Edgar Allan Poe

Başlık içeriğinde barındırdığı forum kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle ( Türkçe'nin kasti olarak bozulması gibi ) iki kere silinmiştir.

Yazar hakkındaki tartışmalarınıza bu başlıktan, forum kurallarına uygun bir şekilde devam edebilirsiniz.

cok sagol..
evet ne dusunuosunuz edgar allan poe hakkında? ve yazıları? bence kesinlikle okunması gerek yazarlardan biri!

annabel lee , the raven ve sehrazatin binikinci gece masali'ni severim... gothic edebiyatın en büyük ustası bence... ayrıca yaşamıda bayaa bi ilginç bir arkadaşımızdır.. şizofren dahilerdendir kendisi.. 7 yaşında tanıştığı eşiyle 13 yaşında evlenmiştir.. peehh

''gerçek kurmacadan daha tuhaftır!'' diyerekde aklımı almıştır..

96 yılında okudugum "the fall of the house of usher" ve "the black cat" isimli hikayeleriyle rüyalarıma girmis tek yazar , ayrıca the cask of amontillado da bölümde okudugumuz en iyi intikam hikayesidir bence. kullanılan simgeler ve hikayenin sonu okuyucuyu büyüler, herkesin okuması lazım.

en iyi şiirleri; the raven (pek tabi ), the bells, anabel lee, a dream within a dream, the valley of unrest ve lenore (raven'da sözü geçen bayan ) tavsiyem tam anlamasanız da sırf şiirdeki o ahenk ve müzik için orjinalini okuyun. sonra anlamak için türkçesini okuyabilirsiniz tabi
okuduğum hikayelerin hepsini çok etkileyici, ama gece okumanızı pek tavsiye etmem daha önce bahsedilen hikayeler dışında özellikle kızıl ölümün maskesi (mask of the red death), geveze yürek (tell-tale heart), kuyu ve sarkaç (the pit and the pendulum) mutlaka okunması gereken hikayeler arasında bence. ayrıca altın böcek (the golden bug) yazılmış en iyi şifre çozme hikayelerinden biri.

Benim için hakkında konuşamayacağım kadar özeldir Edgar Allan Poe..

"...ve çöller...uçsuz bucaksız, ıssız ve korku verici bir biçimde önümde göz alabildiğine uzanan çöller...sonsuzluğa yükselircesine ard arda sıralanmış gri yapraksız devasa ağaç gövdeleri...kökleri, kasvetli ve kapkara durgun sularıyla her yeri kaplamış korkunç görünümlü bataklıkların altında gizlenmişti.insan kimliğine bürünmüşçesine iskeletimsi kollarını ileri geri sallayan garip ağaçlar, kulakları yırtan çığlıklar atıyorlardı. sanki korkunç bir ızdıraba ve umutsuzluğa bulanmış haykırışları, durgun sulardan merhamet dileniyormuş gibiydi..."

şu anda tez konum olan yazardır kendisi.
hikayelerinin çoğunu okudum. özellikle "usherların çöküşü", "kara kedi", "kuyu ve sarkaç", "kızıl ölümün maskesi", "geveze yürek" en sevdiklerim içlerinde. özellikle "kuyu ve sarkaç" insanın gözlerinin flataşı gibi açılmasına neden oluyor.
zor bir hayat geçiren edgar allan poe'nun ruh hali eserlerine de yansımış.
yazar genelde hikayelerinin ucunu açık bırakıyor. hikayeleri bitirince insan öylece kalakalıyor.

Hikayelerinin cook cok buyuk bir kismi Vincent Price filmlerinde sinemaya aktarilmistir. Price'in kendisi de tam bir Poe fanatigidir ve bu adamin eserlerini sinemaya aktarma konusunda tam anlamiyla bicilmis kaftandir. Daha iyi yorumlayacak birisini dusunemiyorum bile... Ozellikle Raven ve M. Valdemar'da dokturur...

ben bu adamı anlayamıorum. bazı öyküleri bni tamamen sararken, bazıları da bıktırıo..
ama kalemine ve hayal gücüne hiç bişi diemicem..

bir antolojide öyküsünü okudum çok iyiydi
iyi olması tabi ki tartışılamaz ama daha fazla okumak lazım
(kendi kendime yazdım gibi!)

Edgar Allen Poe mükemmel bir yazar.
Kurgusu harika ve insanı delirten öyküleri var.
Şiirilerini değil ama öykülerini okuyorum. Hatta onun en güzel öykülerinden "Tell-tale Heart"ı çevirmiştim (mütercim-tercümanlık okuduğum için, fena gaza gelmiştim)
Bence The Pit and The Pendulum (Kuyu ve Sarkaç) insanı terleten bir öykü. Amontilado Fıçısı'nın da çok güzelbir intikam öyküsü olduğuna katılıyorum.
Bu deli adamı okuyun mutlaka.
Müthiş duygular yaşatıyor insana.

kanımca en güzel şiiri raven (kuzgun), en sağlam öyküleri de amontillado fıçısı, usher evinin çöküşü ve hans pfall..'dır.

nice yazarlar onu taklit edeyim derken maymun olmuştur günümüzde.

kafamda soru işaretleri yaratmayı başarabilmiş nadir yazarlandandır.hemen hemen tüm eserlerini okudum.eureka'nın başlangıcında yazan şu cümle beni çok etkilemiş ve kendimi bu yazara çok daha yakın hissetmemi sağlamıştır:bu kitabı düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum.

morg sokağı cinayeti süper bi kitap okurken baya düşündürdü beni

Alan Parsons; The Cask of Amantillado, The Raven ve The Telltale Heart'ı bestelemiş, güzel de bestelemiş.

"To Helen" gibi mükemmel bi şiire sahip...
Gotik edebiyat savunucusudur.
Bir çok gotik grup, Poe'dan çalıntı ve etkileşimle şarkı sözüne sahiptir ve etkileyici yazıları ile, kitap okumayı sevdirmiş ve herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm, büyük adamdır kendisi.

Aşkları, yaşamı ve ölümü kendi kadar gri, esrarengiz. Gerçekten çağımızın yarattığı önemli bir kalem. Charles Baudelaire'a katılmamak içten değil.

İnsanı yorun betimlemeleri, heyecan içinde bir sonraki sayfayı merak etmek ve Poe öykülerinin elden hiç düşmemesidir. Evet Poe böyle bir adam. Yoksun Amerikan edebiyatına zenginlik tabii.

Yapıtlarında dört saplantıyı işlediği söylenir: kadın, suç, ölüm ve sanat.

ben bu yazarın sadece morgue sokagı cinayetini okudum ama pek begenmedim baska önerebileceğiniz kitapları varsa okurum

biliyorum demiş ki:

ben bu yazarın sadece morgue sokagı cinayetini okudum ama pek begenmedim baska önerebileceğiniz kitapları varsa okurum

Hepsini görmek için tıklayın...

Genelde kısa öyküleri var. İthaki yayınevinden 4-5 kitaplık bi seri çıktı ama incelemedim. Poe genelde karanlık şeyler yazmış. Hayatı da öyle geçtiği için naapsın adam. ilk polisiye, bilim-kurgu öyküleri yazarı. Yaratıcı adammış