Jackson Rrxmg Almayı Düşünüyorum..

Konuyu biraz değiştireyim, şu yeni X serilerini sevmeyi çok istemiştim. Sonunda yapış yapış ürethan cilalı sapları bırakıp yağlı akçaağaç saplara geçtiler. Tonla falan alakası yok bu dediğimin, ürethan sapların yapışkanlığını sevmiyorum. Daha önce sahibi olduğum Jacksonların da çoğu ya cilasızdı, ya da zımparalanıp yağlanmıştı.

Sonra gidip Kadıköy'de bir dükkanda deneme şansım oldu yeni Jacksonları. KV, RR falan yoktu ellerinde, Dinky ve Soloistleri kurcaladım ve gerçekten çok üzüldüm. Öncelikle eski üretim Pro Jacksonlar(DK2, RR5, SL3 vs) gövde detayları, arka kapaklar, bindingler, inlayler gibi ufak detaylarda USA Jacksonların oldukça yakın kopyalarıyken, bu yenileri resmen bambaşka gitarlar. Çin malı çakma Gibsonlar gerçek Gibsonlara ne kadar benziyorlarsa bunlar da diğer Jacksonlara o derece benziyorlar. Bu ilk başta çok rahatsız etti. Sonra gitarladı amfiye bağlamadan çaldım... Bir arkadaşın deyimiyle "abi 600 liraya çok güzel Cortlar var onlara baksana".

Dükkanda çalışan eleman da aynı fikirdeydi, neyse en azından ucuzlar dedik. Eski Japon Proların çok daha altında fiyatlara, kağıt üzerinde daha dolu gitarlar alabiliyorsunuz. 500€ Soloist, 615€ yekpare KV falan daha önce görülmemiş şeyler. Ama işte, gitarların kalitesi tartışılır.

Dükkandaki görevli şey dedi sonra, git Charvellere bak, onlar süperler. Charvel'in yeni serilerinde de Soloist var malum ve onlar da cilasız saplı. Gittim baktım sonra, cidden çok güzel gitarlar olmuşlar. Kore Schecterlar seviyesinde gitarlar ki onları da çok severim. Fiyat olarak Jackson'dan daha pahalılar ancak bence aradaki farkı vermeye değer. Onların sıkıntıları da 24 perde olmaları, keşke 22 olsaymış en azından LP ve Star olanlar.
 
Yok önceki yazdıklarımında arkasındayım. Bir gitarist olarak hiçbirzaman umursamadım o işleri, sadece çıkan sese yada çıkartabileceğim sese baktım. usa gitarlarda sevdiğim tek şey duncan manyetklerinin emg kadar gainli olmamasından dolayı derinden gelen bir kucaklaması var genel sound olarak, didğerleri ise sadece daha tiz. İkisinin arasında ayırt ettiğim ve fazlasına gerek duymadığım hadise bu. İnanki çok büyük gitarist ve müzisyenler dahil çok fazla ilgilenmiyor bu konuyla. Ha ilgilenmeye başlarsak dünde dediğim gibi iş; acaba bu gitar kaç derecede fırınlandı mevzusuna kadar gider ve işin içinden çıkamayız. Ya abi adam gitsin alsın rrxmg gitarını, fazlasıyla tatmin olacağından eminim doğrusu..
 
Hâla gitarı tondan ibaret sanan insanlar var. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayınız, forumdaki tartışmaların büyük kısmı bu yüzden çıkıyor, bilmeyen biri gelip ortaya bir şey söylüyor, bilen insanlar da doğrusunu anlatıyor(forumun gereği budur), bilmeyen kişi de ısrarla aksini iddia ediyor. Belli ki araştırmamışsınız, denememişsiniz, uzatmaya gerek yok. Gitar işi yıllardır böyledir, kaliteli bir gitarın kriterleri bellidir. Kimsenin aksini iddia etmesine lüzum yoktur. Bitti gitti...

Bir gitarın sana verdiği sesi tonu dışında o gitardan başka beklentilerin varsa o senin sorunun. Ki bu bana çok anlamsız geliyo. Bir gitarın onu çalan adama tondan başka vereceği hiçbirşey yok.
 
Bir gitarın sana verdiği sesi tonu dışında o gitardan başka beklentilerin varsa o senin sorunun. Ki bu bana çok anlamsız geliyo. Bir gitarın onu çalan adama tondan başka vereceği hiçbirşey yok.

Sizin düşünceniz böyle olabilir, ancak tondan önce aranması gereken kriterler olduğu düşüncesindeyim. Çalımı rahat olmadıktan sonra ton bir anlam ifade etmiyor. Tonun büyük bir kısmını ekipman sağlar, en ucuz epiphone'dan bile çok hoş tonlar alabiliyorum, ancak gitar leş... Kalas gibi bir sap, berbat bir boya, kötü fret işçiliği, berbat bir elektronik var gitarda. Gitarlar arasındaki farkı yaratan kriter kesinlikle ton değildir. Bir mağazaya gidin, ard arda bir gibson les paul custom ve epiphone special II deneyin, farkları anlayın, rahatlayın. Strandberg gitarları inceleyin, ton ile alakasız detayların nasıl farklar yarattığını görün. Tabii gitarı önemsemeyip çalmaya odaklanan insanların daha başarılı olduğunu sıklıkla gözlemlemişimdir, orası ayrı.
 
Sizin düşünceniz böyle olabilir, ancak tondan önce aranması gereken kriterler olduğu düşüncesindeyim. Çalımı rahat olmadıktan sonra ton bir anlam ifade etmiyor. Tonun büyük bir kısmını ekipman sağlar, en ucuz epiphone'dan bile çok hoş tonlar alabiliyorum, ancak gitar leş... Kalas gibi bir sap, berbat bir boya, kötü fret işçiliği, berbat bir elektronik var gitarda. Gitarlar arasındaki farkı yaratan kriter kesinlikle ton değildir. Bir mağazaya gidin, ard arda bir gibson les paul custom ve epiphone special II deneyin, farkları anlayın, rahatlayın. Strandberg gitarları inceleyin, ton ile alakasız detayların nasıl farklar yarattığını görün. Tabii gitarı önemsemeyip çalmaya odaklanan insanların daha başarılı olduğunu sıklıkla gözlemlemişimdir, orası ayrı.


E işte benim anlatmaya çalıştığımı kendin itiraf etmişsin. Ne güzel.. Beş para etmez bir epiphone ama çok iyi ton alıyorum diyosun, meselede bu zaten alırsın tabi. Klavyesinin ne denli cinnetlik olduğunu biliyorum zımpara ile halledebileceğin bir iş.
 
Hayır, zımpara ile halledemezsiniz(emin olun, olmaz), yanlış düşünüyorsunuz. Dediğim gibi, farklı gitarlar denemeden kafanızdaki bu yargıyı yıkamayacaksınız, gitarda ton en az önem arz eden faktörlerden biridir, tonu büyük çoğunlukla ekipman belirlediği için ucuz gitarlardan iyi ton alabilirsiniz. Mesele kesinlikle bu değil. Gitarı gitar yapan tonal faktörlerden ziyade çalınabilirlik faktörleridir.
 
Hayır, zımpara ile halledemezsiniz(emin olun, olmaz), yanlış düşünüyorsunuz. Dediğim gibi, farklı gitarlar denemeden kafanızdaki bu yargıyı yıkamayacaksınız, gitarda ton en az önem arz eden faktörlerden biridir, tonu büyük çoğunlukla ekipman belirlediği için ucuz gitarlardan iyi ton alabilirsiniz. Mesele kesinlikle bu değil.


E elindeki gitar akustik olmayıp birşeylere bağlayıp çalacağına göre? Herhalde tonu sadece gitar belirlemez. İyi bir amfin olduğunu sürece birçok gitardan çok iyi sonuçlar alırsın.
 
Ben de bu yüzden gitarın tonal açıdan öneminin çok önemli olmadığını söylüyorum işte, gitarı gitar yapan diğer özellikleridir.
 
ki leri da ları ayır gözünü seveyim başlığı okurken harakiri yapacaktım, ramak kaldı. 2 li atışmaya dönmesin başlık boşverin... Charvel-Jackson bu yeni serilerinde üretim yapılan yerdeki ağaç stoğunu göz önünde bulundurdular sanırsam.Basswood jackson için uzak bir ağaç (model serisini saymazsak ki onlar japon işçiliği ile ve quartersawn neckli gitarlardı) keza maun da charvel için uzak jackson/charvel genellikle poplar/alder ikilisini severdi maun işi biraz ltd nin piyasasına gireyim biraz schecter i rahatsız edeyim vs fenderimsi bir politika gibi olmuş.

Charvel yeni çin üretimi desolution serisinde renkli renkli zebralısı kırmızılısı mavilisi seymour duncan la anlaşıp güzel kombinasyonlar çıkartmış baya da değişik komibansyonlar var.SD dan custom shop olarak ulaşabileceğiniz renkler mevcut.
 
ki leri da ları ayır gözünü seveyim başlığı okurken harakiri yapacaktım, ramak kaldı. 2 li atışmaya dönmesin başlık boşverin... Charvel-Jackson bu yeni serilerinde üretim yapılan yerdeki ağaç stoğunu göz önünde bulundurdular sanırsam.Basswood jackson için uzak bir ağaç (model serisini saymazsak ki onlar japon işçiliği ile ve quartersawn neckli gitarlardı) keza maun da charvel için uzak jackson/charvel genellikle poplar/alder ikilisini severdi maun işi biraz ltd nin piyasasına gireyim biraz schecter i rahatsız edeyim vs fenderimsi bir politika gibi olmuş.

Charvel yeni çin üretimi desolution serisinde renkli renkli zebralısı kırmızılısı mavilisi seymour duncan la anlaşıp güzel kombinasyonlar çıkartmış baya da değişik komibansyonlar var.SD dan custom shop olarak ulaşabileceğiniz renkler mevcut.


Desene jackson piyasaya tecavüz ediyor ahahaha
 
@powerslavenin dediklerine %99 katılıyorum. Ayrıca birinizin videosunu göremedim yahu. Gözümden kaçtıysa af buyurun ama yeminlen izlemek isterim şu rahat çalımlı iyi işçilikli gitarları :D
 
Geri
Üst