son 4-5 yılda çıkan iyi bir rock grubu var mı?

Grup elemanlarının üniversitenin rock kulübünden olması bir yana parçayı da seviyorum.
Baya sarıyor. tam 5 seneyle de klasmana giriyor.


Eski grup; ben de vokalist ilanlarını gördüğüm zaman haberdar olmuştum. Gitaristin projesi, hatta pandemide de bir enstrümantal albüm çıkardı galiba.
Sound ve şarkı yazımı olarak çok düzgünler, keşke bir de kadın-erkek ilişkisi takıntılı, Amerikan hard rock tercümesi gibi duran şarkı sözleri olmasa. Kadın cinayetleri ülkesinde "Şeytan Topuklu Giyer" filan gibi sözlerle şarkı yazmak gerçekten de olmuyor işte.
 
Müziğin dijital ortamda yayılması ve evde kayıt alabilmenin de pratikleşmesiyle beraber hem müzisyen sayısında artış oldu hem de kaliteli müzik oranında düşüş oldu.Herkes artık bir şeyler üretiyor ama istikrarlı bir şekilde ve kaliteli içerik üretmek her müzisyenin harcı değil.Her şeyin inanılmaz hızlı tüketildiği ve unutulduğu bu dönemde kimin iyi kimin kötü olduğu bence 20 sene sonrasında cevap bulabilir. Umut vadeden bir sürü müzisyen ve grup çıkıyor. Özellikle 2010'dan sonrası için konuşuyorum, çok ama çok fazla umut vadedici müzik yapan Türk var piyasada.
 
"Şeytan Topuklu Giyer" giysin tabi ama bize ne bundan. İşte bu hissiyattan ötesi oluşmuyor insanda, halbuki amaçları bu değildi mutlaka. "His" diyorum, şu akor, bu tür, filan amfi, beriki sound değil. Ekmek, un ve sudan oluşmaz, içinde görünmeyen bir de ateş vardır. Marifet o görünmeze sahip olmakta.
 
"Şeytan Topuklu Giyer" giysin tabi ama bize ne bundan. İşte bu hissiyattan ötesi oluşmuyor insanda, halbuki amaçları bu değildi mutlaka. "His" diyorum, şu akor, bu tür, filan amfi, beriki sound değil. Ekmek, un ve sudan oluşmaz, içinde görünmeyen bir de ateş vardır. Marifet o görünmeze sahip olmakta.
Şarkı sözü, gerçekten de bir şarkının ruhunu keşfederek yazılmalı. Bir şarkıya tonla şarkı sözü de yazılabilir bu arada, ama insanların ona yüklemek istediği anlamı keşfetmek yerine, sanatçı kendisi "akıllı" olmaya kalkınca gariplikler de olabiliyor.
Bu konuda tuhaf örnek de çok:

1)Hotel California: Aşk şarkısı zannediliyor. Şarkı ballad, ruhunda var o his. Eagles, aslında Güney California'nın ahlaken çökmüş sosyal hayatını eleştiriyor ama bunu metaforlarla yapıyor. E ama duygusu aşk şarkısı be birader ??

2)Every Breath You Take: Tutkulu bir sevgilinin ağzından dökülen laflara benziyor. Gizemli ve melankolik tınlıyor.
Stalker şarkısı imiş efendim; Sting beyefendi öyle buyurmuş. Takıntılı sapığın fantezisiymiş yani.
Ulan insanlar o şarkıyı sevgililerine hediye ediyor!!!

3)Summer of 69: 1969 yazına atıf yapılıyor gibi duruyor.
"Annenin verandasındayken, sen bana bunun sonsuza dek süreceğini söylemiştin. Onlar benim hayatımın en güzel günleriydi"
Hayır efendim, aslında 69 yılı değil, cinsel göndermeymiş! 🤣 Bryan Adams, bir çuval inciri berbat ettin. Konuşma bari daha fazla, sersem herif....

4) Dance me to the end of love: Nihayet, insanları anlayan bir müzisyen. Leonard Cohen, bu şarkıda dehşet verici bir trajediyi anlatıyor aslında. Yazmayayım ne olduğunu ,isteyen araştırsın.
Ama insanların bunu AŞK ŞARKISI olarak dinlemesine de hiç itiraz etmiyor. "Önemli olan paylaşılan duygu" diyor. Bravo. Budur işte.

O yüzden, şarkı sözleri pek çok insanın bağ kuracağı şekilde ve farklı yorumlara açık yazılmalı bence. Metaforlar da buna hizmet ediyor. Rahmetli Dio'nun bir bildiği vardı....

Ve yine bu yüzden de, şarkı sözleri ders verir veya vaaz eder gibi yazılmamalı ve açıklanmamalı. Şarkının anlattığı şey, sözlerden ibaret değildir. Bob Dylan bu işi çok iyi kavramış birisidir mesela... İnsanlar, "All along the watchtower'"da ne anlatıldığını halen tartışıyor... Dylan ise açıklamakla hiç ilgilenmiyor.
 
Şarkı sözü, gerçekten de bir şarkının ruhunu keşfederek yazılmalı. Bir şarkıya tonla şarkı sözü de yazılabilir bu arada, ama insanların ona yüklemek istediği anlamı keşfetmek yerine, sanatçı kendisi "akıllı" olmaya kalkınca gariplikler de olabiliyor.
Bu konuda tuhaf örnek de çok:

1)Hotel California: Aşk şarkısı zannediliyor. Şarkı ballad, ruhunda var o his. Eagles, aslında Güney California'nın ahlaken çökmüş sosyal hayatını eleştiriyor ama bunu metaforlarla yapıyor. E ama duygusu aşk şarkısı be birader ??

2)Every Breath You Take: Tutkulu bir sevgilinin ağzından dökülen laflara benziyor. Gizemli ve melankolik tınlıyor.
Stalker şarkısı imiş efendim; Sting beyefendi öyle buyurmuş. Takıntılı sapığın fantezisiymiş yani.
Ulan insanlar o şarkıyı sevgililerine hediye ediyor!!!

3)Summer of 69: 1969 yazına atıf yapılıyor gibi duruyor.
"Annenin verandasındayken, sen bana bunun sonsuza dek süreceğini söylemiştin. Onlar benim hayatımın en güzel günleriydi"
Hayır efendim, aslında 69 yılı değil, cinsel göndermeymiş! 🤣 Bryan Adams, bir çuval inciri berbat ettin. Konuşma bari daha fazla, sersem herif....

4) Dance me to the end of love: Nihayet, insanları anlayan bir müzisyen. Leonard Cohen, bu şarkıda dehşet verici bir trajediyi anlatıyor aslında. Yazmayayım ne olduğunu ,isteyen araştırsın.
Ama insanların bunu AŞK ŞARKISI olarak dinlemesine de hiç itiraz etmiyor. "Önemli olan paylaşılan duygu" diyor. Bravo. Budur işte.

O yüzden, şarkı sözleri pek çok insanın bağ kuracağı şekilde ve farklı yorumlara açık yazılmalı bence. Metaforlar da buna hizmet ediyor. Rahmetli Dio'nun bir bildiği vardı....

Ve yine bu yüzden de, şarkı sözleri ders verir veya vaaz eder gibi yazılmamalı ve açıklanmamalı. Şarkının anlattığı şey, sözlerden ibaret değildir. Bob Dylan bu işi çok iyi kavramış birisidir mesela... İnsanlar, "All along the watchtower'"da ne anlatıldığını halen tartışıyor... Dylan ise açıklamakla hiç ilgilenmiyor.
Bryan Adams'ın bazı fanları öyle düşünmüyor ama... Instagram linkini koydum 🤣🤣


Bi şarkıda ben ekleyeyim. Therapy? grubunun efsane Diane coverı da son derece hüzünlü melodisi ile bir aşk şarkısı sanılır ama aslında katilinin gözünden öldürdüğü Diane'in son anları anlatılır. "but its over with my knife" dizesi üzücüdür. Grubun vokal gitaristi Andy Cairns, Diane bölümlerinin bazılarını Die Ann şeklinde telaffuz ettiği de söylenir.

Bunun dışında şarkı sözü kişinin hissettiği bir duyguyu anlatırken kullandığı samimi bir ifade ise şeytanın topuklu giymesi bir anlam kazanabilir. Ama ülkemizde laf olsun diye yazılan çok söz olması nedeniyle eleştirine kısmen katılıyorum Tolga Hocam.
 
Son düzenleme:
Bryan Adams'ın bazı fanları öyle düşünmüyor ama... Instagram linkini koydum 🤣🤣


Bi şarkıda ben ekleyeyim. Therapy? grubunun efsane Diane coverı da son derece hüzünlü melodisi ile bir aşk şarkısı sanılır ama aslında katilinin gözünden öldürdüğü Diane'in son anları anlatılır. "but its over with my knife" dizesi üzücüdür. Grubun vokal gitaristi Andy Cairns, Diane bölümlerinin bazılarını Die Ann şeklinde telaffuz ettiği de söylenir.

Bunun dışında şarkı sözü kişinin hissettiği bir duyguyu anlatırken kullandığı samimi bir ifade ise şeytanın topuklu giymesi bir anlam kazanabilir. Ama ülkemizde laf olsun diye yazılan çok söz olması nedeniyle eleştirine kısmen katılıyorum Tolga Hocam.

Ben bizdeki örnekte içeriği eleştirdim, çünkü toplumsal zeminde çok boşa düştüğünü, bir şeyleri çok fena ıskaladığını düşünüyorum.

Ama yukarıda verdiğim örneklerdeki şarkı sözlerinin gayet iyi olduğunu düşünüyorum; oradaki eleştirim sonradan yapılan açıklamalar ile ilgili. İnsanların şarkıya yüklediği anlamı düzeltmeye veya kontrol etmeye çalışmayı yanlış buluyorum. Summer of 69 sözleri bence harikadır. Çünkü şarkının ruhuna oturur.
 
@barrios: "Bir şarkıya tonla şarkı sözü de yazılabilir bu arada." demiş. Ben de tam tersi yöne kürek çekenlerdenim, belli bir söze bir çok beste yapanlardan, sözü sabit alıp müziği ona göre yapanlardanım. :cool:
 
Yeni Muzik yapmak yeni denecek gruplar icin baya zor olsa gerek. Hersey masraf bu yüzden üretmek kolay olmasa gerek. Yinede Amatör adi altinda bir cok grup kendini dinletiyor. Böyle olasida cok iyi bence. Bir parca paylasiyorum bakalim begenen cikacak mi? Bu arada Masakara - Yorma hosuma gitti acaba Albumleri varmi ?
Ilkel Rüya Isten Geldim.
 
Yeni Muzik yapmak yeni denecek gruplar icin baya zor olsa gerek. Hersey masraf bu yüzden üretmek kolay olmasa gerek. Yinede Amatör adi altinda bir cok grup kendini dinletiyor. Böyle olasida cok iyi bence. Bir parca paylasiyorum bakalim begenen cikacak mi? Bu arada Masakara - Yorma hosuma gitti acaba Albumleri varmi ?
Ilkel Rüya Isten Geldim.
Maskara'nın epey albümü var; grubun beyni olan gitarist zaten, pandemi döneminde bir de solo albüm çıkardı.

İlkel Rüya, doğru düzgün bir vokalistleri olsa iyi işler yapabilirmiş. Ama vokaller çok sıradan; vokali bir enstrüman olarak hiç çalışmadığı çok bariz vokalistin.
 
Hocam senin çıtan Dio olduğu için o kalibrede adam bizim memlekette bulmak zor.

Bak bende 42 yıldır keşfedilmeyi bekliyorum 😂😂
Çıtam Dio değil aslında, öyle bir çıta olmaz yani. Bir kere adam tenor, baritonları zaten oradan tartmak yanlış olur. Ben sevmem ama, metalde Hetfield ekolü diyebileceğimiz (ve grunge tayfasında da pek çok yansıması olan) vokaller var. Bunlar Dio-Dickinson tipi vokallerle kıyaslanmayacağı gibi, Gillan-Hughes-Halford ekolünün devamı olarak çok kuvvetli kafa sesi kullanabilen power metal vs tayfası vokalleri ile de kıyaslanmaz.
Ama konuşma sesiyle de şarkı söylenmez. Bu konuda gerçekten çok zayıf metal camiası bizde. Çıta yok çünkü. Adamda ne nefes desteği var, ne rezonans. Ezilip gidiyor mikste ses. Oysa rock vokali dediğimiz teknikler zaten vokalin mikste ezilmesini önlemek için gelişmiştir. Benimki gerçekten seçicilik değil; bir standart olmalı her enstrümanda.
 
Çıtam Dio değil aslında, öyle bir çıta olmaz yani. Bir kere adam tenor, baritonları zaten oradan tartmak yanlış olur. Ben sevmem ama, metalde Hetfield ekolü diyebileceğimiz (ve grunge tayfasında da pek çok yansıması olan) vokaller var. Bunlar Dio-Dickinson tipi vokallerle kıyaslanmayacağı gibi, Gillan-Hughes-Halford ekolünün devamı olarak çok kuvvetli kafa sesi kullanabilen power metal vs tayfası vokalleri ile de kıyaslanmaz.
Ama konuşma sesiyle de şarkı söylenmez. Bu konuda gerçekten çok zayıf metal camiası bizde. Çıta yok çünkü. Adamda ne nefes desteği var, ne rezonans. Ezilip gidiyor mikste ses. Oysa rock vokali dediğimiz teknikler zaten vokalin mikste ezilmesini önlemek için gelişmiştir. Benimki gerçekten seçicilik değil; bir standart olmalı her enstrümanda.
Vokal eğitimi sesin bir enstrümana dönüşmesi için şart. Bu konudaki yorumuna kesinlikle katılıyorum. Bizim ülkeyi düşündüğümüzde kaç rock vokalisti eğitim almıştır bilinmez. Teoman öğrenciyken İngiltere'ye gittiğinde vokal eğitimi aldığını, çalışırken biriktirdiği paranın önemli bir kısmını buna yatırdığını kitabında yazmıştı. Ama o da çıta mı diye sorduğumda global örneklerle kıyaslandığında çok karşılık görmeyecek seviyede kalıyor. Ki Teoman fanatik bir Gillian fanıdır.

Özlem Tekin ve Şebnem Ferah'ı farklı bir kefede tutmak lazım ama bana göre. Globalde bu kadar kaliteli kaç kadın rock vokali var aklıma pek gelmiyor.
 
Vokal eğitimi sesin bir enstrümana dönüşmesi için şart. Bu konudaki yorumuna kesinlikle katılıyorum. Bizim ülkeyi düşündüğümüzde kaç rock vokalisti eğitim almıştır bilinmez. Teoman öğrenciyken İngiltere'ye gittiğinde vokal eğitimi aldığını, çalışırken biriktirdiği paranın önemli bir kısmını buna yatırdığını kitabında yazmıştı. Ama o da çıta mı diye sorduğumda global örneklerle kıyaslandığında çok karşılık görmeyecek seviyede kalıyor. Ki Teoman fanatik bir Gillian fanıdır.
Teoman Kemancıda söylediği yıllarda hiç fena bir vokal değildi. Ama müzisyenliği bırakıp idol olmaya kalkınca şarkı söylemeyi unutuverdi. Aynı şey Ajda Pekkana olmadı ama mesela. Buna karşılık, Harun Tekini Ajda Pekkandan daha önemli zanneden "rockçı" arkadaşlara da denk geldik tabii.
 
Teoman Kemancıda söylediği yıllarda hiç fena bir vokal değildi. Ama müzisyenliği bırakıp idol olmaya kalkınca şarkı söylemeyi unutuverdi. Aynı şey Ajda Pekkana olmadı ama mesela. Buna karşılık, Harun Tekini Ajda Pekkandan daha önemli zanneden "rockçı" arkadaşlara da denk geldik tabii.
Teo'yu 2010 öncesi ve sonrası olarak değerlendirmek lazım bana göre.

Harun zaman içinde sesini geliştirdi bana göre. Erkek vokalleri düşündüğümde Harun'un şakalı akustikteki ekürisi eski Kargo solisti Koray Candemir'i beğenirim bu arada.
 
Vokal eğitimi sesin bir enstrümana dönüşmesi için şart. Bu konudaki yorumuna kesinlikle katılıyorum. Bizim ülkeyi düşündüğümüzde kaç rock vokalisti eğitim almıştır bilinmez. Teoman öğrenciyken İngiltere'ye gittiğinde vokal eğitimi aldığını, çalışırken biriktirdiği paranın önemli bir kısmını buna yatırdığını kitabında yazmıştı. Ama o da çıta mı diye sorduğumda global örneklerle kıyaslandığında çok karşılık görmeyecek seviyede kalıyor. Ki Teoman fanatik bir Gillian fanıdır.

Özlem Tekin ve Şebnem Ferah'ı farklı bir kefede tutmak lazım ama bana göre. Globalde bu kadar kaliteli kaç kadın rock vokali var aklıma pek gelmiyor.
Tekin de, Ferah da Kemancı'da şarkı söyledikleri dönemlerde çok şey vadediyorlardı. Ferah müthiş vokal gerçekten. Ama işte vizyon yok.
Burada bırakayım; bir de Şeboculardan linç yemiyeyim.🤣
 
Türkiye'de Rock kültürü hiçbir zaman tam oturmadı. Zaten heavy metal gibi sert tarzların oturma şansı hiç yoktu. Türkiye kültür itibariyle arabesk konsepti dediğimiz arap müziği, türk müziği karışımı duygusallığın ve slow tonların ön plana çıktığı bir müzik kültürüne sahip. Arabeskvari bir ürün çıkarttığında direk hit olabiliyorsun. En yakın örneği Bergen. Kadın 1989 yılında öldü. Hayatına baktığın zaman ulusal olarak ünlenmiş bir pavyon sanatçısı altı üstü. Ama son 2 yıldır öyle bir reklamını yaptılar ki kadının, şuan z kuşağı bile açıp bergen dinliyor.

Ama senin bunu Rock müzikte veya Rap müzikte yapma ihtimalin çok az. Kültürel anlamda biraz bizim kültürümüze uzak kaldı bu tarzlar. Yapılıp tutan ürünler de ya arabeskvari dediğimiz duygusal Rock ürünleri. Ya da hızlı tüketim malı dediğimiz anlık hit olup sönen eserler.

Yukarıda Rock müziğin gelişim aşamalarında yapılan hatalardan bahsedilmiş ancak onlar bence ikincil planda kalan problemler. Asıl farkedilmesi gereken konu şu; Rock müzik ne kadar sağlam temelli gelmiş olsaydı bile Türkiye'de hiçbir zaman bir Pop kadar yer edinemeyecekti (kaldı ki Türkiye'de pop dediğimiz şey bile aslında Amerika'dan gelen orijinal Pop'la alakası olmayan bir tür.)

Mesela son dönemde Dedublüman grubu, aslında doğru noktaya odaklandı. TSM, THM eserlerini harmanlıyor. Klarnet, keman gibi türk müziği icrasında kullanılan enstrümanlara yer veriyor. Sonucunda da istediklerini aldıklarını düşünüyorum. Türkiye'de bu gidiyor yani çokta yapabilecek birşey yok. Hiçbir zaman bir elektrogitar, klarnetin önüne geçemeyecek.
 
The Madcap var. Bence gayet başarılılar.
Badigardi var. Genelde Kadıköy Ağaçev'de çalıyorlar. Sahnede enerjileri çok yüksek ve repertuarları keyif veriyor. Tavsiye ederim.
 
Geri
Üst