Gazap Üzümleri

bana göre gelmiş geçmiş en güzel romandır bu...
beni çok etkiledi hatta karakterimi değiştirdi...

656 sayfalık bi baskısını 1 ayda bitirdim ama okuduktan sonra çok pişman oldum...keşke sindire sindire okusaydım dedim...
sonra tekrar okudum...2 kez okuduğum tek kitaptır ayrıca...
 
bu başyapıtı herhangi bir kitabevinde bulabiliyorsunuz. steinbeck'in en iyi romanıdır. diğer okuduklarım da beni etkilemişti ama ne 'cennet çayırları'nın ne de 'acı hayat'ın 'gazap üzümleri' kadar etkili olduğunu düşünmüyorum. sadece 'fareler ve insanlar'ın beni etkilediğini yazabilirim.
gazap üzümleri'nde neredeyse her sayfada öyle sözcükler vardır ki sizi düşünmeye iter. o göç olayı nasıl düşündürücü ve macera doluysa kitabın sonu da o kadar acı vericidir ve tokat gibi çarpar. ben bu kadar etkili bir son okumamıştım. kitabı iki defa okudum ve o amerika'nın ve o oklahoma yollarının nasıl acı dolu olduğunun ve steinbeck'in o güçlü kaleminden romanın nasıl da bir başyapıta dönüştüğünün altını çizmek isterim.
kitaptaki o anne karakterinin nasıl bir halk kahramanına dönüştüğü ve tom joad'un o maceralı hayatı bütün bunlar kitabın işlediği en temel unsurlardır.
bundan başka bu kitabın 1940 yapımı filmi de vardır. john ford yönetimindeki filmde henry fonda başroldedir. anna karakteri çok iyi irdelenmekle birlikte o ailenin nasıl da öte yana sürüklenişi etkileyici bir biçimde anlatılır.
bu kitabın müzikteki yansımasına ise şöyle bakabiliriz:

progressive rock grubu camel 'dust and dreams' albümünde bu romandan esinlenmiştir. ve albüm bukletinin içerisinde gazap üzümleri filminden sahneler resmedilmiştir.

bundan başka bruce springsteen usta'nın "the ghost of tom joad" adlı akustik albümünde yine bu romandan karakterlerle oluşturulan bir yapı vardır. hatta 'the ghost of tom joad' şarkısından sözler ise şöyle...

kısaca bu kitap bir hüzün başyapıtıdır.

nerede polis birini dövüyorsa,
nerede yeni doğmuş aç bir bebe ağlıyorsa,
nerde ortalıktaki nefrete ve kana karşı mücadele varsa,
beni ara anacım, orada olacağım.
nerede yaşayacak bir yer,
çalışacak dürüst bir iş ya da yardım eli arayan varsa,
nerede özgürlük için uğraşan birileri varsa,
onların gözlerine bak anacım,
beni göreceksin...

The Ghost of Tom Joad
 
Özellikle kitabın insanı dehşete düşüren,hüznün doruğa çıktığı son bölümü,edebiyat tarihinin belkide en çarpıcı kitap kapanışı olabilir.
 
kitabı bitirdiğimde son 10 sayfasını tekrar okumuştum çok üzülmüştüm..."hayır böyle bitmesin, bitemez,neden bitti ki" gibi şeyler mırıldanmıştım...

"fareler ve insanlar" da lenni small geoerge a bi söz söylemişti o sözü bi türlü aklımdan çıkaramadım...kitabın çoğu yerini unuttum ama o söz aklımda...bi fare hakkında bahis açılmıştı nehir kenarında...şöyle demişti lennie:"küçükken ... halam bana oynamam için fareler verirdi...ben onlarla oynarken başlarını okşardım ama onlar hemen ölürlerdi"...

tabii burda lennie nin okşamasından kasıt başka bişey adam iriyarı ve bazı şeyleri ...ist lik derecesinde sevdiği için severken biraz aşırıya kaçıyo...zira bu cümle romanın sonundaki facianın da bi işaretidir...lennie patronun (veya patronun oğlu da olabilir) karısının saçlarını okşarken aşırılığa gidip kadının boğulmasına neden oluyodu...

mükemmeldir bence steinbeck in ikinci başyapıtıdır...
 
Gazap Üzümleri 47 Bin Dolara Satıldı

Ünlü yazar John Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” romanının ilk baskısı açık artırmada 47 bin 800 dolara satıldı.

Bonhams & Butterfields tarafından düzenlenen açık artırmada, “Fareler ve İnsanlar” romanının ilk baskısı 7768, “Cennetin Doğusu” 8365, “Bitmeyen Kavga” 11 bin 353 dolara alıcı buldu.

Los Angeles Times’ın haberinde, satışa çıkarılan kitapların, yazarın 1992’de ölen kardeşi Elizabeth Steinbeck Ainsworth’a ait olduğu belirtildi. Ailenin kitapları, Steinbeck’in bazı romanlarını yazdığı California’daki evin onarımını finanse etmek için satışa çıkardığı belirtildi.
Kitapların satışından 200 bin doların üstünde gelir elde edildiği bildirildi.
 
Re: türklere küfür ediyor...

promiscuous demiş ki:
kitap muhteşemdi esere söz yok zaten objektif bir eleştiri var kitapta ama türkler için kana susamış caniler ve o.çocukları demesi biraz sert kaçtı ama yinede harikaydı... ayrıca john steinback o bir oki(o.çocucu oklahamalılar) amerikalılar o şekilde sesleniyolarmış... :) [/b]

ben mi yanlış anladım, yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum, gazap üzümlerinin hangi kısmında türkler için kana susamış, vs... deniyor?
 
türkler için bir şey dediği yoktu benim okuduğum tercümede...
oklahomalılara "okie" derlermiş o zamanlar argoda piç gibi bi anlamı vardı hatırladığım kadarıyla...

zaten kitabın konusu kana susamış caniler dedirtecek bir konu değil, türklerle bi bağlantısal öykü de yok romanda...

karıştırmış arkadaş..
 
Geri
Üst