Rica ederim, Eleştirilere kulp bulmaya çalışmak yerine, cidden bir sorun olma ihtimali varsa üzerine eğilecek karakterde insanlar ve müzisyenler olmanız beni sevindirdi. Bu bir ego sorunu ve bence bunları aşmak enstruman çalmaktan da, müzik yazmaktan da daha zor, grup olarak bunu başardığınızı sanıyorum. Bu vizyonunuz ile ayaklarınızın yere her zaman sağlam basacağını düşünüyorum.
Ek yorum yapmak istediğim bir kaç şey var:
Kayıtta tabi ki sorunlar var, ama bu bir demo, ve "benim" diyen bir çok demodan çok çok daha güzel. Boğukluğu falan boşverin gitsin, ben hissetmedim bile.
Kayıt psikolojisine değineyim, aslında bir yerde haklısın. Bunları stüdyoda kısıtlı zamanda kaydettiniz, belki, ben kendi evimde kendi ekipmanımla, kendi rahatlığımla, bir bend'i düzgün alabilmek için 50 take aldığımı bilirim. Böyle bir imkan olmadan yine de kulakları tırmalayıcı sesler çıkarmamışsın gitarından. Yani benim söylediğim, işin kozmetik yanı belki. Bir de ritm gitarlara lafım yok idi, öyle algılamışsın sanırım. "Sallanmıyor" derken sağlam gidiyor iyi demek istediydim.
Davul konusuna gelince. Bence davulda time'ın düzgün olması, parçanın baştan sona sabit metronomda gitmesi demek değildir. Aslında, çok normal gibi gözüken bu olay, kayıt teknolojisinin meydana çıkması ile ortaya çıkmıştır. Yani metronomla kayıt yapmanın kötü bir yanı yok, ama metronom parça içinde bariz ve rahatsız edici bir şekilde hızlanıp yavaşlamıyorsa bu sese "bir organiklik" katar.
Kayıt işleri icad edilmeden insanların dinlediği hiç bir müziğin temposu sabit değildi. Yükselişlerde enstrumancılar hızlanır, inişlerde yavaşlar, müziğin doğal halidir bu çalanlar farkına varmaz bile. Ve hatta gerekli bir unsurdur bence. Şimdi cubase'de ayarlıyoruz, baştan sona aynı tempo, aynı havada olmuyor tabi ki, malesef.
Bu yüzden davulcuda bir sorun yok bence. yani zamanı kısa vadede eşit aralıklara bölmüş vuruşlarıyla, kulak tırmalamıyor. Uzun vadede kaymalara sebep oluyorsa da, o bence işin güzelliği.
Tarz konusuna girmeye enerjim kalmadı, okuldan yeni geldim. Ama diyeceğimdir ki, evet ben bir Anadolu Rock havası aldım. Bundan hoşnut değilsiniz anladığım kadarıyla. Açıkcası bu havayı neden aldığımı nasıl ifade edebilirim bilmiyorum, orada size iş düşüyor. Benzemek istemediğiniz birilerinin 1-2 albümünü edinin. Bir de severek dinlediğiniz ama birbirinden farklı bir iki gfrubun albümlerini edinin, grupça toplanın, ve "anadolu rock" sounduna neremiz benziyor, neden öyle bir hava alınmış olabilir diye düşünün. Yani bu bir süreç. Vokali düşünün... Enstruman tonlarını düşünün... Hele hele, parçaların trafiğini düşünün. Beğendiğiniz yol ile beğenmediğiniz yol arasındaki fark, müziğin içindeki bu kriterlerin gösden geçirilmesi, listelenmesi yolu ile kesinlikle ortaya çıkacaktır.
Yani açık oldu mu bilmiyorum, "atıyorum" parçanızın birinin sonunda biri ağlayarak şiir okuyor. Sonra beğenmediğiniz birinin albümünü aldınız, bir baktınız aa onda da benzer bir şey var. O zaman o şiiri ordan kaldırırsınız. (hani böyle bir şey yok da örnek olsun diye dedim). Emin değilim ama sezilerime göre, sizi anadolu rock tınlatan şeyler içinde, tonlar ve parça trafiği olabilir. İncelemenizi tavsiye ederim.
Umarım yardımcı olmuştur yorumlarım.
Kolay gelsin arkadaşlar!
Batuhan