konuşmayan, sarışın bir gençtir, umarız onu da seversiniz.

E peki efendim şarkılar hazır, grup oluşmuş, eksik olan neydi ? Tabi ki de paragöz bir menejer, işte benim Odtü yıllarından kadim bir dostum olan Serkan Fidan kişisi bu aşamada olaya dahil oldu. Hemen geçti grubun başına, dedi promo pack hazırlayın, nakarat tekrarlarını arttırın, Sortie'de konser ayarladım bu haftasonuna, gitar olmasın grupta, para, para, para... Kendisini bazen dinledik, bazen dinlemedik, fakat en nihayetinde bu güzel insanla çalışmaktan mutluyuz.

Bir yandan efendim şunu da farkettik ki, biz tipsiz adamlardık, bizi güzel göstermek gerekliydi, ya bir psikolog tutup seyirciyi hipnoz edecektik, ya da zevk sahibi bir bayan bulacaktık. Derhal yine Odtü yıllarından kadim bir dostum olan Hande'yi aradık, kendisi başarılı bir endüstri tasarımcısıydı ve bizimle çalışmayı kabul etti. İşi çok zordu, epeyce uğraştı, sanırım başarılı olacak yakın zamanda, ya da öyle umut ediyoruz. Kara vicdanlı Hande şimdiden 15 kilo verdirdi bana, şu an Okan'ın saçlarına kafayı takmış durumda.

Hikayemiz kısaca böyle efendim, 1 şarkımızı burada dinleyebilirsiniz, 1994'den İNEK'e gelene kadar neler yaptık merak ediyorsanız SAPIK İNEK sayfasına bakabilirsiniz, bloglar var orada, ilk konserimizi Zeytinli Rock Festivali 'nde vereceğiz, oraya da herkezi bekliyoruz, denize girmek yerine bizi izlerseniz, pişman olmamanız için herşeyi yapacağız, hatta konserden sonra denizde deve güreşi yapılırsa vefa olarak her zaman altta olmayı da kabul ediyoruz. Romeo'nun yakaları misali geniş omuzlarımız vardır, lakin tüm gece sarmalamayız, yaşlı adamlarız.
 
2gsq4wp.jpg
 
Geri
Üst