Etkileyici Düşünceler ve Güzel Sözler

Gecenin karanlığında baktı aya ve şunları düşündü:İçimdeki bu ateşi bir sen söndürebilirsin ve senin vereceğin cesaret beni
dünyanın en üstün insanı yapar.Birtek senin için ağlayan bu ruh ancak seninle güç bulur.Karanlığın içinde yürümek bu kadar
zorken,senin verdiğin ışık bu yolu aydınlatacak.Ancak görüyorum ki ne sen ne de ben bunun için cesaretsiziz.Bedenine vuran
yaraların ruhuna işlediğini biliyorum.Ve onları geçirmek için tüm varlığımı sana sunmayı isterdim.Efendisinin iplerinde oynayan
bir kukla gibi hissediyorum.Senin gözlerindeki anlamın,hissin giderek yok olduğunu görmek bana acı vermekten başka bir işe
yaramayacak.Huzurun erişilmezliği beni acıya ve hırçınlığa daha çok itiyor her geçen gün.Ve her geçen gün daha da solmuşluk
daha da yalnızlık hissediyorum.Birgün gelecek öleceğiz.Umarım o zaman ulaşamadığımız bu huzura ruhlarımız ulaşır.İşte o
zaman gözümde bir sahne canlanacak.Ölmüş bedenlerimizden ruhlarımız ayrılacak.Ben hiçbir şeyi umursamadan senin
kollarında yatacağım.Sanmıyorum ki o zamana dek ruhum da körelmesin;körelecek.Sen beni kucaklayacaksın.Rüzgarda
saçlarım savrulacak ve sen beni o zaman sonsuzluğa taşıyacaksın.Sonsuzluğa eriştiğimizde kimse bizi bilemeyecekcek,
göremeyecek.Ben o zaman uyanıp senin ruhunun ezilmişliğini ve acılarını öpeceğim.Dudaklarımın dokunuşu onları ka-
patacak.Ancak bu bir sahne olarak kalacak sanıyorum gözlerimde.Biliyorum ki her şey çoktan hadese göçtü.Sen sıradanl-
aşırken ben sana bakıp ağlıyorum !! (benim yazım)
 
Yalnızlığı sevmeyen özgürlüğüde de sevmez. Yalnızlık,mutluluğun ve ruh dinginliğinin kaynaklarından biridir. İnsanları toplumcul kılan şey, yalnızlık içinde kendilerine katlanma yeteneklerinin olmaması, bunun da içsel boşluklardan kaynaklanmasıdır. Toplumculuk yanyana duran insanların birbirlerini tinsel olarak ısıtmasıdır. Zeki insanlar(kendinde çok şeye sahip insanlar) dışarıdan çok az şeye ihtiyaç duyacaklardır ve bu yüzden yalnızlığı seçeceklerdir.
Yalnızlık, olağanüsütü kafaların yazgısıdır!

A.Schopenhauer

Hiç bir zaman hayranlığımın azalmayacağı bir anlatım.
 
Her ne kadar şiirin en vurucu noktası orası olsa da tamamı yazılmaya değer bence...

Yalnızlık, yaşamda bir an.
Hep yeniden başlayan.
Dışından anlaşılmaz..

Ya da kocaman bir yalan.
Kovdukça kovalayan.
Paylaşılmaz...

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık
Paylaşılsa yalnızlık olmaz...
 
Benim bir eşim yok;ama ben yine bir bireyim;her şeyi yapamam;ama bir şeyler yapabilirim;her şeyi yapamadığım için,yapabileceğim bir şeyi reddetmiyeceğim

Edward Everett Hale
 
ozgurv demiş ki:
İşte o zaman,sevgili diye,dünya diye,hayat diye baktığınız her boşluğu artık sadece sizin o yaralı benliğiniz doldurur.Nereye,hangi kalabalık şehre gitseniz peşinizden o ıssız, o karanlık ormanınızı birlikte götürürsünüz.Nereye gitseniz kendinizi orada kaybolmuş hissedersiniz.Yollarda kime rastlasanız,çıkartıp onun fotoğrafını gösterirsiniz.Bu insanı tanıyor musunuz, buralardan geçti mi, onu gördünüz mü diye sorarsınız. Aslında kaybolan o değil sizsiniz, aslında o diye sorduğunuz kendinizdir.”

(Ölürsem beni seninle ararlar şimdi Cezmi Ersöz)

kitabın arkasında da vardı bu yazı... kitabı okumadan önce arkasını okumuştum ve bir "göçme" durumu yaşamıştım...
 
02-07-2007 03:18 empyrium-mouners
gecenin o kara zifri cökünce gözlerim yine ihtiyac duyar yorgun ışıga, o zaman bir baslangıc daha yapmaya, içimi dökmeye adım atıyorum.
bu sefer farklı olucakmıs gibi baslıyorum her seferinde. kafamı kaldırıp biraz baktıgım zaman ise fark göremiyorum yeniden.
hep kullanmıs ve kirletmişim... soruyor içimde ki ses:
degerli vicdan azabinizi nasıl alırdınız? baktıgım pencereyi biraz degiştirince görüyorum aslında
-hayat insanları insanlar beni ben insaları kirletmişim.
daha derin baktıgım zaman ise :
tertemizdir baslangıcta bu sayfa. sonra tanısır kalemle başlarlar sevişmeye sayfa biter kalem cekip gider. baska bir sayfaya yazmak için.
kirlenmiştir artık. eskiyi arar tekrar temiz bir sayfa olabilmeyi özler. silgi girer o sırada hayatına. canla basla mücadele eder eskinin izlerini silmek için ama hiçbir zaman önceki gibi olamaz.hep bazı izler kalır satırlarında.
bazı satırlarında da güzel seyler yazılmıstır saklar onları herkseten gecmesini hiç istemez. ama bazı satırlarını hatırlamamak için ise yanmayı bile göze alır...

öyle yada böylee bulunması gereken sahtede olsa bir dünya var. ve herkesde kendi dünyasında aslında böyle degilmidir??

(kendimden)
 
Geri
Üst