The Breakfast Club

Yönetmen: John Hughes
Oyuncular: Emilio Estevez, Anthony Michael Hall, Ally Sheedy, Paul Gleeson, Judd Nelson, Molly Ringwald
Konu: 5 tane birbirinden cok farkli lise ögrencisinin yaptiklari kötu seyler sonucu ögretmenleri tarafindan cezalandirarak bir cumartesi gununu okulda cezali olarak gecirmek zorundadirlar ve o cumartesi gununu anlatiyor o film...

"Each one of us is a brain, an athlete, a basketcase, a princess and a criminal. Sincerely yours, The Breakfast Club"

Iste bu cumle ile basliyor beni en derinden etkileyen film. Hafif kliseleri olsa dahi bana izlerken bir sekilde aci hissettiren bir filmdir. Onlari izlemek ve gectigi yollardan görerek aslinda her birinde kendimi buldum. Her birinin bir sorunu benim sorunum gibiydi ve 16 yasimda oldugum zamanlar benim gectigim sorunlar ve o kadar zaman gecmesine ragmen hala yasadigim sorunlari anlatan bir filmdi bu.

Senaryo ile anliyor ki insan asil suclular gencler degil, onlari o duruma getiren aslinda kendi ailesi. Her insanin hayatinda kesin bir kere cok uzun bir dönem boyunca gectigi yeri anlatiyor ve belki hayatimizin en zorlu anini ve bu filmi izlerken herkes demek ki bu sorun ile tek basina olan ben degilim diyor...

Senaryo ve oyunculuklar benim cok hosuma gitti ve muzikler ise daha bir guzel. Don`t you forget about me sarkisi ise cok guzel uymus filme.

Herkese kesinlikle tavsiye ederim...
 
Bu filmi izleyeceğim.Okul ve ceza kelimelerini kullanında şu film aklıma geldi.1998 yılı İsveç yapımı "Ondskan".Bilmiyorum izledin mi?Orada da suç kavramı vardı.Ama daha değişik şekilde irdeleniyordu tabii. Mikael Hafström'ün bir filmi.Aklıma geldi yazayım dedim."The Brekfast Club"ı izleyeceğim.Bu tür filmleri severim.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Ondskan 2003 yapimdir ve benim sinemada izledigim ilk Isvec filmi oldugundan bende daha baska bir yeri vardir. Biraz ayni ögeleri icerse dahi The Breakfast Club cok farkli bir sey ve cok degisik bir duygu hissettiriyor insana. Eminim ki izledigin zaman 16-17 yasinda oldugun dönemleri ve o zamanlar sana annenin ve babanin sana baskisini ve sen farkinda olmasan bile seni ne kadar psikolojik olarak etkiledigini anlayacaksin...
 
Benim aklımda 1998 olarak kalmış ya da başka bir İsveç filmiyle karıştırdım.Buralara çok geliyor da İsveç ve Norveç filmleri :LOL: Yarın bir bakayım filme sağol. ;)
 
ya bu breakfast club i yeniden cevirmedilermi ya? ben 2004 tarifli die biliyorum ama yanlismiyim..
hollywood senaryo bulamiyo oyunlarin ve eski filim leri yeniden cekiyo...
 
Geçen hafta Cnbc-e yayınladı bu filmi. Ait olduğu dönemin başarılı bir filmi bence. Bugünün yüksek teknoloji ürünü, izlerken insana çizgi film seyrediyor gibi hissettiren bol efektli filmlerinin yanında ilk bakışta sönük gibi kalabilir ama içeriği itibariyle lezizdir :)

Birbirinden tamamen farklı bir grup öğrenciyi bir odaya kapatmak iyi fikir :) Sizi bilmiyorum ama ben filmin sonlarında makyajla tip değiştiren siyahlı kızın eski halini daha çok beğenmiştim :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #7
Ally Sheedy abarti olmasa dahi guzel kadindir ve kepeklerden cizdigi resme kar yapmasi ise baya bir meshurdur :) Daha yeni turk kanallarinda yayinlandigini bilmiyordum ve bu basliga yazilmamasi nedenini bizim film zevki berbat olan milletimizin kurbani oldugunu dusunuyordum hafiften ama gercekten öyleymis. Son of the mask ya da diger piyasa filmler bile daha cok konusuluyor. Yas ortalamasi bu kadar dusuk olan bir sitede böyle bir hafiften genclere hitap eden filmin daha cok izlenecegini dusunuyordum. Zaten bir de sinemamiz neden gelismiyor deriz. Bir cok nedenden biri de Turkiye`nin %90`inin filmden anlamamasidir...
 
çok güzel,beklediğimin çok üstünde çıkan bir film..
tek bir gün'de geçiyor..birbirinden apayrı karakterler..tek ortak noktaları bi halt işleyip cumartesi gününe kalmış olmaları..akabinde geçen sekiz saat ve paylaştıkları....
film simple minds'ın "don't you?" şarkısıyla ve david bowie'nin "and these children that u spit on as they try to change their worlds are immune to your consultations,they're quite aware of what they're going through.." dizeleriyle başlıyor..
öğretmenleri kendileri haakında bi yazı yazmalarını istiyor günün sonuna kadar..
günün sonu gelene kdr ise onlar ne yapıyor?ailelerini,nie burda olduklarını anlatıyorlar,ot çekiyorlar,dans ediyorlar,çok ağır abla metalci kızımızı ise güzelleştirip süslüyor bi diğeri..
akşamın bitmesine az kaldı tabi..yazı yazılması gerek,inek olan yazıyı yazıyor..ve hepsinin kafasında aynı soru var filmin sonunda.."pazartesi tanıyacak mıyız birbirimizi bu kadar ayrı ama bu kadar aynıyken??"...
..devamı gelse..."nolmuşsa bi bilseydik biz de.." diyorum hala..
 
Devamini cekmeyi dusunmusler noSurprises ama sonra buyusuyle birakalim demisler ve ayrica Judd Nelson ile tekrardan calismak istemiyormus John Hughes cunku baya sorunlu biriymis ve böylece 80`li yillarin en guzel genclik filmlerinden biri bozulmadan kalmis. Filmi yazan ve yöneten John Hughes ise 80`lerin en guzel genclik filmlerine imzasini atmis zaten ve o zamanlarin genc oyuncularinin tanrisi gibi bir seymis...
 
cnbc-e çıktığında izleyemediğim için okdar çok üzülmüştim ki.Gece tekrarını izlemek için uyumadım ama tekrarı çıkmadı 16 candles diye harika bir gençlik filmi vardı onu izledim.ne yapıp edip izleyecem bu filmi
 
Sixteen Candles`da John Hughes yapimi ve orda kizi oynayan kisi Molly Ringwald ve o kiz bu filmde prensesisimizi, yani okulun en populer kizini oynuyor :)
 
Bunu duyduktan sonra filme olan merakım daha da arttı.16 candlestaki kız çok hoştu.Onun bu filmde oynamasıda harika.Acaip merak ediyom yaw.Konusunu çok beğendim ama izlemedim
 
CedriX demiş ki:
Devamini cekmeyi dusunmusler noSurprises ama sonra buyusuyle birakalim demisler ve ayrica Judd Nelson ile tekrardan calismak istemiyormus John Hughes cunku baya sorunlu biriymis ve böylece 80`li yillarin en guzel genclik filmlerinden biri bozulmadan kalmis. Filmi yazan ve yöneten John Hughes ise 80`lerin en guzel genclik filmlerine imzasini atmis zaten ve o zamanlarin genc oyuncularinin tanrisi gibi bir seymis...
belki de evet..devamı olsaydı bu kdr sevmeyecektim filmi..yine de merak ediyorum..öpüşerek ayrıldılar yaa :( pzt günü acaba görmezden gelicek miydi öptüğü adamı??
 
Filimi LimeWire'de arattım.Baya bi kullanıcı buldum.İndirmeye başladım.Sanırım yarın akşama iner.Yarın akşam izler izlemez yorumu mu yapıcam
 
Film tahminimdan kat kat daha erken indi.Az önce izledim.Çok hoş harika bir filmdi.Ama ben 16 candles filmini daha çok beğendim.Bu filmde 16 candles'taki kızın saçı kırmızıydı bence ona siyah dahada yakışıyor.Ayırıcı 16 candlesdeki o sarı saçlı ucube yine bu filmde ucube rolündeydi.O siyah kıyafetli tuhaf kız çok hoşuma gitti.Hele yediği sandiviç yok mu, insanın midesi kaldırmaz.Mariano aldıktan sonraki halleri harikaydı.O piskopat çocuk Bender harikaydı.Kızla öpüştü ama bence ertesi gün birbirleri tanımamazlar.O siyah kıyafetli kız filmin sonunda makyaj yaptıktan sonra çok güzel oldu.O kıza hasta oldum ya.Biraz arıza bi kızdı ama oldukça hoştu.Film baştan sonra keyifle izlenilecek harika bi film.Filmiin sonlarına doğru biraz sorunlarından bahsettikleri bölüm var, bi 10 dk orası sıkıcı gerikalan bölümler harika.Bu izleyene 16 candles'ıda izlemelerini şiddetle tavsiye ederim
 
NIRVANA_17 demiş ki:
Film tahminimdan kat kat daha erken indi.Az önce izledim.Çok hoş harika bir filmdi.Ama ben 16 candles filmini daha çok beğendim.Bu filmde 16 candles'taki kızın saçı kırmızıydı bence ona siyah dahada yakışıyor.Ayırıcı 16 candlesdeki o sarı saçlı ucube yine bu filmde ucube rolündeydi.O siyah kıyafetli tuhaf kız çok hoşuma gitti.Hele yediği sandiviç yok mu, insanın midesi kaldırmaz.Mariano aldıktan sonraki halleri harikaydı.O piskopat çocuk Bender harikaydı.Kızla öpüştü ama bence ertesi gün birbirleri tanımamazlar.O siyah kıyafetli kız filmin sonunda makyaj yaptıktan sonra çok güzel oldu.O kıza hasta oldum ya.Biraz arıza bi kızdı ama oldukça hoştu.Film baştan sonra keyifle izlenilecek harika bi film.Filmiin sonlarına doğru biraz sorunlarından bahsettikleri bölüm var, bi 10 dk orası sıkıcı gerikalan bölümler harika.Bu izleyene 16 candles'ıda izlemelerini şiddetle tavsiye ederim
bence o depresif hatun o kıyafetleri giyince ve o makyajı yaptırınca suratına,paskalya tavşanına döndü..
pzt ne mi oldu?prensesimiz,serseriyi tanımamazlıktan geldi ama sporcuyla depresif beraber oldu..böyle hissediyorum. :) gidişat öyleydi.. ;)
 
Aslinda yazilmis bir senaryo var ikinci filme. Internette iyi arastirilirsa falan belki bulunabilir bir yerde ne oldugu. Belki John Hughes bir repörtajda falan bir seyler aciklamis olabilir. Ben bulamadim bir seyler ama Google kullanmayi cok iyi bilen arkadaslar baksin...
 
Geri
Üst