FM(football manager)

bir ara hayvanlar gibi fm 2008 kasıyordum. fenerbahçe yle avrupa ve türkiye kupası nda harikalar yaratmaktaydım. ancak ligde önüme gelen bin tekme vuruyordu. hele galatasaraya 6 1 yenildiğimi unutamıyorum hala. ama aynı galatasarayı türkiye kupası nda elemiştim. şampiyonlar ligi nde terör estiriyordum. oyunu kaydettim. dondu gibi oldu. sonra bilgisayarı kapatma düğmesinden öküzleme kapadım. ertesi gün açtım ki kayıtlı oyunu oynayamıyorum. isyan ettim o gün ve kendimi fifa ya verdim.

oyunda çeşitli buglar var. aslında bug da sayılmaz hani. volkan yanından çok yavaş geçen topu tutamıyor mesela. ayrıca edu ya 7 milyon euro teklif ettiler. düşünmeden sattım. can arat edu yu aratmıyor. hatta gelecek bile vadediyor. ilhan parlak kezman ve semih in sakat olduğu dönemlerde her maçta ikişer tane çakıyor. üç tane sol kanat oyuncum (uğur, wederson, roberto carlos) da sakatlanıyor, tümer i oynatmak zorunda kalıyorum. işin garibi takır takır oynuyor. alex zaten leblebi gibi gol atıyor. aurelio 2. sınıf oyuncu gibi. kezman her pozisyonu kaçırıyor, saç baş yoldurtuyor. emre bir türlü gelmiyor. 5 milyon euro artı appiah ı verdim bana mısın demedi.

ama çok gerçekçi lan. çok sevmiştim. yüklediğim güncelleştirmede maldonado malı geldi sadece. fm 2008 in 2008 2009 güncelleştirmesini varsa atabilecek arkadaşlar beni özel mesajlar yoluyla uyarsınlar lütfen, minnettar olurum.
 
FM 2009 9.2.0 yamasına bir türlü ilaç çıkmadı.Oyuna giremiyorsun bile...Aramadığım yer kalmadı ama yok adam gibi bir ilaç...Meğersem Sports Interactive,oyunu kırmasınlar diye Reloaded gibi gruplara kene vermiş.Adamlar da nakiti alınca kırmadılar oyunu,e onlar kırmayınca kimse kıramıyor."Çekilmez la bu çile..." dedim,gittim,Steam'dan 48 keneye aldım oyunu...Bu hallere de düştük ya...
 
Tamam güzel şeyler yaptılar 2009'da, ama bir kez daha olgunlaşmamış bir şeyin peşinden şu sınırlı bilgim ile koşturmaktansa; 2008'e tam gaz devam ediyorum. CM/FM kariyerim boyunca 2. kez (Ve bu kez çok daha ciddi) Güney Amerika'ya açıldım ve normalde de izleme konusunda İngiltere'den sonra en fazla sevdiğim lig olan Arjantin ligi beni zevkten zevke veriyor. River maçlarında doluyorum boynuma Boca atkımı, veriyorum fonda yutubdan Boca tezahüratlarını/gollerini filan. Ay allahım inanılmaz.

Evropa haricinde az biraz yeni bir nefes arayanlara şiddetli önerimdir. Şiddetli ama. Sırf transfer sezonlarına ve kriterlerine alışmak bile başlı başına bir eğlence. Brezilya daha da karışık.
 
oyunu daha rahat okuyabilme açısından fm 2009'daki 3d motoru bence güzel olmuş. basın toplantıları başta çok zevkli gibi. ancak bir sezon sonra sıkıyor ve asistanı göndermek zorunda kalıyorsunuz. ayrıca transferler biraz zor olmuş. eğer üst düzey bir takımda değilseniz bırakın yıldız futbolcuyu, genç yetenekler bile gelmiyor. eğer iyi bir oyuncu alacaksanız takıma iki katı gibi bir mebla bayılmak zorundasınız. oyuncu da genelde eski takımından aldığından daha fazla para istiyor. ancak oyuncu etkileşiminden "oyuncuya imza attırmak için aşırı derecede baskı yap" şıkkını kullandığınız zaman futbolcunun daha makul bir sözleşme ücreti karşılığında takımınıza gelme şansını artırabilirsiniz.

sakatlıklar ise apayrı bir konu. rastgele sakatlık modunun olması gerçekçiliği artırıyor gibi görünse de, örneğin; bir maçta dakika henüz 20'yken 4 oyuncunun feci şekile gümbürtüye gitmesi hiç de mantıklı değil. maçlarda kadronun bir bölümünü u20 takımından oluşturduğumu bilirim. yedek medek hak getire! ancak ne olursa olsun "madem fm bize .bnelik yapıyor, biz de yapalım!" mantığıyla asla maç öncesi save önermiyorum.

altyapıdan yetişen oyuncularda da dengesizlikler var. adamın teknik 17'yken özel yetenek ve yaratıcılık 3, 4 olabiliyor. ya da ne bileyim kafa 16'yken zıplama 2, 3 olabiliyor. bir de ısınamıyorum şu fm'nin yarattığı oyunculara. default yüz yapma işi canımı sıkıyor, korkuyorum garip garip tipleri gördükçe. insan yaratmaca gibi (tövbe haşa!). her şeye rağmen genç yıldız yetiştirme olayı güzel şey tabi. sanal sanal oyuncular çocuğunuz gibi sanki, elinizde büyüyor, serpiliyor kerata. lakin sakatlığı bir dert, hastalığı bir dert...

bir de oyunun en başında doğum tarihi istiyorlarya. yazıyorsunuz. ama gel gör ki doğum günü gelip çatınca ne bir kutlama mesajı, ne de en ufak bir belirti var. yaşlanıyorsunuz da haberiniz yok. 30 yaşında başlıyorsunuz bir de. lan bak şimdi hak veriyorum 30 yaş olayına. 19 yaşında seni takımda kim takacak allasen? hiç... fatih sultan mehmet değilsinya...
 
2008'deki en büyük sorun olan ofsayt golü olayının 2009'daki devamı bu sakatlıklar işte. İki oyunda da insanı deli eden bir hata var maalesef. Ben 2008'den halen daha çok memnunum ama İngiltere liginde halen 5 yedek olması canımı fena halde sıkıyor. Ama daha da büyük bir hatası var 2008'in; İngiltere liginde oluyor sadece. Yönetim stadın kapasitesini arttırdıktan sonra oynayıp kaydettiniz ve çıktınız diyelim. Oyuna yeniden girip load yaptığınızda kapasite eski haline dönmüş oluyor. Yani bu da her sene 20 ile 40 milyon euro arasında bir meblanın boşu boşuna stad büyütmesine gitmesi demek. Bir zaman sonra harbiden koyuyor o giden paralar. Ha United ile filan oynuyorsanız aramazsınız o paraları o ayrı.

Ben de bunları düzeltmek için 8.02 yükleyeyim dedim. İndirdim, çalıştırdım ve dosyaları update ettim fakat şimdi oyun CD istemeye başladı. Yanımda da CD olmadığı için oynayamıyorum. Vallahi fena koydu bu şimdi. Ayrıca stad kapasitesi ile ilgili ilk defa yaşadığım bir başka olayı daha anlatayım. Livorno ile oynuyorum ve 6. sezonu bitirdim fakat stadyum kapasitesi "local council block stadium expansion" gibi bir neden dolayısıyla bir türlü artmıyor ve Livorno ayarında takımlarda stad gelirlerinin artması için kapasite çok önemli. 19000 kişilik stadın 12000'i koltukluydu, bir sezon çalışma başladı ben de umutlandım ama baktım ki meğer o koltuksuz olan kısımları koltuklandırmak içinmiş. Ne kadar uğraştıysam kapasite artmadı. Livorno ile oynayacak olanların dikkatine. :D
 
bir süredir fm 2010 oynuyorum.

10.2.0 yamasıyla gözüme çarpan değişikliklerden biri emre belözoğlu'nun özelliklerinin bir nebze (azcık) hakkının verilmiş olması. markaj 5 ten 11 e yükselmiş. e bir zahmet! pası nedense hala 15... gerçi alex'e bile 20 pas veremeyenler emre'ye 15 vermiş. şaşırmadım pek. ayrıca güiza'yla semih'e de gerçek özellikleri nihayet verilmiş. kimse güiza'nın 18 bitiriciliği olduğuna inanmıyordu zaten. 15 bile çok ya neyse... ama semih'e yazık etmişler be. formunda olduğu dönemde fm 2009'daki özelliklerini fazlasıyla karşılar. sadece formsuz kendisi. ama güiza zaten balondu.

bir de 2009'da yıldız ettiğim gençlerin hepsi öküz gibi pahalanmış ve gelecek görüldüğü için satılmıyor.

atletico madrid'le oynuyorum bu aralar. agüero, forlan, simao ve maxi rodriguez adam değil abi. özellikle forlan. insan olduğunu zannetmiyorum. 8-0 kazandığım 2 maçta 5 er gol attı hayvan. şu anda da avrupa'nın en iyi futbolcusuna en büyük aday. takımın geri kalanında da adam yok, o ayrı. kaleciyi ayırmak istiyorum ama; sergio asenjo... fm 2011 çıkana kadar onla devam ederim herhalde. gençlerden ignacio camacho var bir de. fm 2009'dan bildiğim için as takıma aldım hemen. birkaç tane de kiko, keko gibi garip garip isimleri olan yıldız adayları da var. ancak savunma rezalet. yarım sezon defansın ortasında juanito ve ujfalusi'yle idare etmek zorundayım. iki kazmanın da tez zamanda kulüple bağlantılarını koparacağım. birkaç gelecek vadeden savunmacı var gerçi, bir sürü de gereksiz ortasaha oyuncusu.

ayrıca oyunda garip bir bug var. bazı maçların (10 da 1 falan oluyor) sonunda takım konuşmalarına geçmiyor. nitekim oyun devam da etmiyor. tatile çıkmak zorunda kalıyorsunuz. saçmalığa bak... transfer sezonunu kaçırdım yanlışlıkla bu şekilde. guardado'yu transfer ediyordum tam. şimdi s.ksen satmazlar.

dürüst olmak gerekirse bu oyun bana oldukça kolay geldi. ama yine de oynatıyor kendini allahsız.
 
Halen 2008'de çakılı kaldım bilgisayarı yenileyemediğimden, ama yakın zamanda bu transferi yapıp FM'nin yeni versiyonlarında gönlümce başarıdan başarıya koşmak üzere gibiyim... 2008; iyiydin hoştun, çok kahrımızı çektin ama tamam, vallahi sıktın ve sıranı savdın... Bekle beni 2010 ve hatta 2011!
 
Cantstandya demiş ki:
Halen 2008'de çakılı kaldım bilgisayarı yenileyemediğimden, ama yakın zamanda bu transferi yapıp FM'nin yeni versiyonlarında gönlümce başarıdan başarıya koşmak üzere gibiyim... 2008; iyiydin hoştun, çok kahrımızı çektin ama tamam, vallahi sıktın ve sıranı savdın... Bekle beni 2010 ve hatta 2011!

Sen 2008'de kalmışsın, ben eski kafalıyım, CM 03-04 oynuyorum hâlâ. :D
 
2008'e geçmeden önce CM 04', CM 04'e geçmeden önce de 01'de böyle takılı kalmıştım. 3-4 sene arayla sıçrama yapıyorum yani. CM 04 zevklidir ama. Oyunun başlangıcında Interested listesinde neredeyse tüm Avrupa'yı barındıran Jan Kristiansen'i ile, İngiltere'nin genç yeteneği ultra patlayıcı Cherno Samba'sı ile unutulmazdır. :)

O Cherno Samba'ki; Everton ile 24 sezon mu ne oynadığım oyunda 0-8'lik bir Liverpool maçında tüm golleri atmıştı, tesadüf bu ya, Photobucket hesabımı karıştırmıştım daha bu sabah, 8-0 olmasa da başka bir Liverpool maçının şatını buldum seneler öncesinden:

cm.jpg
 
Son mesajdaki foto manidar. :D

Yok mu beyler 2012 oynayan? Oyunun nerelerden nerelere geldiğini görmek inanılmaz gerçekten... Şu fotoğraf da hoş bir anı oldu; performansların ölçümü bile tek rakam üzerinden. : )

Menajerlerin aç gözlülüğü ve sakatlık problemi dışında gümbür gümbür bir oyun daha geldi. Oynayanlarla abarta abarta konuşabiliriz...

Dün gece tarihi bir geceydi hakikaten. Odanın içinde totem yapmaktan pagan olduk. Barcelona'yı 2-0 ve 3-3 ile Şampiyonlar Ligi 2. turunda eledim. Bir yandan deli gibi sevindirse de, öte yandan oyunun gerçekliğine vurulmuş büyük bir darbe olarak düşünmeye sevk etti. : ) Neyse, şimdi tarih tekerrürden ibaretti ayağına, çeyrek finalde Chelsea geldi. Varsa gaza gelen paylaşalım dizilişleri, taktikleri, oyuncuları... En büyük sorunum assistant manager bu arada, şimdi aklıma geldi.
 
Aha şu başlığı buldum ya, hele şükür yanına koyayım!

Uzun süre direndim; "Şimdi başlayacağım da scout ayarlamak, youth coach aramak, transfer yapmak falan kim uğraşacak? Öeh.." şeklinde kendimi oyundan uzak tuttum. Ancak bir sıkılma anında Manchester United'la başlama gafletinde bulundum bir ay önce. Başlayış o başlayış. İkinci sezonu bitirdim. 65 milyonluk transfer yanlışı yaptım. 9 kupa aldım, Arsenal'e 8, Leverkusen'e 7 attım. 15-16 yaşında bir sürü genç transfer ettim. Kendimi sübyancı gibi hissediyorum. Umarım bebelerin büyüyüp, ayı gibi oynamalarını görmeden önce sıkılıp bırakmam. Bir kere başlanıldı mı, ucundan kıyısından bulaşılıp, zevk alındı mı kolay kolay bırakılamayan bir alışkanlık. Oyun falan değil anasını satayım.

Birkaç SS koyayım. Hava atma değil, sevilen şeyi paylaşma ihtiyacı amaçlı. Zira bir arkadaşımın dediği gibi: "Ben bu oyunda başarısız olanı hiç görmedim yahu.."

(10 kişi)

manuderbizaferi.jpg


(FA Cup finali. 7 gol ilk yarıdan..)

farkv.jpg


(3-0'dan 4-3. Arsenal çok çekti benden son sezon.)

comebackg.jpg



Evet..
 
Menajerlik oyunlarıyla ilgili entriye gel sabah sabah :D


babaların hepsi komik. hepsi.

football manager'ın championship manager olduğu zamanlar, 15-16 yaşlarımda olmam lazım, hafta sonu, sabaha karşı 5 olsa gerek saat, kaptırmışım kendimi, aghahowa, robben, okoronkwo falan yardırıyorum. ışığı kapatmışım, inceden tezahürat bile yapıyorum. babam helaya kalktı sanıyorum. koridordan geçerken beni gördü, durdu, kapıdan içeri baktı. beyaz slip donla yattığına göre mevsimlerden yaz, aylardan temmuz olmalı.

-ne yapıyorsun oğlum?
+eoo. internetten araştırmalar, detaylı bilgiler.
-oyun mu oynuyorsun?
+ee arada bakıyorum falan. ama araştırma da yapıyorum yani.
-yine mi şu yazıların oyunu lan?
+şimdi o tam öyle değil. taktik, hızlı karar vermek.
-şu oyunu oynayacağıma lambayı açar kaparım, inan dünyaya daha faydalı olurum.

sonra oyunu bıraktım, nükleer reaktör falan yaptım. soğuk füzyon. öyle. şimdi tantuniciyim.
http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=26765828
 
Şu forumda yaşanan yalnızlıklardan biri de benim FM yalnızlığımdır, net. Buna mukabil başlığı hortlamış olarak görünce, lan, dedim; sonra başlığı hortlatanı görünce bu FM oynamaz ki dedim; lakin yazı süper, arkadaşın kalemine sağlık kısa ama müthiş anlatmış...

Şimdi o tam öyle değil; taktik, hızlı karar vermek. Hahahah müthiş :D

O, sabah 5'te içimdeki müthiş coşkuyla bir yandan tezahürat yapıp bir yandan içimden maç spikerliğine soyunarak nefessiz kalma tehlikesini yaşadığım çok olmuştur. Şaka değil, bu oyunu bizim gibi oynayanlar böyledir. Elalemin yarış oyunu takıntısı vardır, strateji oyunu takıntısı vardır, bizim takıntımız da budur işte.

Akşam trafiğinde Gümüşsuyu kitlenmiştir, 2 dakikalık yolu 35 dakikada inersin ama hiç yaşanmamış gibi gelir, kafan shortlistteki genç yetenekler ve bütçe ayarlamalarındadır çünkü. "Ulan şu şerefsiz yönetime söyleyeyim de physio sayısını arttırsın, böyle olmuyor çocukların sakatlıkları çabuk iyileşmiyor" düşüncesine red cevabı alınca kasayı tekmeleme kapasitesine sahip kimseleriz bizler...

"Quit Game (and return to the real world)" seçeneğinin altına, "why would you want to do that though?!" yazılması espri filan değildir yani... Anlatamadık size bunu senelerdir. Cevap vermeyin lan!

Kaç gündür bir Game of Thrones izledim, belki 15 sayfa filan da kitap okumuşumdur, onun haricinde eve gelince direkt oyundayım. Esasında buna oyun gözüyle bakınca yanılırız... Ülkemizde malum, herkes teknik direktör. İşte o yüzden ki Football Manager bir oyun değil, teknik direktörlük simülatörü olarak görülmelidir. Tuttuğun takımın hocasına küfretmekle bir yere gelemeyeceğini anlayan bir neslin, kendi kafasındakileri işleme dökme aracıdır, bunun için yegane yoludur.

Uçuş simülatöründe, altında boxer elinde joystick (keyif çubuğu, isme bak), yanda bira açıp oturarak 4,5 saat Londra'ya uçan arkadaşım var benim. O akıllı da biz mi deliyiz şimdi?

Panpa müthiş random gençler çıktı, Fener'in önünü açtım, fazla maaş alıp da hakkını vermeyen herkesi uzaklaştırdım takımdan...


Yıllar içinde başlığa gönderdiğim mesajlara bakınca, oyunların yeni versiyonlarını hep övmüş olduğum görülebilir. Hep iyi olmuş demişim genelde... Ama iyi, ondan öyle diyorum. 2013 keza bence serinin en müthiş oyunu, gözlerimi alamıyorum "yazıların oyunu"ndan... Müthiş tabir bu da. Resmen çalışma hevesimi kaçırıyor oyunun düşüncesi. Lord of the Rings'deki yüzük gibi lan işte, hah şimdi anladınız dimi köftehorlar.

Nefessiz kalmayı halen yaşıyorum lan ben. Son dakika golünde derin nefes alıp gol efekti yapacak kadar manyadık bu yaşta. Saat sabah 5, evin içinde tek ışık monitör ışığı, yanda bahçeye meteor düşse GORA'lılar düşünsün diyecek moda giriyoruz halen. Arz ederim.
 
"Bu da oynamaz ki" dediğin kişi Ogün'lü Abdullah'lı kadroyla Fenerbahçe'ye UEFA kupasında yarı final oynatmış adamdır dikkatini çekerim. O zamanlar fm değil cm idi galiba oyunun adı. Bak yarın akşam Benfica maçı var, gerçek hayatta benim o başarımı yakalamamız 9 yılımızı aldı lan.
 
Bırak benle bıdıbıdı... Hakikaten bırak da, ankette 2390 oy "evet" gözüküyor. Nasıl iş o yahu, 2390 oy ne demek, deplasman tribünü kapasitesi gibi?
 
Geri
Üst