Sanat politik bir araç mıdır?...

bak aklıma bir grup daha geldi en azından kendi ülkelerindeki kaos ve eziyeti en iyi şekilde anlatmışlar parçalarına
sepultura
refuse -resist
 
Aşağıdaki yazı Evrensel gazetesinden aynen alınmıştır.

Müzik siyasete giriyor

ABD başkanlık seçimleri yaklaştıkça heyacan artarken, Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki rekabete sanatçılar da katıldı. Birçok müzik grubu ya da şarkıcı, başkan adaylarının seçim gönüllü olarak yer alırken, tercih ettikleri başkan adaylarına desteklerini de açıkça ifade ediyor.
Punk grubu NOFX Buhs’a karşı Demokratların yanında saf tutmuş durumda. Grubun solisti “Fat Mike” Burkett, sert bir dille eleştirdiği ve “bir fundamentalist olarak” nitelediği Başkan Bush’un kasım ayında seçilememesi için her şeyi yapabileceğini söylüyor.
Burkett, “Amerikan halkının Başkan Bush’un umrunda olduğunu düşünmüyorum. O sadece Amerikan şirkletlerine önem veriyor” diyor.
“Fat Mike”, Bush aleyhine çalışmak üzere, aralarında Blink 182, Sum 41, Good Charlotte, Bad Religion ve daha başka grupların da bulunduğu “Punkvoter” isimli liberal örgütlenmeye de gitmiş durumda.
20 milyon genç seçmene yönelik faaliyetlere de katılan “Fat Mike”, Bush aleyhine kullandığı web sitesinin ayda 15 milyon kez tıklandığını belirtirken, içinde Sum 41’in “Moron”, Offspring’in “Bağdat” isimli şarkılarının da bulunduğu, “Bush’a Karşı Rock, Vol 1” isimli CD’yi de satışa çıkardı.

Punkvoter üyesi 10 müzik grubunun yaz boyunca “Bush’a Karşı Rock” sloganıyla tüm ülkede konserler vereceği, eylül ayında ise konserlerini seçimin kritik geçmesi beklenen Ohio, Florida ve Pennsylvania’ya yoğunlaştıracakları ifade ediliyor.

Punk dinleyecilerinin tamamına yakınının demokrat olduğu belirtilirken, 865 kişinin katıldığı bir araştırmada country müziği dinleyenlerin yüzde 55’inin Bush’a, yüzde 27’sinin ise Kerry’ye oy vereceğini söyledikleri kaydediliyor.

Jon Bon Jovi ve Moby gibi şarkıcıların da Demokrat Parti adayı John F. Kerry’nin kampanyası için bağış toplamak üzere yapılan etkinliklere müzikleriyle katkıda bulundukları ifade ediliyor.


Yıldızlar Bush’a karşı

Ünlü şarkıcı Barbra Streisand, Neil Diamond ve Willie Nelson da dün Los Angeles’ta Kerry’nin kampanyasına destek için düzenlenen bir konser verdi. Konserde, Streisand ve Diamond’un 24 yıldan bu yana ilk kez düet yapacakları kaydediliyor. Etkinlikte sinema sanatçıları Billy Crystal, Robert De Niro, Leonardo Di Caprio ve Ben Affleck de yer alacak.
Bu arada, Cumhuriyetçi Parti kurultayının yapılacağı 1 Eylül’de Başkan Bush’un tekrar aday gösterileceği geceyi gölgede bırakmak üzere, Kerry destekçilerinin Giant stadyumunda, “Değişim İçin Konser” ismiyle büyük bir konser düzenleyecekleri bildirildi.
Bu konsere, efsanevi şarkıcı Bruce Springsteen’in de katılması için internette bir imza kampanyası başlatılırken, konsere, REM, Dave Matthews Grubu, Bob Dylan, Carlos Santana ve Bon Jovi gibi isimler katılıyor.


Bush’cular

Seçimler sırasında Bush’u destekleyen gruplar da yer alıyor. Bu gruplardan Grammy ödüllü Hıristiyan rock grubu Third Day, Cumhuriyetçi Parti adayı ABD Başkanı George Bush’a tam destek verirken, Bush’un seçim kampanyasına müziklerinin yanı sıra internetteki sohbet ortamındaki faaliyetleri ve verdikleri konferanslarla da katkıda bulunuyor.
Grup üyelerinden bas gitarcı Tai Anderson, “Bir duruş belirlemek cesaret ister. Ancak bunun için başkanımız ve ordumuzun her gün gösterdiği cesarete bakmanız yeterli. Bush’a destek vermeyi bizim için göze alınması gereken küçük bir risk olarak düşünüyorum” diyerek, tavrını ortaya koyuyor.

Başkan Bush’u destekleyen Third Day ve vokalist Michael W. Smith’in yanı sıra country şarkıcılarından Travis Tritt, Larry Gatlin ve Billy Ray Cyrus, Bush’un seçim kampanyası için düzenlenen etkinliklere müzikleriyle katkıda bulunuyor.
 
cash demiş ki:
bak aklıma bir grup daha geldi en azından kendi ülkelerindeki kaos ve eziyeti en iyi şekilde anlatmışlar parçalarına
Sepultura refuse -resist
Refuse resist'in klibi çok sağlam :) Molotoflar havada uçuşuyor. Birde "war for territory" klibi var. Filistinde çekmişler...

Komunist Parti mi.. Sanmıyorum :)
 
bu yapan kişiye bağlı ve kendini nerde görmek istediğine tabiki yani eğer sahnede kendini halkın temsilcisi olarak görüyorsa yada ondan bi parça olduğunu idda ediyorsa politik durumunu belli etmeli ama bunun dışında sadece sanat yaparım gerisi beni ilgilendirmez diyenler var (ki bence onlar çok bencil) işte onlar da bunun neticesine katlanmaz zorundalar çünkü geçicidirler
 
Sanat toplumdan bağımsız düşünülemez; ama çok da bağımlı olmamalıdır. Toplum diyorsak politika da bu kapsama girer. Sanat hem toplum hem de sanat içindir
 
Sanat nedir?
cevap yok

estetik nedir?
cevap yok

bunlara yanıt yoksa nasıl o sanat değil bu sanattır denilir ya da o sanatçı değil bu sanatçı

estetik nedir ki estetik olmayanı bilipte onu sanattan saymazsın

eğer sorulara cevabın varsa onun üzerinden yorumunu yaparsın, kıstaslarını kendin belirler kendi yaptığına sanat, sanatçı, estetik dersin
ve buda bileceğiniz gibi relatif olacaktır

ne olduğunu bilmediğiniz şeyde sınır yada sınırsızlık arayamazsınız
lakin aradığınız şey kendi beyninizde bir kavrama ve ona verdiğiniz anlama dayanıyorsa ve sizin de insansılığınız ve doğada oluşunuzdan dolayı hayalini kuracağınız, bileceğiniz, şeyler sınırlı, fakat zamana bağlı; bilinecek olgu ve fenomenlere göre değişecek ve sınırsızlaşacaktır

ve kendi sanat kavramınızı kurduktan sonra, bunu ister sanat ister toplum ister kendini tatmin etmek için yaparsın
zaten günümüzde bu 3 kıstasta yapılmaktadır
neden, çünkü; RELATİF ...
 
olması ahlaksal bir sorun teşkil etmez...
evet, beyefendiye katılıyorum...ama genellikle sanatsal yön zayıf oluyor böyle bir kaygı varsa ama genellenemez tabii... :D

Praxis der ki:
Sanat nedir?
cevap yok

estetik nedir?
cevap yok

bunlara yanıt yoksa nasıl o sanat değil bu sanattır denilir ya da o sanatçı değil bu sanatçı

estetik nedir ki estetik olmayanı bilipte onu sanattan saymazsın

eğer sorulara cevabın varsa onun üzerinden yorumunu yaparsın, kıstaslarını kendin belirler kendi yaptığına sanat, sanatçı, estetik dersin
ve buda bileceğiniz gibi relatif olacaktır

Bu ifadeyi belki de farklı sanat dalları için ayrı ayrı tartışmak gerekir....
Mesela genellikle figüratif bir anlatımı olan resmin tartışılması, aslında tamamen soyut olan müzikten daha farklı olacaktır haliyle....

Ama müzik için gerçek ve geçerli olan şu:

- Bir eseri, müzik tarihi, genel teori, düzenleme ve performans kıstasları yardımıyla değerlendirebilir ve kabul edilen estetik ve sanat tanımları içerisinde bir yerlere oturtabilirsin.
- Bu değerlendirme sonucunda da o eserin yeniliğini, orijinalliğini ya da özgünlüğünü ortaya koyabilirsin.
-Bu çerçevede kalarak eserin -en azından önceki kabul ve tanımlara göre- sanatsal ya da estetik artı değere ne kadar yaklaşmış olduğu konusunda fikir ileri sürebilirsin.

Bazı noktalar gerçekten relatif ya da bağıl... ama herşey değil :D
Bize değerlendirmede önemli noktalar konusunda fikir verecek nokta oldukça objektif bence....en azından müzik için :D :D
 
politik sanatı bende severim ama sanatın konusu politikayla sınırlandırmak sanata zarar verir. yaşamın içinde olan her şey sanatın konusudur! :akıllıol
 
Sanat bazen sadece amaçtır, bazen de araçtır. Bazı tepkilerini göstermek için de sanat yaptığın olabilir, sanat için de sanat yaptığın olur. Örneğin Nazım Hikmet'in sistemi eleştiren şiirlerinin yanında aşk şiirleri de vardır. Birinde politik kaygılarını dile getirir, diğerinde sanatsal öğelere daha yakın olan aşkı. ama ikisinde de sanat gene vardır.
 
KorayE demiş ki:

Sanat nedir?
cevap yok

estetik nedir?
cevap yok

bunlara yanıt yoksa nasıl o sanat değil bu sanattır denilir ya da o sanatçı değil bu sanatçı

estetik nedir ki estetik olmayanı bilipte onu sanattan saymazsın

eğer sorulara cevabın varsa onun üzerinden yorumunu yaparsın, kıstaslarını kendin belirler kendi yaptığına sanat, sanatçı, estetik dersin
ve buda bileceğiniz gibi relatif olacaktır

KorayE demiş ki:
Bu ifadeyi belki de farklı sanat dalları için ayrı ayrı tartışmak gerekir....
Mesela genellikle figüratif bir anlatımı olan resmin tartışılması, aslında tamamen soyut olan müzikten daha farklı olacaktır haliyle....

Ama müzik için gerçek ve geçerli olan şu:

- Bir eseri, müzik tarihi, genel teori, düzenleme ve performans kıstasları yardımıyla değerlendirebilir ve kabul edilen estetik ve sanat tanımları içerisinde bir yerlere oturtabilirsin.
- Bu değerlendirme sonucunda da o eserin yeniliğini, orijinalliğini ya da özgünlüğünü ortaya koyabilirsin.
-Bu çerçevede kalarak eserin -en azından önceki kabul ve tanımlara göre- sanatsal ya da estetik artı değere ne kadar yaklaşmış olduğu konusunda fikir ileri sürebilirsin.

Bazı noktalar gerçekten relatif ya da bağıl... ama herşey değil :D
Bize değerlendirmede önemli noktalar konusunda fikir verecek nokta oldukça objektif bence....en azından müzik için :D :D
O esere dediğin kıstaslardan yorum yapana göre değişecektir, o dediğin çerçeveden bakana ve o çerçeveyi kendine göre belirleyeceği gibi çerçeveyi farklı görüp içinden farklı bakanlarda olacaktır, çerçevenin içindeki görüşlerde birbirini tutmayabilir. Dolayısıyla sürelecek fikirler relatif olacaktır. Müziği sanat'tan ayırmak bir şeyi değiştirmez.

Müzik seslerden oluşur ve sesler de nesnel bir gerçekliktir. Notaların uyumunun verdiği haz kişilere göre değişecektir ve yine dolayısıyla zevkler de tamamen relatiftir. Şimdi bir kişi o müzikten hoşlanmadı ve bunun sanatsal bir değeri olamaz dedi. Ancak bir başka kişi hoşlanır ve işte sanat eseri, müzik budur der ee burda hangisini esas ya da ölçüt alacaksın? Hiç birini deyip kafana göre takılacaksın :D

Genel, geçer bir kavram olarak görmüyorum sanat!ı

Bana göre sanat: nefes almaktır, diyeceğim gelde işin içinden sen çık ;) :D
 
ilk olarak üretim aşamasında sanatı ikiye ayırmak gerekir.

sanatın üretilmesi iki ayrı süzgeçten geçer. nesnellik ve öznellik süzgeçleri. bu iki kavram bizim için farklı havalar yaratsa da sanatçı için aynı şeyi ifade eder. çoğu zaman sanatçı nesnel öğeleri sanatına uyarlayabilir, bazen de tamamiyle öznel bir dünya hayal ederek ortaya çıkarırlar eserlerini. bu eserlerin politik (kelime anlamıyla) öğeler içermesi olayı daha bu aşamada karşımıza çıkmaktadır. sonuçte nesnelliğin öznelliğe karşı üstünlüğünü hepimiz biliyoruz. genellikle sanatın içinde bulunduğu unsurlarda nesnellik, bir konu dışında öznelliğe karşı çoğunluk sağlar. ancak çoğunluk mu üstündür yoksa yoğunluk mu? tartışılması gereken "bu ikilemlerin kendi içinde başka ikilemler oluşturmasını engelleyerek bir bütün oluşturabilir miyiz ?" sorunsalıdır.

politika ise daha yüzeysel (kelime anlamıyla) ilerleyen daha basit ve daha sabit dengelere bağlı sistemlerle oluşur. sanat ve politika arasındaki ilişki şaşırılacak derecede belirgindir. bazı insanlar politikanın bir sanat olduğunu savunurlar. çoğunlukla bu doğrudur ama sanat nedir sorusuna nasıl bir cevap verdiğimize bağlı olarak bu doğruluğu onaylayabiliriz.

her insanın sanat anlayışı farklıdır. çünkü bütün insanlar farklıdır.
"ben o insanlardan farklıyım" cümlesi, sanatsal politikanın kişisel psikolojiyi en iyi yansıtan şeklini ortaya koyar. şaşırtıcı olsa da bu bireysel dışavurum ve biresel içsellemenin örneğidir (dışavurum: politikayı, içselleşme sanatı temsil edebilir).
bu açıdan bakıldığında sanat ve politika içiçe geçmiş bilinç sistemleriyle yönetilen beyin kavramlarıdır. kavramsal anlamda bunu hissetmek için görsel bir sanat yargısı ortaya koyarsanız; gördüklerinizden dolayı ortaya çıkan hislerinizi aktarmayı alışkınlık haline getirmeniz kaçınılmazdır. sonuçta en az 2 çevirimli dönüştürme işlemi yaşanır ve sanatsal reaksiyonlar size yorum yaptırmaya başlar.
politika ise genellikle nesnel ve sayısal öğeler içeriri. öznel ve sözel öğeler politik statejilerin uygulanmasında yer alsalar da sistemin çekirdeğinde yer alma hakkına sahip olmazlar.
biraz daha tanıdık bir kesimden örnek vermek gerekirse su anlayış tarzını ele almak doğru olur:
sanat veya kişisel zevkler önümüze konan bir yemek tabağı gibidir. içi dolu da olabilir, boş da... tabağın etkenliği kadar bizim de değer etkenliğimiz söz konusudur; karnımız aç da olabilir, tok da. tabağın etkenliği ve bizim değer etkenliğimiz kadar tabağın içinde yer alan maddenin de etkenliği söz konusudur; bu madde çok acı da olabilir, tatlı da.. bizim açlığımız veya tokluğumuz kadar tabaktaki maddenin niteliğine göre; bizim o maddeyi tercih etmemiz veya etmememiz de etken kurallardan biridir.
işte politika budur.
sanat ise bize her türlü kurala uyarak yiyebileceğimiz tarzda bir yemek sunabilmektir.
bu yemeği yiyebilmek için tabağın , yemeğin, zevklerimizin vs niteliklerinin birebir aynı olması gerekmektedir.
bu biraz zor olduğu için iki şekilde değerlendirme usulü (iyi-kötü) ortadan kalmaktadır ancak, toplumun belli kesiminde bu olay geçereli olmamaktadır. o kesim herşeyi kabullenmekte ve nitelik değerlendirmesi yapmaktadır. bu değerlendirme çoğunlukla herhangi bir şey ifade etmeyen yarı sanatsal (!) yarı sosyolojik programlarama tarzlarıdır. bu tarzı insanlar benimseyecek şekilde algılamazlar, bu dayatılmış bir durumdur. bu bağlamda toplumun her kesiminde ve her alanında bu dayatma söz konusudur. politkadan yaptırım yönlenimlerine kadar toplumun her kesiminde bu olgulara rastlayabiliriz. bu; sanatın sanat için yapıldığını söyleyen insanların, sanatın beslenme noktasını (halk) gözardı etmesine yol açmaktadır. ancak tam tersi düşünüldüğünde de sanat endüstriyel nitelikler kazanarak sanayileşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
"o zaman sanat ne sanat içindir, ya da halk için. sanat hiç bir şey içindir."
bu da bir çözüm noktası değildir.
sanat; her insanın kişiliğini belirginleştirmesini sağlayan "diğer insanlardan farklılık standartlarını" çoğaltmasını sağlamalıdır. ancak her insan zaten diğerlerinden farklıdır. o zaman amaç irdelenmelidir. uygulama başarılı olmuyorsa amaç bir teselli olacaktır. sanat teselli kabul etmez, politikada teselli kaybetmek anlamına gelir.
sonuçta sanat ve politika birbirine benzer ve üretim anlamında da benzerlikler taşır.

bu yüzden sanat ve politika tartışmaları stabil bir sonuca ulaşamaz.
 
Ana amaç, araç olarak kullanmaksa zaten sanat değildir... Ama sanat yapan insanların bir şeyleri söyleme imkanı vardır ve bunu sonuna kadar kullanmalılar bence.. Seslerini en iyi duyurma yöntemi budur... Birşeyler protesto edilmeliyse bu neden sanatlarıyla olmasınki... Ama ana amaç bu olursa bence iş sanattan çıkar.. Micheal moore (doğru yazdım mı bilmiyorum) Bu adamın filmleri var ama adam başka bişey yapmıyo mesela.. Kötü bişey mi , hayır tabiki. Ama bu misyon üstlenmeye benziyo artık.. Dediğim gibi milyonlara seslerini duyurabilme şansı var sanatçıların ve bunu en iyi şekilde kullanmalılar..
 
sanatı her yöne çekebilrisn... legal veya illegal herşeyi sanatla dile getirebilriisn... önemli olan nasıl dile getirebildğin ve bittiğinde kafanda seni düşündüren şeylerin kalması...
 
Geri
Üst