teşekkür ederim şarkı için. dediğiniz gibi her şeyden önce daha geniş bir repertuar edineceğim.”grit” ve ya “rasp” tekniğine baktım. sanırım biraz daha araştırırsam aradığımı o teknikte bulabilirim. ve back vokaller konusunda ise şunu diyeceğim. şarkının köprüsündeki back vokalleri duyuyorum zaten. bahsettiğim yeri en iyi nakaratta “you give me problem” derken yapıyor. sesi kir kazanıyor ve birkaç ses çıkıyor. ve benim duyduğum kadarıyla nakaratta back vokal yok(nakaratta back vokal olabilir,iddia etmiyorum
şöyle canlı performansı da bırakayım.
Bir kaç ses çıkıyor ile ne kast ettiğinizi gerçekten anlamadım. Muhtemelen duyduğunuz veya hissetiğiniz şeyi yanlış ifade ediyorsunuz. Bu zaten başlangıçta pek çok kişinin başına gelir. Çok daha iyi bilinen ve genel terimleri kullanamadığı için kişiler böyle şeylere kendilerinde uyandırdıkları duygularla ifade ederler, bu da hem kafa karışıklığı yaratır, hem de meseleyi çok gözümüzde büyütmemize yol açar. Teknik olarak ilerlemek için böyle şeyleri basite indirgeyip egzersizlere dökmek, müzik yapacağımız zaman ise işin duygu-his boyutuna yeniden dönmeyi öğrenmek gerekir. Zaten işin zorluğu budur.
Size şöyle teknik açıklama yapayım: "Ses" dediğimiz şey, zaten beraberinde bir dizi başka tonla duyulur. İngilizce'de bunlar "overtone" serisi olarak bilinir. Türkçe terim olarak kullanılan karşılık "doğuşkan" ifadesidir. Ses fiziği-mühendisliği ile ilgili arkadaşlar bunu daha detaylı açıklayabilir.
İşin vokal kısmında ise meydana gelen şey, yüzün ön kısmında rezonatörler olarak bilinen katı yapılar sayesinde (kemikler, dişler, vs...)bu seslerin "projeksiyonu"dur. Bunu doğru ve güçlü bir şekilde yaptığı zaman vokalistin tınısındaki doğuşkanlar ön plana çıkar. Bahsettiğim şey grit veya rasp ile gelen kirli etkiden BAĞIMSIZDIR. Kompreslenmiş ve belli frekansları öne çıkmış bir TINIdır aslında bu. Doğası gereği biraz keskin-yırtıcı bir tınıya sahiptir. Bunun egzersizleri var, "mixed voice" diye bakabilirsiniz mesela.
Bu tını, sesin overtone-doğuşkan denilen unsurlarının net bir şekilde duyulmasını sağlar, hatta bu bizlerin duyduğumuz insanların sesini "güzel" olarak nitelememize bile yol açar. Vokal koçlarının jargonunda bunun adı "önde tınlamak"tır. Sesi geriye düşüp ağızda-boğazda bir yerde takılmaktan kurtarıp "öne alma" becerisi, bu etkiyi getirir.
Duyduğunuz ama yanlış bir şekilde "bir kaç ses" diye ifade ettiğiniz şey, muhtemelen vokalistin kuvvetli yüz rezonansı sayesinde sesinin kazandığı bu etki. Doğuşkanların etkisini duyuyorsunuz. Kulağınızın bu tınıları yakalaması güzel bir şey bu arada.
Ancak insanlar idollerine çok farklı biçimlerde bağlanırlar, hem de bu yaşlarda iş müziğin filan çok ötesine geçer. O yüzden şu anda biraz farklı bir "mercek"ten bakıyorsunuz. Bahsettiğim etki, bütün iyi rock vokallerinde duyulur. Bunu söylemiş olmakla yetineyim ve kendimi tekrar etmeyeyim. Bahsettiğiniz şey ne bu vokaliste özel bir tını, ne de burada çok özel bir şey olup bitiyor. Ama bunu idrak etmek için çok daha fazla vokali dinlemeniz ve bilginizi arttırmanız lazım.
Diğer mesajınız ile ilgili olarak 3.06'da bahsettiğiniz yer ise çok farklı bir konu. Oradaki tını kirli filan değil. Orada duyduğunuz şey teknik olarak "falsetto" şeklinde isimlendirilen tınıdır. Onu da araştırın ve bu şekilde bilginizi arttırın derim.
Kolay gelsin.