Surveillance - Resurrected (EP)

2000'lerin başında çaldığım İngilizce sözlü melodik rock/metal grubu Surveillance, 4 şarkılık bir EP kaydedip dağılmıştı.
15 yıldan fazla süre sonra ben bu kayıtları toparlayıp mikslemeye çalıştım. Çünkü başka kimse buna uğraşmadı....
Vokalist arkadaşla birlikte adını Resurrected koymanın uygun olacağını düşündük:) 15 sene sonra hortlayan kayıtlar işte...
Ekipteki iki kişi daha sonra ses mühendisi oldu, biri ayrıca meşhur da oldu (Can Güngör...evet, o vaktiyle davulcuydu, hem de acaip çalardı...)

Ama miks bana kaldı, iyi mi...
Ortaya aşağıdaki gibi bir şey çıktı...

Besteler: Volkan Gün, Tolga Güven
Sözler: Volkan Gün
Kadro:
Volkan Gün: Vokal
Tolga Güven: Gitar, geri vokal, klavye yazımı/programlama
Onur Yeniçeri: Gitar
Can Güngör: Davul
Fehmi Suda: Bas
 
Son düzenleme:
Devam etseydiniz keşke gayet güzel bir şeylerin habercisi gibi olup sadece haber vermekle kalmış. Bu şarkılar daha iyi prodüksiyon ve kayıtla şıkır şıkır olurdu. RFC solosunda yardırmışsın ama Tomorrow da çok güzel fikirler içeriyor.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Devam etseydiniz keşke gayet güzel bir şeylerin habercisi gibi olup sadece haber vermekle kalmış. Bu şarkılar daha iyi prodüksiyon ve kayıtla şıkır şıkır olurdu. RFC solosunda yardırmışsın ama Tomorrow da çok güzel fikirler içeriyor.
Teşekkür ederim.
Tüm şarkılarda karşılıklı sololar olduğunu söyleyeyim bu arada. Tomorrow'da ilk solo benim, RFC'de ise ikinci solo bende. İkinci gitarist olan arkadaş şu sıralar caz çalmakla meşgul. Davulcu öyle şarkılarla meşhur oldu ki adamın suyuna ne kattılar halen çözemedim:).
Bu kafada müzik yapabilmeye devam etmek için gerekli özveri ve vizyon yok buralarda. Sadece ekip anlamında değil, kültürel olarak da ortam yok. Böyle 5-10 tane grup olsa, destek olurlar birbirlerine. Ama çok zor. Metal tayfası üst yapıda vokali umursamadığı için temiz vokalli müzik yapmıyor, rock tayfası ise zaten malum, utanmasa arabesk çalacak. Böyle olunca, bu tip sert soundlu ama temiz vokalli melodik müzikler arada kalıyor. Kayıt deseniz ayrı dert, bu tarz müzikte Türkiye'de prodüksiyon yapılamıyor. Yani ayıptır söylemesi, şu kayıtların yanından geçemeyen profesyonel albümler var, adlarını vermeyeyim. Saints and Sinners dışında örnek gelmiyor aklıma, onlar da zaten prodüksiyonu yurt dışında yapmış ve gitarist bu işe adamış kendini. Müzisyenler deseniz, old school hard rock - heavy metalde kalmışlar. Ya Ronnie James Dio, ya da prog ve extreme metal. Ortası yok.
Küçük bir örnek vereyim, hatta dürüstçe yanıtlayacak olanlar test niyetine de yapabilir. Bu demodaki şarkıları kompozisyon olarak beğenen, "dinlerim" diyen kaç kişi, bize bu
şarkıları yazarken ilham veren aşağıdaki grupları dinliyor/biliyordur ?
  • Royal Hunt
  • Allen-Lande ve Magnus Karlsson projeleri
  • Cornerstone
  • Leverage...
Türkiye'den örnek vereyim: Kontrast. (Labirent albümü...) Var mı duyan ?
Hoş, duyan varsa bile, o kadar kötü mikslenmiş davul ve gitarlarla nasıl dinleyeceğiz, o da ayrı mesele...

Uzun lafın kısası, uluslararası çapta başarılı olmuş örneklerin bile bilinmediği buralarda, bu işe devam etmek için gerekli motivasyonu bulmak çok zor. Metal yapsak yine bir yere ait olurduk gibi geliyor. Bizimkisi ne İsa'ya, ne Musa'ya hesabı...
 
Onur Sae'de sınıf arkadaşımdı. Ne zaman kaydettiniz hatırlıyor musun? Zor iş valla çok uğraşmışsınız belli oluyor hemen. Bir de Guitar pro dosyasına yazmışsındır kesin bunca şeyi. Ben öyle yapıyorum. Nota nota.
Running for cover yardırıyor. Büyük hoparlörden de dinleyeceğim. Küçük Jbl speakerdan, gitarlar biraz fazla parlak geldi şimdi. Farklı miks duymak istersen üstünde çalışmak isterim. Yapacağım mikse getireceğin yorumlar çok faydalı olacaktır.
 
Son düzenleme:
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Onur Sae'de sınıf arkadaşımdı. Ne zaman kaydettiniz hatırlıyor musun? Zor iş valla çok uğraşmışsınız belli oluyor hemen. Bir de Guitar pro dosyasına yazmışsındır kesin bunca şeyi. Ben öyle yapıyorum. Nota nota.
Running for cover yardırıyor. Büyük hoparlörden de dinleyeceğim. Küçük Jbl speakerdan, gitarlar biraz fazla parlak geldi şimdi. Farklı miks duymak istersen üstünde çalışmak isterim. Yapacağım mikse getireceğin yorumlar çok faydalı olacaktır.
Alpan, harika olur vallahi öyle bir şey... Çok uğraştığımı nereden anladın bilmiyorum, ama bunu duymak da güzel🤣 Guitar prolar duruyor valla halen...
Miks de çok zor işti, o dosya kalabalığının içinden parçaları bilmeyen biri çıkamazdı, miks süreci zamanla aranjeye de dönüştü kaçınılmaz olarak. Kanalların yarısından çoğunu attım.
Sadece dosyaları kurtarmam bile acaip bir hadiseydi. Artık açamadığım bir portatif HD içindeydi bilmem kaç GB. Mac Air gördü sağolsun, dosyaları önce ona aktardım. Oradan tekrar masaüstüne taşıdım. Başladığımda Scarlet Gen I vardı, arkasından Audient 14, şimdi SSL2+ var, üçüncü ses kartını gördü kayıtlar. Kısmet bu kartaymış.

Herhalde 2005-6 civarıydı. Onur o zaman ses mühendisliği okumamıştı daha, o sırada MIAM'da programı bitirmek üzere olan iki arkadaşı ödev olarak kayıtları aldılar. Yani Onur'un kayıtlara bir faydası olmadı o sırada. Mikse de olmadı, sağolsun. Mesajları da görmezden geliyor, sanırım geçmişini unutmak istiyor yavrucak. Burada daha konuşurdum da, hadi efendilik bende kalsın.

Kayıtları yapan hanzoların isimleri aklımda değil, iyi ki de değil. Kariyerlerini bitirme şansım yok bu sayede. Yıllar sonra kayıtları Reaper üzerinden açtım filan, bir davullar vardı evlere şenlik. Hayatımda ilk defa akustik davul miksleyeceğim, CLA'nın kayıtlarını bulmuşum sağdan-soldan, Reaper dosyaları da var herifin miks seanslarının. Tabii insan sanıyor ki... Neyse, anladın sen onu🤣
Demek ki neymiş: Eğer kayıt mühendis geçinen şapşallar bir amfiye bilmem kaç mikrofon koyduysa, o aslında nasıl ton çıkaracaklarını bilmedikleri anlamına geliyormuş.

Bizim davulun oda kanalı çöptü, içinde bir ben yokum. OH kanalları çöptü, baştan aşağı gürültü. Öyle gate mate filan kurtaramadım yani. Trampet ve kicke trigger, gitarların sadece DI hallerine plug-in (mikrofonlanan amfi kayıtları iğrençti...) koydum. Deli gibi hacmi olan vokaliste adamlar bir mikrofon kaydı almış, herhalde fısıldar gibi söyleyen çıtkırıldım caz vokallerine yaptıkları preamfi ayarı ile filan. O nasıl bir gain, neredeyse distortiona giriyor....

O zamandan beridir MIAM sözcüğü travma yapar bende. Uzak olsun. O zaman beri etrafta miks yapıyorum diyen insanlara da inanılmaz bir önyargı gelişti zaten ben de. Çünkü dinlemediğin bir tarz/genre söz konusu olduğunda ne çalabilirsin, ne de miks/prodüksiyon yapabilirsin. Trampetin kordunun titreşimleri duymak zorunda değilim metalde ben. Kompresli gainle de çalarım hatta, çünkü zaten insan işi değil o soundlar artık. Gel de anlat. Ama işte hayat böyle buralarda... Ondan sonra kayıtlar çöp. Amfiyi mikrofonlamış, çıkan ton 70ler klasik rock. Offf....

Miks için haftalarca (aslında bir kaç ay) uğraştım, ekstra klavye yazdım midilerle, geri vokalleri kaydettim, bazı yerlere ekstra gitar çaldım. Sonuçlar sound olarak hiç bir şeye de benzemedi ama, ben bir şeyler öğrendim neticede. Gitarlara beğendiğim bir şeylerden tone match yaptım, o efekt, bu plug-in...Off ne maceraydı... Yaklaşık 1 sene önce filan böyle bir dellendim işte. Miks maceralarım öyle başladı. Vokalist arkadaşa da sürekli dinletiyorum, o da referans kulak olarak iş yaptı sağolsun. Tabii pek olmadı da işte,, ne yapalım olduğu kadar filan dedik, bir kenara koydum.

İki gece önce tekrar döndüm bu kayıtlara, bu sefer daha çok master kafasıyla yaklaştım. Valla Leapwing ve Newfangled Audio pluginleri sağolsun, ne diyelim. Baktım ki bir low end geliyor, parçaları dinlerken dellenme ve "kapatın şunu ...." diye bağırma ihtiyacım azalmış filan... E dedim o zaman artık paylaşalım, boşu boşuna yatmasın bilgisayarda.

Miks konusunda ben ısrarla kulaktan çalmak isteyen inatçı herifler gibiyim bu arada, teori ve nota öğrenmek istemiyorum benzetme yapmak gerekirse.. Yani, neden bilmem, EQ ve kompresör kullanmayı öğrenmek yerine, pluginleri kurcalayıp abuk subuk işler yapıyorum. Ama ben pek çok şeyi böyle öğrendim açıkçası, saçmalama hevesi azaldıkça insan işin temeline dönüyor. Bir kaç tane metal miksi eğitim materyali buldum, üzerine eğilmeye başlayacağım.

Dedim ya, gruptan iki kişi ses mühendisi artık, ama herifler mesajlarıma bile dönmüyor. Kaderin cilvesine bak, sen diyorsun ki ver bir de ben miks yapayım:)
Valla senin donanımında birisinden geri bildirim almak da, senin işini dinlemek de harika olur. İster ham dosyalardan birini veririm, ister Reaper veya master çıktısından. Sen bilirsin. Hangisini gözüne kestirdiysen söyle...
 
Son düzenleme:
1. Reaper projesi olarak zipleyip yollayabilirsin.
2. Kanalları, bounce aıp yolayabilirsin.

Mümkünse ilki daha kolay olur hem sen ayrıca uğraşmazsın, hem de başlaması kolay olur. Ayrıca proje içinde neler yaptın onları da daha doğru anlarım. Reaper'da şöyle bir durumları gördükten sonra, ihtiyaç olan yerlerde sorarım sana, hatta zoom'dan görüntülü olarak da inceleyebiliriz.
Mesela running for cover'ı yolayabilirsin. Diğerlerini henüz dinlemedim.

Reaper projesi olarak ziplemen halinde, proje içinde olmayan ama folder içinde durmaya devam eden take'ler olabilir. En iyisi, orijinal proje dursun ayrı kopya yaratıp o kopya içinde şunları yapmanı tavsiye ederim: "Clean current project directory" seçeneğinden (kısa yolu sanıyorum sende File menüsünün altındadır.) kullanılmayan take'leri silmek. Sonra ziplediğinde mümkün olan en küçük zipi elde edebilirsin böylece.
Özelden atıyorum, maili. Wetransfer ile filan gönderebilirsin.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst