What's up

Yarın wattz up gunu, iple cekiyorum!!! Yusuf 1 hafta aradan sonra ozletti kendini, digerleri de bakalım ne cılgınlıklar yapacak bu hafta, merakla bekliyoruuuuuzzz!!! (yeni şarkıları da tabii:))
 
8O

wattz up gecen persembe yine superdi, gozlerimiz ve kulaklarimiz acik dinledik!!! gelecek hafta olsa da yine gelsek:))
 
Pardon ama aklıma takılan bir şey var. Ben bundan 3 yıl önce memleketim Ankara'ya kürkçü dükkanına dönen tilki misali, akademik hayat sebebiyle döndüğümde "Yahu bu insanlar geceleri n'aapıyolar?" dedim ve beni Manhattan'a götürdüler. Dediklerine göre perşembe gecesi dendi mi Wattz Up'dan başka bir şey gelmezmiş akla.
Şimdi benim anlamadığım, böyle anılan bir grubun forum sayfası neden sadece 3 sayfa? Yoksa adları başlıkta yanlış yazıldığından mı? Forum sayfalarını tamamiyle tarayamadım ama en azından doğru yazılmış halini göremedim diyebilirim. Böyle bir hata olmuş olamaz değil mi?...yoksa olabilir mi?:)
Neyse bunun haricinde grup hakkında söylenecek şey çok elbette. Kıvanç'lı Wattz Up'la Yusuf'lu Wattz Up arasında epeyce fark var. Bilmem bunun adı "kolaya kaçmak" mıdır ama benim bildiğim, Yusuf'un -artık ara verdiği ya da bitirdiği, emin değilim- Flirt'teki repertuarına çok yakın bir repertuar kullanıyor olmaları. Hatta dipnot olarak bir dönem, Diplomatic Immunity'nin kuruluş aşamasındaki basçısı olan sevgili Paul Generelli'nin yokluğunda yine çok sevdiğim bir kardeşim olan Koray Işıldak'ın Flirt'le çalmış olduğunu da gözönünde bulundurursak o da bana katılacaktır sanırım. Gerçi Flirt'ü bir kez dinleme fırsatım oldu ama Paul'le ettiğimiz muhabbetten pek de yanılmadığım kanısına vardım açıkçası. Ama bunun dezavantaj yaratacak bir tarafı olduğunu zannetmiyorum zira Perşembe günü Manhattan'a gelen güruhun ne kadarı cuma günü de Flirt dinlemeye ta Koru North Shield'e gidiyor olabilirdi ki, değil mi?
Fakat şu bir gerçek ki biraz daha zorlarlarsa Diplomatic Immunity'yle aynı sırada, aynı parçaları söylemeye başlayacaklar. Yine de Wattz Up'ın repertuarı D.I.'ye göre daha genç ve "particanavarı" türünden bir izleyici kitlesine hitap ediyor bence. :D Ama yine de anlayış farklı, kültür farklı, imajsa bambaşkadır:)
Gürbüz abininse aslında blues yapmak için doğmuş olması inkar edilemeyecek bir gerçektir. Ama yine de o sahneye de yakışmış bir kişiliktir kendisi. Hepimizin abisidir ama bizimle de yaşıttır aynı zamanda:) Onun gözündeki ışığı görmek, eğlenmek için alkol alma gereksiniminizi -eğer varsa- yok edebilir. (Daha yazayım mı?)
Eralp için söylenecek söz yok zira bir insan bir grupla ancak bu kadar özdeşleşebilir. Canımız, ciğerimiz, biricik askerimiz Barış Menküer'den olan tarz farlılığıyla D.I.'ye kattığı ayrı hava bir yana, Eralp'siz bir Wattz Up düşünülemez. Aynı şey Koray için de geçerli aslında. Onun o garip gömlekleri, renkli pantolonları olmasa ne yaparız? O iki yandan toplamaya başladığı saçlarını da kestirmeseydi! (Gerçi son zamanlarda durulmuş gibi, yanılıyor muyum ki?)
Tek bir şeyi hatırlatabilirim kendilerine son olarak; o da artık o kırmızı afişi değiştirmeleri gerekebileceği. Çünkü yakından baktığınızda o afişte Yusuf'un değil -hâlâ-Kıvanç'ın olduğunu görebilirsiniz:) Aslında Yusuf bunu hiç takmaz ve kimse benim gibi bir ayrıntı manyağı kadar yakından bakmaz sanırım ama...olsun, söyledim işte:)

Yarın görüşürüz beyler:D
 
Bu arada bir son dakika haberine göre sevgili Yusuf Akbuga yarın çıkacağı bir iş gezisi nedeniyle önümüzdeki perşembe (19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı) Manhattan'da olamayacak. Onun yerine Diplomatic Immunity'den tanıdığımız Alp Dündar'ın olay yerinde hazır bulunacağı haberini aldım. Yetkililerin yalancısıyım:)
 
Geri
Üst