Riff ve ritim yazmak.

Merhabalar. Yaklaşık 1 yıl + 2 aydır gitar çalıyorum. Son zamanlarda şarkıları çalmaktan ziyade, solo yazmasam da riff yazmak ve iyi yapamasam bile bir şeyler yazmayı istiyorum.
Prosesörümde bulunan hazır bateri ritimleri üzerine riff yazıyorum. Henüz gam hakimiyetim gelişmiş değil hatta çok zayıf. Armoni ve teoriye dair bildim çok çok az. Çok teknik ve kompleks şeyler yazamıyor olsam da güzel duyulan ve bateri ile uyumlu riffler yazabiliyorum sayılır. Fakat bunlar genelde dinlediğim, duyduğum veya çokca çaldığım şarkılarla hiç azımsanmayacak derecede benzerlik taşıyorlar. Bu daha yeni yeni riff yazmaya başlayan birisi için normal olabilir fakat gene de yaratıcılığımı arttırmak istiyorum. Kafamın içerisinde güzel riffler düşünebiliyorum ama uygulamaya gelince pek beceremiyorum. Kendimi bu konuda geliştirmek için yapabileceğim ekstra bir şey var mı? Yoksa zamanla gelişecek bir şey mi bu?
 
Riff aklınıza geldiği anda ses kaydı alabilirsiniz. Daha sonra tab olarak evrak haline getirebilirsiniz. Bu konuda başarılı Web siteleri de var.
 
Merhabalar. Yaklaşık 1 yıl + 2 aydır gitar çalıyorum. Son zamanlarda şarkıları çalmaktan ziyade, solo yazmasam da riff yazmak ve iyi yapamasam bile bir şeyler yazmayı istiyorum.
Prosesörümde bulunan hazır bateri ritimleri üzerine riff yazıyorum. Henüz gam hakimiyetim gelişmiş değil hatta çok zayıf. Armoni ve teoriye dair bildim çok çok az. Çok teknik ve kompleks şeyler yazamıyor olsam da güzel duyulan ve bateri ile uyumlu riffler yazabiliyorum sayılır. Fakat bunlar genelde dinlediğim, duyduğum veya çokca çaldığım şarkılarla hiç azımsanmayacak derecede benzerlik taşıyorlar. Bu daha yeni yeni riff yazmaya başlayan birisi için normal olabilir fakat gene de yaratıcılığımı arttırmak istiyorum. Kafamın içerisinde güzel riffler düşünebiliyorum ama uygulamaya gelince pek beceremiyorum. Kendimi bu konuda geliştirmek için yapabileceğim ekstra bir şey var mı? Yoksa zamanla gelişecek bir şey mi bu?
Zamanla gelişir, ama siz de daha farklı şeyler dinlemelisiniz.
Ne yazık ki sizin konumuzdaki pek çok insan, teorik anlamda pek ileri gidemiyor. Bunun nedeni, sürekli aynı şeyleri dinlemeleri. Birbirine çok benzeyen şeyler yazmalarının nedeni de bu. O yüzden benim tavsiyem, özellikle de armonik içeriği zengin şeyler dinlemek olur. Klasik müzik (hem klasik hem modern besteciler) ve 1960 sonrası caz-fusion iyi bir tercih olur. Bunlarla icracı olarak ilgilenmeniz gerekli DEĞİL. Ama kulağınızın sınırlarını genişletmeden, sadece metal dinleyip çalarak yaratıcılık konusunda bahsettiğiniz sıkıntıları açamazsınız.
 
Zamanla gelişir, ama siz de daha farklı şeyler dinlemelisiniz.
Ne yazık ki sizin konumuzdaki pek çok insan, teorik anlamda pek ileri gidemiyor. Bunun nedeni, sürekli aynı şeyleri dinlemeleri. Birbirine çok benzeyen şeyler yazmalarının nedeni de bu. O yüzden benim tavsiyem, özellikle de armonik içeriği zengin şeyler dinlemek olur. Klasik müzik (hem klasik hem modern besteciler) ve 1960 sonrası caz-fusion iyi bir tercih olur. Bunlarla icracı olarak ilgilenmeniz gerekli DEĞİL. Ama kulağınızın sınırlarını genişletmeden, sadece metal dinleyip çalarak yaratıcılık konusunda bahsettiğiniz sıkıntıları açamazsınız.
30 küsür yıldır Rock/Metal dinleyen 80 ler aşığı biriyim,kendimi Alphav ille,Bad Boys Blue ve Modern Talking dinlemekten alamıyorum bazen 😁
 
30 küsür yıldır Rock/Metal dinleyen 80 ler aşığı biriyim,kendimi Alphav ille,Bad Boys Blue ve Modern Talking dinlemekten alamıyorum bazen 😁
80'ler pop-rock-metal türleri arasında devasa farklar/uçurumlar yoktur. O yüzden köklü metal grupları ABBA coverları yapmıştır vs... Şarkı yazım mantığı (fonksiyonel armoni...) aynıdır büyük ölçüde. Maiden-Priest-Helloween gibi ekiplerde, Avrupa kökeni nedeniyle de sanırım, klasik müzik temeli derhal hissedilir.
Blues kökenli riffler vs ile başlayıp işi başka bir noktaya vardıran Metallica gibi gruplarda bu çok hissedilmez. Sanırım bu damarı Black Sabbath'a bağlamak lazım.
Metallica o kadar çok taklit edildi ki, metalin içi boşaltıldı. Metallica Iron Maiden hayranıydı ama kendi müziği yaptı. Metallica hayranı olan sersemler ise herhalde başka şey dinlemediklerinden olsa gerek, Metallica'yı bir adım ileri taşıyamadı. Onun yerine daha büyük sound, daha karanlık riffler, daha fazla imaj, daha kirli vokaller, daha fazla prodüksiyon... derken ana akım metal tonal müzik-klasik armoni ile olan bağını yitirdi bence.
90'lar grunge... Her seferinde lanet okuyorum onlara... Bütün bu felaketin başlangıcı orası. Melodik, teknik ve coşkulu müzik yapmayı "günah" klasmanına soktular resmen. Klasik metal 90'larda bitti aslında.
 
80'ler pop-rock-metal türleri arasında devasa farklar/uçurumlar yoktur. O yüzden köklü metal grupları ABBA coverları yapmıştır vs... Şarkı yazım mantığı (fonksiyonel armoni...) aynıdır büyük ölçüde. Maiden-Priest-Helloween gibi ekiplerde, Avrupa kökeni nedeniyle de sanırım, klasik müzik temeli derhal hissedilir.
Blues kökenli riffler vs ile başlayıp işi başka bir noktaya vardıran Metallica gibi gruplarda bu çok hissedilmez. Sanırım bu damarı Black Sabbath'a bağlamak lazım.
Metallica o kadar çok taklit edildi ki, metalin içi boşaltıldı. Metallica Iron Maiden hayranıydı ama kendi müziği yaptı. Metallica hayranı olan sersemler ise herhalde başka şey dinlemediklerinden olsa gerek, Metallica'yı bir adım ileri taşıyamadı. Onun yerine daha büyük sound, daha karanlık riffler, daha fazla imaj, daha kirli vokaller, daha fazla prodüksiyon... derken ana akım metal tonal müzik-klasik armoni ile olan bağını yitirdi bence.
90'lar grunge... Her seferinde lanet okuyorum onlara... Bütün bu felaketin başlangıcı orası. Melodik, teknik ve coşkulu müzik yapmayı "günah" klasmanına soktular resmen. Klasik metal 90'larda bitti aslında.
Valla hocam tebrik ederim.

Fikirlerimi yazayım bende diyecektim ama noktasına kadar katılıyorum.
 
Başkalarına çok benzese de çal ve kaydet. Kayıt yaptıkça hem kafanın içinde duyduklarını kayda dökebilmek anlamında hem kompozisyon yaratma anlamında hem de kayıt programı kullanmada gelişirsin ve zamanla kazandığın alışkanlıklar sayesinde daha hızlı ve etkin çalışmalar yaparsın. Bolca kayıt yap, konfor alanını terketmekten çekinme ve aynı eseri farklı varyasyonlarla yorumlamayı dene.
 
Güzel bir konu, cevaplarda da olması gerekenler anlatılmış. Mevcut şartlarda nizami olarak ilerlemek için söylenenler doğru olabilir. Rock-Metal içersinde türleşmelere ve üretimlere bakıldığı zaman genel çerçevelere ulaşabiliyorsunuz, bunları takip etmek istiyorsanız, bu yöntemi deneyebilirsiniz.

Ben bu tarz konulara kişisel yöntemimi her zaman eklemek istiyorum çünkü her ne kadar mevcut müzik piyasası için anlamlı bir yeri olmasa da müziğin böyle bir işlevinin olduğuna inanıyorum.

Yani ticari bir ürün yerine bir bütünleştirme aparatı olarak düşünürseniz seslerin kendisine odaklanmanız gerekiyor. Belli temel bilgileri öğrendikten sonra fazla repertuvar ya da fazla müzik dinlemenin hem kas hafızası olarak hem de hayal gücü olarak insanı belli kalıplara indirgediğini düşünmekteyim. Bunlardan sıyrılabilmek için seslerin kendisine ve birbiri ile olan etkileşimine odaklanıp böyle yapabilen diğer insanlarla doğaçlama müzik yapmak gerekiyor. Yaratıcılık konusunda çok faydası olduğuna eminim, tabii ki burada amaç yaratıcılıktan da öte bir yerde (yani belki bu kavramın kendisi bile ticari olabilir) ama yine de böyle bir yol olduğunu vurgulamak istedim. Neden bu tarz konulara bunu devamlı yazıyorum diye soran olursa benim de "misyonum" bu diyeyim :)
 
80'ler pop-rock-metal türleri arasında devasa farklar/uçurumlar yoktur. O yüzden köklü metal grupları ABBA coverları yapmıştır vs... Şarkı yazım mantığı (fonksiyonel armoni...) aynıdır büyük ölçüde. Maiden-Priest-Helloween gibi ekiplerde, Avrupa kökeni nedeniyle de sanırım, klasik müzik temeli derhal hissedilir.
Blues kökenli riffler vs ile başlayıp işi başka bir noktaya vardıran Metallica gibi gruplarda bu çok hissedilmez. Sanırım bu damarı Black Sabbath'a bağlamak lazım.
Metallica o kadar çok taklit edildi ki, metalin içi boşaltıldı. Metallica Iron Maiden hayranıydı ama kendi müziği yaptı. Metallica hayranı olan sersemler ise herhalde başka şey dinlemediklerinden olsa gerek, Metallica'yı bir adım ileri taşıyamadı. Onun yerine daha büyük sound, daha karanlık riffler, daha fazla imaj, daha kirli vokaller, daha fazla prodüksiyon... derken ana akım metal tonal müzik-klasik armoni ile olan bağını yitirdi bence.
90'lar grunge... Her seferinde lanet okuyorum onlara... Bütün bu felaketin başlangıcı orası. Melodik, teknik ve coşkulu müzik yapmayı "günah" klasmanına soktular resmen. Klasik metal 90'larda bitti aslında.
Hocam konudan bağımsız ama grunge'ın yarattığı etki tam olarak ne acaba? Yanlış anlamayın lütfen grunge sever filan değilim, bilmediğimden soruyorum.
 
Hocam konudan bağımsız ama grunge'ın yarattığı etki tam olarak ne acaba? Yanlış anlamayın lütfen grunge sever filan değilim, bilmediğimden soruyorum.
90lar 80lere bir tepki idi. 80ler müziği çok teknik ama çok da cafcaflı ve görüntü odaklıydı. 90lar 80lerin beslendiği damarlara tepkili olduğu için, asi çocuk punk ve folk Rock gibi etkilerden beslendi. Görüntüler daha alçakgönüllü idi ama, enstrüman becerisi de bir o kadar zayıftı. Oysa görüntü ve müzisyenlik becerisi tümüyle farklı şeylerdi. Gitar hero denilen insanlar da 90larda büyük ölçüde tarihe karıştılar. Gitarda tekniğe odaklanmak da, havalı görünmek de aynı şey sayıldı. Böylece müziğin teknik boyutu çok zayıf kaldı.
Çalamayan soytarılar, kendilerini depresif dünya görüşleri üzerinden sanatçı diye yutturdular.Bugün ortalıkta dolanan güya Rock müzisyeni pek çok taklitçi de bu akımdandır. Kendilerine 3.yeni filan diyen o arkadaşlar mesela.. Adamlar biz şairiz veya ozanız demeye getiriyor aslında. Böylece bir halt çalamadıkları eleştirisini bertaraf ediyorlar. Anlamadıkları şey şu. Rock hiç bir zaman bir duruş veya tavırdan ibaret değildi. Hendrix, Clapton, Beck, Page, Blackmore... Bunların hepsi öncelikle büyük gitarist ve müzisyendi. İnsanlar bu adamları politik tavrı veya duruşu için değil, çalışı için dinlerdi. 80ler bu geleneğin devamıydı. Bir deKurt Cobaine e bakın. Meselenin tam tersi olduğunu görürsünüz. Özetle, çalabilen kabiliyetli gruplar ve çalamayan ağzı kalabalık aktivist tipler arasındaki mücadeleyi 90larda bu ikinci grup kazandı. Metalciler de bu tiplere özendi. Ondan sonra da Rock müzik iflah olmadı.
 
Çalamayan soytarılar, kendilerini depresif dünya görüşleri üzerinden sanatçı diye yutturdular.Bugün ortalıkta dolanan güya Rock müzisyeni pek çok taklitçi de bu akımdandır. Kendilerine 3.yeni filan diyen o arkadaşlar mesela.. Adamlar biz şairiz veya ozanız demeye getiriyor aslında. Böylece bir halt çalamadıkları eleştirisini bertaraf ediyorlar. Anlamadıkları şey şu. Rock hiç bir zaman bir duruş veya tavırdan ibaret değildi. Hendrix, Clapton, Beck, Page, Blackmore... Bunların hepsi öncelikle büyük gitarist ve müzisyendi. İnsanlar bu adamları politik tavrı veya duruşu için değil, çalışı için dinlerdi. 80ler bu geleneğin devamıydı. Bir deKurt Cobaine e bakın. Meselenin tam tersi olduğunu görürsünüz. Özetle, çalabilen kabiliyetli gruplar ve çalamayan ağzı kalabalık aktivist tipler arasındaki mücadeleyi 90larda bu ikinci grup kazandı. Metalciler de bu tiplere özendi. Ondan sonra da Rock müzik iflah olmadı.
Amatör halimizle (müzikten para kazanmayan ve müzikle hobi olarak uğraşan) birçoğumuz enstrümanında belli bir noktaya gelebiliyorken, özellikle profesyonel rock müzisyenlerinin mesleklerini hakkıyla öğrenmemelerini (sahne şovları ayrı konu, işin o kısmını değil enstrüman icrasını kastediyorum) affedilemez bir saygısızlık olarak görüyorum.

İnanıyorum ki yakın gelecekte yeni nesil icracılar bu durumu değiştirecekler...
 
90lar 80lere bir tepki idi. 80ler müziği çok teknik ama çok da cafcaflı ve görüntü odaklıydı. 90lar 80lerin beslendiği damarlara tepkili olduğu için, asi çocuk punk ve folk Rock gibi etkilerden beslendi. Görüntüler daha alçakgönüllü idi ama, enstrüman becerisi de bir o kadar zayıftı. Oysa görüntü ve müzisyenlik becerisi tümüyle farklı şeylerdi. Gitar hero denilen insanlar da 90larda büyük ölçüde tarihe karıştılar. Gitarda tekniğe odaklanmak da, havalı görünmek de aynı şey sayıldı. Böylece müziğin teknik boyutu çok zayıf kaldı.
Çalamayan soytarılar, kendilerini depresif dünya görüşleri üzerinden sanatçı diye yutturdular.Bugün ortalıkta dolanan güya Rock müzisyeni pek çok taklitçi de bu akımdandır. Kendilerine 3.yeni filan diyen o arkadaşlar mesela.. Adamlar biz şairiz veya ozanız demeye getiriyor aslında. Böylece bir halt çalamadıkları eleştirisini bertaraf ediyorlar. Anlamadıkları şey şu. Rock hiç bir zaman bir duruş veya tavırdan ibaret değildi. Hendrix, Clapton, Beck, Page, Blackmore... Bunların hepsi öncelikle büyük gitarist ve müzisyendi. İnsanlar bu adamları politik tavrı veya duruşu için değil, çalışı için dinlerdi. 80ler bu geleneğin devamıydı. Bir deKurt Cobaine e bakın. Meselenin tam tersi olduğunu görürsünüz. Özetle, çalabilen kabiliyetli gruplar ve çalamayan ağzı kalabalık aktivist tipler arasındaki mücadeleyi 90larda bu ikinci grup kazandı. Metalciler de bu tiplere özendi. Ondan sonra da Rock müzik iflah olmadı.

Dakika 1:00'da çok güzel anlatmış.
80ler rock-metal müziğin en güzeli ve kaliteli dönemidir, ister thrash ister hair metal olsun çok geniş bir yelpazede ilerlemiştir. Her grup bünyesinde çok sağlam "müzisyenler" barındırıyordu. Çoğu virtüöz seviyesinde.
90li yıllar Metallica'nın bile bozmaya başladığı, yeni trende bir şekilde uymaya çalıştığı zamanlar. Sepultura, Slayer, Megadeth, Overkill gibi gruplar muzikaliteden pek ödün vermeden devam ettiler ama genel dinleyici kitlesi olarak yeni kesim ve radyo TV kanallarının da bu trende uymasiyla beraber işler bozuldu tabii.
Dio' nun da dediği gibi MTV killed metal.

Başlık konusuna gelirsek, en önemli konulardan biri metronom, davul eşliğinde çalmak metronomu ve ritm duygusunu geliştirir. Yukarıda diğer arkadaşların da belirttiği gibi bol bol kayıt al, tekrar tekrar dinle , nerde hata yaptım, nerde eksiğim var bunları görüp düzeltmeye çalış. Farklı tarzlar dene. Hep aynı tarzı çalma.
 
Son düzenleme:
90lar 80lere bir tepki idi. 80ler müziği çok teknik ama çok da cafcaflı ve görüntü odaklıydı. 90lar 80lerin beslendiği damarlara tepkili olduğu için, asi çocuk punk ve folk Rock gibi etkilerden beslendi. Görüntüler daha alçakgönüllü idi ama, enstrüman becerisi de bir o kadar zayıftı. Oysa görüntü ve müzisyenlik becerisi tümüyle farklı şeylerdi. Gitar hero denilen insanlar da 90larda büyük ölçüde tarihe karıştılar. Gitarda tekniğe odaklanmak da, havalı görünmek de aynı şey sayıldı. Böylece müziğin teknik boyutu çok zayıf kaldı.
Çalamayan soytarılar, kendilerini depresif dünya görüşleri üzerinden sanatçı diye yutturdular.Bugün ortalıkta dolanan güya Rock müzisyeni pek çok taklitçi de bu akımdandır. Kendilerine 3.yeni filan diyen o arkadaşlar mesela.. Adamlar biz şairiz veya ozanız demeye getiriyor aslında. Böylece bir halt çalamadıkları eleştirisini bertaraf ediyorlar. Anlamadıkları şey şu. Rock hiç bir zaman bir duruş veya tavırdan ibaret değildi. Hendrix, Clapton, Beck, Page, Blackmore... Bunların hepsi öncelikle büyük gitarist ve müzisyendi. İnsanlar bu adamları politik tavrı veya duruşu için değil, çalışı için dinlerdi. 80ler bu geleneğin devamıydı. Bir deKurt Cobaine e bakın. Meselenin tam tersi olduğunu görürsünüz. Özetle, çalabilen kabiliyetli gruplar ve çalamayan ağzı kalabalık aktivist tipler arasındaki mücadeleyi 90larda bu ikinci grup kazandı. Metalciler de bu tiplere özendi. Ondan sonra da Rock müzik iflah olmadı.
Neyi kastettiğinizi şimdi anladım. Teşekkür ederim, zahmet ettiniz.
 
Merhabalar. Yaklaşık 1 yıl + 2 aydır gitar çalıyorum. Son zamanlarda şarkıları çalmaktan ziyade, solo yazmasam da riff yazmak ve iyi yapamasam bile bir şeyler yazmayı istiyorum.
Prosesörümde bulunan hazır bateri ritimleri üzerine riff yazıyorum. Henüz gam hakimiyetim gelişmiş değil hatta çok zayıf. Armoni ve teoriye dair bildim çok çok az. Çok teknik ve kompleks şeyler yazamıyor olsam da güzel duyulan ve bateri ile uyumlu riffler yazabiliyorum sayılır. Fakat bunlar genelde dinlediğim, duyduğum veya çokca çaldığım şarkılarla hiç azımsanmayacak derecede benzerlik taşıyorlar. Bu daha yeni yeni riff yazmaya başlayan birisi için normal olabilir fakat gene de yaratıcılığımı arttırmak istiyorum. Kafamın içerisinde güzel riffler düşünebiliyorum ama uygulamaya gelince pek beceremiyorum. Kendimi bu konuda geliştirmek için yapabileceğim ekstra bir şey var mı? Yoksa zamanla gelişecek bir şey mi bu?
Merhaba, ben geçmişinde çok ciddi bir klasik müzik alt yapısı olan biriyim ve bu durum yazdığım rifflerde ve armonilerde oldukça işe yaradı tabi bana göre... Yani klasik müzik dinlemek iyi bir seçenek olabilir. Bunun dışında yazdığınız notaları kaybetmeyin. zamanla aklınıza gelecek armonileri bu notaların üzerine eklersiniz ve sonra gelenleri de... Bir zaman sonra gece uyanıp nota yazmaya başladığınızı fark edersiniz. O yüzden en basit ritim yahut rifflerinizi ve nota geliştirmelerinizi saklayın derim. Şimdiden başarılar.
 
Geri
Üst