Flac (free lossless audio codec) nedir?

Ben şeyi çok merak ettim. Mesela evde cubase üzerinden yaptığım kayıtlarda hep mp3 olarak çıktı aldım. Diğer formatları denemek nedense aklıma hiç gelmedi. Kendi yaptığım kaydı flac olarak çıkartabiliyor muyum ve boyut olarak gb değerleri görür mü dersiniz? En önemlisi de ses kalitesinde çok abartılı bir fark olur mu? Aceleyle yazdım, kötü anlatım için kusura bakmayın.
 
İnşallah doğru bölüme başlık açmışızdır. Efenim, adından da anlaşıldığı üzere, kayıpsız bir müzik formatı bu. Mp3 hikaye, Flac şahane diyebiliriz kısacası. Peki işin aslı nedir. Bu format hakkında aşırı bir bilgim yok, bu sebeple konuyla müsebbib olan dostlara bu "müzikal devrim"le ilgili sorular soracağım. Acaba gerçekten bir devrim mi yoksa bizi mi kekliyorlar, amiyane tabirle.

Artık müziklerimi Flac olarak dinlemeye çalışacağım. Çok yer kaplasa dahi. Farzı misal, Tool'un Lateralus albümü (24 bit 96 khz Vinyl RIP) 2 GB'lık yer işgal ediyor. Peki bunu faydası nedir? Mesela şahsım adına müziği orta kalite bir kulaklıkla dinlerim, yahut basit bir 5+1 ses sistemiyle. Bu formatın kalitesini anlamak için illa ki HI-FI bir sistemin mi olması lazım?

Ayrıca bu format, cd playerlarda, dvd playerlarda açılmıyor. Sadece PC de açabiliyoruz bildiğim kadarıyla. Madem öyle, o zaman hi-fi sistemini bilgisayara mı bağlamak gerekiyor? Zira hi-fi sistemin cd çalar olur, flac formatının değerini hi-fi sistemde nasıl anlayacağız, okumaz ki cd player? Yani olayı tam manasıyla çözen arkadaşlardan yardım istiyorum. Ya Flac, ya da öteki yollar. Başka yolu yok. Sevgilerimle...

Onca yıl flac arşiv yaptım. Daha sonra bir arkadaşım bana şu linktekine benzer bir test yolladı. Daha sonra konuyu kapattım.

How Well Can You Hear Audio Quality?
 
Arkadaşlar, ilk sayfadan itibaren bazı yanlışların tekrarlandığını görüyorum, o yüzden elimdeki bazı bilgileri ve bu bilgiler ışığında görüşlerimi paylaşmak istiyorum, sürç-i lisan ettiysem de affola:

Öncelikle ses dosyası formatlarına bakalım:

1 - Sıkıştırılmamış (Uncompressed)
PCM

Açılımı Pulse-Code Modulation, analog ses sinyallerinin dijital görünümü diyebiliriz. Ses, dalga şeklinde bulunur ve bu formu dijitale çevirmek için de belli aralıklarla örneklenmelidir. O yüzden bu formatın bir örneklenme oranı (sampling rate-ne sıklıkla örneklendiği) ve bit derinliği (bit depth-her örnekleme için kaç bit kullanıldığı) bulunur. Bu formatta sıkıştırma yoktur ve PCM dosyası, analog sesin olabilecek en iyi dijital halini yansıtır. CD ve DVD’lerde en sık kullanılan ses formatıdır.

WAV
Açılımı Waveform Audio File Format’tır (dalga biçimi ses dosyası), Windows işletim sisteminin de ana formatıdır. 1991’de Microsoft ve IBM geliştirmiştir. WAV aslında Windows’un bir taşıyıcı dosya sistemidir, bu yüzden içinde sıkıştırılmış veya sıkıştırılmamış ses dosyaları bulunabilir ancak çoğunlukla içinde sıkıştırılmamış PCM dosyaları barındırır. Temelde Windows için olsa da Mac’ler de bu dosyaları açmaktadır.

AIFF
Açılımı Audio Interchange File Format (ses değişim dosya formatı) olup, bu da Apple tarafından geliştirilen formattır. Bu format da taşıyıcı olduğu için içinde farklı tipte ses dosyaları olabilir ancak genel olarak bunlarda da PCM formatında bulunur. Mac için olsa da bunları Windows da açmaktadır.

2 - Kayıplı Sıkıştırılmış (Lossy Compressed)
MP3

MPEG-1 Audio Layer 3’ten türetilen MP3, 1993’te çıkarılan bu format, normal(!) insan kulağının duyma sınırı dışında kalan tüm ses datasının kesilmesi ve geri kalan data’nın da en etkin şekilde sıkıştırılması ile ortaya çıkar. Amaç, dinlenebilir olduğu düşünülen bir ses dosyasının az yer kaplamasıdır. Neredeyse her türlü bilgisayar, telefon vb elektronik cihazın çalabildiği bir format olduğu için çok yaygındır. Son dönemde özellikle streaming medyada da (örnek:Spotify) sıklıkla kullanılmaktadır.

AAC
Açılımı Advanced Audio Coding’dir (gelişmiş ses şifrelemesi). MP3’ten sonra kullanılması için 1997’de geliştirilmiştir. Bugün kısmen yaygın olarak kullanılsa da MP3 kadar yaygın olamamıştır. Kullanılan sıkıştırma algoritması MP3’den daha gelişmiş olduğu için, aynı bit rate’teki bir MP3 dosyasından daha kalitelidir. Her ne kadar MP3’ten yaygın olmadığını söylesek de, bugün YouTube, iTunes, Android tarafından kullanılan standart metod olduğu bilinmektedir.

WMA
Açılımı Windows Media Audio’dur (Windows medya sesi). WMA’de MP3’e karşı geliştirilmiş bir sıkıştırma türüdür, ACC ile de benzerlik gösterir ve bu da MP3’den daha iyi kalite verir. Yeteri kadar yaygınlaşmadığı için MP3’ten daha iyi sıkıştırma istendiği durumda WMA yerine genelde AAC kullanılmaktadır.

3- Kayıpsız Sıkıştırılmış (Lossless Compressed)
FLAC

Açılımı Free Lossless Audio Codec’tir (ücretsiz kayıpsız ses codec’i) -not:codec, compression-decompression’dan gelmektedir-
Orjinal dosyadan 1 bit bile kayıp yaşatmadan %60’a kadar sıkıştırma yapabilen bir formattır. Aynı zamanda ücretsizdir ve ses dosyasında herhangi bir DRM (Digital Rights Management-Dijital Haklar Yönetimi) ile ilgili bir kopyalama koruması yoktur, bu yüzden çıktığı 2001 yılından itibaren kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. CD ses formatı için MP3’e doğrudan alternatif sayılmaktadır.

ALAC
Açılımı Apple Lossles Audio Codec’tir, Apple Lossless olarak da bilinir. FLAC kadar başarılı sayılmasa da Mac kullananlar için başka çare yoktur, çünkü Apple ALAC’ı iTunes’da ve iOS’de kullanmaktadır.

WMA
Yukarıda kayıplı sıkıştırmada bahsi geçmişti, kayıpsız hali de WMA Lossless olarak geçmekte ancak aynı eklentiyi almaktadır. FLAC ve ALAC ile karşılaştırıldığında sıkıştırma verimliliği daha azdır, ayrıca açık kaynak da değildir, ama hem Windows hem de Mac’de desteklendiği için bazen tercih edilebilmektedir.

Şimdi formatlar hakkındaki literatür bu şekilde iken birkaç ilave bilgi ile kendi fikirlerimi sunayım, bu kısımdaki kendi görüşlerimi de ileteceğim:

- CD’ye kaydedilmiş bir müzik, analog sesin 44kHz ve 16 bit olarak dijitalleştirilmiş halidir. 44kHz değeri Shannon örnekleme teoreminden gelmektedir, yeniden üretmek istediğimiz frekansın maksimumunun iki katını almanız demektir. Bu da 22.05kHz’e kadar frekansları yeniden üretmek için (ki insan kulağı 20Hz ve 20kHz arası duymaktadır) 44.1kHz’e kadar örnekleme yapmamız gerekmektedir. 16 bit değeri de bize dinamik aralığı (dynamic range) ifade etmektedir ve 96dB’lik bir değere tekabül eder. Son dönem ortaya çıkan 24bit/192kHz kayıtlar, çok daha fazla bilgi içerdiğinden ve aralıkları daha geniş olduğundan, çok daha kalitelidir.

- Bu bilgiler ışığında MP3 ve benzeri sıkıştırılmış dosyalar, frekans aralığını daraltarak sıkıştırma yaptıkları ve kayba neden oldukları için, sıkıştırılmamış olan dosyalara göre çoğunlukla fark edilebilir farklar içermektedir. Şimdi internet’te de bazı yerlerde geçmektedir, ancak bana göre sıkıştırılmış ve sıkıştırılmamış dosyalar arasında fark yok diyen birinin:

a) Bu ikisinin farkını anlayacak, daha doğrusu sıkıştırılmamış dosyayı düzgün çalacak ve/veya dinleyecek ekipmanı bulunmamaktadır.
b) Ekipmanı olmasına rağmen kulağı yüksek sesle dinlemekten zarar görmüştür veya yapısal nedenlerden dolayı fiziksel olarak bu farkı gerçekten duyamamaktadır.
c) Duysa da duyabildiğinin farkında değildir.
Tabi bir noktaya değinmem gerekir, her müzik türünde FLAC her zaman MP3’ten çok iyi sonuç da vermeyebilir, eski kayıtlarda özellikle. Ancak bu nedenle fark edilmese de yine de MP3’den daha kalitelidir.

Yukarıda bahsettiğim her ne kadar tartışmaya açık olsa da, bundan daha çok tartışılan konu, odyofillerin artık duyulma sınırı dışında bulunan kayıt imkanları ve cihazlarına bakışlarıdır. Tabi burada örnek vermek gerekirse, yüksek çözünürlük bir ses dosyasının bitrate’i 9.216kbps (320 kbps MP3’ün 29 katı kadar) ile CD’nin 1.411 kbps bitrate’ini karşılaştırdığımızda, aradaki farkın da devasa olduğunu görebiliriz. Yani hi-res bir ses dosyası içinde normalde başka bir formatta duyamayacağınız derecede detay ve derinlik bulunmakta. Ancak bir kesim de demektedir ki, bu kadar yüksek çözünürlükte yapılan örneklemeler de, stüdyo ortamında yapılan kaydı farklı bir şekilde dijitalleştirdiği yönündedir, yani bir bakıma doğallığından da götürmektedir. Artık bu kalitede dinleyebilen varsa fikrini beyan eder. elbet Benim görüşüm, o kadar bin Euro’ları verdikten sonra insan muhtemelen farklı bir şeyler de illa ki duyuyordur :)

Sağlacakla kalın.
 
Asıl farkın 24/96nın sıkıştırmasında olacağını düşünüyorum. Yapabilecek arkadaşlardan 24/96 bekliyoruz mümkünse. İstemek kolay diye önce kendim yaptım ama 44.1 tabi.


SoundCloud bu yüklediğiniz formatları herhangi bir dönüştürme yapmadan mı oynatıyor peki? Bu konuda pek bir bilgiye rastlayamamıştım bilen varsa iyi olur. Wav yüklediğimiz halde Mp3 olarak dinlemiyoruz yani değil mi? Aklımda öyle kalmış niyeyse.
 
Yok yok oyle. Ben de hatırladım.
Neyse konuya geri dönelim. Bu forumda 24/96 ses dosyası ve onun mp3 ve flac olarak sıkıştırılmış versiyonlarını paylaşmanın yolu var mı acep ? Herkes kendi kıyaslama yapmış olur böylece.
Çünkü bana kendi wav kaydımı oynatıcımda dinlediğimle, Soundcloud'a yüklediğim aynı gelmemişti sanki.
Ben de benzer bi noktadan gaza geldim. Kendi kayıtlarımı direk mikserden ya da mp3 olarak dinlediğimde bariz bi fark var. Bunu paylaşayım istedim aslında ama ufak bi ayrıntıyı kaçırmışım; yüklediğin an hepsi zaten mp3 oluyo :D
 
Mp3 vbg. kayıplı formatta dosyalar ile Flac, Alac, Wav vbg. kayıpsız formattaki dosyalar arasında ; duyum detay vs. konularında çok belirgin farklar olduğu aşikar bir durum. Bence bunu tartışmak bile gereksiz. Ancak bu farkları layıkı ile duyabilmek için iyi bir sistemden dinleme yapmak gerekiyor.

Ben son zamanlarda artık lossless format dışında; mümkün olduğunca müzik dinlememeye çalışıyorum. Kendime flac formatta mütevazi bir müzik arşivi oluşturdum ve bu arşivi yavaş yavaş büyütmeğe çalışıyorum.

Şu ana kadar bu konuda edindiğim tecrübeleri şöyle özetleyebilirim :

Eğer bilgisayar tabanlı lossless müzik dinliyor ve bu sistemden gerçek anlamda verim almak istiyorsanız ;
1-) Elinizde öncelikle üst düzey bir DAC ( digital to analog converter ) bulunması lazım. Bu konu çok önemli çünkü DAC böyle bir sistemin kalbi pozisyonunda yer alıyor.
2-) Eğer müziği kulaklık ile dinliyorsanız ; sinyal zincirinizde kaliteli bir outboard kulaklık amplisine ve iyi bir kulaklığa ( mümkünse open-back kulaklığa ) sahip olmanız lazım. Günümüzde ; high-end kategoride yer alan DAC'ların üzerindeki kulaklık amplileri de kaliteli oluyor ama üst düzey bir outboard kulaklık amplisinin yerini yine de tutamıyorlar.
3-) Eğer müziği monitör ile dinliyorsanız kaliteli monitörler kullanmanız lazım. ( Tabii bu alternatif söz konusu olduğu zaman ; dinleme yaptığınız odanın akustik koşulları da ayrıca devreye giriyor. )
4-) Sisteminizdeki kabloların kaliteli olması lazım.
5-) Dinlediğiniz müzik dosyalarının gerçek anlamda flac format dosyalar olması lazım. Bugün internet dünyasında ( özellikle torrent'lerde ) flac format dosya olarak sunulan dosyaların önemli bölümü gerçek flac dosyalar değil. Bundan emin olabilirsiniz.

Eğer sisteminizin bileşenlerini bu saydığım kriterlere göre oluşturduğunuz takdirde herhangi bir duyum testi yaptırmanıza gerek yok. Sisteminizi kurun ve zevkle müziğinizi dinlemeğe başlayın. En duyarsız kulağa sahip olsanız bile ; aradaki farkları çok kolay duyumlayacağınıza eminim.

Ben flac format müzik dinlerken ; konvertör olarak Antelope Pure2'nin DAC katını kullanıyorum. Kulaklıkla dinleme yaptığım için ; outboard kulaklık amplisi olarak SPL Phonitor Mini ve kulaklık olarak ATH-M50x kullanıyorum. Sistemimdeki bütün kablolar ( güç kabloları dahil ) Vovox. Ben aldığım sonuçtan son derecede memnunum. Geçenlerde sistemimde müzik dinleyen ve hi-fi işinden çok iyi anlayan bir dostum bana ; " Bu sistemle elde ettiğin sonucu ancak 30-40000 usd'lık bir hi-fi yatırımı ile elde edebilirdin. " şeklinde bir yorum yaptı. Yani sonuç olarak burada önemli ve kritik olan şu : Akıllı ve isabetli seçimlerle, büyük yatırıma girmeden , maksimum verimin alınabileceği minimalist bir sistemi oluşturabilmek.... Bütün mesele burada....
 
Flac, ape, wmv gibi formatlar kayıpsız olarak adlandırılırlar. %100 CD kalitesinde olmasa da, insan kulağının ayırtedemediği bir kayıpla riplenmiştir bu formatlar. Ciddi bir hi-fi ya da audiophile tarzı bir sistem kuracaksanız, bilgisayara bağlamak saçma olacaktır. Flac ve mp3 arasında fark yok diye iddia edenler de var, ama kendi tecrübelerimle çok ciddi bir fark algıladığımı söyleyebilirim. Özellikle iyi bir ses sisteminiz varsa, ya da Sennheiser, Grado, Koss gibi üstün bir kulaklığınız varsa, özellikle sesi biraz açtığınızda basların daha doygun, tizlerin ise daha parlak olduğunu farkedeceksinizdir. Midlerde de farkediyordur elbette. Eğer orjinal CD alma durumunuz yoksa ve ille de hi-fi bi sistem kullanacağım diyorsanız, flacları wav'a çevirip audio cd yapma şansınız da var. Şimdi hangi programlar vardı hatırlamıyorum, ama bu çevirmeyi yapan birkaç tane duymuştum. Ben bilgisayardan foobar2000 oynatıcısıyla dinliyorum, tek dosya ve .cue olan bitişik flacları da çalarken parçalara ayırıyor bu program. Aksi takdirde winampta falan dinleyecekseniz, sizin bu dosyayı manuel olarak bir program vasıtasıyla parçalara ayırmanız gerekiyor.

Bir de her yerde olduğu gibi, bu olayda da afedersiniz piçlik yapanlar mevcut. Adam alıyor mp3'ü flac'a çeviriyor sonra siz de flac dinliyorum diye seviniyorsunuz. Nadir de olsa böyle tatsız şeylerle karşılaştım.

Bir de Sandisk Sansa Clip portatif müzik oynatıcının flac desteği bulunmakta, ipod'larda ise flac değil, ama ipodun kendi formatı "alac" şeklinde kayıpsız bi formatla dinleyebiliyorsunuz. Benden bu kadar. :)

Son olarak, bir vinyl flac, dijital ortamda dinleyebileceğiniz en iyi formattır. Aşmıştır hatta. Ama malesef sadece Iron Maiden gibi büyük gruplarınki yaygın olarak bulunabiliyor. Ya da ben araştırırken öyleydi. Tool'a hiç rastlamamıştım mesela.
Welcome to the UAD plugins free unlock forum: www.UADplugins.club
https://uadplugins.club/uad_plugins_crack_torrent.mp4
 
Geri
Üst