45 Yaşındayım Ve Oyun Oynuyorum

neyce konuşuyonuz ya la, türkçe konuşun :) en aciz olduğum muhabbetlerden biridir şu oyun muhabbeti, pc'de en son oynadığım oyun herhalde fifa 2005, onun dışında şu anda biraderin ps3'ünde fifa 2012 oynuyorum ki bana göre gelmiş geçmiş en iyi futbol oyunudur, aradaki kıyaslamayı yapacak kadar pes te oynadım zamanında onu da belirtiym hemen :)
pepper keenan; ben en çok senin 45 yaşında olmana şaşırdım desem :) 45 yaşındaki halinle ortaokul ve lisede hangi oyunları oynuyordun abi, o zaman oyun mu vardı, fifa falan oynuyom demişsin, hangi fifa bu :)
 
Level atlamak için görev yapacaz artık o zaman peki yiyecek içecekler oluyor hepsini toplayim almalı mıyım ?.Yararı oluyor ama zaman kaybıda oluyor.

Oyuna daha çabuk alışman için naçizane birkaç tavsiye vereyim.

1. Level 30-40 olana kadar sana zarar vermeyen adamlara, köylülere ve guard'lara saldırma. :) Eğlenceli olabilir; ama suçun karşılığı ya para cezasıdır, ya da hapis. Tabii direnirsen ölüme kadar yolu var. Hapse girersen zar zor kazandığın skill puanlarını kaybedersin. Para ödemeyi de kimse istemez.

2. Başlangıç olarak Nord veya Orc seçmeni tavsiye ederim. Güçlü karakterlerdir ve fazla komplike değildirler. Elf'ler büyü yönleriyle öne çıkarlar ve büyü kullanımı alışkanlık ister. En temizi oyuna ısınana kadar kılıç-kalkan ve arada archer git. Sonra daha tecrübe isteyen şeyleri deneyebilirsin. Zaten oyunun dünyası çok geniş. Sıkılman, çabuk bıkman öyle kolay değil. Ben şu ana kadar üç karakterle oynadım. Yakında dördüncüyü açacağım.

3. Skyrim, adı üstünde bir role playing oyunu. Ve oldukça iyi kotarılmış, çok çeşitli quest ve yan öykülerle zenginleştirilmiş bir oyun. Kendini daha çok kaptırmak ve oyunun içinde daha çok hissetmek adına karakterine bir misyon, bir kişilik yükleyebilirsin. Sonuçta adamlar role play adına ellerinden geleni yapmış ve kendini oynarken içinde kaybolabileceğin bir alternatif dünya yaratmış. The Big Bang Theory'de Sheldon'ın dediği gibi: "O kadar uğraşmışlar, biz de yardımcı olalım." :)

Nedir bu kişilik yüklemekten kastım? Şöyle örnek vereyim: bilen bilir, Trevanian'ın bir klasiği vardır; Şibumi. Kitabın ana karakteri Nicholai Hel adında aşmış bir kiralık katildir. Kolay sinirlenmez, çok zekidir. Zayıf ama atletik olarak betimlenir ve inanılmaz beceriklidir. Ben şimdiki karakterimin adını Nicholai Hel koyacağım mesela ve Dark Elf seçeceğim. Zayıf bir adam olacak ve esinlendiğim kitap karakterinin doğrultusunda büyü ve archer olayını aşmasına uğraşacağım. İlk başlarda da Dark Brotherhood ve Thieves Guild gibi kanunsuz işlere bulaşmayı düşünüyorum zaten. :) Önceki karakterimin adı Phil Anselmo'ydu örneğin ve two handed heavy sword'la sağı solu kesiyordu. Kafanda böyle bir altyapı oluşturursan oynadığın tipe, oyundan daha çok zevk alabilirsin. Sadece bir öneri bu tabii. :)

4. İlk başta Whiterun'daki tavern'a gidip, oradaki hatunla konuş ve Jarl'ın bıraktığı bounty'leri halletmeye bak. Nispeten kolay olurlar ve sana ilk 5-6 level'a kadar uygun zorlukta ilerleme imkanı tanırlar. Whiterun dışındaki düzlükler mamut ve giant'larla doludur. Onlara sakın bulaşma. Ben level 3'ken giant'a kılıçla saldırmıştım. Kafama bi' koydu Güneş'i gördüm amk!

5. Başlarda bir shield kullanmanı tavsiye ederim. Savunma yönünün dışında rakibe shield'la vurarak, çarpışmalarda önemli avantaj elde edebilirsin ve kısa da olsa toparlanmak için zaman kazanırsın.

6. Her önüne geleni toplama. Meyve sebzeyi salla mesela. Ama alışveriş yeteneğini arttırmak için, level 10'a kadar 50 gold ve üzeri item'ları bulup satmanı öneririm. Skyrim'de bir şeyi ne kadar çok yaparsan, o kadar çabuk level atlarsın. 30 okun varsa 30'unu birden satma mesela. 5'er 5'er sat. Sabrın ve vaktin varsa teker teker de uğraşabilirsin. :)

7. Perk'ler önemli. Karakterinin ne doğrultuda ilerleyeceğini kafanda oturt (archer mı olacak, kılıca mı sarılacak, büyücü mü takılacak) ve perk'leri ona göre seç. Perk nedir dersen: level atladığında oyun; stamina, health veya magicka'dan birini seçerek, onun kapasitesini arttırmanı ister. Daha geç yorulmak ve daha çok eşya taşımak için stamina'yı, ölmekten çekiniyorsan health'i, büyüye saracaksan magicka'yı seçersin. Bunun yanında bir de perk seçme hakkın vardır. Örneğin tek el kılıç olayına abanmak istiyorsun. O zaman "One-handed weapons do %20 more damage" perk'ini seçersin. Bunlar zamanla oturacaktır zaten.

8. Ana quest'i hemen bitirmeni tavsiye etmem. Ama High Hrothgar denen mekana kadar ilerle derim. Oraya geldiğinde göreceksin; shout'lar çok işine yarayacak.

9. İç savaş mevzusu duyacaksın. Şuna katıl, buna karşı savaş falan. Onun acelesi yok bence.

10. Kurt ve geyik gibi sana çok zarar veremeyecek hayvanları öldürüp, derilerini alarak silah ve armor yapımında kendini geliştirebilirsin. Önemlidir; kendi silahını kendin yaparsın ve maliyetten kurtulursun.

Şimdilik bunlar geldi aklıma. Whiterun ve buradaki Companions'la takılarak oyuna alışmanı hızlandırabilirsin. Sonrasında inceliklerini de yavaş yavaş çözersin zaten ve daha sonra açacağın karakterlerde daha çok eğlenirsin. Kolay gelsin. :)
 
Ötesi yok yeminle:

Super_Mario_Galaxy_2_Box_Art.jpg


Oynarken resmen doruklardayım. O derece şahane. Wii sahibi olanlar düşünmeden başlasın.
 
vay süper konu, spor oyunları ile başlıyım
spor; fifa 96 ile futbolla tanıştım 2 disketle yükleniyordu sanırım fifa87 ile cd ye geciş yapıldı, italya ve brezilya milli takımı ile oynardım özellikle oyunda bi bug vardı kalecinin üstüne cok sert gelen top taca cıkarsa yinede rakip takım tacı kullanırdı garipti =) fifa97 3D motoru gecişi sebebiyle inanılmaz rabet görmüştü cok güzeldi kendiniz takım yaratabiliyodunuz, paso EM SPORTS olurdu takım adım ve keko oldugumuzdan passingi falan en yüksek topcu valderemma yanlış hatırlamıosam fifa98 ilk aldıgım orjinal oyundur 21tl vermiştim kocaman kutusu vardı ağlamaklı olmuştum izmirde acılan ilk D&R'dan almıştım cok acayip bi duyguydu ve efsane bi oyundu bu efsaneyi fifa99la paylaşır muhteşemdi,
arada NBA de oynardım ama fifa kadar deil, bildiğim jordan isim hakkını vermediğinden Bulls'ta No23 vardı, jordan basketi bırakınca oyuna gelmişti garipti tabi =)
menajerliğe adımımı USM98 ile attım cok güzel oyundu takımı hemen hakla acar 20milyon doları cebe atardık sorada transferde carcur ederdim takımım tabiki juventus idi conte, zidane, inzaghi, del piero, fonseca, deschamps, peruzzi, toricelli ve dahası =)
daha sonra tabiki CM ve sonraki adıyla FM ama FM olduktan sonra pek oynamadım oyun zevkim değişti,
strateji oyunlarına gelelim,
ilk CD oyunum tabikide RED ALERT ile giriş yaptım strateji oyunlarına 2 CD idi ilk cd ile avrupayı ikinci cd ile sovyetleri oynardınız, demolardaki Tanya'ya aşıktım gerizekalıydım tabiki dsaogıjşasf, oyuna 2 tane ek cd ile ek görevler gelmişti ve bir tanesinde oyunun ilk menüsünde sanırım sağ olması gerek sağ yada sol hoparlöre shifte basarak tıklandıgında "dev karıncalar" gizli bölümü acılırdı, ve tabiki uzun dönem oynadıgım dünyanın bence en iyi strateji oyunu STARCRAFT, senelerce online oynadım cok insanla tanıştım, o insanlarla görüşmek tanışmak icin istanbula gittim ilk istanbul maceramdı sağolsunlar süper misafirperverlik göstermişlerdi bana hala daha onlarla görüşürüm garip bi şekilde bu oyun sayesinde farklı şehirlerde farklı arkadaşlarım olmuştu, age of oynadım ama sarmadı arada comand conquer tiberiun sun ve red alert 2 oldu ama starcraftın yerini tutamadılar,
Yarış oyunu olarak ise,
favorim tabiki halen devam eden NFS'dir NFS2 ekoldü bizim icin arada carmageddon oynardık sayko arabalarla insanları öldürürdük =) grand tourismo falanda vardı arada ama hicbiri gönlümde bi NFS olamadı =)
FPS oyunlarına gelecek olursak bu oyuna ilk DOOM oyunu ile başladım 4 disketti sanırsam, daha sonrada sanırım 2 disketli DUKE NUKEM gelmişti ama bu oyunda cığırı quake acmıştır salak salak oynardık deli gibi canavarlardan da korkardım ne yalan söyliyim velettik tabi adosgıjşasdh daha sonra quake2 ve half life gelmiştir, ve counter strike FPS oyunların dönüm noktası olmuştur internet kafeye verdiğim parayla araba alırdım sanırım o zamanlar adoşhfadoh, daha sonra call of duty gelmiştir ama ondan öncesinde medal of honor gelmiştir, o daha güzeldi özellikle er ryan'ı kurtarmak filminden yola cıkılarak güzel sahnelenmiş bi oyundu,
Action oyunlarına gelicek olursak, Tomb Raider vardı tabikide Lara Crofta aşıktım tabikide, Tanya'ya aşık olup Lara'ya nasıl olunmaz =) heycanla oynardım ve canavarlardan korkardım özellikle sudaki timsahlardan oyunu kapatırdım korkudan evet gerizekalıydım =) yaptıgım hileler tüm salihlar ve kursun ayrıca Lara'yı cıplak yapardım heycan olurdum evet gerizekalıydım demiştim şaosdgfjaosıgj
ayrıca GTA vardı, bence GTA1 bu serinin en güzel oyunudur dodge viper ve ferrari calınca sevincten ucardım =) 7-8 yada 9 kişi yürürdü oyunda hepsini aynı anda ezince "GAURANGA" yazardı cok keyiflenirdi yada en öndeki adamın önünde dikilirsen seni takip etmeye başlarlardı =) GTA2'de ilk ceteler devreye girdi ama GTA1'deki keyfi hicbirinde almadım, GTA1'de hala iddia ediyorum helikoter kullanılabilirdi =) tabikide belli olmaz ama bi ara cok kastım üzerinde "H" yazan binaların oralarda helikopter arayarak =)
ve tabiki dövüş oyunları,
street fighter oynamayan yoktur özellikle atari salonlarında tabi bunu pc'de de oynadık ve tabiki MORTAL KOMBAT, ben mortal kombatı daha cok severim tabiki scorpion yada sub-zero favori karakterlerim hala oynarım mereti ps3te su an mortal kombat 9 vay anasını kac sene olmuş, dokuzuncu oyun cıkmış =)
atarı salonu demişken mustapha ve metal slug oynamayan yoktur =) neyse konuyu dağıtmayalım pc'den devam edelim =)
bunlar popüler aklıma gelen oyunlarım CD dönemi şimdide MS-DOS dönemi ve disket oyunlarımı anlatıcam cok uzattım ve sıktım biliyorum =)
bilen cıkarmı bilmem ama "GODS" adlı bi oyun vardı cok severdim bi şovalyeydik bıcak falan fırlatırdı yön tuşları ve space tusu ile oynanırdı space ile bıcak falan atardık neye göre bilmem ama silahlarımız değişirdi falan =)
bunu dışında tabiki Prince of Persia action oyunlarının babası =) heycanla oynardım, sünnet hediyem 2 disketli Prince of Persia 2'dir sevinten aglamıştım asfghjoas ama ikinci disket bozuk oldugundan ucan halılı bölümde oyundan atardı yıkılmıştım o anı ilk yaşadığımda =) belki bi daha olmaz die azimle baştan başlıyıp denedim ama olmadı =)
yine hatırlayan olurmu bilmem ama prehistoric 1 ve 2 vardı, ikinci oyun özellikle cok güzeldi keyifle oynardım kemik toplardık azimle bi yaratıga carpınca o kemikler etrafa dagılır geri toplamaya uğraşırdık =)
yine bir oyun daha lemmings idi belki biline bilir bu oyun cünkü ilerleyen zamanlarda lemmings 3D falan cıktı ama dos versiyonu efsane idi =) keyifle oynardım kopruler yapar tüneller kazardık cok zevkli oyundu =)
aklıma gelenler simdi bunlar pepper sağolasın güzel konuymuş bu saatte veletliğime döndüm =) aklıma geldikce yine yazarım =)
 
Oyun kültürüm Commodore 64 Wizard of Wor devrine değin uzanıyor:) Ama Half Life 2 bir yana, başka her şey bir yana... Bir oyun hem böyle dehşet bir FPS olup hem de bu kadar mı FPS olmaz...Her oynayışımda kendimi bir Philip K. Dick hikayesini yaşar gibi hissediyorum. Bak yine oynayasım geldi:)
 
İlk half life oynadığım günü hatırlıyorum, sene 2000 idi sanıyorum, o zaman 7 yaşındayım. Başlangıçtaki trenden indim, yahu silah yok bir şey yok, belli ki pek hayırlı bir yere gitmiyoruz, neyse kurcaladım kurcaladım konsolu açmayı öğrendim. Trenden indiğimizde bizi Barney karşılıyordu, Barney'e doğru döndüm açtım konsolu, babamı çağırdım, baba şuraya ingilizce silahını ver yazar mısın dedim :D Bu da böyle bir anımdır. Ayrıca hack&slash tarzı oyunlardan hoşlananlara Sacred 2'yi tavsiye ederim, gelin hamaciden co-op oynayalım.
 
Geri
Üst