Merhaba,
Özellikle solak gitarist arkadaşların sorunlarını iyi bildiğimden foruma bu konuda açıklayıcı ve bilgilendirici mesajlarla katkıda bulunmaya çalışıyorum. Konularımda da sürekli karşılaşılmayan, paylaşımı az olan bilgilere yer vererek forum ortamını zenginleştirmeye çaba gösteriyorum.
Uzun yıllardır solak gitarları inceliyorum. İlgimi çeken elektro modeller hep floyd rose köprülü olanlardı. Çünkü bu sistemin getirdiği avantajları, çalıma kattığı zenginliği seviyorum. Özellikle akustik gitarlarımda farkettiğim "sabit eşikte daha hızlı ve rahat çalma gerçeğini" gözardı edemem ama yine de tercihim floyd rose oldu. Bugüne kadar kullandığım, sahip olduğum bütün elektro gitarlarda bu eşik bulundu.
Evvelce Ibanez uzak durduğum bir markaydı. Nitekim ıhlamurdan gitar olmaz ancak sıcak sıcak içilir diye düşünmekteyken ilk Ibanez gitarım Rg1570L modelini satın aldım. İşçilik kalitesi, sapının inceliği ve çalım rahatlığı karşısında etkilendim ve bu markaya daha fazla saygı duymaya başladım. Bu arada kendi sahip olduğu gitarı övmek adına Ibanez'in yeni Prestige serisini beğenmeyip "eskiden şöyle iyiydi artık bozdu, iyi değil" gibisinden yorum yapan arkadaşlara da selam olsun. Bu iddiada beni ikna etmeleri biraz zor olacak. Zira Prestige serisinin gövde, sap, perde, elektronik aksam işçiliğinde herhangi bir kusur görmediğim gibi daha fazlası da olmaz. Kusursuz diyebilirim. "Eskiden ağaçlar daha iyidi" diyen varsa aynı seriden çıkan iki gitar arasında bile ton farkları olur ki normaldir. Eski yeni karşılaştırması yapıp sonuç üretmek çok sağlıklı olmaz görüşündeyim. Bu açıklamayı yapılmış bir tartışmayı canlandırmak için değil, "tüh eski kaliteli gitarları kaçırdık, şimdi kötü ve pahalı gitarlara kaldık" diye endişelenen arkadaşlar varsa endişeye hiç yer yok rahat olun demek için yaptım. Yoksa kişiden kişiye değişecek bir görüş için laf kalabalığına girmenin alemi yok.
Bu girişten sonra zaten Türkiye piyasasında iyi tanınan (ve üç kardeşten ikisi olan) Rg370 ve Rg1570 modellerinde fazla zaman harcamadan en büyük kardeş Rg2550L modeline geçeceğim. Ancak şu anda zamanım sınırlı olduğundan inceleme detaylarını daha sonra vereceğim. Şimdilik (malesef) amatör resimlerle idare edin. Devamı geliyorrrr...
Özellikle solak gitarist arkadaşların sorunlarını iyi bildiğimden foruma bu konuda açıklayıcı ve bilgilendirici mesajlarla katkıda bulunmaya çalışıyorum. Konularımda da sürekli karşılaşılmayan, paylaşımı az olan bilgilere yer vererek forum ortamını zenginleştirmeye çaba gösteriyorum.
Uzun yıllardır solak gitarları inceliyorum. İlgimi çeken elektro modeller hep floyd rose köprülü olanlardı. Çünkü bu sistemin getirdiği avantajları, çalıma kattığı zenginliği seviyorum. Özellikle akustik gitarlarımda farkettiğim "sabit eşikte daha hızlı ve rahat çalma gerçeğini" gözardı edemem ama yine de tercihim floyd rose oldu. Bugüne kadar kullandığım, sahip olduğum bütün elektro gitarlarda bu eşik bulundu.
Evvelce Ibanez uzak durduğum bir markaydı. Nitekim ıhlamurdan gitar olmaz ancak sıcak sıcak içilir diye düşünmekteyken ilk Ibanez gitarım Rg1570L modelini satın aldım. İşçilik kalitesi, sapının inceliği ve çalım rahatlığı karşısında etkilendim ve bu markaya daha fazla saygı duymaya başladım. Bu arada kendi sahip olduğu gitarı övmek adına Ibanez'in yeni Prestige serisini beğenmeyip "eskiden şöyle iyiydi artık bozdu, iyi değil" gibisinden yorum yapan arkadaşlara da selam olsun. Bu iddiada beni ikna etmeleri biraz zor olacak. Zira Prestige serisinin gövde, sap, perde, elektronik aksam işçiliğinde herhangi bir kusur görmediğim gibi daha fazlası da olmaz. Kusursuz diyebilirim. "Eskiden ağaçlar daha iyidi" diyen varsa aynı seriden çıkan iki gitar arasında bile ton farkları olur ki normaldir. Eski yeni karşılaştırması yapıp sonuç üretmek çok sağlıklı olmaz görüşündeyim. Bu açıklamayı yapılmış bir tartışmayı canlandırmak için değil, "tüh eski kaliteli gitarları kaçırdık, şimdi kötü ve pahalı gitarlara kaldık" diye endişelenen arkadaşlar varsa endişeye hiç yer yok rahat olun demek için yaptım. Yoksa kişiden kişiye değişecek bir görüş için laf kalabalığına girmenin alemi yok.
Bu girişten sonra zaten Türkiye piyasasında iyi tanınan (ve üç kardeşten ikisi olan) Rg370 ve Rg1570 modellerinde fazla zaman harcamadan en büyük kardeş Rg2550L modeline geçeceğim. Ancak şu anda zamanım sınırlı olduğundan inceleme detaylarını daha sonra vereceğim. Şimdilik (malesef) amatör resimlerle idare edin. Devamı geliyorrrr...