Kişilik Karakter

Nedir bu kişilik yada karaktere sahip olma.Kendimizi sığdırdığımız ve sınırladığımız davranış kalıpları değilmi?Kişilikli veya karakterli olmak hep olumlu sayılıyor niye?Kendi belirlediğim yada çevremdekilerin tepkilerine göre çizdiğim şey beni ne kadar özgür kılar?Hepten kişiliğimizin egemenliği altına girmiş olmazmıyız.?
 
insan her şeyden önce kendi benliğinin emrindedir. bu kaçınılmaz bişey.

asıl sorun karaktersiz bir benliğin kölesi mi? karakterli bir benliğin takipçisi mi olduğumuz.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
İçimizde en ufak bize ait olan bişey yokmu bizi biz yapan çevremiz mi yani böyleysede buna inanmak istemem inanmıyorumda zaten.
 
İrade vardır ve insan iradesi çok güçlüdür.Ona sahip olan kişiliğini de ne yapar eder olumlu yönde değiştirir.Peki kişilik nedir derseniz,insanı dış dünyaya karşı koruyan bir zırhtır.Bu zırhın ne biçimde olduğuna iç dinamikler etki eder.İnsan aklı yoluyla bu iç dinamiklere hükmedebilir.
 
Kişiliğin temelleri 0-7 yaş arasında oluşur. Çünkü beynin fiziksel olarak geliştiği süreçtir. 0-7 yaşta çocuğa hangi korkuyu, duyguyu empoze ediyorsanız o kalır. Üzerine bu süreci aşan bir bilinç üretimi olsa bile bilinçaltında karakterin özünün temelleri kalır.
...
Bu yüden istediğimiz kadar özgür bilinçli olduğumuzu iddia etsekte bu ata yadigarı kişilik mazbahasınından çıkmış bireyleriz. Doğar doğmaz "allahlar" "türk milleti" "ahlak" derken beynimiz bu kavramlarla büyür.
...
Geleceğin çocukları aile denen pislik kurumun bu dayatmalarında kurtulmuş olarak gerçekten özgürlüğü yeniden yorumlayacak veüretecek koşullarda varolmalıdır. Yoksa insanoğlu asla özgür kalamz.
 
Eroika demiş ki:
Kişiliğin temelleri 0-7 yaş arasında oluşur. Çünkü beynin fiziksel olarak geliştiği süreçtir. 0-7 yaşta çocuğa hangi korkuyu, duyguyu empoze ediyorsanız o kalır. Üzerine bu süreci aşan bir bilinç üretimi olsa bile bilinçaltında karakterin özünün temelleri kalır.
...
Bu yüden istediğimiz kadar özgür bilinçli olduğumuzu iddia etsekte bu ata yadigarı kişilik mazbahasınından çıkmış bireyleriz. Doğar doğmaz "allahlar" "türk milleti" "ahlak" derken beynimiz bu kavramlarla büyür.
...
Geleceğin çocukları aile denen pislik kurumun bu dayatmalarında kurtulmuş olarak gerçekten özgürlüğü yeniden yorumlayacak veüretecek koşullarda varolmalıdır. Yoksa insanoğlu asla özgür kalamz.
ama aile olmadan bi çocuk sevginin ne olduğunu pek bilemezbence
 
Anne karnındayken bile kişilik biraz oluşuyor. Teyzem hamileyken eniştem iş nedeniyle yurtdışında bir süre kalmıştı. Bir gece yanlışlıkla evde alarm çalışmış ve teyzem evde yalnız olduğunun farkedilmesinden korktuğu için alarmı kapatmaya çalışmış falan. O zaman çok korktuğu için şimdi kuzenim çok korkak oldu.
 
toplum denen yigintidan kurtulup kisinin kendi benligini bulmasi ve doyasiya onun hazzini yasamasi tartisilamaz. toplum insani sahtelestirir.kendi yalanlarina ortak eder ve bundan mutluluk duyar.insan topluma gore hareket etmeye baslar ve kendinden uzaklasir gitgide. etrafimda daima bir kisi fazla diyemez hicbir zaman ve o da zamanla toplumun kolesi olur bundan o da haz duyar
 
Bence korkular, karakterin temelleri Eroika nın yazdığı gibi ta çocukluğumuza dayanır. Fakat insan ergenliği ile şekillenen, toplumdan etkiler alan, aileden etkiler alan, aynı zamanda kendinden de hiç azımsanmayacak etkiler alan karakter zaten sürekli değişim içindedir. Ve ergenlik atlatılıp 20 lere gelindiğinde insan ve karakteri başbaşa kalır. Geçmişten bazı şeylerle yıkanmışsa ve hala beyinin bunlar tabu halinde kalmışsa yıkması çok zor olacaktır, fakat geçmişten bu yaşlara gelene kadar biraz da olsa kendini biriktirebilmişse iradesiyle kendi karakterini değiştirebilecek gücü içinde bulur.
Eğer her babasından dayak yiyen insan bunun yarattığı psikolojik etkiyle sapıtsaydı, şu an bence Türkiye'de harbiden akşam sokağa çıkamazdık (gene de sokakta her adam dövmeye, bıcaklamaya hazır bir kitle var ama sanırım durum bundan daha ciddi olurdu). Bu insanın gerek toplum etkisi gerek kendi iradesiyle bazı şeyleri yenme gücünün olduğunu gösterior.
Zaten toplumda kişi kendi gibi insanlar arar, sevdiği müzikleri dinler, istediği filmi izler,kitabı okur bu yüzden de aslında kişinin de elinde olan da çok şey var.
Ve toplum insanın önünde en büyük sınırlayıcıdır, bu kesin olan ama insan kendinden eminse toplum umrunda olmaz. Sadece yapabileceği topluma öğretmektir, toplum kızarsa sen de kızarsın, senin gibilerde kızar bölece de toplum denen yapı da bir değişime girmeye başlar, herşey biribiri içinde.. Neyse ben zırvalıom gene.
 
nbvma5 insan kendi karakterini oluşturamaz. Ailesinden veya çevresinden şiddet gören çocuklar şiddete eğilimli oluyor tabiki. Bunun birçok örneğiyle karşılaştım şimdiye kadar. Tabi ailesinden şiddet görüp de sinen insanlar da olabilir. O da kişinin belki genlerine belki de önceki deneyimlerine bağlı bir şey olabilir. İnsan kendini sadece olgunlaştırabilir: çok kitap okursa veya iyi bir eğitim alırsa olgun bir insan olur.
 
Peki insanın bu okudukları, yaşadıkları bu insanı hiç mi etkilemez. O insanda bazı şeyleri yıkması gerektiği hissini uyandırmaz? Bunlarla beraber bu insan kafasında bazı şeyleri yıkıp kendine yeni bir yol çizemez mi? Eğer herşey genetik haritadaki sırda yatıyorsa o zaman hepimizin belli noktalarda belli bir kaderi var demektir. Bu bana saçma gelio dostum. Elbette karakteristik özellikler dersen bunlar genlerle ve buna bağlı olarak çocukluğumuzda şekillenior. Ama bütün bunlar sonuna kadar sabit kalmıor bence. Davranış biçimlerimiz sabit kalıor olabilir. Bir insanın duygusalsa bu duygusallığının ölene kadar deavm etmesi gibi... Ama olaylara karşı vereceği duygusal tepkiler en azından değişiyor. Tüm bunlara da etki eden bir toplum unsuru, bir aile unsuru ve kişinin kendi iradesi olayı var. Eğer herşey genlerde kalsaydı, aynı yumurta ikizleri üstüne yapılan deneylerde bu ikizlerin hep benzer bir yaşantı sürmeleri sonucuna varılması gerekirdi. Ama bakınca evet duygular, hisler, vs.. benzer özelliklerinii hep korumuş ama sonuçta ikisi farklı yaşantılara sahip olmuşlar. Bunun yapıldığı ilk deney de Hitler yaptığı saf kan ırk yaratma deneyleridir. Aynı yumurtadan olan 4 üzleri hep farklı ailelere vermiştir. Genel davranışlar aynıdır ama olaylara verdikleri davranışlar farklıdır. Bu çocuklardan biri yahudi bir aileye veriliyor ve bu çocuk yahudi oluor. Biri bir fırıncıya, biri sadık bir alman ailesine, vs.. Karakteristik özellikler aynı fakat yaşantıları çok farklı.
Bu da toplum ve aile etkisini yadsıyamayacağımızı göstermiyor mu? Ama karakter dediğimiz sadece huylarımız deildir, neye karşı nasıl tepkiler vereceğimizi de kapsar bence. İİİ sabahlar hoca..
 
Kişilik tamamen genlerle ilgili bir şey değil tabiki. İnsanın kültürü tabiki onu olgunlaştıracaktır. Anlattığım şeyin kaderle hiçbir alakası yok. Suç işleyen veya saldırgan olan insanların üzerinde ailesinin ve çevresinin büyük bir etkisi olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Böyle bir insan kendini yetiştirse de mutlaka geçmişte yaşadığı olayların etkilerini kişiliğinde taşıyacaktır.
 
Türkiye gibi biryerde yaşadıklarını silip üzerine tekrardan başlamak çok zor imkansız gibi birşey.Kendine özgü birşeyler yaratmak paylaşmak bunlar bile topluma göre ölçüsü kaçınca hemen bir kapsam altına alınıp istifleniyor.Bu ülkenin sonu nereye gider bilmiyorum ama çok açık değil önü.
 
Geri
Üst